İngiliz basını ve dünyadaki bir çok basın kuruluşu Reina’daki terör saldırısı ile ilgili haber yazdı. I gazetesine yazan Simon Calder, “Türkiye’ye geri dönmek için sabırsızlanıyorum. Çünkü rastgele hedef seçen şiddete verilebilecek en güzel cevap, davranışlarınızı ve seçimlerinizi değiştirmeden ne derece etkisiz olduğunu göstermektir” ifadesini kullandı. Times ise, Batılı ülkelerin kritik dönemeçten geçilirken tüm desteğini Türkiye’ye vermesini isteyerek özellikle istihbarat paylaşılmasının altını çizdi: “Türkiye hayati bir müttefik. Bu trajedi karşısında tüm iyi dileklerimize ve yardımımıza ihtiyacı var.” Reina’daki katliam, bugün İngiltere gazetelerinin manşetlerinde. ‘Gülümseyen katil’ manşetiyle okurlarının karşısına çıkan I gazetesinde, Simon Calder imzalı ‘Türkiye’de tatil rezervasyonları yaparak teröristlere karşı çıkabiliriz’ başlıklı bir yazı yayımlandı. Yazıda, Batılı ülkelerin 39 kişinin hayatını kaybettiği Reina saldırısının ardından Türkiye’de tatile giderek dayanışma gösterebileceği ifade ediliyor.
Calder’in yazısı şöyle:
“Bu saldırılara en güzel yanıt normal yaşantınızı değiştirmemektir. Muhtemelen ben de en az sizin kadar ölüm riskinden sakınıyorum ve ailemin hayatını tehlikeye sokacak risklere karşı toleransım çok düşük.
Ama aynı zamanda seyahatin hem turist hem de ziyaret edilen ülke için ödüllendirici bir deneyim olduğunu düşünüyorum.
Geçen yıl Ocak ayında Türkiye’nin muhteşem güney sahillerinde bir aile tatil paketi satın almıştım. Henüz bir hafta önce Sultanahmet’te Alman bir turist grubunun 10 üyesi bombalı saldırıda hayatlarını kaybetmişlerdi.
Hayatını kaybeden her bir kişi ayrı bir trajediydi. Ancak her yıl İstanbul’u ve Türkiye’nin sahil beldelerini ziyaret eden milyonlarca kişiyi düşündüğünüzde herhangi bir tehlikeyle karşılaşma şansınız hâlâ son derece düşük.
Ama pek çok İngiliz turist aynı fikirde değildi. Tatil rezervasyonu yaptığımız tesis, o dönemde Kepenk indirmek zorunda kaldı, biz de tatilimizi Yunanistan’da yaptık. İstemeden de olsa Türkiye’nin büyük sıkıntı yaşayan turizm sektörüne ve ekonomisine bir darbe de biz indirdik.
O günden bugüne, kitlesel saldırılar rutin bir hal aldı. İstanbul, Ankara ve diğer illerdeki saldırılarda yüzlerce kişi hayatını kaybetti. Son olarak Reina gece kulübünde 39 kişi öldürüldü.
Türkiye’de tatili düşünen pek çok kişi İstanbul Boğazı’nın dibinde meydana gelen katliamı görünce şok olmuştur. Katliamların yarattığı trajediyi olduğundan daha hafif göstermeye çalışmadan, turizm beldelerinin hedef olması ihtimalini gözden geçirdim.
İstanbul saldırıya açık sarsılmış bir kent gibi duruyor. Çok sayıda turist İstanbul’a gitmek istemiyor.
Bugün boğaza nazır Condrad Oteli’nde geceliği sadece 90 dolara konaklayabilirsiniz. Türkiye’ye geri dönmek için sabırsızlanıyorum. Çünkü rastgele hedef seçen şiddete verilebilecek en güzel cevap, davranışlarınızı ve seçimlerinizi değiştirmeden ne derece etkisiz olduğunu göstermektir.”
TIMES: BATI, TÜRKİYE’YE TÜM DESTEĞİNİ VERMELİ
‘IŞİD katliamın ardından yeni bir terör dalgasının çağrısını yapıyor’ başlığını kullanan Times gazetesinin baş yazılarından biri de Reina’ya ayrılmış.
‘İstanbul’da katliam’ başlığını taşıyan yazıda, “Türkiye kritik bir dönemeçte. Batı verebildiği tüm desteği vermeli” deniyor:
“Yeni yıl Türkiye için vahşi ve kaygı verici bir zalimlikle başladı. 39 kişiyi öldürüp yaklaşık 70 kişiyi yaralayan terörist hâlâ sokaklarda.
Bir ülke büyük bir öfke içerisinde, şokta ve korkudan felç olmuş vaziyette. Bu, Türkiye’nin son altı ay içerisinde yaşadığı beşinci kitlesel saldırıydı.
Son saldırı IŞİD’in tüm izlerini taşıyor. Batılı yaşam tarzını yaşayan sivillerin hedef alınması örgütün kabul edilemez bir özelliği.
Mutluluğu tercih edenlerin böylesine vahşice öldürülmesinin yarattığı tezat, tepkiyi artırıyor. Batı’daki tepki büyüdükçe de daha fazla yaşadığı topluma yabancılaşmış Müslüman’ı IŞİD’e itiyor.
Son saldırının zamanlaması, Rusya ve Türkiye tarafından hazılanan ve Suriye’de ilân edilen ateşkesle de bağlantılı olabilir. Radikal İslamcılar kısa süre öncesine kadar IŞİD’e silah sevkiyatına ses çıkarmayan Türkiye’nin şimdi ağırlığını IŞİD’le mücadeleden yana koymasına öfkeli.
Rusya’yla varılan anlaşmayı bir ihanet olarak görüyorlar. Özgür Suriye Ordusu ve İstanbul merkezli Suriyeli muhalifler de Türkiye’nin bu reel siyaset hamlesi konusunda rahatsız.
Batı’nın bu kritik dönemeçte Türkiye’ye verebileceği tüm desteği vermesi gerek.
Rusya’yla yapılan Suriye ateşkesinde Batı Türkiye’nin ortağı değildi. Kilit öneme sahip bir NATO müttefikinin Moskova’yla yakınlaşma hızı da Batı’yı son derece tedirgin etmiş durumda. Ancak taraflar makul davranıyor ve ne Amerika, ne de Türkiye’nin Avrupalı ortakları ateşkes anlaşmasını bozmaya çalışıyor.
İstihbarat paylaşılmalı
Anlaşma BM Güvenlik Konseyi tarafından da oybirliğiyle desteklendi. Türkiye’nin ılımlı Suriye muhalefetinin çıkarlarını koruması konusunda Batı’nın Türkiye’ye her zamankinden fazla güvenmesi gerek. Böylelikle Ankara’ya ileride başlayabilecek barış görüşmelerinde Türkiye aracılığıyla Batı’yı da temsil edebileceğinin mesajı verilmeli.
Bir diğer destek ise istihbarat alanında olmalı. Batılı ülkeler IŞİD konusunda ellerindeki tüm istihbaratı Türkiye’yle paylaşmalı.
Türkiye hayati bir müttefik. Bu trajedi karşısında tüm iyi dileklerimize ve yardımımıza ihtiyacı var.”
Kaynak: MİLLİYET