ABD ekonomisinin tam istihdama yaklaşmasının ardından halkın ekonomiye olan güveni arttı. Saat ücretlerinin pek artmamasına rağmen harcamaların arttığını ve buna bağlı olarak enflasyonun da yükselişe geçtiğini görüyoruz. Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) yıllık bazda son gelen verilerle 2,7 olarak açıklandı. Buna rağmen ABD 10 yıllık tahvillerde tersine bir hareket başladı. Son 1 ay içerisinde 2,624 seviyesine kadar çıkan faizler geçtiğimiz Cuma akşamı 2,418 seviyesinde kapandı. Bu anormallik küresel ekonomide pompalanmak istenen iyimserliğin sorgulanmasına yol açmış bulunuyor. Nitekim dolar endeksi ile emtia fiyatlarının yeniden gevşemeye başladığını, yatırımcıların güvenli liman olarak gördüğü altının onsunun 1200 doların üzerinde kalmak istediğini görmekteyiz. Bu gelişme bizde yeniden yükselmeye başlayan cari açığın finansmanı konusunda ilave bir sıkıntı yaratarak beraberinde faizlerin de artmasına sebep olabilir. Bu durumda bir türlü aşılamayan durgunluk derinleşirken işsizlik daha da artar. Bu olumsuz beklentinin döviz fiyatlarına henüz yansımadığını görüyoruz. Bunda yaklaşan referandumun bekle gör etkisi olabilir. Yüksek borçlu şirketler de alım yaparak döviz fiyatlarının yükselmesini ve böylelikle zaten kötü olan ilk çeyrek bilanço görünümlerinin daha da bozulmasını istemezler. Demek ki, ABD ekonomisinde ortaya çıkmaya başlayan anormalliğin küresel ekonomiye ve oradan da bize yansıması belki de bu ay içinde görülmeye başlanacaktır. Moody’s’in sürpriz bir şekilde ekonominin görünümünü negatife çevirmesinin bir nedeni de bu olabilir. Özel bankalar kredi verme konusunda şimdi daha da isteksiz olacaklardır. Bütün bunlardan bireysel yatırımcılar için çıkarabileceğimiz sonuç; temkinli olmak zorunluğudur. İyimserliği yine elden bırakmayalım ama harcamalarımız konusunda temkinli olalım, pompalanan havaya kanıp gaza gelmeyelim. Fiyatlamalara gelince; dolarda 3.60’ın altı artık zor. Bir gerileme olsa dahi uzun süre oralarda tutunabileceğini sanmıyorum. Dövizdeki gerilemeler bana göre basiretli şirket yöneticilerinin açık pozisyonlarının en azından bir bölümünü kapatmaları için fırsat oluşturmakta. Gram altın ise yatırımcısına belli ki her halükarda zarar ettirmeyecek. Mevduat faizleri de çekiciliğini koruyor. Nakdin yine kral olduğu dönemdeyiz. BİST’in 90.000’in üzerinde kalıcı olmasını beklemiyorum. Eğer bir düzelme hareketi başlarsa bunun 87.000 ve hatta biraz daha altına kadar devam etmesi olasıdır. Nisan ayının her bakımdan hareketli yaşanacağı bellidir.