Kılıçdaroğlu AK Parti’nin dokunulmazlık önerisine “Evet” dedi ama partide direnç var. Kulislere göre bunun nedeni “Cumhurbaşkanı’na hakaret”ten fezlekesi olan CHP’lilerin hapis korkusu.
37 dokunulmazlık dosyası olan CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun “Dokunulmazlıkları kaldıralım” teklifine “Evet” demesi siyasi bir tavır. Ancak 120 CHP’linin ‘Hayır’ oyu vereceği konuşuluyor.
Yeni Yüzyıl gazetesinden Seda Şimşek, bugün köşesinde CHP kulislerindeki dokunulmazlık tartışmasını kaleme aldı.
İşte o yazı: Kemal Bey, zor bir karar verdi. HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın 62, Kemal Kılıçdaroğlu’nun 37, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin ise 5 dosyası TBMM’de Anayasa ve Adalet Komisyonu’ndan kurulu Karma Komisyona ulaşmış durumda. Savcılıklarda, Adalet Bakanlığı’nda ya da Başbakanlık’ta bekleyen başka dosya olup olmadığını, varsa kaç dosya olduğunu henüz bilmiyoruz. Kılıçdaroğlu, dokunulmazlıkların kaldırılmasıyla ilgili anayasa değişikliği teklifini hukukçularla, akademisyenlerle, partisinin hukukçu kökenli milletvekilleri ile uzun uzadıya tartıştı. Teklifin “anayasaya aykırı” olduğu yönündeki tespitlerinin kaynağını biraz da bu görüşmeler oluşturuyor. Teklife “evet” deme kararı ise siyasi bir tutum. Bu kararını açıkladığı günden beri ağır eleştirilere muhatap oluyor. Kılıçdaroğlu’nun şimdilik bilinen 37 dosyada dokunulmazlığının kaldırılması isteniyor. Bir parti genel başkanı olarak, üstelik AK Parti’ye bu konuda ağır ithamlarda bulunan bir siyasal organizasyonun lideri olarak, kendi dokunulmazlığının kaldırılmasına “hayır” demesi siyasetin doğasına aykırıydı. Kılıçdaroğlu da bunu yaptı, dokunulmazlığının kaldırılmasına “evet” demek zorunda kaldı. Demirtaş’tan sonra en fazla dosyaya sahip ikinci genel başkan olarak, dokunulmazlığının kaldırılmasına “hayır” demeyi, siyaseten altından kalkamayacağı bir yük olarak gördü.
Şayet AK Parti’nin anayasaya geçici madde eklenerek dokunulmazlıkların kaldırılması teklifi TBMM Genel Kurulu’nda kabul edilir ve dokunulmazlıklar kalkarsa, Kılıçdaroğlu için de yargı süreci başlayacak. CHP kaynakları, Kılıçdaroğlu ve CHP milletvekillerinin dokunulmazlığının kaldırılması istenen dosyalardan bazılarının “Cumhurbaşkanı’na hakaret” suçunu da içerdiğine dikkat çekiyor. Bu dosyalardan dolayı ceza almalarına ise neredeyse kesin gözüyle bakılıyor. Kılıçdaroğlu’nun akademisyenleri örnek göstererek, “gerekirse biz de hapse gireriz” demesinin arkasında yatan gerçek de bu. Dahası Kılıçdaroğlu’nun dilini sertleştireceğine ilişkin açıklamaları da böyle bir süreç yaşanabileceği öngörüsüyle oluşturulmuş bir strateji. Kılıçdaroğlu, dokunulmazlıkların kaldırılmasına karşı çıkarak, bir siyasi mağlubiyet almaktansa, dokunulmazlığının kaldırılmasıyla bir “siyasi mücadele hikâyesi yazabileceği” görüşünde. Lâkin kurguladığı bu siyasi strateji önce CHP milletvekillerine çarparak, geri döndü. Kemal Bey, “partisinin milletvekillerine sahip çıkamayan bir genel başkan” handikapı ile karşı karşıya kaldı. Kılıçdaroğlu’nun bunu görmemesi mümkün değil, “kaçmaktansa, inceldiği yerden kopsun” noktasında ya da bu pozisyonu almayı tercih etti. Teklif, nihayetinde TBMM Genel Kurulu’ndan geçmese de Kılıçdaroğlu “bir kaçan” olmak istemiyor.
Kılıçdaroğlu’nun bu tavrına karşın CHP’de sayıları 120’yi hatta daha fazlasını da bulan milletvekilleri ise teklife “hayır” oyu verme eğiliminde. Bu milletvekilleri, “hayır” oyu verecek olmalarını şu gerekçelere dayandırıyor: Öncelikle, dokunulmazlıkların kaldırılmasının HDP’ye değil CHP’ye yönelik bir hamle olduğu kanısındalar. Teklifin yasalaşması halinde, şu anda dosyası gelen 51, daha sonra da sayısı artabilecek CHP milletvekilinin dokunulmazlığının kalkacağına, bu sayının mevcut haliyle bile dokunulmazlığı kalkması istenen HDP’li milletvekili sayısından fazla olduğuna dikkat çekiyorlar. Teklifin anayasaya aykırı olduğu görüşünü önce kendilerinin dillendirdiğini, “anayasaya aykırı” olduğunu söyledikleri teklife “evet” oyu vermelerinin, bugüne kadar Cumhurbaşkanı’na yönelttikleri “anayasaya sadakat yeminine aykırı davrandığı” eleştirisinin aynısını kendilerinin yapmaları anlamına geleceğini ifade ediyorlar. Haklarında düzenlenen bazı dosyaların yanı sıra özellikle “Cumhurbaşkanı’na hakaret” suçundan ceza almalarının neredeyse kaçınılmaz olduğunu söylüyor, bu sürecin milletvekilliklerinin düşmesine kadar gidebileceğinden kaygı duyuyorlar. Kılıçdaroğlu’nun bu kaygıları gidermesi ise imkânsız.
Anayasa değişikliklerinde grup kararı alınamayacağı, milletvekilleri gizli oy kullanacağı için belirleyici olan parti kararları değil, milletvekillerinin iradesi olacak. Dolayısıyla, dokunulmazlıkların kaldırılmasına ilişkin anayasa değişikliği teklifinin TBMM Genel Kurulu’ndan geçip geçmemesi konusunda kilit bu defa CHP milletvekilleri olacak. Anayasa değişikliğinin kabul edilebilmesi için, AK Parti’den ve MHP’den hiç fire verilmeyeceğini varsayarsak, CHP’den 11 milletvekilinin “evet” demesi gerekiyor. Şu anda sadece biri kesin, o da Kemal Kılıçdaroğlu. Bakalım 10 CHP milletvekili daha bulunabilecek mi?