Yandaş medyanın tamamı çok “sevindirik” olmuştu. Hepsinin manşetinde Putin’in “Türk-Rus ilişkilerini bozmak isteyenlerin olduğuna ikna oldum” sözleri vardı.
Yandaşların en irisi Sabah “Türkiye ile aramızı açtılar” manşeti ile çıkmıştı. Star “Putin FETÖ’yü işaret etti” diyordu. Yeni Şafak bir tık ileri gitmiş ve “ABD’yi işaret etti” demişti. Karar “Uçağımızı düşüren Ankara değil” başlığını tercih ederken Akşam “Aramızı bozamadılar” Türkiye “FETÖ tuzağını Putin de anladı” demiş Takvim ise “İkna oldum” başlığını atmıştı.
İktidar ve yandaşlarının “Katil polis FETÖ’cü” savının Putin tarafından da doğrulandığını düşündükleri anlaşılıyor.
Öyle ya katil FETÖ’cü ise bunda iktidarın hiçbir sorumluluğu olmayacak.
Türk halkının yarısı için bu iddia yürekleri serinleten bir unsur olabilir ama dünyaya açıldığınızda bunun bir anlamı olur mu bilemem.
Çünkü batısıyla doğusuyla, kuzeyiyle güneyiyle dünya ülkeleri suikasti “Radikal dinci bir Türk polisi Rus büyükelçisini öldürdü” başlıklarıyla duyurdu. FETÖ’cülük de radikal dinci bir hareket olduğuna göre fark etmiyor yani.
Ama Putin’in sözlerini ve bizim sevindirik iktidarı görünce içime bir şüphe düştü. Kendi kendime “Yahu sakın bu Putin bizimle kafa buluyor olmasın” dedim.
Niye mi? Çok basit; Rus uçağını ne zaman düşürdük? 1 Kasım 2015’te.
O andan itibaren iktidarın bütün yetkilileri ayağa kalktı. Dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu “Düşürme emrini ben verdim” dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan “Angajman kurallarına uymadılar. Hakkımızı kullandık bir daha olursa yine yaparız” dedi. Genelkurmay “radar izi haritaları” yayınlayarak Rus uçağını düşürmekten başka çareleri olmadığını açıkladı. Savunma Bakanı kimsenin Türkiye ile oyun oynayamayacağını, cevabını mutlaka alacağını bildirdi. Yandaşlar ekranlarda ve köşelerinde “zafer” türküleri söyledi. Koca Rusya’yı nasıl dize getirdiğimiz, nasıl destan yazdığımız anlatıldı günlerce.
İktidar 15 Temmuz dinci faşist darbe girişimine kadar Rus uçağının “Türkiye-Rusya ilişkilerini bozmak isteyen bir paralel yapı tarafından düşürüldüğünü” hiç söylemedi, hatta ima bile etmedi.
Yani Putin’in “Uçağımızı düşürenlerin ilişkilerimizi bozmak isteyenlerce düşürüldüğü söylemlerine inanmıyordum” sözleri doğru değil. Kimse Putin’e bunu söylememişti ki.
Peki Putin şimdi neden öyle konuşuyor?
Bana göre cevabı çok basit. Türkiye’yi avucunun içine aldı. İstediğini yaptırıyor. Onun da ötesinde bir NATO üyesi olan Türkiye’yi Amerika ve Batı’nın elinden de çekip aldı, adeta NATO içine pimi çekilmiş bir bomba bıraktı.
Bir taraftan bunun keyfini yaşarken diğer yandan da bölgede özellikle Amerika’ya karşı ne yapacağının planını yapmak için zaman kazanıyor.
RİZE’DE “KARŞI DEVRİM” HAMLESİNİ KURNAZLIKLA BİTİRDİLER
Rize’de Belediye hayli zamandır Cumhuriyet Meydanı’ndaki Atatürk heykelini kaldırmak yerine “çay bardağı” heykeli koymak istiyordu. Ama her seferinde gelen tepkilerden korkarak bunu başaramadı.
15 Temmuz, Suriye’deki savaş, Atatürk, ilkeler, devrimler ve laikliğin artık lafının bile edilememesinin yarattığı iklimden cesaret alan Rize Belediye Başkanı bir gece ani operasyonla Atatürk heykelini yerinden söküp alıverdi.
İktidar ve dinci çevreler bu kaba “karşı devrim” gösterisini ayakta alkışlarken Atatürk sevgisinin ağır bastığı halkın büyük kesimi buna şiddetli bir tepki gösterdi.
Rize Belediyesi önce aldırmazdan gelmeye çalıştı ama olmadı. Sonunda bu iktidarın ne kolay becerdiği yola yani kurnazlığa sapıldı ve heykelin aslında kaldırılmadığı sadece yerinin değiştirildiği açıklandı.
Neymiş heykel valilik önündeki meydana taşınmışmış. Belediye gece yarısı alel acele tahtadan yaptığı bir kaidenin üzerine kondurmuş koca Atatürk heykelini.
Madem heykel kaldırılmıyor da taşınıyordu neden önceden bu söylenmedi ve neden heykelin taşınacağı yer daha önce hazırlanmadı da tahtadan bir kaide kuruldu?