Çocuklar özellikle yeni yürümeye başladığında, merakları ile birlikte her an her yerde bulunabilecek durumdalar. Çevresini keşfetmeye başladığı dönemde daha çok yaşanan ev kazaları kimi zaman geri dönüşü olmayan sonuçlara neden olabiliyor. Peki anne babalar böyle durumlara karşı nasıl önlemler almalı? Acil Tıp Uzmanı Doç. Dr. Serkan Şener, önemli bilgiler verdi…
Kendimizi en güvenli hissettiğimiz yer olan evimizde hiç ummadığımız tehlikelerle karşılaşabiliyoruz. Özellikle çocuklu evlerde dikkatsizlik, geri dönüşü olmayan sonuçlara yol açıyor. Evlerde çocukları bekleyen tehlikeleri önceden bilmek ise bu sonuçları değiştirebiliyor. Acıbadem Ankara Hastanesi Acil Servis Sorumlu Hekimi Acil Tıp Uzmanı Doç. Dr. Serkan Şener, çocukları ev kazalarına karşı koruyacak önerileri ve yapılacak ilk yardım müdahalelerini anlattı.
1- Düşmemesi için yastık yetmez
Bebeklerin acil servislere yüksek bir yerden veya yataktan düşme vakalarıyla sıklıkla getirildiğini söyleyen Doç. Dr. Serkan Şener, bunun nedenini şöyle açıklıyor: “Anne, baba veya bakıcı bebeği çoğunlukla yatağın üzerinde uyutuyor ve güvenli olsun ve düşmesin diye yanına yastık koyduğunu söylüyor. Ancak bu doğru bir yöntem değil. Bu noktada bebeğin düşmesini engelleyecek yandan koruyuculu ve korkuluklu bebek yatağı kullanılmalı. Eğer illa yatak dışında bir yerde yatırılması gerekiyorsa bu koltuk değil halı üzeri olmalıdır.” Anne babaları bebeğin alt değişimi esnasında da dikkatli olmaları konusunda uyaran Doç. Dr. Serkan Şener, bebeklerini yerden yüksek bir yere koymamalarını ya da mutlaka yanlarından ayırmamalarını öneriyor.
2- Ocaktaki yemeklere dikkat!
Anne ve babaların özellikle ocak üzerinde pişen yemeğin yerine çok dikkat etmeleri gerekiyor. Yemek yaparken, herhangi bir şey kaynatırken, dört gözlü ocakların ön kısmı yerine arka gözleri tercih etmeye özen gösterin. Ayrıca yemeğinizi pişirdikten sonra soğuması için ocağın üzerine değil, çocuğun ulaşamayacağı bir yere koyun.
3- Deterjanları üst raflara koyun
Tuz ruhu, çamaşır suyu gibi kimyasalları orijinal şişeleri dışında su, meyve suyu ve süt gibi sık bilinen tüketilen ürün şişe ve kapları içinde saklamak ve erişilebilir yerde bulundurmak sadece çocuklar için değil, yetişkinler için de tehlikeli. Bu kimyasalları kazara içilmesi yemek borusunda ameliyatla onarılması gereken ve bazen de geri dönüşümsüz hasarlara yol açabiliyor. Çocuklar özellikle yürümeye başladıktan sonra her şeye daha kolay erişebiliyorlar. Ayrıca meraklı yapılarından dolayı temizlik malzemelerini kurcalayıp kapaklarını nasıl açacağını öğrenebiliyorlar. Doç. Dr. Serkan Şener, o nedenle bu tür sıvıların saklandığı mutfak lavabosu altındaki dolaplardan mutlaka çocukların erişemeyeceği yerlere kaldırılması gerektiğini vurguluyor. Ayrıca altını çizerek, “Kimyasalları sık kullanılan bir içecek kabının içine koyma alışkanlığından kesinlikle vazgeçilmeli!” diyor.
4- Banyo paspasları kullanın
Banyoda kazaya neden olabilecek noktalar; küvetin içi ve dışındaki ıslak zeminler ile seramik ve fayans kısımlar. Buralardaki kazalardan korunmak için kayganlığı engelleyecek plastik paspaslar ya da kuru tutmayı sağlayacak bez ve havlular kullanmak, çocuk ya da erişkinlerin düşmesine bağlı kafa travmalarını önlemede etkili oluyor. Banyosunda yüksek kenarlıklı küvet kullanan ailelerin de küvetin her iki tarafında da kullanılabilecek seyyar basamaklar veya tutamaçlı güvenlikli basamaklar kullanması öneriliyor.
5- Ufak cisimleri ortadan kaldırın
Çocukların altıncı aydan itibaren başparmağını fonksiyonel olarak kullanmaya başlaması kıskaç hareketiyle ojeleri tutmaya başlaması, kavrama yeteneğini kazanması anlamına geliyor. Kavrama yeteneğinin kazanılması ile çocuk oral dönemde yani yeme içmenin daha ön planda olduğu dönemde her şeyi ağzına götürmek istiyor. Bu noktada evdeki her şeye onun gözüyle bakmaya ve etrafta ufak cisimler bırakmamaya dikkat edilmeli. Bebeklere özel sandalyelerle ve onların içi tarafına yerleştirilmiş yastıklarla etrafı korunaklı oyun parkları oluşturarak onlara güvenli oyun alanları oluşturulabilir.
6- Boğazına bir şey kaçtıysa!
Bebekleri emzirdikten sonra hemen yatırmak yerine gazını çıkarmak, kusmuk veya mide içeriğinin hava yoluna kaçmasını engelliyor. Çocuklarda ise solunum yolu tıkanmalarına yutulan yabancı cisimler neden oluyor. Örneğin 8 yaşın altındaki çocuklarda ses çıkmıyor, öksürmüyor ve morarma oluyorsa bu tam hava yolu tıkanıklığa işaret! Doç. Dr. Serkan Şener, bu durumda yapılacak ilk müdahaleyi şöyle açıklıyor: “Sağlık ekiplerinin müdahalesini beklemeden 1 yaş altındaki bebeği karnının üzerine kolumuzun üstünde pozisyon verip çocuğu hafifçe öne eğip sırtına 5 kez sertçe vurmak gerekiyor. Yabancı cisim ancak ağız içerisinde görülüyorsa parmakla çekip çıkarmak gerekiyor. Eğer görünmüyorsa çocuğun ağzına parmak sokmak cismi daha da içeri ittirmeye sebep olabileceği için tehlikeli oluyor. Eğer yabancı cisim hala yoksa 5 kez daha aynı teknikle sırta vurup sonrasında Temel Yaşam Desteği uygulanmaya başlanabilir.”
7- Yanıkları soğuk suya tutun
Yanıklarda, öncelikle yanığa sebep olan madde cilt üzerinden uzaklaştırılmalı ve yanan bölge 10 dakika soğuk suyun altında tutulmalı. Bunun tek istisnası eğer yanan madde cilde yapışmışsa uzaklaştırmaya çalışılmamalı. Sonra temiz bir bezle bölgenin üstü örtülmeli ve sağlık merkezlerine başvurulmalı. Sıcak gibi aşırı soğuk da yanığa sebep olacağından yanık bölgesine direk buz uygulamayın.
8- Kırık kemiği oynatmayın
Sık yapılan ilk yardım hatalarından biri; kırılan kemiği yerine oturtmaya çalışmak veya deri dışındaki kemik çıkıntılarını içeriye sokmaya çalışmak. Bu kişide daha fazla ağrıya sebep olacağı gibi yumuşak dokuda da hasarlara sebebiyet veriyor. Kırık eğer deri altında ise kapalı kırık olarak tanımlanıyor. Bu durumda torbanın içerisine yerleştirdiğiniz buzu temiz bir beze sararak soğuk müdahale yapabilirsiniz. Ancak açık yara bulunan kırıklarda, kişi yara üzerine temiz bir bez örterek sağlık merkezine ulaştırılmalı.
9- Başını arkaya atmayın
Burun kanamalarında baş öne eğilmeli ve kemiğin bitip kıkırdağın başladığı noktaya başparmak ve işaret parmağı ile beş dakika bastırılmalı. Kemiğin başladığı yere soğuk uygulama yapmak, burun damarlarının büzüşüp kanama miktarının azalmasına yardım ediyor. Hala kanama devam ediyorsa buruna basılı tutarak, en yakındaki bir sağlık kuruluşuna başvurulmalı.
Kaynak: SÖZCÜ