Bu konuda zihnimde derin şüpheler uyandı. Öncelikle böyle bir açıklamanın tam sayım işlemine geçildiğinde yapılması çok manidar, üstelik YSK’nın kendi yasalarına aykırı. Çünkü 2011’de çıkan kanunla hangi nedenle olursa olsun sandıktan çıkan mühürsüz oy pusulaları kesinlikle iptal ediliyor. Bu durumda YSK’nın “Bu sefer böyle oldu işte” diyerek kendi yasasını çiğnemesi bir hukuk cinayetidir. İkinci olarak YSK Başkanı ısrarla “sahte oy” olmadığını mühürsüz de olsa bütün pusulaların kendilerinin bastırdığı filigranlı oy pusulaları olduğunu söylüyor. Bunu nereden biliyor? Çünkü “mühürsüz olduğu gerekçesiyle” iptal edilen veya daha sonradan geçerli sayılan bir oy pusulası zaptı yok YSK’nın elinde. Bu nedenle mühürsüz pusulaların gerçek mi sahte mi olduğunu açıklamak mümkün değildir. Şimdi gelelim işin en can alıcı noktasına. YSK Başkanı diyor ki “Seçimde ne kadar mühürsüz pusula kullanıldığını bilmiyoruz. Bu hata sandık görevlilerinin ihmali nedeniyle kasıtlı veya kasıtsız olarak yapılmıştır.” Mühürsüz oy pusulalarının geçerli sayılması kararı için başvuru bir AKP’li tarafından yapılıyor. Bu kişi belli bir sandık göstererek ve zabıt tutarak başvuruda bulunmuyor, “bu konuda şikayetler olduğunu” dile getiriyor. YSK da “Mühürsüz pusulalar geçerlidir” açıklaması yapıyor. Bu durumda sorum şu; “Mühürsüz pusulalar herhangi bir sandıkta mı kullanılmış yoksa tüm sandıklarda kullanılmış mühürsüz pusulalar mı var?” Çünkü bu çok önemli bir ayrıntı. Eğer herhangi bir sandıkta tüm oylar mühürsüz pusulalarla kullanılmışsa bunda sandık kurulunun kasıtlı/kasıtsız hatası olabilir. Buna karşı eğer tüm sandıklarda bazı oyların mühürü yoksa bunda sandık kurulunu suçlamak mümkün olmakla birlikte akla hile kuşkusunu düşürür. Çünkü böyle bir durumda sandık görevlilerinden herhangi biri her sandığa fazladan gönderilen ve henüz mühürlenmemiş pusulaların evet bölümüne tercih basarak gizlice sandığa atmış ve oy sayımının bitimine yakın oy kullanmayanların adına imzalamış olabilir. Böylelikle 5’er tane hileli oy kullanarak 167 bin sandığın yarısında evet oylarının sayısını 800 bin artırabilirsiniz. Hile tüm sandıklara yayılacağı için bunu ortaya çıkarmak da çok zor olur. Üstelik sandık açıldığında bütün partiler orada olacağı için mazbataya ıslak imza ile yazılan sonuçlara kimse itiraz da edemez. Yüksek Seçim Kurulu Başkanı “Kaç sandıkta mühürsüz pusula kullanıldığını bilmiyoruz” diyerek işin içinden sıyrılamaz. Bu durumda yapılması gereken tüm sandıklardan gelen oyların kurulacak bir heyet tarafından incelenmesi kaç tane mühürsüz pusula kullanıldığının ortaya çıkarılmasıdır. Mühürsüz pusulalarda evet oylarının Türkiye genelinden çok sapması halinde ise şaibe kendiliğinden ortaya çıkacaktır. Bu da referandumun iptalini gerektirir.