Gün içerisinde yaşadığımız zorluklar, karşılaştığımız olaylar ve maruz kaldığımız dış etkiler nedeniyle vücudumuz yıpranmakta. Ruhsal ve fiziksel bu zorlukların büyük bir bölümünü iyi beslenerek, dinlenerek, uyuyarak, spor yaparak aşabiliyoruz ancak, zaman içinde bedenimizde kalıcı etkiler bırakmalarının önüne geçemiyoruz.
Bedenimizde meydana gelen bu değişikliklerden en çok yüzümüz etkilenmekte. Gelişen teknoloji bir çok alanı etkilediği gibi sağlık ve estetik alanında da yepyeni çözümleri beraberinde getiriyor. Superplast Estetik Cerrahi Merkezi’nden Op.Dr.Cihangir Toraman lazer desteği ve kendi dokularınızı kullanarak geliştirdiği “3 boyutlu yüz gençleştirme yöntemi” ile kendinizi 10-15 yıl öncesinde bulabilmenizin mümkün olduğunu söylüyor.
Vücudumuzun en dış tabakası olan cildimiz, dış etkilerden en çok zarar gören parçamızdır. Bu yıpranma, yaşadığımız rahatsızlıklar, sahip olduğumuz hastalıklar ve çevremizdeki dış etkenler nedeniyle olmaktadır. Güneş, dış etkenler arasında etkisi en yüksek ve en belirleyici olandır. Bunu daha iyi anlamak için güneşe hasret kuzey ülkelerde, kapalı mekanlarda çalışan kadınlar ile, güneşi bol güney ülkelerde, açık alanlarda çalışan kadınların ciltlerini karşılaştırmak yeterlidir.
Tüm bu etkilerle; cildimiz canlılığını ışıltısını kaybetmekte, sıkılığı azalıp, gevşekliği yer çekimine ayak uydurarak, yer yer lekelenmelere maruz kalmaktadır. Ortaya çıkan bu değişiklikler nedeniyle yüz yaşlanmakta ve böylece hissedilmeyen bir yaşta görünmek kaçınılmaz olmaktadır. Op. Dr. Cihangir Toraman, geliştirdiği 3 boyutlu gençleştirme yöntemi sayesinde cildimizdeki yıpranmayı yüzün en derinindeki kas tabakasından başlayıp, yüzeydeki cilde kadar uzanan ameliyatsız ileri düzey uygulamalarla, cerrahi girişimlerle elde edilmeye çalışılan sonuçları yakalamış durumda. Op.Dr. Cihangir Toraman yöntemi şöyle anlatıyor; 3 Boyutlu Ameliyatsız Yüz Germe tekniğinde hastamın yüzünü detaylı olarak değerlendirdikten sonra hastaya şu soruyu sorarım: ‘’Yüzünüzde sizi en çok rahatsız eden problem nedir ?’’ Hastanın verdiği cevabı ilk sıraya yazarak yapılacaklar listesi hazırlarım ve işe koyulurum.
– İlk olarak yüze en derinden başlayarak Fokal Ultrason (Ulthera) uygularım. Bu aşamada cildin 4,5mm. ve 3mm. derinindeki gevşeklik alanlarında çalışırım. Fokal Ultrasonun tek seanslık uygulama olması ve sonrasında hastanın yüzünde herhangi bir renk değişikliği, şişlik, güneşten etkilenme olmaması nedeniyle benim için sorunun çözümünde ve günümüzdeki en etkili uygulamadır. . İşlem süresi genelde 30-45 dakika arasında değişir. Yüz bölgesinin tamamına uygulanması yaklaşık 1 saat sürer. İşlemin ardından ciltteki toparlanma hemen fark edilebilir.
– İkinci olarak yüze fraksiyonel adyo frekans (saten yüz germe) uygularım. Bu uygulama derin alan ile onun bağlı olduğu cildin arasındaki bağların eskiden olduğu gibi sıkı ve gergin olmasını sağlar. İşlem yapılacak alanın genişliğine göre uygulama 30-45 dakika arası sürebilir. Hasta bu süreyi müzik dinleyerek veya kitap okuyarak geçirebilir. Uygulamanın hemen sonrasında ciltteki sıkılaşma hissedilir ve ilerleyen zamanda istenen seviyeye gelir.
– Üçüncü olarak daha yoğun çalışma gerektiren cilde sıra gelir. Bu aşamada 3-4 seanslık uygulamalarla cildin beslenmesini ve su tutma kabiliyetini artırmak ve kollajen üretimini desteklemek için cilt içine vitamin, mineral, protein, aminoasit ve faktörler içeren enjeksiyonlar yaparım.(BiostimulationR) PRP (Platelet Rich Plasma-kökten zenginleştirilmiş hücre) uygulaması bu işlemin ayrılmaz bir parçasıdır. Hemen ardından cilde ait kırışıklık, gevşeklik, leke, kılcal damar, akne izi gibi sorunları gidermek için Fraksiyonel ablatif/non-ablatif Lazer uygulamalarıyla işlemleri sonlandırırım. Tek seanstan sonra bile ciltte fark edilir bir iyileşme gerçekleşir. Arzu edilen görünüme ulaşılması için gereken seans sayısı 2-6 arasında değişir. Her bir seans yaklaşık 1 saat sürer. Seanslar 4-6 hafta arayla gerçekleştirilir. Elde edilen olumlu sonuçlar yaklaşık 2 yıl boyunca korunur. 6-12 ayda bir tek seans uygulamasıyla desteklenirse bu süre uzayacaktır.
Tüm bu işlemlerde dikkat edilmesi gereken en önemli konu güneşten korunmak.
Superplast hakkında:
Superplast Estetik Cerrahi Merkezi, 2010 yılında, İstanbul’da, Estetik Plastik ve RekonstrüktifCerrahi Uzmanı Op. Dr. Hüseyin Güner ve Op. Dr. Çoşkun Levent Taşçı tarafından kurulmuştur. Sadece son teknolojileri kullanan Superplast Estetik Cerrahi Merkezi, özellikle ABD’de en son çıkan teknolojilere sahip cihazları Türkiye’deki hastaların hizmetine sunmasıyla öne çıkıyor. Tamamen uzman hekimlerce gerçekleştirilen estetik cerrahi ameliyatlar ve tamamlayıcı tedavilerle beklentileri aşan memnuniyet düzeyi hedefliyor. Superplast Estetik Cerrahi Merkezi’nin teknolojisi 6 ayda 1 yenileniyor. Kullanılan cihazların güvenilirliği kanıtlanmış ve en son teknolojilerle donatılmış olması merkezin cazibesini arttırıyor. Komplike cihazların kullanımı konusunda son derece deneyimli ve eğitimli olan Superplast doktorları, yurtdışından gelen estetik cerrahi doktorlarına cihazların kullanımı konusunda eğitim vererek bu konudaki başarısını ortaya koyuyor. Eğitim için ağırlıklı olarak İngiltere, Fransa, Bulgaristan, Güney Amerika ve Uzakdoğu’dan doktorlar geliyor.Superplast Estetik Cerrahi Merkezi’nin geniş kapsamlı hasta profilinde yurtiçi ve yurtdışından birçok tanınmış ismin yanı sıra iş dünyasından isimler ve öğrenciler de yer alıyor.