MHP Genel Başkan Yardımcısı Yalçın, “10 Temmuz tarihinde yapılması öngörülen seçimli kurultayın, bir tuzak olduğu yönünde iddialar ortaya atılmıştır. ‘Olağanüstü kurultaycılar kumpanyası’ tarafından ortaya atılan edep, haya ve terbiyeden yoksun bu iddia, MHP Genel Merkezinin meşruiyetini gölgelemeye yönelik bir manipülasyondur” dedi.
MHP’de yaşanan olağanüstü kurultay tartışmalarıyla ilgili MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın yazılı açıklama yaptı. Yalçın, yaptığı yazılı açıklamada, Genel Başkan Devlet Bahçeli’nin, 10 Temmuz’da seçimli olağanüstü kurultayı toplayacağını açıkladığını hatırlatarak, 10 Temmuz tarihinde yapılması öngörülen seçimli kurultayın, bir tuzak olduğu yönünde iddiaların ortaya atıldığını belirtti. Yalçın, “Bir türlü tatmin olmayan ve amacı üzüm yemek değil, bağcıyı dövmek olduğu anlaşılan malum ‘olağanüstü kurultaycılar kumpanyası’ tarafından ortaya atılan edep, haya ve terbiyeden yoksun bu iddia, MHP Genel Merkezinin meşruiyetini gölgelemeye yönelik bir manipülasyondur” ifadesini kullandı.
Siyasi hayatı boyunca MHP’den ne kamuoyunu ne de kendi camiasını aldatmaya dönük herhangi bir açıklama yapılmadığını vurgulayan Yalçın, partisine yönelik iddia ve suçlamaların, MHP’nin adını ve yıllarca mücadelesini verdiği kutlu davanın ismetini kirletmek anlamına geleceğini kaydetti.
“Ayrıca bilinmelidir ki MHP, Ülkücülere ve partimizin değerli delegelerine asla tuzak kurmaz” ifadesini kullanan Yalçın, açıklamasına şöyle devam etti: “Camiamıza ve hareketimize kurulan asıl tuzak, MHP’nin 19 yıllık Genel Başkanı Sayın Bahçeli’nin kamuoyuna deklare ettiği 10 Temmuz seçimli kurultayını tuzak olarak gösterme, cehalet, seviyesizlik ve ölçüsüzlüğüdür. MHP’nin kurumsal kimliğini haleldar etmek ve doğruluğunu tartışma konusu haline getirmek kimsenin haddi değildir. Herkesin ağzından çıkanı kulağının duyması gerekir. MHP’nin birlik ve bütünlüğünü düşünen hiçbir sorumlu ağızdan bu tür ifadeler sadır olamaz, olmamalıdır.
Bir bardak suda fırtına kopararak olağanüstü kurultay isteyip, sonra da ‘Buyurun kurultaya’ diyen Sayın Genel Başkanımızın davetini tuzak olarak gösterme çabası, hem açıkta yakalanmış olma hem de camiamızda suni bölünme ve gruplaşmaya yol açma suçluluğunu gizleyerek kendi çıkarcı hamlelerini haklı gösterme telaşının tezahürüdür. Oysa olağanüstü kurultay için genel başkan adaylığına soyunanların özen göstermesi gereken en önemli hususlar, MHP’nin kurumsal kimliğinin zarar görmemesi, kamu vicdanında ve siyaset platformunda icra ettiği işlevin her ne suretle olursa olsun sekteye uğratılmaması, özellikle de camiamızın birlik ve bütünlüğünün titizlikle gözetilmesidir.”
“AKP’nin Sayın Bahçeli’yi desteklediğine” dair bazı çevrelerde maksatlı olarak ortaya atılan iddiaların asılsızlık ve temelsizliğinin, mahkeme kararlarıyla tescillendiğini belirten Yalçın, “Sayın Genel Başkanımız ve bizler hakkındaki suçlama ve ithamların ne kadar yersiz, kötü niyetli ve maksatlı olduğu böylece ortaya çıkmıştır. Gerek Ankara’daki Sulh Hukuk Mahkemesi ve gerekse Yargıtay 18. Dairesinin aldığı kararlar, bu gerçeğin ispatıdır. İktidar partisi, aslında MHP’nin başında Sayın Bahçeli veya bir başkasının bulunmasına değil, partimiz ve camiamızda kaosun hakim olmasına oynamış, bunda da kısmen başarılı olmuştur” görüşüne yer verdi.
PAYANDA OLMAKLA SUÇLANDI
Genel Başkan Devlet Bahçeli’nin başkanlık sistemi hakkında defalarca MHP’nin görüşünü dile getirdiği halde Ak Parti’ye “payanda olmakla” suçlandığına dikkati çeken Yalçın, bununla ilgili şüphelerin gündemde tutulmaya çalışıldığını ileri sürdü. Seçimli olağanüstü kurultay yapılacağının açıklanmasından sonra ART niyetli yorumların birbirini takip ettiğinin altını çizen Yalçın, “seçimli kurultay yapılabilmesi için Sayın Bahçeli’nin istifa etmesi gerektiğinin” öne sürüldüğünü, kurultayın yapılmasından çok, genel başkanın ve MHP’nin yıpratılmasının amaçlandığını belirtti. Bir tüzük kurultayı yapılıp, delegelere yeniden süre verilmeden hukuken genel başkan seçiminin yapılamayacağının da öne sürüldüğünü aktaran Yalçın, bu tür açıklama ve tartışmalarla kafa karışıklığına yol açıldığı, delegelerin vereceği karara ipotek konmak istendiği iddia etti.
TURNUSOL İŞLEVİ GÖRDÜ
Semih Yalçın, Bahçeli’nin seçimli olağanüstü kurultay kararının turnusol işlevi gördüğünü kaydederek, “MHP’de kaos yaratmaya çalışanlarla, onlara birlik ve bütünlüğümüzü gözetmeyerek malzeme verenler iyot gibi açığa çıkmıştır.” değerlendirmesini yaptı. “Hukuki süreç devam ediyor. Seçimli kurultayı da kayyum heyeti yapacak” ifadesinin, genel merkezi yok saymak anlamına geldiğini belirten Yalçın, “MHP’de siyaset yapmanın yolunu, mahkeme ile kayyum heyeti çizmez. Milliyetçi-ülkücü hareketin mukadderatını ilgilendiren bir süreçte MHP’siz herhangi bir kurultayın da meşruiyeti olmaz. Gerek diğer mahkemelerin, gerekse Yargıtay’ın siyasi kararı Genel Merkezin meşruiyetini ortadan kaldırmaz, Genel Merkezi yetkisiz kılmaz. Zira mevcut genel başkanı seçen de delege iradesidir.” görüşünü kaydetti.
KAOSA OYNAYANLARIN KABUSU OLACAK
Kurultay hazırlıkları ve gündeminin belirlenmesinin kolay iş olmadığını, bütün bu faaliyetlerin, kurumsal bir kimliğin varlığını gerektirdiğine dikkati çeken Yalçın, bu hususta genel merkezin tutumundan kuşku duyulmasının da doğru olmadığını belirtti. Seçimli olağanüstü kurultayın, olgun bir havada, kardeşlik ve dayanışma içerisinde, ülküdaşlık hukukuna riayet edilerek gerçekleştirileceğini ifade eden Yalçın, kurultayın birlik ve beraberliği perçinleyen bir kurultay olacağını vurguladı. Yalçın, “MHP’nin bölünüp parçalanacağını, kurultaydan güç kaybıyla çıkacağını sananlar, hayal kırıklığına uğrayacaklardır. Değerli delegelerimizin orada tecelli edecek iradesi, MHP’de kaosa oynayanların kabusu olacaktır. MHP, 10 Temmuz’da yapılacak olan seçimli olağanüstü kurultaydan güçlenmiş ve bütünleşmiş halde çıkacaktır” değerlendirmesinde bulundu. Kaynak: Milliyet