Beslenme Uzmanı Didem Kanca Üstay, anneleri uyardı. Son zamanlarda moda haline gelen ‘anne blogger’lığının ortaya çıkarabileceği zararları anlattı.
Sözcü Gazetesi’nden edinilen bilgilere göre, Bir kadın sadece anne olduğu için çocuk beslenmesi ve sağlığı ile ilgili uzmanlaşmış sayılır mı? Bu soru son zamanların moda uğraşısı olan ‘anne blogger’lığı ile ilgili… Beslenme Uzmanı Didem Kanca Üstay, annelerin konunun uzmanı olmadığı halde paylaştığı bilgilerin ve deneyimlerin, tehlikeli sonuçlar doğurabileceğini belirterek uyarıyor: İnternette okuduğunuz her bilgiye inanmayın ve bunları doktorunuza danışmadan çocuğunuza uygulamayın.
Sosyal medya bilgi paylaşımı olanağını artırırken bilgi kirliliği oranını da artırıyor. Beslenme Uzmanı Didem Kanca Üstay, son yıllarda annelerin kendi deneyimlerini paylaştığı blogların revaçta olduğuna dikkat çekerek, bu durumun anneliğin bir uzmanlık dalı gibi lanse edilmesine neden olduğunu belirtti. Bloglarda beslenme ve çocuk bakımı önerilerinin uzmanlık alanları olmayan kişilerce paylaşılmasının sakıncalarına değinen Üstay, konu ile ilgili derhal bir önlem alınması gerektiğini söylüyor.
İşte Üstay’ın tespitleri…
“Son yıllarda sosyal medya ve internetin de diğer medya araçlarıyla birlikte inanılmaz hız kazanmasıyla “Annelik de bir uzmanlık dalı” olmaya başladı. Her ne kadar üniversitelerde bir bilim dalı olarak okutulmasa da!
Yazıma başlamadan önce size birkaç örnekle başlamak istiyorum. Yemeyen çocuklar için sürekli yemek tarifleri veren ve kitap çıkaran bir annenin çocuğunun yaşıtlarına göre boyunun kısa kaldığını ve bağışıklık sisteminin çok düşük olduğundan sürekli senenin en az altı ayını hastanede geçirdiğini biliyor muydunuz? Bu anne sürekli kendini şu şekilde tanıtıyor: “Benim çocuğum çok yemek seçiyordu, yemiyordu ve ben çok araştırdım. Sizlere yardım etmek için bu kitabı çıkardım ve tarifleri veriyorum. Kendi çocuğumda çok işe yaradı”. Ancak şu soruyu sormak gerekiyor: O yüzden mi bir markayla çalışmaya başlayıp, sürekli waffle makinelerini övüp, çocukları waflle yemeye teşvik ediyorsun? O yüzden mi çocuğunun gelişimi geride kaldı? Ama o tüm bunları saklar ve dışarıya mükemmel anne görüntüsünü verir. İşte bu yüzden diyorum, kimleri takip ettiğiniz çok önemli. Hiçbir anne sizden daha uzman değildir. Zaten çocuğu yemek seçiyorsa, anne katı gıdalara geçiş döneminde hatalar yapmış demektir. Eğer bir insanın çocuğu granola bar yiyip de kahvaltıda peynir yemiyorsa, yumurta yemiyorsa demek ki yemek yiyor. Siz sadece onu kendi kültürümüzün yemeklerine alıştıramamış, neredeyse %70’i obez veya kilolu olan Amerikan toplumunun yemeklerini kopya çekip çocuğunu onlarla beslemişsin ve besliyorsun? Her tarifinin içine bal koyarak şekersiz verdiğini mi düşünüyorsun? Hiç düşünmedin mi Amerikalılar neden bu kadar kilolu olabilir diye?
Ben 10 sene Amerika’da okudum ve çalıştım. Onlar esas Akdeniz yemekleri en sağlıklısı diye ölüp biterken ve herkese tavsiye ederken biz onların yemeklerini mi kopya çekeceğiz? Bu yemek tarifleri arasında rastladıklarımdan bazıları somon köftesi, tatlı patates, Meksika fasulyesi, kinoalı waffle, pankek, granola, yerfıstık ezmeli kurabiyeler, nohutlu brownie… Eğer elinizde bu tarz kişilerin kitapları varsa bakmanızı rica ediyorum. Eminim ki benimle hemfikir olacaksınız. Oysa her toprağın farklı genleri vardır. Kendi topraklarımızda yetişen çok sağlıklı yiyeceklerimiz vardır. Fakat bu sosyetik kişiler asgari ücretle çalışan halkın bu gıdaları alamayacaklarını algılayamazlar bile çünkü hayatları boyunca ya anne-babaları ya da kocaları her şeyi ödemiştir. Bu bir gerçektir. Onlar için sabahları çocuğunuza granola yedirin demek, Trabzon’un besleyici mıhlaması/kuymağından çok daha havalı ‘cıvalı’dır. Bunlara aldanmayın. Kendi ülkemizde o kadar güzel tariflerimiz, yemeklerimiz var ki bebeklerimizi, çocuklarımızı ilk olarak kültürümüzün yemeklerine alıştıralım.
Sağlık Bakanlığı, bilimsel geçmişi olmayan kişilerin televizyon kanallarında özellikle çocuk beslenmesi ve gelişimi üzerine programlar yapmasına yasak getirmelidir. Söz konusu olan, çocuklarımızın sağlığıdır. İşin şakası yoktur!
Başka bir anne de şöyle yazmış: “Çocuk doktorları hiç iyi değil. O yüzden ben de online İngiltere’de beslenme programına yazıldım. Bundan sonra size tüm bilgileri ben vereceğim.” Ne cüret? İnsanlar doktor olmak için senelerini veriyorlar. Sonra bir o kadar günde onlarca çocuk, senede binlerce çocuk görerek tecrübe kazanıyorlar. Bilgilerini tecrübeyle birleştiriyorlar ve sen gelmişsin online alacağın eğitimle ‘ben sizleri eğiteceğim’ diyorsun. Ben yüksek lisansımı New York Üniversitesi’nde yapmış olmama rağmen ‘Doktora programı için online yapabilir miyim?’ diye Harvard, New York, Columbia gibi üniversitelere sorduğumda ‘en az iki sene okulda ders almanız gerek’ diye cevap verirlerken, bu online eğitim sizce ne kadar iyi olabilir diye düşünmenizi ve sorgulamanızı da özellikle isterim.
Anne olan herkes tek çocuğuyla ya da bir kaç çocuğuyla birlikte hemen çocuk sağlığı ve beslenmesi konusunda uzman kesildiler. Sürekli çocuklarının resimlerini koyarak bundan prim yapmaya başladılar. Çocukları az yiyen anneler bunu fırsat bilerek bilimde bir tanımı olmayan “Yemek seçen çocuklar” için Amerika’dan kopya çekilen yemek kitapları ve tarifleri ortaya çıkardılar. Kendilerini şef ve “UZMAN ANNE” ilan ettiler.
Buradaki örnekleri onlarcasıyla çoğaltabilirim. Ancak Sağlık Bakanlığı’nın bu tarz kişiler için acilen önlemler alması çok önemlidir. Ama en önemlisi sizler, okuyucular olarak bilimsel geçmişi olmayan insanların, çocuklarla ilgili yazdığı kitapları almamalı, sosyal medya hesaplarını takip etmemelisiniz. Bu kişiler okullarda ve dışarıda çocuklar için beslenme ve yemek yapma eğitimleri veriyorlar. Veliler! Okullarınıza gelen konuşmacıların geçmişlerini iyi araştırın. Çocuklarınıza kimler gelip eğitimler vermek istiyor, araştırın. Okul ve şirket yöneticileri! Okullarınıza, firmalarınıza neden sağlıkla ilgili bilimsel geçmişi olmayan kişileri konuşmacı olarak çağırıyorsunuz?