DÜNYA: Ölü sayısı tespit edilemiyor

Londra yangınında hayatını kaybedenlerin sayısı tespit edilemiyor. Teknolojinin bu kadar gelişmiş olduğu bir zamanda ihtiyaç duyduğumuz bilgiye ve aradığımız kişilere her daim ulaşabileceğimizi varsayıyoruz. Ancak 14 Haziran’da Londra’nın batısındaki 24 katlı Grenfell Tower adlı binada çıkan korkunç yangın bu varsayımın doğru olmadığı gerçeğini yüzümüze vurdu. Zira, yangının üzerinden iki hafta geçmesine karşın, hayatını kaybedenlerin tam sayısı henüz tespit edilebilmiş değil.

Londra Emniyet Müdürlüğü’nden Dedektif Fiona McCormack, Çarşamba günü yaptığı açıklamada, yangında hayatını kaybedenlerin ya da kaybolanların sayısının 80’e yükseldiğini söyledi. Ayrıca, polisin yangının boyutlarının anlaşılmasına yönelik çalışmalarına dair de ayrıntıları ilk kez bu açıklamayla öğrendik. Peki ama neden can kaybına dair net bir sayı verilmesi bu kadar zor? Polis, mevcut soruşturmayla ilgili ser verip sır vermiyor. Ancak biz elimizdeki bilgilerden ve geçmişte yaşanan benzer olaylardan yola çıkarak bu soruya yanıt aradık:

Kayıplar
Atılacak ilk adım, kurban ve mağdurların başvurabileceği bir bölüm kurmak. Ayrıca, halkın da kayıp kişileri bildirebileceği bir telefon hattını da açılması gerekiyor.
Polis, tanıdık ve yakınlarından haber alamayanların kendilerine başvurması çağrısı yapıyor.
Peki ama kaybolduğu bildirilmeyen kişilere ne olacak? O zaman işler daha da zorlaşıyor.
Grenfell Tower olayında polis, “akla gelebilecek her türlü kaynaktan” gelen bilgileri gözden geçirerek, o gece binada kimlerin olduğunu tespit etmeye çalışıyor.
Kiracı Yönetim Teşkilatı, polise binadaki kiracıların bir listesini ulaştırdı. Ancak bu listede de bazı hata ve sıkıntıların olduğu anlaşıldı.
Doğru olsa bile bu listede misafir, çocuk veya evi yasa dışı yollarla başkasından kiralayanların adı yer almayacaktı.

Seçmen listesi de yardımcı olan bir diğer kaynak. Ancak bu liste de binada yaşayan, oturan ya da kalan herkesin adını içermiyor.
Bunun üzerine polis; okul, anaokulu, kamu kurumları ve hatta evlere sipariş gönderen restoranlara ulaştı. Bina sakinlerine arkadaşları ve komşularıyla ilgili sorular yöneltildi.
Ayrıca yangının yaşandığı akşam itfaiye ve ambulansa yapılan telefon kayıtları da incelendi.
Bir diğer bilgi kaynağı da sosyal medya. Ancak kayıplarla ilgili paylaşım yapan kişi sayısının çok fazla olmasından dolayı buradan sağlıklı bilgi toplamak da biraz yap-boz yapmaya benziyor.
Tüm bu kaynaklardan toplanan bilgiler de eğer isimler farklı yazıldıysa ya da kişisel bilgiler de hata varsa, bu da kafa karışıklığı, gecikme ve bazı kişilerin iki kez sayılmasına neden oluyor.
Bir de tabi işin uluslararası boyutu var. Burada da Interpol’ün de desteğini alan Londra polisi büyükelçiliklerle birlikte çalışıyor.

Cesetlerin çıkarılması
Şu an halen Grenfell Tower’da bulunan cesetlerin sayısına dair net bir bilginin olmaması, insanlarda ciddi bir tepki yaratıyor. Ayrıca birçok kişi bunun nedenini sorguluyor.
Polis, her katı görsel olarak eksiksiz bir şekilde taradıklarını söylüyor. Ancak, binadaki “korkunç yıkım” nedeniyle kapsamlı bir adli incelemenin yapılamadığı açıklandı.
Eski bir emniyet yetkilisi olan Colin Sutton, “Ortalığın toz içinde olduğu muhakkak. Ayrıca çok korkunç şeylere de tanık olacak ve elbette ki asansörler çalışmadığı için bu kadar katı da merdivenle çıkmak gerekecek” dedi.
Yangının korkunçluğu başlı başına ölenlerden kalanların çıkarılmasını zorlaştırdığı gibi, polis de bazı kişilerinin kimliğinin hiç teşhis edilemeyeceğini ya da kalanlarının bulunamayacağını düşünüyor.
Mümkün olması halinde, görsel imkanlar ve DNA kullanılarak olay yerinde kimlik tespiti yapılıyor.
Soruşturmayı mahalli adli tabip yürütüyor ve kimlik tespiti için gereken kanıtların ne olduğuna da bu kişi karar veriyor.

Temkinli yaklaşım
Polis, Grenfell Tower’daki toplam can kaybıyla ilgili herhangi bir tahminde bulunmak istemiyor. Ancak Londra Emniyet Müdürlüğü yetkilisi Stuart Cundy, bu sayının üç haneli olmayacağını umduğunu söyledi.
Bu durum, kurban yakınları, akrabaları ve binadan sağ kurtulanların tepkisini çekiyor. Zira bu kişiler, toplam ölü sayısının teyit edilmiş olan kayıp ve can kaybının çok daha üzerinde olacağını düşünüyor.
Geçmişte yaşanan bu tarz ciddi olaylarda, İngiliz yetkililer sayılarla ilgili gerçekleşenin çok üzerinde tahminlerde bulunmuştu. Ancak üst düzey bir polis yetkilisi, BBC’ye yaptığı değerlendirmede, bu olayda ise aynısını yapmamaya çalıştıklarını söyledi.
Ekim 1999’da yaşanan Paddington tren kazasında, polis 61 kişinin hayatını kaybettiğini tahmin edildiğini açıklamış ancak gerçek sayı 31 olmuştu.
Aralık 2004’te de Hint Okyanusu’nu vuran deprem ve tsunamide “kayıp olma ihtimali yüksek” olan İngilizlerin sayısı hükümet tarafından 453 olarak verilmiş ancak daha sonra bunun 149 olduğu anlaşılmıştı.

Sayılarla ilgili tahminlerin olduğundan yüksek verilmesi, yakınlarından haber almayı bekleyen ailelerin gereksiz yere telaşa kapılmasına ve polise duyulan güvenin azalmasına neden olabilir.
Basına da genel uygulama bu olsa da polisin verdiği rakamları tekrarlamakla yetindiği yönünde eleştiriler yapılıyor.
Yangının çıktığı gün, BBC News ve diğer medya kuruluşları, hayatını kaybedenlerin ve kurtulanların sayısını bağımsız kaynaklardan tespit edebilmek için kendi kendilerine bilgi toplamaya başladı.
16 Haziran’da polis, hayatını kaybettiği teyit edilenlerin sayısının 30 olduğunu söyledi. Resmi rakamın bu olarak açıklanmasına karşın BBC, ölü ya da kayıpların sayısının 70’i aştığı tahmininde bulundu.
Polis, Grenfell Tower’da arama ve kurtarma sürecinin en erken yılsonuna kadar devam edeceğini ve kimlik tespiti çalışmalarının ise daha da uzun süreceğini söylüyor.
Şu ana kadar binadaki 129 dairenin 106’sından en az bir kişi ile temasa geçildiğini açıklandı. Ancak, hala daha “kurtulanın olmadığı varsayılan” 23 daire var.
İlgili Konular

BBC Türkçe