KÜLTÜR: Haftanın filmlerinde neler var?

Film ajandasına bakmak isteyenler için öneriler…

HAFTANIN FİLMİ ELBETTE “KURTULUŞ GÜNÜ 2: YENİ TEHDİT”
GERİ DÖNDÜLER…
20 yıl önce kötücül uzaylıların dünyayı işgal etme planlarının nasıl bozulduğuna şahit olmuştuk. Roland Emmerich’in zamanının ilerisinde görsel efektlere sahip filmi, mantık hatalarına rağmen kabul edelim, gayet eğlenceli bir seyirlikti. Sonraki yıllarda yine “büyük” filmler çeken Emmerich, “Godzilla”, “Yarından Sonra” ve “2012” filmlerinde insanlığın başına hep “büyük” felaketler getirtti sağolsun. Şimdi bir kez daha uzaylı istilası mevzusuna dönüyor ki geç bile kaldığını söyleyebiliriz. Fragmanları izlediyseniz konuyu biliyorsunuzdur. Bizim kötülük meraklısı uzaylılar, bu kez çok daha güçlü bir silahla insanoğlundan rövanşı almaya geliyor. Kadro fena değil. Will Smith’i gözleriniz arayabilir ama Jeff Goldblum ve Bill Pullman göreve hazır. Onlara genç yetenek Liam Hemsworth eşlik ediyor. Devam filmi henüz vizyona giriyorken “”Kurtuluş Günü 3”ün anons edildiğini de söyleyelim.
(5 üzerinden 3,5 puan)

MACERA DEVAM EDİYOR..
“NİNJA KAPLUMBAĞALAR 2:GÖLGELERİN İÇİNDEN”
Çocukluğumuzun unutulmaz serilerinden “Ninja Kaplumbağalar” uzun bir aradan sonra 2014’te sinema uyarlamasıyla karşımıza çıkmış, doğrusu pek de matah eleştirilerle karşılaşmamıştı. New York’lu dört kafadarın macerasında ikinci perdedeyiz. İlk macerada ezeli düşmanları Shredder’i mağlup etmeyi başaran kaplumbağalar, daha güçlü bir kötü karakterle, “Krang”le kapışmak zorunda kalıyor. Dahası, Shredder da hapisten kaçıp kötülüklerine devam ediyor. Ekibimizin yeni maceradaki yardımcıları maskeli kahraman Casey Jones ve gazeteci April oluyor. Michael Bay’in yine yapımcı koltuğunda oturduğu devam filminin yönetmeni Dave Green. Oyuncu kadrosunda Megan Fox, Will Arnett, Laura Linney, Tyler Perry gibi isimler var. Ninja Kaplumbağalar ise izlerim, diyenlere tavsiye ediyoruz.
(5 üzerinden 3 puan)

BEKLEMEK CEHENNEMDİR..
“BEKLEYİŞ”
Paolo Sorrentino’nun “Muhteşem Güzellik” filminde asistanlığını yapan Piero Messina ilk uzun metrajıyla karşımızda. Venedik’te Altın Aslan için yarışan filmin başrollerinde Oscarlı aktris Juliette Binoche ile genç oyuncu Lou de Laage var. Biraz içine kapalı bir öykü diyebiliriz. Bir anne, oğlunun nişanlısıyla eski eşinden kalma Sicilya’daki evinde yalnız kalıyor. Oğul, yani Giuseppe üzerinden iki kadının farklı anıları, farklı acıları ve tecrübeleri eşliğinde enteresan bir gerilim çıkıyor ortaya. Zira oğul ortalarda fazla görünmüyor ki filmi izlemeyenler için daha fazla ayrıntıya girmemek en iyisi. Bu sıradışı filmde Shakespeare’in “beklemek, cehennemdir” sözünü tecrübe edebilirsiniz. Avrupa sinemasına ilgi duyanlar, biraz düşük tempolu da olsa bu filmi kaçırmamalı.
(5 üzerinden 3,5 puan)

EVLİLİK BİTER, BAZEN ORADA KİLİTLİ KALIRSIN.
”KÖRDÜĞÜM”
Biricik “Frances Ha”mız Greta Gerwig, New York’ta geçen bir romantik filmde oynar da kaçırır mıyız? Üstelik aşk üçgeninin diğer iki ucunda Ethan Hawke ve Julianne Moore varken. Bekar bir anne olmaya karar veren Maggie (Gerwig), evli bir adam olan John’a (Hawke) aşık olunca planları alt üst olur. Üstelik antropog-yazar John’un karısı, işkolik profesör Georgette(Moore)’dir. Film asıl bundan sonra güzelleşir. Fazla ayrıntıya girmeyelim ama bu aşk üçgeninde ya da şöyle diyelim “ilişki kördüğümü”nde; evlilik, ruh eşini bulmak gibi kavramlarla dans eden harika bir senaryoyla karşılacaksınız. Bu tarz filmlerdeki “mutlu son” kavramıyla resmen dalga geçen filmin yönetmeni Rebecca Miller ki kendisi Daniel Day-Lewis’in eşi olmakta.
(5 üzerinden 3,5 puan)

FARKLI BİR FİLM..
“MUNA”
Filistin sorununa göz atan bir savaş draması olan “Muna” da haftanın ilgiye değer yapımlarından. 6 yaşındaki Gazzeli Muna’nın ailesiyle yaşadığı ev, İsrail askerlerinin saldırısına uğrar. Muna kurtulur. Muna artık yalnızdır. Muna ailesini arar. Doktor Ela bulur onu. Serdar Gözelekli’nin çektiği bu dikkat çekici filmin başrollerinde Leyla Göksun, Turgay Aydın ve Kaan Çakır var. Filme sirayet etmiş o ağır duygu, yani Ortadoğu’da her gün yaşanan acıların yansıması, bazı izleyicilere bunaltıcı da gelebilir. İzlemediğimiz için politik duruşunu ancak tahmin edebiliriz ama filmin vaat ettiği de tam olarak bu: sizi gerçeğin ağırlığıyla yüzleştirmek.
(5 üzerinden 3 puan)

KAHRAMAN OLMAK İÇİN..
“SÜPER PAPAĞAN”
ABD-Meksika yapımı animasyon her ne kadar eğlenceli çizimlere ve rengarenk bir palete sahip olsa da, herkese ilgi çekici gelmeyebilir. Meksikalı papağan Coco, ailesinden kalma sirk işine soğuk bakar. Hayal dünyasında yaşattığı “El Americano” dediği süper kahramanla doludur kafası. Bir gün sirkte işler ters gider ve Coco, hayali kahramanını bulmak için Hollywood’a doğru yola çıkar. Kahraman olmak için “süper” olmanın gerekmediğini anlayacağı bir macera olacaktır bu. Evet mesajı da verdiğimize göre, filmi izlemek zorunda değilsiniz.
(5 üzerinden 2,5 puan)