Beşiktaş Sompo Japan Takımının Başantrenörü Ufuk Sarıca, BJK TV’de yayınlanan Rota Pota programının konuğu oldu. Programa katılan Ufuk Sarıca, önemli açıklamalarda bulundu.
Ufuk Sarıca’nın konuşmalarından satırbaşları şöyle:
“Sezon başını düşünürsek eğer doğru söylemek doğrusunu söylemek gerekirse bomboş bir tablo vardı. Salonumuzdan başlarsak üç yılda giderek azalan taraftar grubumuz vardı. Salonumuz boştu. Burdan yola çıkarak öncelikli olarak Akatlar’da oynama kararı aldık. Başkanımız da sağolsun destekledi. Çünkü bizim başka bir salonda oynadığımız vakit, o salon tam manasıyla sizin eviniz olmuyor. Ama burda tüm çalışanlarınızla, ofislerinizle basketbolu yaşayabileceğiniz bir yer. Devamlı basketbolu konuşmak ve çalışmak daha kolay. Başka kiralık bir salonda açıkçası bunu yapmak çok mümkün olmuyor. Burdan başladık. 11 tane yeni oyuncuyla sezona başladık. Geçen seneden bir tek kaptanımız Muratcan Güler ve Doğan Şenli vardı. Doğan Şenli de uzun bir sakatlıkla başladı. 3-4 aylık bir sakatlığı vardı. Dolayısıyla da yepyeni oyuncularla yepyeni bir takım ile lig başlangıcı yaptık. Ama bugün bakıyoruz 8-9 aylık süreçte geldiğimiz nokta açıkcası beni çok mutlu ediyor gurur veriyor. Hem kendi adıma hem takımım adına bundan dolayı büyük mutluluk duyuyorum.
Bugün geldiğimiz nokta önemli ama 30 haftalık periyot istikrar gerektiren bir şey. Oynadığımız oyun 3 hafta 5 hafta 1.-2. Sırayı götürebilirsin ligde ama dört tane Euroleague takımının olduğu onun dışında FIBA Şampiyonlar Ligi’nde final oynayan bir Banvit’in ve birçok takımın bulunduğu zor bir ligde oynuyoruz. 30 haftalık bir periyodu ikinci bitirebilmek zaten bir şeyin habercisi.
Kimse bilemez, kimin nerede olacağını. Çünkü kağıt üzerinde baktığınız zaman biz belki 6., 7. sıraya konabilecek bir takımdık. İşler kötü gittiğinde play-off’lara giremeyen bir takım haline gelebilirsiniz ama maçlar sonuçta kağıt üzerinde kazanılmıyor. Oynamadan ne kaybedersiniz ne de kazanırsınız. Biz bu avantajı aldık. Görüyoruz ki bunlar doğru çıktı. Her geçen gün yolda büyüyen bir takımımız var. Belki sezon başında baktığınız zaman müthiş yetenekli, fazla rotasyonda çok oyuncumuz yok ama en önemlisi benim inandığım yolda büyümek, oyuncuların kendine değer katması, tabii ki bizim de onlara değer katmamız. Dolayısıyla onlar yükseldikçe takım yükseliyor. En basiti Sertaç ve Erkan’ın gelişimini, dolayısıyla da takıma yansımasını ve takımın değişimini söyleyebilirim net bir şekilde.
Çeşitli nedenlerle transfer yapamadık ve aynı zamanda bu takımdan giden de olmadı. Ağustos’un başında başladık çalışmaya. Bugün aynı kadrodayız, aynı isimlerleyiz. Bu bir yerden sonra da başka bir özgüven oluyor. Oyunculara bunu sağlıyorsunuz. Aile ortamı, güven. Arada kötü oynayan oyuncularımız oluyor gayet doğal kimse makine değil. Kötü zamanları olabiliyor. Bunlara göğüs gerebilmek o güveni onlara verebilmek. İleride size başka türlü dönüşler sağlıyor. Bunları yapmaya çalıştık.
Benim oyuncularla kurduğum ilişkinin en önemli özelliği dürüstlük. Koçluk hayatım boyunca dışarıda hiçbir oyuncumu eleştirmedim ama aramızda yaptığımız toplantılarda sonuna kadar agresif bir şekilde eleştirilerim oldu. Ama bunu da sezon başında onlara deklare ettim. Ben bunu yapıyorsam, senin iyiliğin için yapıyorum dolayısıyla kendim için, Beşiktaş için, kulüp için yapıyorum. Çünkü bunu yapmamız lazım. Bu düzeni sağlamak benim görevim. Kazandıktan sonra mutlu olup onun havasıyla yaşamak en kolayı diye düşünüyorum ben. Kaybettiğiniz zaman da hatta kazandığınız zaman da yapamadığınız şeyleri tartışıyorsanız ve bunları oyunculara doğru bir şekilde ifade edebiliyorsanız, bu size güven olarak dönüyor. Şimdi sahada oynayan insanların birbirine güveni çok önemli. Bir sürü iyi oyuncu var ama bunlar bir araya geldiklerinde bazen iyi bir takım olamıyor. Çünkü neden o sahada hepimizin bir egosu var. Egosuz bir sporcu olamaz. Ama önemli olan daha rahat pozisyonda biri varsa ona pas vermek, o paylaşım yapmak önemli. Oyuncularıma dürüst davranıyorum. Mesela bu yönünü de geliştirebilirsin diyorum. Değerini artırabilirsin diyorum. Bu hoşuna gidiyor oyuncuların. Bu hem motivasyon hem de gerçek. Bireysel anlamda yetenekleri daha ileriye taşıyanlar, daha büyük oyuncular haline geliyor.
Earl clark ilk geldiği zaman avrupa basketboluna dair fazla bilgisi yoktu. Hazırlık aşamasında NBA’den gelen alışkanlık nedeniyle çok fazla boş adım atıyordu ve hep steps çalınıyordu. Buna bozuluyordu. Ardından onla konuştum, bu duruma bozulma Avrupa basketbolunda NBA adımına müsade etmiyorlar. 1 veya 2 tane özel antrenman yaptık kendisiyle, ardından antrenmanlardan önce benden habersiz kendi bireysel olarak buna çalışıyordu. Bu önemli birine bir şey veriyorsunuz, o bunu aldığı gibi üstüne de gidiyor. Bu oyuncunun karakterini gösteriyor.
Michael Thompson da iyi bir oyuncu. Geçen sene Fransa’da iyi bir sezon geçirip sayı kralı olmuş bir oyuncu.
Çok şükür sakatlık konusunda şanslıydık. Teknik ekibime, asistan koçlarımıza, sağlık ekibimize, fizyoterapistimize teşekkür ediyorum. Burda önemli bir ekip var. Çoğu yerde çalıştım, her yerde bu kadar iyi bir sağlık ekibi olmuyor. Bundan dolayı da şanslıyız. İyi bir takım da olduğumuz için çok ciddi bir sakatlık yaşamadık. En kötüsü yarım oyuncuyla oynamak. Başkasına vereceğin şansı ona veriyorsun. Eğer oynayamayacağını biliyorsan ona göre planlama yapıyorsun.
Finalde karşımızda değerli bir takım var. Euroleague şampiyonluğu değerli. Çok sayıda önemli oyuncuları var. Tecrübeli bir koçları var. Herkes Fenerbahçe’nin çok formda olduğundan bahsediyor. Doğru ama esas, formdan ziyade benim düşündüğüm çok moralliler ve özgüvenliler. Bizim o özgüveni sarsmamız gerekiyor. Turun anahtarı bu özgüveni ne kadar kırabileceğimiz sorusu. Ama baktığınız vakit, biz de çok moralliyiz. Kimsenin beklemediği bir yerdeyiz. Bizim bir sıkıntımız yok. Bir şampiyonluk var ortada.
Herkes turun favorisini Fenerbahçe olarak görüyor. Kazanılmamış bir maçı, oynanmamış bir maçı konuşmak kötü. Deplasmanda bir galibiyet almak için önemli. Ama her ne olursa olsun, serinin en önemli maçı üçüncü maç. Maç-maç düşüneceğiz. Her maçın ayrı hikayesi var
Anadolu Efes serisinde inancımız, kararlığımız çok önemliydi. Son maçta, eksik olmamıza rağmen bunu gösterdik. Fenerbahçe maçında da bunun devamını sağlamaya çalışacağız.
Deplasmanda kazanmak için dış atışa ihtiyaç var. Biz bunu dengeli yapan bir takımız. Normal sezonda ligin en az sayı yiyen takımı olduk. Bu tesadüf olamaz. İnşallah güzel bir seri olur. Türk sporu için önemli iki kulübün finalde karşılaşıyor olması güzel bir durum. Finalin zevkini her yere taşımak lazım. Kazanırsın kaybedersin önemli olan basketbolun tadını insanlara yaymak, ülkeye yaymak.
Maçlar oynanacak ama tek bir şeyin garantisini verebilirim, bu takım sonuna kadar mücadele edecek. Ama yeter ama yetmez. Bunlar sahada göreceklerimiz. Elinden geleni yapacak bir takım var.
Obradovic ile final oynamak güzel olacak. İnşallah sezon bizim için taçlanmış bir şekilde, şampiyonlukla sona erer.
Basketbol sadece koçun, oyuncuların değil. Birlik, beraberlik işi. Ne kadar kalabalıksan o kadar güçlüsün.”
Beşiktaş JK