Obezite ve hareketsiz bir yaşam tarzının yanı sıra zayıflama hapları va zayıflamak için gelişigüzel kullanılan bitkiler de karaciğerin sonunu hazırlıyor.
Vücudumuzun en büyük organı olan karaciğer, çok fazla fonksiyona sahip hayati bir organımız. Birçok hormonun yapımından sorumlu, pıhtılaşmayı sağlayan faktörleri ve albumini üreten, kandaki birçok toksik maddenin vücuttan temizlenmesini sağlayan karaciğer, bütün bunların ötesinde her gün safra salgılayarak sindirimi kolaylaştırıyor. Kalın ve ince bağırsaklar tarafından emilen gıdalardan proteinler, şekerler ve yağların bir kısmı karaciğerde sentezleniyor. Ayrıca karaciğerin vücudun savunmasında çok önemli bir yeri bulunuyor. Bağırsaklardan gelen mikroorganizmaların temizlenmesinde de etkili. Dolayısıyla vücudumuzda bu kadar hayati öneme sahip bir organ rahatsızlandığında yaşam fonksiyonlarımız sekteye uğruyor. Acıbadem Üniversitesi Atakent Hastanesi Organ Nakli Bölüm Başkanı ve Karaciğer Nakli Sorumlusu Prof. Dr. Remzi Emiroğlu, vücudumuzun en büyük hayati organı karaciğeri tehdit eden belli başlı hastalıklarla ilgili bilgi verdi…
İLERLEYENE KADAR BELİRTİ VERMEZ
Başlangıçta karaciğer hastalıklarının semptomları belirgin olmayabiliyor. Tüm hastalıklarda benzer şekilde görebileceğimiz halsizlik, yorgunluk, iştahsızlık, kilo kaybı, kusma gibi genel semptomlar ile başlıyor. Bu dönemde fark edilemezse, hastalık ilerledikçe kansızlık, ağızdan kan gelmesi, daha da ilerleyen durumlarda karın şişliği, sarılık, şuur kayıpları ve koma ile karşımıza çıkabiliyor.
Burada en çok korkulan belirti kanamalardır. Bazen aşırı kanamalarla hastalar hayatını kaybedebiliyor. Özellikle sirotik karaciğerdeki tümör gelişimi oldukça sinsi olabiliyor. Karaciğerin önemli bir kısmını kaplayana kadar genellikle belirti vermiyor. Karaciğer fonksiyonlarının yüzde 25’i kalsa bile, yine de hastalığı fark etmiyorsunuz. Çünkü karaciğer öyle bir organ ki, yüzde 25’i bile vücudumuzun ihtiyaçlarını karşılayabiliyor.
SABAH