Darbe girişiminin yaşandığı gece Boğaziçi Köprüsü’nde askerlere yönelik linci fotoğraflamasının ardından saldırıya uğrayan Hürriyet gazetesi foto muhabiri Selçuk Şamiloğlu, yaşananları “Köprüden atlamayı bile düşündüm” sözleriyle anlattı
Darbe girişiminin yaşandığı gece Boğaziçi Köprüsü’nde askerlere yönelik linci fotoğraflamasının ardından saldırıya uğrayan Hürriyet gazetesi foto muhabiri Selçuk Şamiloğlu, yaşananları “Köprüden atlamayı bile düşündüm” sözleriyle anlattı.
Köprüye geldiğinde askerlerin teslim olduğunu aktaran Şamiloğlu, Hürriyet’ten İpek Yezdani’ye o anları şu sözlerle anlattı:
“Sabah 05.30-06.00 sularıydı. Askerin Boğaziçi Köprüsü’nün Anadolu yakasında olduğunu, halkla çatıştığını duyunca Balmumcu’dan köprüye gittim. Herkes köprünün üstünde o tarafa doğru yürüyordu, ben de köprünün Avrupa ayağından Anadolu ayağına yürüdüm. Ancak oraya vardığımda ve oradaki öfkeli kalabalığı gördüğümde ‘Keşke gelmeseydim’ dedim. Polis, askerleri tutuklayıp çevik kuvvet otobüslerine bindirmişti. Hatta köprüde yürürken bazı askerlerin polise ait Akrep tipi zırhlı bir aracın içinde olduğunu gördüm. O sırada kalabalık, aracın içerisindeki askerleri dışarı çıkarmak için aracı sallayıp devirmeye çalıştı. Çevik kuvvet polisine ait otobüslerdeki tutuklu askerleri tek tek dışarı çıkarıp dövüyor, tekmeliyorlardı. ‘Bunları bize verin, vatan hainlerini öldüreceğiz’ diye bağırıyorlardı. Gözleri dönmüş gibiydi.”
Askerlere yönelik linci fotoğraflarken kalabalıktan birinin “Sen kimsin?” dediğini, gazeteci olduğunu söyleyince makinesinin elinden alınıp yere itildiğini anlatan Şamiloğlu, o andan sonra yaklaşık 15-20 kişinin kendisini dövmeye başladığını aktardı.
Şamiloğlu şöyle devam etti: “Gazeteci olduğumu öğrenince daha çok vurmaya başladılar. ‘Askerlerden sonra sıra size gelecek’ dediler. İki makinem vardı, birini parçaladılar. Polis ayırmaya çalışıyordu ama nafile, saldıran grubu polis de durduramadı. Ben darp edilirken bazıları ‘Bunu köprüden atalım, kurtulalım’ diyordu. Bunu duyunca köprüden kendim atlayayım diye düşündüm. Beni sürükledikleri son noktada bir askeri linç ediyorlardı, beni dövenler onu görünce o tarafa doğru gitti. O sırada bir polis beni bir nakliye kamyonuna bindirdi. Kamyoncuya ‘Bunu buradan götür yoksa öldürecekler’ dedi. Sonra kamyoncu beni hastaneye götürdü.”
Kaynak: Posta