Biz kadınlar için ayrı bir uğraş, ayrı bir beceri, ayrı bir özen ve bakım…
Ne olsa gerek diye fazla düşünmeden yanıtı vereyim.
Makeup yani makyaj. Sabah erken kalkıp işe yol alırken ayna karşısında dakikalar boyu uğraş.
Hayat boyu bunu pek becerebildiğim söylenemez.
Ancak her kadın için vazgeçilmez bir boyut.
İyi de iş dünyası içinde bu hafta durup durup niye makyaj diyorum diye düşünüyor olabilirsiniz ki bu doğru.
Efendim, bu hafta konuğum bir uzman hem de ne uzman.
Avrupa”da Makyaj yarışmasında Türkiye”yi temsil etmiş madalyayı kapmış bir isim.
Ya ben bilmiyordum doğrusu bunun da şampiyonluğu olduğunu…
Ama varmış. Durum böyle olunca da görüşme caiz oldu.
Hayatı renklendirmek adına bir sanat dalı haline dönüşmüş.
Fırça tutuşlar bu kez yüze…
Üstelik daha güzel kılmak adına.
Neyse yine kelimelerim dökülmek için yarışa çıktı.
Karşımda genç bir isim var. Üstelikte konuya fazla uzağım. Ama bir yerden başlamak gerekiyor.
Tuğcan Sağırlar, renkler dünyasına ilk adım atışınız nasıl gerçekleşti.
“Daha önce büyük markalarda satış sorumlusu olarak çalışıyordum ve satış pazarlama sahasında ilerledim ve bölge müdürlüğüne kadar yükseldim. İşimi seviyordum memleketim İzmir de işlerimi sürdürürken, çalıştığım ortamdan ve şehirden ayrılma kararı aldım. Bu süreçte iş bulmak biraz zordu. İstanbul”a gelip şansımı denemek istedim. Ve yine iyi bir markadan mağaza müdürlüğü teklifi aldım. Eş zamanlı olarak MAC”den de bir teklif geldi. İnsan hayatında seçimler çok kıymetli. Daha önce hiç deneyimim olmadığı sahayı yani MAC”ı tercih ettim ve orda işe başladım. İşle birlikte eğitim süreci başladı ve makyajla ilk kez o dönemde ilgilenmeye başladım.”
Hem şehir ve hem iş değiştirme kararı ve sonrası hiç zorlanmadınız mı?
“Doğrusu zor bir dönemdi, çünkü daha önce hiç bilmediğiniz bir alanda çalışmak, üstelik kadınları güzelleştirmek ve renkler yelpazesinde fırçayı ele almak. Ama şimdi düşünüyorum da iyi ki bu seçimi yapmış ve bu sahaya geçmişim. Elbette İzmir”den kopamıyorum. Ancak İstanbul”un da yeri de çok başka. Renkli dünya demişken ardından ünlü isimlere makyaj yapmaya başlayınca dünyanız daha da renkleniyor. Artık isim olarak bilinmeye başlıyorsunuz ve işleriniz çok daha fazla yoğunlaşıyor. Ayrıca iyi bir markanın elamanı olmakta büyük artılar katıyor. Sahamda daha da ilerlemek adına yoğunluğumun arasında branşımın eğitim seviyesini de daha yukarılara taşıdım ve ben de öğretici boyutuna ulaştım.”
‘Kurumsal firmalarda makyaj dersi’
Aynı zamanda makyaj eğitimleri veriyorsunuz?
“Evet, yeni makyözler yetiştirmenin haricinde iş dünyasının ünlü markalarının çalışanlarına da makyaj nasıl yapılmalı diye dersler veriyorum.”
Oooo bayağı ilginç. Kurumlarla çalışıyorsunuz?
“Evet kurumsal şirketler, çalışan kadınları marka imajları doğrultusunda görmek istiyor. İş dünyasında makyaj nasıl yapılmalı diye eğitimlerimiz oluyor. İnanılmaz büyük ilgi var. Marka imajını desteklemek amaçlı bir çalışmayı gerçekleştiriyoruz. Ve makyaj nasıl uygulanır nasıl iyi sonuç alınır diye eğitimlerimiz oluyor. Sonuçtan hem kadınlar hem kurumlar çok mutlu oluyor. “
Hazır iş dünyası ve makyaj demişken, sorabilir miyim, nasıl olmalı makyaj?
“En önemlisi renkler. Sonrası doğallık ve sadelik. Hem makyaj yapmış hem de yapmamış gibi gözükebilmek gerekiyor. Ayrıca seçilen renkler de olabildiğince cilde giden tonlar olmalı. Verdiğimiz eğitimde en önce kişinin kendi yüzünü tanımasını sağlıyoruz ardından tenine giden renkleri seçimi konusunda bilgiler aktarıyor ve ardından uygulamada yapılması gerekenleri sunuyoruz. Bunları şimdi bir çırpıda aktarmak kolay değil. Diyebileceğim en önemli nokta doğallığı sağlayabilmek. Ayrıca eğitim sürecinde sadece kadınlar değil erkekler de bilgi aktarımlarımız oluyor. Herkesi rahatsız etmeyen bir makyaj yapılması önceliğimiz. “
Şampiyonluğu var
Erkekler de makyaj yapıyor mu?
“Eskiden bu anlamda günümüzdeki kadar ilgi yoktu artık erkekler de daha iyi daha güzel görünmek istiyor. Bu nedenle erkek müşterilerimiz de var. Özellikle göz altı kremleri çok fazla kullanılmaya başlandı. Fondotenler, yüzlerin daha genç daha iyi görünmesini sağladığı için erkekler de bu ürünleri tercih ederek ve kullanır oldu. Sonuç olarak erkekler de makyaj yapıyor.”
Yaptığınız işin ustasınız diyebilir miyiz size?
“Önce öğrenme süreci ardından uygulama sonra sahada ilerleme ardından öğretici oluyorsunuz. İşin ustasıyım diyebilirim. Ayrıca bu sahada bunu destekleyecek noktada bir de şampiyonluğum var. Avrupa da yapılan bir yarışmada en iyi makyaj yapan olarak birinci seçildim. Ülkemi temsil ettim. Kazanmak ve taçlandırılmak çok güzel bir duygu. Sorumluluklarınız büyüse de daha bir şefkle işinize sarılıyorsunuz.”
Ünlülere de makyaj yapıyorsunuz sanırım, peki çalışmak nasıl bir duygu?
“Evet işimin bir parçası. Ünlülerle çalışmaya başlayınca her şey değişiyor. Bir anda siz de ünlenmeye başlıyorsunuz. Bu aslanda kendi içinde kendi reklamını doğuruyor üstelik sadece işinizi iyi yaparak bunu elde edebiliyorsunuz. Ancak ünlü bir sanatçıyla çalışmaya başlayınca siz de tanınır bilinir hale geliyorsunuz. İşinizi iyi yapınca ise artık her yüz sizin için ünlü bir sima olmaya başlıyor. İlk dönemlerde evet bayağı ilginç geliyordu. Ama sonrasında işinizin bir parçası şeklinde çalışmaya devam ediyorsunuz.”
Önümüzdeki dönemde neler yapmak istiyorsunuz?
“Şu anda aynı zamanda bir makyaj ve kuaför dükkanı açtım Nişantaşı”nda. Artizan Studio ismiyle. Genelde kuaförde makyaj için özel bir bölüm yoktur. Biz burda kadın erkek saç bakım ve makyaj hizmetini birlikte veriyoruz. Dükkandaki ortağım Şenol Sarıbak erkek saç ve bakımında hizmet veriyor. Haftanın üç günü MAC”te çalışıyorum diğer günler ise Artizan”da çalışıyorum. Daha çok yeniyiz, amacımız dört dörtlük hizmeti sunabilmek”.
“Amacım mutlu aynaya bakmaları’
Hem çalışan hem patron olmak. Her ikisini yürütmek nasıl?
“İşinizi sevmek ve doğru bir planlama ile çalışınca işler kolaylaşıyor. Hedefimiz şubeleşmek. Ha bu arada Artizan”da aynı zamanda makyaj eğitimi de veriyorum. Her zaman en iyi olmak adına her gün yeni yeni bilgilerle donanıp, yeniyi uygulamakla yükümlüyüm. Düşünsenize bir kadını aynaya bakarken *Vay ben bumuyum” diye yorumunu getirince işte o zaman en büyük ödül oluyor. Hele hele en güzel günleri düğünlerde yapılan makyaj da bir payınız olması, mutluluğu paylaşıyor olmak ya da mutlu olması için bir şeyler yapıyor olmak büyük saadet. İşte bunlar olunca iş yapıyor gibi olmuyorsunuz.”
En çok hangi taleple karşılaşıyorsunuz?
“Genelikle birilerine benzemek istiyorlar. Son dönemde en fazla istenen makyaj. Kim Kardeşyan makyajı oluyor. Genel anlamda ben ise kişinin cildine yüz şekline göre makyaj uygulamaları gerçekleştiriyorum. Avrupa”daki kadınlar yüzlerinde en güzel olanın altını çizerler ve bakanda onu görür. Biz de ise en yaygın olan moda neyse o uygulanıyor ve bu da büyük yanlışlar doğuruyor. Makyaj yaparken bunları da anlatmaya çalışıyorum. Ama önceliğim herkesin mutlu aynaya bakması.”
Fiyatlarınız nasıl?
“Makyajımız 2 bin ile 4 bin lira arasında değişiyor. “
Bu çok yüksek değil mi?
“Hayır değil. Hatta oldukça uygun diyebilirim. Modayı yakından takip edip kişiye özel hizmet veriyoruz. Renklerin yüzde buluşmasında aracıyız. Güzelliklere güzellik katmak ve mutlu kılmak. En özeli yaratmak için çabalıyorum.”
‘Peki, uzmanlık saham olmadığı için yorumlayamayacağım’ diyorum ardında kocaman bir gülümseme bırakarak. Evet işini sevgiyle yapabilmek çok önemli. Sahasında iyi olan kişinin hayata güzellikler katmak için verdiği uğraşın karşılığı yok sanırım. Ama madalyonu boynunuza takmak da sorumluğu büyütüyor. Kendi yüzünü tanımayana yüzünü tanıtmak başlı başına zor bir zanaat olsa gerek.
Hele hele özel günleri daha da özel kılmak çok anlamlı.
Düşünsenize işiniz “güzelleştirmek”, ne kadar zor.
İşini kolay işleyenler ne mutlu.
Gülen yüzlerin çoğaldığı bir hafta diliyorum.
Sevgiyle kalın.
Nıver Lazoğlu – niverlaz@yahoo.com.tr