Meral Akşener’le bir tesadüf sonucu kısa süreli sohbet yapma olanağı buldum. O kısa sohbette Akşener önemli şeyler anlattı. Ancak hemen yazmadım. Çünkü MHP Genel Merkezi’nin, muhaliflerin topladığı kongrenin iptali için açtığı davanın karar duruşması vardı.
Akşener’in anlattıkları bu mahkeme kararına göre yeniden değerlendirilecek nitelikte olduğu için bekletmenin doğru olacağını düşündüm.
Mahkeme tam da Meral Akşener’in tahmin ettiği gibi sonuçlandı. 10 dakika süren duruşmadan sonra mahkeme MHP Genel Merkezi’nin lehine kongreyi iptal etti.
Bu durumda başta Meral Akşener olmak üzere muhalif isimlerin MHP’deki varlık nedenleri de bir anlamda ortadan kalktı. Partiyle de ilişkileri kalmayan bu isimlerin yapılacak ilk MHP kongresine dinleyici olarak girme şansları bile yok.
Gözlediğim kadarıyla bundan tam bir yıl önce ortaya atılan “yeni bir parti” veya “yeni bir oluşum” fikri nihayet hayata geçirilecek kıvama da ulaşmış oldu.
Peki, yeni duruma göre Meral Akşener bir parti kuracak mı?
Kendisiyle yaptığım sohbeti aktarayım, birlikte bir sonuca varalım.
Akşener sohbetimizde şunları anlattı;
“Son bir ay içinde çok yoğun görüşmeler yaptım. Ramazan ayı ile birlikte hemen her gece düzenlenen iftarlara da katılarak MHP’den ya da dışarıdan siyasetçilerle, siyasi hareketler içinde olanlarla uzun sohbetlerim oldu. Tahmin ediyorum bu bir ay içinde 1200-1300 kişiyle direkt konuşmam oldu. Ben daha çok dinleyici oldum, notlar aldım. Bu görüşmelerde konuşanların yüzde 90’ından fazlası artık yeni bir oluşumun şart olduğu konusunda birleştiler.”
Bu sözlerden benim anladığım şu; Meral Akşener bundan sonra “mecburen” de olsa yeni bir oluşumun başına geçmek durumundadır.
Akşener’in sözlerinden bu anlamı çıkardıktan sonra “Yeni bir oluşum MHP’nin alternatif veya devamı niteliğinde mi olur?” diye sordum.
“Eğer” dedi Meral Akşener “Yeni bir oluşum gerekli hale gelirse bunun merkezde, hayli geniş tabanlı, içine AKP’de gidişattan mutlu ve umutlu olmayanları da kapsayan, kendi dünya görüşlerini ve ideolojilerini koruyan ama ülke menfaati için merkezde buluşmanın gerekliliğine inanan herkes burada olmalı” diye devam etti.
Akşener 2019’da yapılması planlanan Cumhurbaşkanlığı seçimlerine referandumda hayır diyenlerin destekleyeceği bir adayla gidilmesinin iyi bir düşünce olmakla birlikte zorlukları olduğunu da belirterek “En doğrusu parlamenter sisteme geri dönülmesidir. Eğer hayır bileşenlerinin bir adayı çıkacaksa onun da güçlendirilmiş bir parlamenter sistem için en başından söz vermesi ve buna göre davranması esas olmalıdır” dedi.