Türkiye toplumu, arka arkaya İstanbul Beşiktaş ve Kayseri’de yaşanan PKK terörüne karşı ilk kez kitleler halinde bu kadar kararlı ve etkili bir mücadele veriyor.
Aslında dünyada toplumun desteği olmadan terörü yok etmek veya en azından minimize etmek zor. İspanya’nın ETA terörüne karşı verdiği mücadele buna iyi bir örnek.
İspanya, Fransa ve AİHM’nin desteğiyle başaramadığını başta Bask toplumu olmak üzere, İspanya halkının sokaklara dökülmesiyle başardı. Bu mücadele ETA’yı silah bırakma ve halktan özür dileme noktasına getirdi.
Şimdi aynı şeyi Türk’ü- Kürt’ü- Arap’ı ile bütün Türkiye toplumu yapıyor. Önceki gün terör saldırılarına karşı ilk kıvılcımın yakıldığı Şanlıurfa’daydım. 12 bin yıllık geçmişe sahip “Peygamberler Şehri” Şanlıurfa, bugün Türkiye’de birlikte yaşamanın da simgesi.
Türk, Kürt, Arap yüzyıllardır bu şehirde birlikte yaşıyor. Beşiktaş saldırısından sonra ilk kez Ş.Urfa ayağa kalktı ve on binler sokağa indi… Teröre tepki ve birlikte yaşama iradesine sahip çıkma, o günden sonra da dalga dalga bölgeye yayıldı. Diyarbakır’dan Kars’a, Elazığ’dan Batman’a, Bingöl’den Mardin’e; her gün bir başka yerde on binler sokaklara döküldü, teröre meydan okudu. Halen de bu sürüyor.
Ş.Urfa Valisi Güngör Azim Tuna, halkın teröre karşı bu tepkisinin doğal ve kendiliğinden geliştiğini söylüyor. Ş.Urfa Emniyet Müdürü Veysel Tipioğlu ise olayın bambaşka boyutuna dikkat çekiyor:
“O gün erkeklerden çok kadınlar meydanı doldurdu. Birbirini haberdar ederek meydanlara inen kadınlarımız, teröre en anlamlı tepkiyi gösterdi. O da dalga dalga bölgeye yayıldı. Ş.Urfa bu bölgenin çimentosudur. Birliğimize böyle sahip çıkan kadınlarımız olduğu sürece bu ülkeye hiçbir şey olmaz.” Ş.Urfa, sadece son dönemde değil, PKK şiddetinin başladığı 70’li yıllardan beri, terörün teslim almak istediği bir şehir. Bunun bir nedeni de Öcalan’ın buralı olması ve PKK’nın da bu şehirde kurulması. Belki de bu yüzden, sokağı dolaştığımızda o yılların yakın tanığı Milli Aşireti lideri Mehmet Milli şöyle konuştu:
“PKK bu topraklarda doğdu, ölümü de burada olacak. Toplum artık ‘yeter’ diyor. Terörle bugüne kadar ne elde ettiniz ki bundan sonra edesiniz?”
Yılda 60 bin çocuk doğuyor
Ş.Urfa Suriye ile en uzun sınıra sahip ve en çok Suriyeli de burada yaşıyor. Bu da Ş.Urfa’nın sadece içeriden ve dışarıdan gelen terörün değil aynı zamanda sosyal sorunların da hedefinde olduğunu gösteriyor.
Şimdiden ekonomiden tarıma, toplumun bütün hayatı etkilenmiş durumda; 500 bin civarında Suriyeli var. Bunun 150 bini çadırlarda, diğerleri hayatın içinde yaşıyor.
Hızla büyüyen ve göç alan Ş.Urfa’nın kendi doğal sorunları da var. Verimli topraklarına rağmen ne yazık ki bu zenginlik sanayileşme ve markalaşmayla taçlandırılamıyor.
Nüfusu mülteciler hariç 2 milyona dayanmış durumda. Dinamik ve genç bir nüfus var. Yaş ortalaması ise inanılmaz: 19.6. Yılda 60 bin çocuk doğuyor. Bu rakam nüfusu 11 milyon olan Yunanistan’dan fazla.
Bu tabloya bakınca biri Suriyeliler, diğeri genel iki kaygı paylaşılıyor. Suriyeliler için en kısa zamanda mutlaka bir çözüm üretilmeli.
Özellikle bugün 10 yaş civarında olan çocukların, 5 yıl sonra ciddi bir tehlikeye dönüşme olasılıkları var.
İkinci sorun ise Ş.Urfa’nın sahip olduğu genç nüfusun eğitimi; merkezi ve yerel yönetim el ele vererek başta meslek eğitimi olmak üzere gençlerin eğitimine mutlaka el atmalı.