Son dönemlerdeki iklimin de etkisiyle artan Atatürk düşmanlığı toplumda ciddi tepkiler yaratırken iktidar kanadının güya Atatürk’e sahip çıkan açıklamalarını ilgi ve ibretle izliyorum. Daha önce de yazmıştım. Dört gün sessiz kaldıktan sonra Cumhurbaşkanı sonunda konuştu ama ne dedi? “Eleştirmek başka ama işe eşleri kardeşleri karıştıramazsınız.” Atatürk’e sahip çıkmak, onun değerini söylemek yok, “eleştir ama eşlere annelere girme.” Başbakan biraz daha vicdanlı olmalı ki hiç olmazsa Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu olduğunu hatırlatıyor Atatürk’ün. Yandaş medyadaki yazarlar, ekranlarda boy gösteren ne olduklarını bilmediğimiz akademisyenler ise Atatürk’e asla sahip çıkmadan sadece “bu kadarı olmaz” diyerek güya yasak savıyorlar. Çoğu konuya “Atatürk’ü seversiniz sevmezsiniz o başka, ama hakaret edemezsiniz” cümlesiyle giriş yapıyor. Herbirinin Atatürk’ü hiç sevmediğini, daha doğrusu onun Türkiye’nin önündeki demokrasiye, hukuka, insan haklarına giden kapıyı açtığı için düşman olduğunu elbette biliyoruz. Ama bu düşmanlıklarını korktukları için açıktan açığa söyleyemiyorlar, böyle dolambaçlı yollarla kendilerini kurtarıyorlar. Şunu herkes bilmeli. “Kimse Atatürk’ü seversiniz, sevmezsiniz” diyemez. Bu cümleyi kuran herkesin demokrasiden, hukuktan, insan haklarından, medeni olmaktan, ahlaklı, vicdanlı, namuslu olmaktan hiç nasibini almadığını bilmeliyiz. Sorun Atatürk’ü sevmek sevmemek değildir. Atatürk ve arkadaşları bundan 100 yıl önce canlarını ortaya koyarak dünya emperyalizmine bayrak açmışlar, bu emperyalist güçler tarafından yok edilen bir imparatorluğun küllerinden Türkiye Cumhuriyeti’ni yaratmışlardır. Eğer bugün karşı devrimci güçler iktidara gelebilmişlerse, bunu yine Atatürk’ün kapılarını açtığı demokrasi, hukuk sistemi sayesinde başarmışlardır. Bugün karşı devrim yaptıklarını sanarak iktidar koltuklarında güvenle oturduklarını sananlar sakın kendilerini aldatmasınlar. Bu ülkenin sağduyulu, namuslu, aydınlığa ve medeniyete açık insanları bu karşı devrimi eninde sonunda alaşağı edecek güçtedir. “Atatürk’ü seversiniz sevmezsiniz” cümleleri kurup kirli, gerici, ahlaksız zihniyetlerini yaygınlaştırmak isteyenler, bu milletin kalbindeki Atatürk sevgisini, demokrasi, hukuk düzenine bağlılığını ve cumhuriyetçiliğini asla yok edemeyeceklerini aslında bilmektedirler. Şu anda yaşadıklarımız ancak yaratılan iklimin verdiği bir şımarıklık zirvesidir, o kadar.