Meclis’te bedelli askerlik ile ilgili konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kabinenin gündeminde bedelli yok dedikodusu var. Bedelli ile ilgili sözler bana ait değil dedikodu” ifadesini kullandı. Erdoğan, AKM’nin yıkılmasıyla ilgili ise “AKM’yi yıkıp, yanındaki boşlukları da katıp dev bir opera binası olarak inşa edeceğiz” dedi. Kuzey Irak Bölgesel Yönetiminin referandum kararına sert tepki gösteren Erdoğan, “Büyük hata olur. Yanlıştır ve Irak’ın toprak bütünlüğüne tehdittir” ifadesini kullandı.Cumhurbaşkanı Erdoğan, Meclis içtüzüğü değişikliği ile ilgili ise “Mevcut İçtüzük bitmiştir, tükenmiştir; bununla parlamento çalışmaz, çalıştırılmaz; bunu görüyoruz. Bu hafta sonu nasıl ki tatil yok diyorlarsa, içtüzük çıkana kadar tatil olmamalı ve bu iş bitmeli”dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan grup toplantısı öncesi gazetecilerin sorularını yanıtladı. Sosyal medyada bedelli askerliğe ilişkin yer alan bazı ifadeleri hatırlatarak, “O sözler size mi aitti?” sorusuna Erdoğan, “Bana ait değil, ben ‘Sayın Başbakan’la bir değerlendirmesi yapılır’ dedim. Şu anda böyle bir şey söz konusu değil. Kabinenin gündeminde bedelli yok, dedikodusu var” karşılığını verdi. Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan daha sonra partisinin TBMM Grup Toplantısı’nda konuştu. Meclis içtüzüğünün hemen değişmesi gerektiğini vurgulayan Erdoğan, “Gerekrise Meclis tatil yapmasın” dedi.
“AK Parti olarak, eğitimi önceliklerimizin en ön planına aldık” diyen Erdoğan’ın konuşmasından satır başları şöyle: Cumhuriyet tarihinin en büyük reformunun gerçekleştirdiğimiz alanlardan bir sağlık sektörü oldu. 19 bin olan yatak sayısını 153 bine çıkardık. Sağlık kurumlarında hizmet verenlerin sayısını 875 bine ulaştırdık. Tıp Fakültelerimizin sayısını da artırma gayretinde olduk. Son olarak şehir hastaneleri projemizi hayata geçiriyoruz.Sağlık üniversitelerinin ilk adımlarını biz attık. Son olarak şehir hastaneleri projesini hayata geçirdik. Şehir hastanelerimizin tamamını inşallah 1.5 yıl içinde açıyoruz. AK Parti insana odaklı bir Türkiye’yi hedeflemiştir.
2023 yılına kadar hızlı tren hattı uzunluğunu 12 bin kilometreye çıkarmayı hedefliyoruz. Tren ağını da 25 bin kilometreye ulaştırmak amacındayız. İstanbul Boğazı’nı denizin altından ilk defa, Yavuz Sultan Selim Köprüsü ile boğazın üzerinde 3. defa birleştirdik. Acaba, asırlarca boğazın altından böyle bir hat geçecek denilseydi buna inanır mıydınız? Ecdadımız inanmış. Hatta ecdadımız proje de yapmış. Bunu gerçekleştirmek bize nasip oldu. 1915 Çanakkale Köprüsü’nün temelini attık, oranın yapımı gerçekleşecek. Bunlar bir yerlere cevap. Sadece ülke içi değil, aynı zamanda dünyaya cevap. Uyuyan bir Türkiye yok. Çalışan, gayret eden bir Türkiye var. Gençler bu dinlediklerinizi, şehirlerinize döndüğünüz zaman oralarda da anlatın. Olur ya, her şey güzel ama bilmek, anlamak, onu adeta dalga dalga kenara doğru ötelemek gerekiyor. İnsanoğlu unutur, devamlı hatırlatmak lazım. Cumhurbaşkanı, başbakan neden hep konuşuyor demeyin, anlatacağız ki unutulmasın.
Ana muhalefetin lideri konuşuyor. 7 milyon işsiz varmış, senin kılavuzun bir kere karga. Ya ayıptır ya.. Senin bir defa kılavuzun karga. Kargaya da hakaret olmasın ama böyle bir durum var. Türkiye, böyle bir konumda olsa şu anda yakaladığı büyümeye bakın. Türkiye, evelallah ufak tefek yurt dışı spekülasyonlarına rağmen, o zaman da söyledik ‘bu tamamen siyasi bir müdahaledir, bunları aşacağız’ dedik, kalkınmanın temel alt yapısı olan enerji alanındaki yatırımlarımızla, elektrik üretimimizi 10 bin 500 megavattan 25 bin megavata yükselttik. Bunlar refah düzeyinin işaretleridir. Buna iyi dikkat edelim. Hedefimiz gelecek 10 yılda, 10 bin megavatı güneş, 10 bin megavatı rüzgara dayalı yenilenebilir enerji kaynağını inşallah harekete geçirmektir.
Hükümet çalışıyor, gayret var, koşturuyoruz. 195 olan baraj sayımıza 423 yeni tesis ilave ettik. Teröre rağmen baraj çalışmaları devam ediyor. Hidoelektrik santralleri sayımızı 540’a çıkardık. Elhamdülillah. Bu barajların çoğu teröre rağmen inşaa edildi. Hala da devam ediyor. İşte Ilısu barajı… (Ilısu barajı, Mardin ve Şırnak sınırları arasında) Şehri taşıyoruz. İşlemler biter bitmez adeta devrim niteliğinde.. Şehrin bir yerden bir yere taşınması suretiyle tarih taşınıyor. İş bu! Bakın şimdi çok önemli. Ekonomide ülkemizi 3 kat büyüterek çok önemli adımlar attık. Özel sektörümüzü ülkemizin lokomotifi haline getirdik. Savunma sanayinde yüzde 80 dışa bağımlı bir ülkeden bugün kendi silahını, füzesini, tankını, helikopterini yapan ve ihraç eden bir ülke haline geldik. Ama ana muhalefet bundan rahatsız. İstediğin kadar rahatsız olun. İthal eden bir Türkiye’den ihraç eden bir Türkiye haline geldik, geleceğiz. Terör örgütleriyle ve arkasındaki güçlerle mücadele ederek vatanımıza kem gözle bakanların heveslerini kursaklarında bıraktık. Bu aziz millet bizi bu yolda yalnız bırakmadı. 15 Temmuz’da Allah’a hamdolsun başarısızlığa uğrattık. Milletimize hizmetten başka hiçbir gayemiz olmadı, olmayacak.
Ana muhalefet savunma sanayiinde kendi silahımızı üretmemizden ve ihracatından rahatsız. Son 14 yılda ülkemize, bulunduğumuz yeri borçlu olduğumuz aziz milletimize hizmetten başka hiçbir hedefimiz olmadı, olmayacak. Her gece yastığa başımızı koyduğumuzda, “bugün milletimiz için ne yaptık?” sorusunu sorarak bugünlere geldik. Karşımızda ciddi bir muhalefet olmadığı için hep kendimizle yarıştık.
AK Parti’nin, milletin ve geleceğin partisi olarak Türkiye’ye edeceği daha çok hizmet, kazandıracağı daha çok yatırım var. Güzel gelişmelerin haberlerini ardı ardına almaya devam ediyoruz. Son olarak dün açıklana büyüme rakamları ile taçlandırmış olduk. Yüzde 5 olarak gerçekleşti, bu yılın ilk çeyreğinde büyüme oranımız. Bu vatansever halkımız için bir mutluluk vesilesi, aksi olanlar için de tam aksi. Bu oran yüzde 2.4 olan AB ortalamasının 2 katından bile fazladır. İlk verilere göre, yüzde 5’lik büyüme oranı ile G-20 ülkeleri arasında Çin ve Hindistan’ın ardından 3. sırada bulunuyoruz. Aramızda da çok fark yok, onları da yakalayacağız. İlk 5 aylık ihracatımız da yüzde 8.9’luk artış gerçekleştirmiştir. Uluslararası yatırımlar da bir önceki yılın aynı dönemine göre az da olsa bir artış yakaladık.”
Türk ekonomisinin artık ufak tefek sarsıntılarla yıkılmayacak kadar büyük olduğunu özellikle geçtiğimiz yıl gördük. Eğer büyüme oranı beklentilerin altında çıksaydı, hemen kredi notunu düşürmek için harekete geçecek olan kredi derecelendirme kuruluşlarının, ben ne yapacağını merak ediyorum. Büyüme eğilimimizi daha da yukarılara taşımak için gece gündüz demeden çalışmaya devam edeceğiz.
Bu millete en büyük zulmü, dilinden halk ve halkçılık kelimesini eksik etmeyen müstebitler yapmıştır. Ülkenin imkanları bir avuç seçkine peşkeş çekilirken, halk fakirleşmiştir. Milletin temsilcisi olması gereken siyaset de aynı çarpık düzenin bir parçası haline dönüşmüştür. Kurulduğumuz günden beri milletimizle öyle bir bütünleştik ki karşımızda hiçbir güç duramıyor. Bu dönemde en büyük saldırılar, ayrıcalıklarını kaybeden kesimlerden geldi.
Bu Geziciler değil mi, 10-12 ağacı bir yerden başka bir yere taşırken isyan edenler. Bunlarda ağaç taşıma kültürü de yok. O da ayrı bir beceri. Batıda devasa ağaçları bir yerden bir yere nakledebiliyorlar. Bunlar bundan anlamaz, bunlar başka yerde geziyor, bunlar öyle Gezici, 40. yılını da kutlasalar yine buna alışacaklar. Bunlar İstiklal Caddesi’nde bölücü terör örgütü ile el ele, kol kola yürüyorlar.
Gidip oralarda bizleri şikayet ediyorlar. Dün akşam sanatçılarımızla, sporcularımızla iftarımız vardı Taksim’deki AKM’yi anlattım. Biz, Türkiye’ye yakışır bir opera binasını şimdi, ilk defa Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde yaptık. Aslolan İstanbul’a böyle bir bina kazandırmak. AKM’yi dedik ki, yıkalım. Çünkü depremden zarar görmüş bir bina konumunda. Aynı şeyi Muhsin Ertuğrul’da da yaptılar. Biz 17 ayda oradaki Harbiye Kongre Merkezi’ni yerin altına indik, inşa ettik. Yanına Muhsin Ertuğrul’u yaptık. Ne oldu? Kötü mü yaptık? Biz sözünde duran bir kadroyuz. Biz ne aldatan ne aldanan olduk. Şimdi de AKM’yi, proje tamam, bitti, yanındaki, arkadaki boşluğu da katmak suretiyle dev bir bina inşa edeceğiz. Bu açığımızı da gidermiş olacağız. Taksim’e 3 dev proje ile zenginlik kazandırmış olacağız. Önümüzü kesemezler. Bunlar terör örgütlerine gösterdikleri sempatinin 10’da birini kendi insanlarına göstermiyorlar.
Sembolleştirdikleri tarihi şahsiyetlerde gördüğünüz tek şey var kuru kafa ve ölüm … Yaşamak yerine ölüm mesajlar ıvrdiler. Bakıyorsunuz barış, sevgi, lafla barış olur mu? Bal bal diyerek ağız tatlanır mı? Bugün de nerede ve nasıl öldüğü kadın terörist üzerinden aynı oyunu oynuyorlar. Bunların şehit edilen Aybüke öğretmenle ilgili bir tepkisine, bir tavrına şahit olduunuz mu? Aybüke öğretmenimiz için, terör örgütünün katlettikleri masum için kıllarını kıpırdattılar mı?Bunların tek gayesi teröristleri ve onların kanlı eylemlerini toplum nezdinde aklamaya çalışmak, kalemşörlüklerini yapmaktır. Aybüke kızımız genç yaşında çıktı oralara hizmet için gitti. Yavrularımıza ilim, irfan öğretmek için gitti. Bu yavrumuz aldığı maaşıyla orada labaratuvarı da hazırladı. O aşkla oraya geldi. Ama bu yavrumuzu orada katlettiler. Kim? İşte bu terör örgütü. Ben inanıyorum ki doğuda ve güneydoğudaki kardeşlerim bundan sonraki siyasi tercihlerini bu terör örgütlerine karşı bu ülkeye hizmet eden hizmet ehli AK Parti’ye verecektir.
Ülkemizde de PKK’nın tam iftar saatlerinde saldırıları ile verdiğimiz şehitler yüreğimizi dağlıyor. Kuzey Irak’la ilgili yapılan açıklama bizi derinden üzmüştür. Irak’ın toprak bütünlüğüne bir tehdittir ve yanlış bir adımdır. Temenni ederdik ki, istişare yolu ile yapılsın. Bu bölgede Kuzey Irak yalnız değildir. Musul’da Araplar, Kerkük’te Türkmenler birlikte yaşıyorlar. Biz barış içerisinde bu adımların atılmasını ve Irak’ın bütünlüğünü hep savunduk. Zaman zaman orada ipin ucunun da kaçtığını gördük. Bu bizi üzmüştür, Dışişlerimiz açıklamaları da yapmıştır. Kimsenin yararına değildir.
Katar’la ilgili çok ciddi yanlışların içine düşüldüğünü görüyoruz. Bir ülkenin halkını tecrite kalkmak insani değildir, İslami hiç değildir. Katar terör örgütü DEAŞ’a karşı Türkiye ile birlikte en kararlı duruşu gösteren ülkedir. Lütfen birbirimizi aldatmayalım. Katar’ı adeta suçlu gibi göstermenin bölgeye hiçbir faydası yoktur. PYD’ye ve YPG’ye sahip çıkanlar, bu verdikleri kararlarla bedeli ödenmeyecek yanlış adımlar atıyor. ABD olarak biz sizlerle beraber miyiz? Niçin siz terör örgütleri ile bunu beraber yapıyorsunuz. Terör örgütlerine maddi yardımda bulunmakla suçlayacaksınız kalkıp PYD’ye tonlarca silah aktaracaksınız? Bunu neyle izah edeeceğiz. Silahların benim ülkeme tehdit oluşturmadığını bana kim garanti edecek. Dost acı ama gerçeği söyler. Herkes bunu bilmek zorunda. Darbelere karşıysanız, biz kimlerin darbelere karşı olduğunu gördük. Şu anda Körfez’de oynanan oyunun içerisinde de bu aktörlerin rol almadığını kimse iddia edemez. Mursi’nin darbe ile indirilmesi olayında da darbeci olanın kim olduğu belli. Bu zat Mursi’nin Savunma Bakanı ve Genelkurmay Başkanı. Ondan sonra el bebek gül bebek eller üzerinde taşınıyor. Demokrasi darbeler sistemi ise bize de tanımlayın da bilelim.
Katar’ı sadece doğal kaynakların zenginliğinden ibaret bir ülke olarak görmemek gerekiyor. Bağımsız duruş sergileyebilen bir ülkedir Katar. Bölge ve dünya siyaseti için 2.5 milyon nüfusundan çok daha fazlasını ifade ediyor. Çok ciddi bir telefon diplomasisi sürdürdük. Bugün de Fransa Cumhurbaşkanı, Katar Emiri ile telekonferansla 3’lü görüşme yapacağız. Uçuş alanlarını kapatmakla karşı karşıya kalan bir ülke var. Düne kadar birbiri ile samimi, hatta akrabalık bağları olanlar da var. Bu olacak iş değil.
Ben burada da yine sayın Başbakan’a ve diğer arkadaşlarımıza özellikle söylüyorum. İçtüzükle ilgili girişimlerimizi sürdürmekte fayda var. Ana muhalefet katılmamış. Onda da hayır var, katılmasın. Mevcut içtüzük bitmiştir. Bununla parlamento çalışmaz, bunu görüyoruz. Hiç bu işi geciktirmeyelim, içtüzüğü halledelim ve parlamentomuzu daha aktif hale getirmiş olalım. Çünkü bizim üretime ihtiyacımız var. Bu hafta sonuna kadar nasıl ki tatil yok diyorlarsa, içtüzük çıkana kadar tatil olmamalı.