Psikolog Yrd. Doç. Dr. Mesud Yalçın Güzel, Kuantum Düşünce Tekniği’ni uygulayan herkesin hem stresten kurtulacağı hem de başarıyı yakalayacağını söyledi.
18 Haziran tarihinde başlayacak olan Lisans Yerleştirme Sınavı (LYS) öncesi Psikolog Yrd. Doç. Dr. Mesud Yalçın Güzel, öğrencilere uyarılarda bulundu. Güzel, LYS’ye girecek gençlerin başarılı olup olmama konusunda büyük kaygıları olduğunu belirterek, Kuantum Düşünce Tekniği’ni uygulamaları halinde başarılı olma oranlarının artacağını söyledi. Güzel, “Bu da kalbe yönelik Kuantum Düşünce Tekniği ile mümkündür. Beynimiz bir enerji okyanusu, beyninde oluşturulan olumlu düşünceler eğer kalpteki manyetik enerji ile birleşirse daha güçlü bir enerji oluşturur” dedi.
Olumsuz enerjilerin katlanarak kişinin beyninde başarının ortaya çıkmasına mani olan bariyerler oluşturduğunu ifade eden Güzel, “Bütün mesele bu enerjiyi istediğimiz, arzu ettiğimiz bir noktaya odaklandırmaktır. Korku-kaygı-stres bu enerjinin önünde bir set, bariyer gibi engeller oluşturur. Kendimizi bir mıknatıs gibi düşünebiliriz. Neyi istediğimizi kalbimizde netleştirirsek, o şey bize beyin enerjisi ile çekilir. Çünkü olumlu düşünceler manyetik sinyaller yayar. Bu sinyaller eğer başarıya odaklanmış ise çekilir ve bize döner. Çoğu insan istemediği şeyi daha çok düşünür. Mesela şu anda ÖYS’ye girecek olan gençlerin beyninde ya kazanamazsam ya istediğim bölüme giremezsem diye pek çok olumsuz düşünce daha fazladır. Bu olumsuz enerjiler katlanarak kişinin beyninde başarının ortaya çıkmasına mani olan bariyerler oluşturur. Oysa bunların yerine çok arzu ettiğimiz bölümü düşünür, hatta bu bölüm ile ilgili hayaller kurup, düşüncelerimizi arzu ettiğimiz bölüme ve başarılı olacağımıza odaklarsak bu düşünce sinyalleri büyük enerji okyanusuna dönüşerek çekim yasası ile bize geri döner” ifadelerini kullandı.
“MERDİVENİN TÜMÜNÜ GÖRMEK YETMEZ”
Olumlu düşüncelerin olumsuz düşüncelerden 100 kat daha güçlü olduğunu kaydeden Güzel, “Fakat yanlış tecrübelerimiz ve etrafımızdaki insanların tesiri ile biz olumsuz düşünmeyi beynimizde daha çok işleriz. Bu düşünceler duygularımızı oluşturur, duygular da neyi arzu edersek onu bize çeker. Eğer imtihana girmeden birkaç gün önceden her gün devamlı iyi ve olumlu düşünceleri kalbimize işlersek, beynimiz ve hislerimiz aracılığı ile bu düşünceler evrene enerji olarak yayılır ve katlanarak bize döner. Merdivenin tümünü görmek yetmez. İlk adımı attığımızda ve merdivenin bizi çıkaracağına inandığımızda merdivene çıkarız. Aynı şekilde bir asfalt yolun hedefimize ulaştığına inanıyorsak sisli bir havada önümüzü 1-2 metre görsek bile yola devam ederiz. Aksini düşünürsek sis olmasa bile yola devam edemeyiz, tedirgin oluruz.
Düşünce ve duygu sistemimizin oluştuğu yer olan kalbimiz bu sorunlarımızı beynimizi etkileyerek beyinde çözer. Beynimizde oluşturacağımız olumlu düşünceler ve devamlı bu düşüncelere odaklanmak başarıyı mıknatıs gibi çeker. Bütün mesele bizi sınırlayan düşüncelerimizi belirleyip başarıyı elde edeceğimizi olumlu düşünceleri kalpte oluşturup buradan beyni odaklamaktan ibarettir. Öğrencilerin ebeveynleri de bu olumlu düşüncelerin çocuklarında yerleşmesi için onlara takviye olması lazımdır. Kesinlikle başarısızlık ya da ‘kazanamazsan ne yaparız?’ gibi menfi düşünceleri asla çocukları ile konuşmamaları lazımdır. ‘Evladım sen en üst düzeyde çalıştın, beynini ve kalbini kazanmaya hazırladın, artık başarı sana mutlaka geri dönecektir, biz sana inanıyoruz ve güveniyoruz’ demeleri faydalı olur. Eğer beyin ve kalp enerjimizin farkına varır ve bu enerjimizi kontrol edip, belli hedeflere odaklarsak yaşantımızı da belli bir düzeyde kontrol etmiş oluruz. Zira kontrolsüz güç güç değildir” diye konuştu.
Kaynak: Milliyet