Başbakan Binali Yıldırım, “21 Mayıs’taki kongremizde kurucu genel başknaımızı liderimiz Erdoğan’ı tek genel başkan adayı olarak teklif edeceğiz.” dedi. Başbakan Yıldırım partisinin grup toplantısında Almanya’ya rest çekti. “Eğer Almanya ilişkilerimizin gelişmesini istiyorsa yönünü bölücülere, FETÖ’cülere değil Türkiye cumhuriyetine dönmek zorundadır.”
Başbakan ayrıca “Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonunun üyeleri de belirlenmiş olup göreve başlayacaklardır. Böylece itirazlar artık bu merkeze, adeta bir mahkeme gibi çalışacak bu merkeze yapılacak, burada karara bağlanacaktır.” dedi
Başbakan Yıldırım’dan önemli açıklamalar
Yıldırım’ın konuşmasında öne çıkan başlıklar şöyle:
Cuma günü 19 mayıs Atatürk’ü anma ve gençlik bayramı istiklal savasının başlangıcı Bağımsızlığa giden yoldur.
Türkiye’nin kurucularına dil uzatmak kimsenin haddi ve hakkı değildir. Bu manaıız tartışmalara yer yoktur.
Ülkemizi derinden üzen bu kaza araştırılıyor ve sebepleri ortaya çıkarılacaktır. Bugün terörle mücadele ederken hayatını kaybeden askerimize ve bütün şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum. Yaşanan bu olaylar karşısında ülkemizin birliğine gölge düşürmeye çalışanları kınıyorum. Şehit düşen savcı arkasından yakışıksız ifade kullananlar hakkında ilgili yargı mercileri gerekeni yapacaktır.
Önümüzde önemli meseleler var, demokratik ve ekonomik gelişmeler önümüzde duruyor. Bu ülkeyi seven herkes bütün toplumun paydaşları gelecek Türkiye vizyonuna katkı sağlaması gerekir. Son iki hafta içinde çok önemli dış temaslarda bulunduk. İlki Moldova’ydı. İkili ilişkileri kapsamlı bir şekilde ele aldık. Moldava ile ilişkilerimizi Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliğine dönüştürme kararı aldık. Soydaşlarımızla da hasret giderdik.
Bağımsızlığın kazanılmasından sonra Somali’nin sorunları azalmamış artmıştır.
İnsanlık öldüyse biz buradayız. İnsanlığın Somali’ye dikkatini çekiyoruz.
Konferansta büyük laflar edenler vardı. Ama Somali’dekiinsanların hayata tutunması sağlamak için fedakarlık yapan ülke Türkiye’dir.
ABD Savunma Bakanı ile terör örgütü YPG ve DEAŞ hakkında kapsamlı görüşmeler yaptım. Adı ne olursa olsun, ister PKK, ister PYD, ister YPG ister DEAŞ olsun. Bunların hepsi terör örgütüdür, ölüm makinasıdır. Savunma Bakanı’nın bu konuda, bunun bir mecburiyet olduğunu bir seçim olmadığını ifade etmesi önemlidir. Ancak bir terör örgütü ile ABD’nin bir başka terör örgütünü yok etmek için işbirliği yapması kabul edilebilir bir şey değildir.
Hala burada Türkiye’nin hassasiyetleri gerekli teminatlar verilmezse yapacağımız şey çok açık ve nettir. Terör nereden gelirse gelsin bu terörün kökünü kazımaya kararlıyız ve gereğini yaparız.
BM Genel Sekreteri ile yaptığımzı ikili görüşmelerde ise Türkiye’nin yaptığı çalışmaları, işbirliği ve bölgeseler konular ele alındı ve görüşüldü. İlk resmi ziyareti Türkiye’ye yapmış ve mülteciler konusunda yaptıklarına dikkat çekmiştir. Tabi BM Genel Sekreteri görüşmesinden sonra başka görüşmeler de oldu.
16 nisan referandum sürecinde Almanya ile ilişkilerimiz gerilmişti sonra yapıcı söylemlerle tekrar düzeliyordu.
“Almanya’nın geçtiğimiz hafta, 15 Temmuz darbe girişimine dahli bulunan ve yurt dışına kaçan ya da yurt dışında olan askerlere sığınma izni vermesi, iltica hakkı vermesi, ilişkilerimizin tekrar gerilmesi için önemli bir gelişme olmuştur. Almanya artık bir şeye karar vermek durumundadır: Eğer Türkiye ile ilişkilerini geliştirmek istiyor ise Türkiye ile tarihten gelen dostluk bağlarını daha da kuvvetlendirmek istiyor ise o zaman yönünü, bölücülere, FETÖ’cülere değil, Türkiye Cumhuriyeti’ne dönmek zorundadır.”
Terör örgütleriyle mücadelemiz sürecek. Telsiz kayıtlarından bölücü terör örgütünün günden güne eridiğini ve hatta insan kaynağı bulmakta büyük güçlük çektiğini anlıyoruz. Devletin ve milletin içine abis bir ur gibi yerleşen FETÖ’yü tüm kurumlardan temizliyoruz.
Ülkemiz artık seçim havasından çıkmış, ekonomimiz daha güçlü bir şekilde yoluna devam etmektedir. İşsizlik geçtiğimiz Şubat ayında azalma seviyesine girmiştir. Kapasite kullanımı, üretim artıyor. Bize düşense daha fazla istihdam, üretim, yatırım. Bu alanlarda teşviklerimiz artacak. Kriz simsarlarının korku senaryoları boşa çıkmış, ekonomide de kurda da etkisiz olmuştur
Resmi ziyaretler sırasında şunu bir kez daha gördük. Türkiye, hem bölgesel hem de küresel ölçekte daima önemli olmuştur, önemli olmaya devam edecektir. Kalkınan, büyüyen ekonomisi ile, yatırım potansiyeli yükselen Türkiye dünyanın ilgi odağı olmaya devam ediyor. 16 Nisan’da gerçekleştirilen referandum sonrasında kutlu yürüyüş şu an tüm ülkelerce merakla izleniyor. İstanbul’da açılışını yaptığımız savunma fuarı adeta bu söylediklerimizin bir ispatı niteliğindeydi. Savunma alanında dışa bağlılığımız yüzde 80’ler seviyesindeyken bugün bu oran yüzde 40’ın altına inmiştir.
Türkiye savunma alanında kendine yeterli ülke haline gelmektedir. İşte bizim hayal ettiğimiz ülke budur. Her alanda dışa bağımlılığını asgari düzeye indirmiş bir ülke. Bu hedefler doğrultusunda çalışmaya devam edeceğiz. Terör belası üzerine büyük bir kararlılıkla gitmeye devam edeceğiz. Bölge insanı ile geliştirdiğimiz kardeşlik köprülerine her gün yenisi ekliyoruz. Son aylarda telsiz konuşmalarında bölücü terör örgütüne katılımların neredeyse sıfıra indiğini görüyoruz.
“Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonunun üyeleri de belirlenmiş olup göreve başlayacaklardır. Böylece itirazlar artık bu merkeze, adeta bir mahkeme gibi çalışacak bu merkeze yapılacak, burada karara bağlanacaktır.”
FETÖ ile mücadelede taviz vermeden devam ediyoruz. Hukuk içinde temizliyor ve gereken düzeltmeleri yapıyoruz. Bugüne kadar itirazları değerlendirilip göreve iade edilenlerin sayısı 20 binin üzerindedir.
İtirazlar artık tek bir kuruma değil, bu merkeze adeta bir mahkeme gibi çalışacak bu merkeze yapılacak karara bağlanacak. Müracaatları haklı görünenlerin hakları iade edilecek. Haklı görünmeyenler içinse yargı yolu açılmış olacak. Türkiye artık terörden arınmış bir şekilde, yeni bir ufka yelken açmaya hazırdır.
21 Mayıs’taki kongremizde kurucu genel başknaımızı liderimiz Erdoğan’ı tek genel başkan adayı olarak teklif edeceğiz.
16 Nisan’da millet değişim dedi. ve noktayı koydu.
21 Mayıs’ta yapacağımız olağan kongre diğer kongrelerden ayıran nokta tam bağımsız ve güçlü Türkiye’ye adımın atıldığı kongre olacak. Türkiye bir demokrasi şölenine tekrar şahit olacak.