Son dönemde ve her dönemde sık sık gündeme gelen iki önemli kavramı aktarmak istiyorum… Bir her şeyi devletten ya da Ankara’da bekleyeni…
İki yeni dönemde artık devletler değil daha çok kentler yarışıyor. Bu yüzden yerel kalkınma, yerel ekonomi olmazsa olmazımız olmalı…
Ama biz de öyle olmuyor. Her şey Ankara’dan bekleniyor ya da her şey Ankara’da çözülüyor… Peki istisnalar yok mu? Elbette var… İşte her şeyi Ankara’dan beklememek için biz de bu istisnaları öne çıkaralım… En azından öne çıkarmayı deneyelim…
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı ile başlayalım… İzmir’de yerel kalkınmaya ağırlık veren bir strateji geliştirmeyi deniyor.
Kısa sürede mesafe alıyor. İzmir bir çok alanda Türkiye lideri oluyor. Mesela en çok süt üretilen kent haline geliyor.
Son olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açtığı Sütaş tesisleri ile birlikte açık ara öne geçip bu alandaki liderliğini pekiştirecek.
Bir başka örnek Tokat… Tarım alanında önemli adımlar atan üniversite, kentin işadamları valisi ve belediye başkanı ile işbirliği yaparak bilişime de el attı. Kısa sürede Mehmet Önder’in desteği ile Uyumsoft’un yaptığı yatırımlarla Tokat teknoloji ile buluştu…
Bir örnek de Antalya’dan… Ortakları arasında belediyenin de olduğu ANFAŞ dünya çapında marka fuarlar yapmak için düğmeye basmış durumda.
Son ve en önemli örnek Ordu… Vali İrfan Balkanlıoğlu bu kentte göreve başladığı günden beri “fındık tamam bir de turizm olsun” diye yola çıktı.
Kısa sürede büyük mesafeler aldı. Türkiye’de turizm tepetaklak giderken Ordu turizmde patlama yaptı. Bu yıl 500 bine yaklaşması bekleniyor Ordu’ya gelen yerli ve yabancı turizmt sayısının.
Vali İrfan Balkanlıoğlu’nun hedefi 1 milyon turist sayısına ulaşmak… Bunun için konuşmuyor çalışıyorlar ekip olarak…
Geçtiğimiz günlerde Uluslararası Türk-Arap İş Dünyası Zirvesi yapıldı Ordu’da… Ocak ayı başında bir başka önemli etkinliğe hazırlanıyor bütün kent…
Bütün kent aynı noktaya vuruyor.. Örneğin son zirvede Altınordu Belediye Başkanı Engin Tekintaş, Ordu Kültür ve Turizm İl Müdürü Uğur Toparlak ve Basın Müşaviri Mustafa Sezer gece gündüz çalışarak Vali Balkanlıoğlu’nu yalnız bırakmadılar.
Bu arada bu önemli zirvenin gerçekleştirilmesinde büyük katkı veren TIG Grup Uluslararası Yatırım ve Organizasyon Yönetim Kurulu Başkanı Hayreddin Turan ile Türk-Arap Ekonomi ve Stratejik İşbirliği Derneği Başkanı Dr. Muhammed Al Adil ile sevgili Cengiz Kazan’ı da hatırlatmak gerekiyor bu konu açılınca..
Bu örneklerden sonra tekrar başa dönelim… Her şeye rağmen illerde yerel yöneticiler isterlerse çok önemli işler yapabiliyor.
Yani birileri her şeyi Ankara’dan beklemiyor. Peki bekleyenler var mı? Hem de çok… Hatta iş yapanlara zaman zaman şunu da hatırlattıklarını biliyorum..
-Türkiye’de hiçbir başarı cezasız kalmaz…
Durum buysa iş yapanları normal görmek mümkün mü… Hani iller yarışacaktı. Hani dönem artık kentlerin yarıştığı dönemdi…
Bu konuyu Türkiye’de en iyi bilen isimlerden biri Numan Kurtulmuş… Bir bilim insanı, bir siyasetçi aynı zamanda bu konuda hazırlık yapmış bir yönetici olarak bu sorunu çözebilir mi?
Bilmiyoruz. Çünkü öyle çok kolay çözülebilir diye gördüğümüz sorunlar çözülemiyor bu güzel ülkede…
Ama bazı kıstaslar çıkarılabilir… Mesela…
. İhracatı en fazla artıran kent…
. Turist sayısını artıran kent…
. Organize sanayi bölgesindeki şirket sayısını artıran kent..
. En fazla istihdam yaratan kent…
Bu kıstasları bir bilimsel bir temele oturup çalışanla çalışmayı ortaya çıkarmak iyi olmaz mı? İşte o zaman çalışmayıp yan gelip yatanla çalışanı gün gün takip etmek izlemek de mümkün olur… İşte o zaman belki doğru yere doğru insanlar seçilir ya da atanır… İşte o zaman liyakat için baz alacağınız bir belge olur elinizde…
Ve en önemlisi Ankara kendi yükünü delege etmiş olur. Kent önderleri eliyle kalkınma seferberliğinin düğmesini basılmış olur.
Comments are closed.
Yerinde tespit. En azından bu aksiyon Ankara’dan beklenebilir 🙂