AB Bakanı Ömer Çelik, Türkiye-AB arasındaki ilişkinin omurgasının katılım müzakereleri olduğunu belirterek, “Katılım müzakerelerinin dışında herhangi bir teklif Türkiye-AB arasındaki bütün anlaşmalara ve şimdiye kadar yürütülen ilişkinin doğasına aykırıdır” diye konuştu.
Avrupa Birliği (AB) Komisyonu’nun genişlemeden sorumlu üyesi Johannes Hahn ile görüşen AB Bakanı Ömer Çelik, Türkiye ile AB arasında katılım müzakereleri olmasın, onun yerine terör, göç ya da diğer alanlarda güçlü bir iş birliği’ şeklindeki tekliflerin hepsini elimizin tersiyle itiyoruz. Katılım müzakerelerinin dışında herhangi bir teklif Türkiye-AB arasındaki bütün anlaşmalara ve şimdiye kadar yürütülen ilişkinin doğasına aykırıdır” dedi.
Avrupa Birliği (AB) Komisyonunun Genişleme Müzakerelerinden Sorumlu Üyesi Johannes Hahn Türkiye’ye geldi. Avrupa Parlementosu’nda Türkiye raporunun görüşüleceği kritik toplantı öncesi AB Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik ile görüştü. Görüşme öncesi konuşan AB Bakanı ve Başmüzakereci Çelik, Avrupa Parlamentosunda bugün oylanacak Türkiye raporunda müzakerelerin askıya alınması çağrısı yapılacağı haberlerini, ayrıca üyelik müzakereleri yerine güçlü iş birliği çağrılarını nasıl değerlendirdiği sorularını yanıtladı. Çelik, Türkiye-AB arasındaki ilişkinin omurgasının katılım müzakereleri olduğunu belirterek, “Katılım müzakerelerinin dışında herhangi bir teklif Türkiye-AB arasındaki bütün anlaşmalara ve şimdiye kadar yürütülen ilişkinin doğasına aykırıdır” diye konuştu.
Bu çağrının yıllar önce ilk olarak Avrupa projesine de karşı olan aşırı sağ kesimler tarafından dillendirildiğini hatırlatan Çelik, şöyle devam etti: “Bunlar esasen Avrupa değerlerine de karşı kesimler. Sonra zaman içinde bunun maalesef bazı ana siyasi akımlara da sirayet ettiğini gördük. Şöyle bir şey söz konusu değil: ‘Türkiye ile AB arasında katılım müzakereleri olmasın, onun yerine terör, göç ya da diğer alanlarda güçlü bir iş birliği’ şeklindeki tekliflerin hepsini elimizin tersiyle itiyoruz. Bu tekliflere kapı açanlar esasında birilerinin Avrupa projesini baltalamasına da kapı açıyorlar. Bunlar sağlıklı teklifler değil. Bir gün Türkiye ya da 28 AB ülkesi böyle bir karar vermeye yaklaşırsa o başka bir meseledir. Ama bugün böyle bir karar verilmemişken ilişkinin doğasını buraya çevirmek, aramızdaki ilişkiyi buraya kodlamaya çalışmak Avrupa projesini sabote etmeye çalışanlara fırsat verir ve çok büyük bir yanlış olur.”