Hürriyet ve Milliyet’te 2000’li yıllarda röportaj yaptığım tepe yöneticileri 2004 yılında bir kitapta toplamıştım. Milliyet ve özel arşive bakınca, içinde Süleyman Soylu’yu gördüm. O zamanlar başlığa “Masasından liderlik kitapları eksik olmuyor” diye başlık atmışım. Hedefi olan bir siyasi kişilik diye yorumlamışım. Röportaj aynen duruyor.
***
Gazeteciliğimde ANAP, DYP, CHP dönemindeki il bşk ile konuşmuşum, aklıma gelen isimler… Ethem Topbaş’tan tutunda, Erdal Aksoy, İbrahim Taşkın’a, Orhan Keçeli’den, Şinasi Öktem, Ercan Karakaş’a… Yeni dönemlere girmiyorum bile.. Gürsel Tekin, Oğuz Kaan Salıcı, Murat Karayalçın…
Siyaseti sürdüren bir iki kişi kalmış bakıyorum da…
***
Bunlardan biri de Süleyman Soylu… İçişleri Bakanı Soylu’ya, bu dönemde çok iş düşüyor!.. Çalışma Bakanı olunca kutlamıştım, ama, İçişleri Bakanı olunca hiç yapmadığım bir şeyi yaptım. Twet artarak, “Bu işi Soylu çözer”dedim.
Çok eski tanırım Süleyman Soylu’yu…
Yıllar geçti… Babası gibi… Gaziosmanpaşa’da ilk siyasete başladığını, DYP il başkanı iken, Beşiktaş’a geldiğinde buluşmalarımızı, Ahte vefa vardır, ayrıca kararlılık… İnsan ilişkileri üst seviyededir, en önemlisi de tırnakları ile kazıyarak gelmiştir bulunduğu yere… Aynı hırsı hain terör saldırısı sonrası yaptığı geçen konuşmasında gördüm. O zamanlar “Sorumluluğu tabana yaymak lazım, sorumluluk yanlış yapabilmeyi ortadan kaldırır, siyaset bir takım işidir. İlk şart da güvendir” demişti. Aynı düşüncelerini aradan geçen 10 küsur yıl sonra da ortaya koyduğunu gördüm. Şartlara göre değişmeyen insanları severim. Onun için aklıma geldi, paylaşayım istedim, Allah yolunu açık etsin. Tüm Türkiye arkanda…
Herkesin tek söylemi var: “Bitirin artık şu işi!..”
***
Terör saldırılarında hayatlarını kaybeden şehitlerimize bir kez daha Allah’tan rahmet, yakınlarına da sabır diliyorum.