Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “NATO’da sizinle beraber olan biziz. ‘YPG’nin Türkiye’ye zarar vermesini istemeyiz’ diyorlar. Lafla olmuyor ki!” diye konuştu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kuveyt dönüşü uçakta gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. PKK’nın Suriye’deki kolu PYD’ye ABD’nin silah vermesinin onaylanmasını eleştiren Erdoğan “Bu kabul edilebilir bir şey değil” dedi.
Kuveyt gezisi için “Verimli bir ziyaret olduğuna inanıyorum” diyen Erdoğan “Yoğun bir trafikle ziyaretlerimize devam edeceğiz. Cuma günü bir Çin ziyaretimiz olacak. Oradan ABD’ye geçeceğiz. Sonra da Belçika seyahati var. NATO liderler zirvesi olacak. Arka arkaya bu ziyaretlerle bu ara yoğun bir trafiği yaşamış olacağız” diye konuştu. Erdoğan özetle şunları kaydetti:
Aslında piyasalarda canlanma kendini şu anda ciddi manada hissettirdi. 21 Mayıs’ta malum kongremiz var. Bununla birlikte bu sürecin çok daha hızlanacağı inancındayım. Türkiye aslında ekonomik olarak sıkıntılar yaşayan bir ülke değil; bunlar bir anlamda dünya ekonomisinin yaşadığı med cezir hareketi gibidir. Gelir geçer. Yeter ki sizin ayaklarınız yere sağlam bassın. Türkiye ekonomisi artık o geçmişteki gibi bir ekonomi değil. Küresel sermayenin de Türkiye’ye girişinin arttığını göreceğiz.
Türkiye’nin kalkınmasını, güçlenmesini hazmedemeyenler dünyada çok fazla. Dolayısıyla bizim gerekirse her şeyden önce kendi göbeğimizi kendimiz kesebilmemiz lazım. Başka bunun çaresi yok. Gerektiğinde önleyici tedbirleri biz kendimiz alacağız. Kendimiz alamazsak bunlar bizim için her an sıkıntıdır. PYD-YPG’yi düşünün, bir bakıyorsunuz NATO’da beraber olduğumuz ülkeler bunlarla işbirliği yapıyor. Bu kabul edilebilir bir şey değil. NATO’da sizinle beraber olan biziz, terör örgütü beraber değil. (Ama ‘YPG-PYD’nin Türkiye’ye zarar vermesini istemeyiz’ diyorlar). Lafla olmuyor ki! Bu, PYD ile PKK arasındaki ilişkiyi tespit edememenizin alametidir. Tüm bunları, NATO zirvesinde de tabii ki A’den Z’ye gündeme getireceğiz, Bunları ABD ziyaretimde konuşacağız.
Ortadoğu’da Türkiyesiz bir karar verilmesi düşünülemez. Eğer Türkiye’nin fikrine müracaat etmeden birileri karar alıyorsa bunun bedelini aslında ağır ödüyorlar. Hem ekonomik hem de insan kaybı olarak ödüyorlar. Bir de huzuru yok ediyorlar. Şu anda bölgede huzur var mı? Yok. O anlayışla olmaz. Bu nedenle süratle bunu halletmemiz gerekir. Suriye sınırımız 911 km, Irak sınırımız 350 km. Öyleyse ‘Türkiye ile ne yapabiliriz’ diye düşünmeleri gerekir. ABD ziyaretiniz öncesi bir ön heyet görüşmeler yaptı. ABD konusunda beklentileriniz nedir? Nihai görüşme benim yapacağım görüşmelerdir. Sayın Başkan ile yapılacak görüşmeyi neticelere göre, adeta ben peşrev gibi görüyorum.
(Hakan Fidan, Hulusi Akar ve İbrahim Kalın’dan oluşan heyetin ABD’deki temaslarının sorulması üzerine): Arkadaşlarımızla ben bugün yarın görüşeceğim. Bunlar ön görüşmeydi. Hangi ölçekte geçti, nasıl geçti vs. bunları dinledikten sonra, inşallah bizim sayın Donald Trump ile yapacağımız görüşmedir asıl belirleyici olan. Diğerleri bana göredir belirleyici değildir.
Sayın Başkan ile yapılacak görüşmenin neticelere göre, adeta ben peşrev gibi görüyorum. Arkadaşları tabii ki dinleyeceğiz ancak bizim bizzat karar verici ile yapacağımız görüşmemiz belirleyici olacaktır.
(CHP’nin Saray CHP’nin içini karıştırıyor iddiası): Orasının adı saray değil, Külliye! Dedikleri, külliyen yalan. Bizim kendi işimiz gücümüz var. O işlerle ne yapacağız. Maalesef adresi yanlış göstermiş.
(21 Mayıs’tan sonraki süreç nasıl gelişecek? Bakanlar değişecek mi? sorusu üzerine): Geçen de anlatmıştım, doğmamış çocuğa don biçilmez. Bir kere doğum gerçekleşsin inşallah. 21’inden sonra zaten her şeyimizi duyacaksınız, takip edeceksiniz. Başbakan olunca 100 günlük bir proje açıklamıştım. Şimdi inşallah yine kongrenin ardından da, tabii ki bir yol haritası açıklarız. (Adı 100 gün mü olacak? sorusu üzerine gülerek) Benzer… Yani 100 olmaz da belki 6 ay olur…