“Cem Ailesi ve Yorgo Papandreu tarafından hayata geçirilen “Cem-Papandreu Uluslararası Barış Ödülü” bugün Enka Okulları’nda düzenlenen törenle ilk sahiplerini buldu. Türkiye ve Yunanistan’ın yakınlaşmasında ve iki ülke arasındaki ilişkilerin gelişmesinde büyük emeği geçen iş adamları Şarık Tara ve Theodoros Papaleksopulos ile Türk Yunan Forumu, “Cem Papandreu Uluslararası Barış Ödülü”ne değer görüldü”
Bin yıldır aynı coğrafyada yaşamış, pek çok şeyi paylaşmış, buna rağmen aralarında sorunlar eksik olmamış, yeni bir savaşa girmelerine ramak kalmış iki ülkenin ilişkilerinde köklü değişimin yolunu açmış iki devlet adamı… Dönemin Türkiye Dışişleri Bakanı İsmail Cem ve Yunanlı mevkidaşı Yorgo Papandreu, bu tarihi girişimi 2001 yılında Samos Adası’nda sembolik olarak diktikleri zeytin fidanıyla ölümsüzleştirdiler. Ellerinde küreklerle diktikleri o barış fidanı, otuza yakın anlaşma ile daha da derinlerde kök saldı. Toplumdan gelen güçlü destekle, onları izleyenler bu ilişkiyi daha da sağlamlaştırdı. İki toplum da birbirine çok daha yaklaştı; Türkiye için Yunanistan, Yunanistan içinse Türkiye adeta ‘komşu kapısı’ oldu. Barış için bu sevindirici gelişmeler yaşanırken, İsmail Cem, 66 yaşında, takvimler 24 Ocak 2007’yi gösterdiğinde aramızdan ayrıldı.
Türk siyasetinin en değerli isimleri arasında kendine unutulmaz bir yer edinen İsmail Cem’i son yolculuğunda da yalnız bırakmayan Papandreu, cenaze töreninde, “Ortak hayalimiz barışın güçlenmesiydi. Türk-Yunan dostluğunun devamıydı. Ben sözümde duracağım” demiş ve barışı güçlendirmek adına ortak bir hayalleri olduğunu söylemişti. Papandreu’nun Ocak 2007’de dile getirdiği o hayal, Cem Ailesi’nin katkılarıyla gerçek oldu.
16 Nisan Cumartesi günü Enka Okulları’nda düzenlenen “Cem-Papandreu Uluslararası Barış Ödülü”nde açılış konuşmasını İsmail Cem Ailesi adına İpek Cem Taha yaptı. Taha, sözlerine “Kalıcı barışı inşa etmek için çok aktif bir yaklaşıma ihtiyaç var. Sürdürülebilir bir barış, yalnız niyeti ve kararlılığı değil, stratejiyi, eylemi ve iş birliğini de gerektirir” diyerek başladı. Birçok konuda ülkeleri adına farklı öncelikleri olabilse de barış için niyetleri hep bir olan iki liderin yarattıkları önemli ivmenin yeni bir anlam kazandığının altını çizen İpek Cem Taha, “İsmail Cem Ailesi olarak, Yunanistan Eski Başbakanı, değerli dostumuz, Yorgo Papandreu ile birlikte yaptığımız çalışmaların, bir yandan barış farkındalığını arttırırken, öte yandan da geleceğin ‘barış liderlerine’ ilham vermesini umuyoruz. Çünkü özgürlük ve adalet için mücadele ederken, insan varlığının en tamamlayıcı değeri olan barış için de emek vermek zorundayız.’’ dedi. Ege’deki mülteci sorununa da değinen Cem sözlerini şöyle sürdürdü: “20 yıl önce Ege’de bir Türk Yunan savaşı korkusu vardı. Bugün ise Ege dünya çapında bir insani drama sahne oluyor. Ege’yi yeniden bir umut ve barış denizi haline getirmek, artık yalnızca Türkiye ve Yunanistan’ın elinde değil. Barış için seferberlik yapmaya, bu hayali eylemle desteklemeye her zamankinden daha çok ihtiyacımız var.” İpek Cem Taha karşılama konuşmasından ardından, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun da kutlama mesajı gönderdiği törende sahneye Cem’den sonraYorgo Papandreu davet edildi.
Yorgo Papandreu, “1999 yılında Yunan Dış İşleri Bakanı seçildiğim sırada, Yunanistan ve Türkiye arasında şiddetli bir anlaşmazlığa sebep olan Kardak krizi patlayalı nerdeyse 3 yıl olmuştu. Bu durumda eğer bizim temel yabancı güvenlik kurallarımıza kafa tutmazsam, Dış İşleri Bakanı olmamın hiçbir anlamı olmadığına karar verdim. Ve bu tabii ki Türkiye’yle olan komşuluğumuzdu. Şanslıydım ki, Türkiye’deki meslektaşım İsmail Cem’di. İsmail karizmatik biri ve cesur bir politikacıydı. İlişkimiz güven üzerine kurulmuştu. İsmail ve ben beraber yeni bir yerel söylem işbirliği içinde çalıştık. Bunun için sembolik hareketimiz, Türkiye’ye en yakın ada olan Samos’ta beraber zeytin ağacı diktiğimiz zamandı. Ölümünden birkaç yıl sonra bir zeytin dalını mezarına koydum. Yıllar sonra iki ülke ve vatandaşları arasında, İsmail Cem’in ailesi ve İpek’le beraber, onun anılarının ve bizim ortak rüyamız adına böyle bir şeye karar verdik” dedi.
20 saniye sessizlik
Papandreu’nun konuşmasının ardından İsmail Cem’in hayat hikayesinin anlatıldığı bir kısa film yayınlandı. Film salonda duygusal bir hava yarattı. Ardından tüm katılımcılar İsmail Cem’i anmak üzere 20 saniye sessizliğe davet edildi.
Konuşmaların ardından Türkiye-Yunanistan ilişkilerinin normalleşmesi için büyük çaba sarf eden işadamları Şarık Tara ve Theodoros Papaleksopulos ile Türk-Yunan Forumu, atılan tohumda payı olan öncü isimler olarak 2016’da ilk ödülün sahipleri oldu. Refah ve gelişmenin ancak istikrarlı ve güvenilir bir jeopolitik çerçevede sağlanabileceğine inanan Tara ve Papaleksopulos, iki ülke arasında geliştirilen dostluk ve işbirliğine ortak çalışmalarıyla öncülük ettiler.
Ödüle layık görülen Enka Holding Fahri Başkanı Şarık TARA sözlerine, “Bugün aranızda bulunmaktan ve Cem-Papandreou Barış Ödülü’nü almaktan ötürü çok mutluyum, çok teşekkür ederim. Bugüne kadar çok ödül aldım ama bu ödül benim için farklı. Türk -Yunan dostluğuna katkı sağlamış olmak benim için büyük mutluluk. Bu konuda bana hep destek olan değerli eşim Lale’ye ve Türk-Yunan İş Konseyi’ndeki çalışma arkadaşlarıma huzurunuzda teşekkür ederim’’ diyerek başladı. “Türkiye ile Yunanistan’ın dost olmasının hem iki ülke hem de Balkanlar için önemli olduğuna hep inandım. Diyalogla bütün anlaşmazlıklar çözülür, başka türlü mümkün değil. Bu düşünceyle çalışmaya başladım ve devam ettim, hem Yunan iş dünyasıyla yakınlaştım hem de Yunan siyasetçilerle dostluk kurdum. 1984 yılında Bilderberg toplantısında tanıştığım dostum Kosta Karras’la bu çalışmalara başladım. Davos’ta yakın dostum Klaus Schwab’laTürk-Yunan ilişkilerini uzun uzun konuşurduk, sürekli ne yapabileceğimize kafa yorardık. Sonunda Andreas Papandreu ile Turgut Özal’ı bir araya getirmek için ne gerekiyorsa yapmaya karar verdik. Hemen Turgut Bey’le konuştum. Türk-Yunan dostluğuna çok önem veriyordu ayrıca Kıbrıs sorununun çözülmesi gerektiğine inanıyordu. Turgut Bey, “Ne isterseniz yapalım,” dedi. O günlerde bütün sorun Papandreu’yu ikna etmekti. Schwab birkaç defa Atina’ya gidip Papandreu’yla görüştü. Sonunda iki tarafın da onayını aldık ve hemen kolları sıvadık. 30 Ocak 1988’de tarihi zirve gerçekleşti ve iki lider buluştu. Turgut Bey ile Papandreu’nun karşılaşıp el sıkışmaları görülecek manzaraydı. Onlar el sıkışınca, herkes gözyaşları içinde heyecanla birbirinin elini sıktı. Dile kolay, kaç yıl sonra gerçekleşiyordu böyle bir beraberlik. Bu güzel tabloyu seyrediyoruz. Birden Turgut Bey’in “gel” diye işaret ettiğini fark ettim. Hemen yanlarına gittim. Hiç sözü döndürüp dolaştırmadan şöyle dedi; “Türk-Japon İş Konseyi’ni nasıl kurduysan, Türk-Yunan İş Konseyi’ni de kur.” Başıyla onaylayan Papandreu hemen bir Yunan işadamına işaret etti; bu, Teodore Papaleksopulos’tu. Ona aynı talimatı verdi. Papaleksopulos’la İş Konseyini kurduk ve çalışmaya başladık. Yirmi senedir politikacıların atmaya korktukları adımları bu iki genç adam, Cem ve Papanderou, attılar ve iki ülke arasında barış için gerekli altyapıyı oluşturdular. Biz de uğraşlarımızın nihayet bir sonuca ulaşmaya başlamasından büyük mutluluk duyduk” dedi ve ekledi, “Türk-Yunan dostluğunun ebedi olacağı inancıyla hepinize tekrar teşekkür ederim”.
Theodoros Papaleksopulos ise törende video konferans ile mutluluğunu dile getirdi.Türk-Yunan Forumu adına ödülü alan Forum Eş Koordinatörü, Türk Siyaset Bilimcisi ve Profesör Prof. Dr. Üstün Ergüder, ödülü almış olmaktan çok büyük mutluluk duyduğunu belirterek, aldığı bu değerli ödül, iki ülkenin yakınlaşma çalışmaları için verdikleri çabanın kanıtı niteliğinde olduğunu söyledi. Lise yıllarımdan bu yana, Türkiye dahil, bir çok ülkede farklı memleketlerden, farklı etnik yapılardan pek çok dostu olduğunu ve birbirlerinden çok şey öğrendiklerini, farklılıklara saygı duyduklarını, hiç bir zaman kuvvetli dostluklarının önüne geçmediğini ve bugüne kadar dostluklarının baki olduğunu belirten Ergüder, “Bu kadar ortak noktası olan iki ülkenin yıllar boyunca birbirlerine bu kadar mesafeli olması Atina’ya gittiğimde kafamı hep kurcalayan bir konuydu. İki değerli lider İsmail Cem ve George Papandreu’nun girişimiyle başlayan dostluğu Türk-Yunan Forumu olarak yaptığımız çalışmalarla ekilen bu tohumu yeşillendirmeye çalışıyoruz. Barış için atılan her adım, verilen her emek sürdürülebilir olmalı” dedi. Ödül töreni Fazıl Say’ın piyano resitaliyle son buldu.
Amaç Barış Ruhunu Daha ileri Taşımak
Yakın coğrafyada barış için büyük emek veren İsmail Cem ve Yorgo Papandreu adına verilen “Cem Papandreu Uluslararası Barış Ödülü”, iki ülke arasındaki ekonomik ve siyasi ilişkileri her daim daha ileri taşımayı amaçlıyor. Tara, Papaleksopulos ve Türk-Yunan Forumu’na verilen ödülün, gelecek nesillere barış ruhunu aktarması hedefleniyor.