İklim değişikliği, finanstan sağlığa, hayattaki pek çok alanı etkileyecek. İklim değişikliğinden söz edildiğinde çoğumuzun aklına bunun çevresel etkileri gelir. Ama çalışma hayatımız ve işverenlerin ihtiyaç duyacağı beceriler üzerinde de etkileri olacağı belirtiliyor.
İklim değişikliği sadece çevre üzerinde etkide bulunmuyor, finanstan sağlığa birçok alanı da etkiliyor. Bu nedenle sadece şehir planlamacılarının değil, çiftçi, doktor, finans plancıları, sivil mühendislerin de geleceğe yönelik plan yapması gerekiyor.
Peki iklim değişikliğinin kariyeriniz üzerinde nasıl bir etkisi olacaktır?
Dünya Sağlık Örgütü, 2030-50 yılları arasında, iklim değişikline bağlı olarak yılda 250 bin ekstra ölüm bekliyor. Örneğin Zika, Ebola gibi virüslerin yol açtığı salgınlar iklim değişikliği ile başka ülkelere de yayılabilir.
Dünya Ekonomik Raporu’nun bu yılki Küresel Risk Raporuna göre, etkisi bakımından 2017’de dünyanın karşı karşıya olduğu en büyük beş riskin biri kitlesel imha silahları, diğer dördü ise iklimle ilgili: şiddetli hava şartları, su krizi, büyük doğal felaketler, iklim değişikliğine karşı uyum tedbirlerinin alınmaması.
İklim Değişikliği Görevlileri Derneği (Association of Climate Change Officers) yöneticisi Daniel Kreeger’a göre işverenlerin büyük bölümü, geleceği planlarken iklim değişikliğini göz önünde bulundurmuyor. “Doğru becerilere sahip doğru insanlar doğru yerlerde değil” diyor Kreeger.
İş dünyasında iletişim kurma olanağı sağlayan profesyonel sosyal paylaşım platformu LinkedIn’in veri analizcilerine göre, işverenlerin en çok istediği on beceri teknoloji bağlantılı: bilgisayarda bulut sistemi, arama motoruna bağlı pazarlama, site mimarlığı, vb. Teknoloji nasıl günümüz işgücünü dönüştürdüyse iklim değişikliği de gelecekte aynı etkide bulunabilir.
Bu sektörlerin başında enerji geliyor. Indeed adlı iş arama platformunun verilerine göre, İngiltere’de 2014’ün ilk çeyreğinde, biyoenerji, jeotermal, hidroelektrik, güneş ve rüzgâr enerjisinden oluşan yenilenebilir enerji alanlarında çalıştırmak üzere verilen ilanlar toplam enerji sektöründekilerin üçte birini oluşturuyordu. 2017’nin aynı döneminde ise bu oran yüzde 51,5 oldu.
Bu rakamlar İngiltere’ye ait olmakla birlikte sektörde dünya çapında da benzer bir eğilim söz konusu.
Petrol ve gaz endüstrisinden yenilenebilir enerjiye geçiş örneğinin benzeri, iklim değişikliği konusunda da karşımıza çıkabilir.
İklim değişikliğinin, inşaat mühendisliği ve afet poliçeleri gibi bu olaydan aynı hızla etkilenmeyecek sektörlerde çalışanlardan beklenen becerileri ne şekilde etkileyeceği henüz bilinmiyor. Ancak onlar da bu konuda önceden hazırlıklı olmak için çalışma yapıyor.
Örneğin, sabundan Magnum dondurmalarına kadar birçok ürün üreten Unilever, sürdürülebilirlik konusunda çeşitli girişimlerde bulunuyor. 2030’a kadar kullandığı enerjinin tamamını yenilenebilir kaynaklardan sağlamak da bunlar arasında. Coca-Cola, Ikea ve Walmart gibi şirketler de yüzde 100 yenilenebilir enerji hedefi üzerinde çalışıyor.
Şirketlerin bu yönlü çalışması kimseyi şaşırtmamalı. Zira tüketiciler, önemli gördükleri konularda adım atan markalara yönelebiliyor. Ayrıca çalışanlar açısından da bu şirketler çekim merkezi olabiliyor.
Şirketler açısından önemli olan bir başka etken de enerji ve hammadde israfından kaçınmak. Böylece fiyat iniş çıkışlarından da daha az etkileniyorlar. Örneğin Unilever 2008’den bu yana masraflarında 700 milyon Euro’luk bir tasarruf sağlamış.
Küresel ekonominin sağlığı bakımından iklim değişikliğini önleyici çalışmalar şirketlerin de çıkarına oluyor. 2016’da yapılan bir araştırmada, artan sıcaklığın işçilerin verimliliğini olumsuz etkilediği ve bunun ekonomiye maliyetinin 2030’da 2 trilyon doları bulabileceği belirtiliyor.
Uzmanlar, iklim ve sürdürülebilirlik tartışmalarının büyük şirketlerin yönetim kurullarında önemli bir gündem olduğunu söylüyor.
Bu faktörler, Goldman Sachs ve Facebook gibi şirketlerin ABD Başkanı Donald Trump’ın Paris İklim Anlaşması’ndan çekilmesine öfkelenmesine neden oldu. Disney, Tesla gibi şirketlerin CEO’ları Trump’ın danışmanlık kurulundan çekildiklerini açıkladı.
Şirketlerin iklim değişikliğini ne kadar ciddiye aldıklarının bir başka göstergesi de bu alanda becerisi olan insanları işe alırken ödedikleri ücretler.
Şirket sorumluluğu ve sürdürülebilirlik sektöründe Kuzey Amerika ve Avrupa’da çalışanlar arasında 2016’da yapılan bir ankette, ortalama ücretin 87 bin dolar olduğu, ankete katılanların yüzde 12’sinin ücretinin ise 143 bin doları aştığı görüldü. İngiltere’de şirket sorumluluğu sektöründe ortalama ücret 57 bin sterlin ile ABD’dekinden daha düşük olmakla birlikte, tüm sektörlerdeki ülke ortalamasının iki katını ifade ediyor.
Ayrıca özellikle ABD’de insan kaynakları departmanlarının çoğu, potansiyel işçileri iklim değişikliği becerileri bakımından yeterince değerlendiremiyor. Herkesin sosyal medya alanında eğitimli olması gerektiği anlayışının aynı şekilde iklim değişikliği alanında da beklenmesi gerektiği ve bu konudaki gelişmelerin umut verici olduğu belirtiliyor.
BBC Türkçe