Türkiye’de 15 Temmuz sonrası yaşanan gelişmelerin tartışıldığı AKMP’de, Ankara hakkında bir karar almak için 2017’ye kadar gelişmelerin izlenmesine mutabık kalındı.
Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi (AKPM) Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nu ağırladıktan bir gün sonra Türkiye’deki gelişmeler hakkında olağanüstü bir genel kurul oturumu düzenledi. Karar metni olmayan oturum sonunda, Türkiye’deki gelişmelerin Ocak 2017’de değerlendirilmesi konusunda genel bir mutabakat oluştu.
Bünyesinde 18 Türk parlamenterin de üye olduğu AKPM, 15 Temmuz darbe girişimi sonrası Türkiye’deki gelişmelerle ilgili ilk genel kurul oturumunu bugün Strasbourg’da düzenledi. ‘Darbe girişimi ortamında Türkiye’deki durum’ başlıklı oturumda siyasi gruplar adına yapılan konuşmalarda darbe girişimi kınandı. Muhafazakar ve Hristiyan Demokrat gruplar Türk hükümetine yönelik daha anlayışlı bir dil kullandı. Sol ve liberal gruplar ise darbe girişimi sonrası ‘hukuk devletinden sapıldığı’ mesajları verdi.
Muhafazakar Grup adına konuşan Türk parlamenter Suat Önal, darbe girişimini ‘Askeriyenin içerisinde kendisini gizlemiş ve kendini kainat imamı olarak niteleyen Fethullah Gülen’e iradesini robotik bir şekilde teslim etmiş bir kısım generalin demokrasiye müdahalesi’ olarak tanımladı. AKPM’yi darbe girişimine karşı dimdik duran Türkiye’ye sahip çıkmaya çağırdı.
Hristiyan Demokrat Grup adına konuşan Macar parlamenter Zsolt Nemeth,Türkiye’nin Suriye ve sığınmacılar sorunu gibi dosyalarda Avrupa için kilit ülke olduğunu, sorunlar yaşandığını, bu sorunların Avrupa Konseyi’nin arabuluculuğunda diyalogla çözümlenmesi gerektiğini söyledi.
Sol Grup adına konuşan Türk heyeti üyesi Hişyar Özsoy, Türkiye’de tüm siyasi partilerin darbe girişimine karşı çıktığını, bu girişimin Türk toplumunu demokratikleştirmek için bir fırsat olabilecekken hükümetin ‘Başkan Erdoğan’ın arzusu üzerine Türkiye’yi yeniden şekillendirmek için karşı darbe yolunu seçtiği’ görüşünü dile getirdi.
Sosyal Demokrat Grup adına konuşan İspanyol parlamenter Soraya Rodriguez Ramos darbe girişimi sonrası Türkiye’de yaşananları ‘kaygı verici’ olarak tanımladı. Darbenin lanetlenip, Türk halkıyla dayanışma gösterilmesi gerektiğine vurguda bulundu. Buna karşılık OHAL kapsamındaki endişelerin dillendirilmesi gerektiğini belirtti. Parlamenter dokunulmazlığı, masumiyet karinesi, adil yargılanma gibi ilkelere riayet edilmesi gerektiği görüşünü dile getirdi.
AKPM üyesi bir grup parlamenterin, darbe girişimi sonrası hukuk devleti ve temel insan hakları alanında yaşananlar nedeniyle Türkiye’nin yeniden siyasi denetim sürecine alınması için yaptıkları çağrı çoğunluk tarafından benimsenmedi. Bu konuda 25 parlamenter tarafından hazırlanan bir karar teklifini önümüzdeki günlerde ele alacak.
Ancak AKPM üyelerinin bu teklifi kabul etmeleri şimdilik beklenmiyor. AKPM’de çoğunluk, Türkiye’deki gelişmelerin yakından takip edilmesi ve Ocak 2017’deki AKPM genel kurul oturumlarında gözden geçirilmesi konusunda ilkesel olarak mutabık kalmış görünüyor.
AKPM böylece Türkiye’ye gayri resmi olarak 3 ay süre vermiş oldu. Gelişmeler ışığında Türkiye’nin AKPM’de yeniden denetim sürecine alınması Ocak ayından itibaren gündeme gelebilir. O tarihe kadar Avrupa Konseyi’ne bağlı Venedik Komisyonu, Avrupa İşkenceyi Önleme Komitesi ve Avrupa İnsan Hakları Komiseri’nin darbe girişimi sonrası gelişmelerle ilgili olarak raporlar yayımlamaları bekleniyor.
Türkiye şu anda AKPM’nin ‘Denetim Sonrası Diyalog Süreci’nde tutuluyor. 2004 öncesi olduğu gibi yeniden denetim sürecine alınmasının, AB cephesinde ‘Kopenhag siyasi kriterleri’ olarak adlandırılan temel değerleri yerine getirmeyen bir ülke olarak anılmasına neden olacağı yorumları yapılıyor.
Öte yandan, Türkiye oturumunun ardından AKPM genel kuruluna seslnenen Almanya Dışişleri Bakanı Frank-Walter Steinmeier de darbe girişimini kınadı. Türkiye’nin kanlı bir darbe girişimiyle sarsıldığını ve anayasal kurumlarının darbe aldığını hatırlatan Alman bakan, “Cesur bir sivil toplum karşısında saygımız büyük. Darbe girişiminin üzerine yoğun biçimde gidilmesi meşrudur. Ancak bunun hukuk devleti ilkeleri çerçevesinde yapılması gerektiğinin altını çizmek istiyorum” ifadelerini kullandı. Steinmeier, Avrupa Konseyi’nin Türkiye ile diyaloğuna da destek verdi. Kaynak: Milliyet