Marmara Grubu Vakfı Başkanı Akkan Suver ile yeni yapacakları 19.Avrasya Ekonomi Zirvesi öncesi, vakfın neler yaptığını, bu zirve’de neler konuşulacağını, kaç ülkeden kimlerin katılacağını ve daha bir çok konuyu konuşmak üzere vakfın merkezinde biraraya geldik. Akkan Suver oldukça yoğun programına rağmen beni inanılmaz bir incelikle karşıladı. Bende sorularımı sordum. Bakın bize neler anlattı.
RÖPORTAJ: NEŞE BERBER
Akkan bey Marmara Grubu Vakfı neler yapıyor?
Bir sivil toplum kuruluşu olarak yaklaşık 31 yıldır Kafkaslar’da Orta Asya’da Balkanlar’da ve Avrupa’da varlığımızı sürdürmekteyiz. Bu bölgeye bakış açımız, insanların bir arada beraber zenginliği bölüşerek yaşaması için sivil toplum kimlğimizle neler yapabileceğimizi düşüne taşına bu bölgelerde etkinlikler yaptık ve yapmayada devam ediyoruz.
Gerçekleştirdiğimiz bu etkinlikler arasında en önemlisi Avrasya Ekonomi Zirvesi. Zaman içerisinde yalnız Asya Avrupa ülkeleri ile sınırlı kalmadık, Afrika ülkelerinede genişledik. Sivil toplum kuruluşu olarak bu etkinlikleri yapmak hiçte kolay değil. Yalnız manevi sorumluluğu değil, maddi sorumluluğuda var. Yani sizin bilginiz olabilir, beceriniz olabilir bunları yaymak, ortaya koymak isteyebilirsiniz. Bunları yaparken bir maddi desteğe ihtiyacınız var. Bir maddi lojistik’e ihtiyacınız var. Bunu yaparken sürdürülebilir istikrarlı projeleri ortaya koyduk.
Dünyanın bir çok ülkesinde sorunlar yaşanırken büyük bir cesaretle birçok ülkeyi bir araya getirmeye çalışmak cesareti nasıl oluyor sizde Akkan bey?
Biz cesareti kendimizden ve arkadaşlarımızın kendilerine olan cesaretlerinden alıyoruz. Ama bu güveni ve istikrarı bize sağlayan Türk özel sektörüdür. Türk özel sektörüne minnettarız. Onların bize verdiği destekle bugüne kadar ayakta kaldık. Bu destekde bizim bugüne kadar ortaya koyduğumuz iltimat çizgisinden ortaya çıkmıştır. Bize iltimat ediyorlar. Sonuçta biz devlet değiliz, gelmezlersede bir yaptırımı yok. Dolayısıyla burada bize bir güven ve itibar duyulması var. Bu bizim için çok anlamlı ve değerli.
19.Avrasya Ekonomi Zirvesi programı nasıl bir içerik olacak katılımcıları neler bekliyor?
Türkiye’nin yaşadığı bu sıkıntılı ve zor günlerde, Marmara Grubu Vakfı’nın sivil toplum kimliğiyle dünyada sahip olduğu yüksek itibarla gerçekleştireceği 19.Avrasya Ekonomi Zirvesi’nin, Türkiye’nin bir barış ülkesi olduğunu, huzur ve sükun içinde yaşandığı dünyaya göstermesi açısından hayli önemli bir etkinlik olarak değerlendirmekteyim.
Türkiye, bugün bir dönemeçten geçiyor. Bu dönemeç, dünyanın sayılı ülkelerinde Türkiye kadar mevcut! Ankara’da, İstanbul’da yaşanan olaylar; Paris, Londra ve Brüksel’de yaşanan olaylardan farksızdır. Önemli olan bu farklılığın ortaya konmasıdır. Güvenli, istikrarlı bir ülke olan Türkiye’mizin sahip olduğu yüksek değerleri ortaya koyması açısından bu yıl tertiplenecek uluslararası etkinliklere ben büyük önem vermekteyim.
Dünya’da yaşanan göç olayına nasıl bakıyorsunuz?
Bugün bir istemsiz göç yaşanıyor? Bunların bir kısmı savaştan kaçıyor, bir kısmı daha iyi şartlarda yaşayabilmek için Avrupa’ya Almanya, Fransa’ya gitmek için Türkiye’yi kullanıyorlar. Bizim şuanda ülkemize aldığımız göçmenlerden büyük bir çoğunluğu Türkiye’de kalmak istemiyor. Avrupa’ya kapağı atmak istiyor. Bu ülkemize dünya’da insan ihraç eden bir ülke gözü ile bakılmasına neden oldu. Batılılar bu kadar insanı almaya hazır değiller. Türkiye’de hazır değil. Üç milyona yakın yabancıya kucak açmış bulunan Türkiye, büyük bir samimiyetle bu insanları bağrına basmışsa Batı’nın ve insanlık aleminin bunu bilmesi gerekir.
Marmara Grubu Vakfı, bunu önemsemekte ve özenle ülkemizin sahip olduğu kriterleri gelen yüksek düzeydeki misafirlere aktarmak istemektedir. Bu Zirve’nin bu yıl için bir başka önemi de budur.
19.Avrasya Ekonomi Zirvesi’ne katılım hangi ülkeler ve kimler olacak beklenen kimler?
Bugün itibariyle Makedonya, Bosna Hersek, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanları seviyesinde katılacaklar. Bosna Hersek, ayrıca Meclis Eş Başkanı seviyesinde bir katılım gerçekleştirerek 19. Avrasya Ekonomi Zirvesi’nde temsil edilecek ki, bu bize bugüne kadar verilen yüksek değerin emsalsiz bir örneğidir. Bosna Hersek’in alakasına minnettarız. Makedonya, Cumhurbaşkanı Sayın Gjorge IVANOV ve iki bakanla
19. Avrasya Ekonomi Zirvesi’nde yer alıyor. Makedonya’nın Cumhurbaşkanı düzeyinde yıllardır gösterdiği katılım özenine Marmara Grubu Vakfı olarak müteşekkiriz.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti de bu yıl Cumhurbaşkanı Sayın Mustafa AKINCI ile 19. Avrasya Ekonomi Zirvesi’ne katılacağını bildirmiş bulunmaktadır. Bunu da Türk dünyası açısından bir fırsat olarak değerlendirmekteyim.
Ayrıca yine bu yıl eski cumhurbaşkanları, eski başbakanlar aramızda bulunacaklardır. Ürdün’ün Eski Başbakanı Taher EL MAHRİ, Slovenya Eski Başbakanı Alenka BRATUSEK 19. Avrasya Ekonomi Zirvesi’ni şereflendireceklerini bildirmişlerdir. Eski Cumhurbaşkanlarına gelince; Arnavutluk Eski Cumhurbaşkanı Bamir TOPİ, Estonya Eski Cumhurbaşkanı Arnold RÜÜTEL, Hırvatistan Eski Cumhurbaşkanları Stjepan MESİC ile Ivo JOSİPOVİC, Letonya Eski Cumhurbaşkanı Valdis Zatlers, Moğolistan Eski Cumhurbaşkanı Natsagiin Bagabandi, Moldova Eski Cumhurbaşkanı Petru Lucinschi, Romanya Eski Cumhurbaşkanı Emil Constantinescu ve Türkiye Cumhuriyeti 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, 19. Avrasya Ekonomi Zirvesi’ne katılımlarını bildirmişlerdir.
Bugün önemli sosyo ekonomik ve teknolojik dönüşümlerle karşı karşıyayız. Bu dönüşümler, elimizdeki varsayımları değiştirirken, gelecekten beklentilerimizi de değiştirmektedir. Bu yeni küresel durum, bu yıl 5-7 Nisan 2016 tarihleri arasında yapacağımız 19. Avrasya Ekonomi Zirvesi’ne de şekil verecek ve bu Zirveyi diğerlerinden farklı kılacaktır. Öte yandan, mültecilik dramını da 19. Avrasya Ekonomi Zirvesi’nde konuşacağız. İnsanlık alemi büyük bir göç trajedisiyle karşı karşıya bulunmaktadır. Yerlerinden edilmiş aileler bir umutla daha güvenli bir bölgeye gitme telaşı içindedirler.
Para güvensiz, kaos ortamları sevmez.
Beklenmeyen bu terörist hareketler insanlığın her an tehdit altında olduğunu göstermesi açısından önemlidir. Sermaye ise güvensiz ve kaosun tırmandığı ortamları sevmediği gibi daha güvenli bir yer olmadığı sürece hareket etmeyi de sevmez. 19.Avrasya Ekonomi Zirvesi’nde bütün bu konuları da tartışmaya açacağız.
Yine 19.Avrasya Ekonomi Zirvesi’nde “Değişim Önderleri- Toplum Cinsiyet Eşitliğini Destekliyorum” adlı bir de yuvarlak masa toplantısı gerçekleştirerek toplumsal cinsiyet eşitliğini masaya yatıracağız. Dünya ekonomisi zayıf bir büyüme döneminden geçerken nüfusun yarısını oluşturan kadın yeteneklerini göz ardı edemeyiz. 19. Avrasya Ekonomi Zirvesi’nde tüm bu sorular tartışılacak, iyi örnekler ve deneyimler paylaşılacak, birlikte örnek çözüm modelleri aranacaktır.
19. Avrasya Ekonomi Zirvesi’ne Türkiye’den Sayın İsmail Kahraman, Başbakan Yardımcıları Mehmet Şimşek, Tuğrul Türkeş, Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım da bugün itibariyle aramızda olacaklarını beyan etmişlerdir.
Avrasya Ekonomi Zirveleri, artık bir gelenek haline gelmiştir. Bu geleneği yıllardır bir başka gelenek izlemektedir. Dolayısıyla birbirinden ayrılmaz bir parça olarak bu iki gelenek 19.Avrasya Ekonomi Zirvesi’nin karakteristiğini oluşturmaktadır.
Bu karakteristik İHKİB’in öncülüğünde tertiplediğimiz defilelerdir. Defilelerin oluşumu Değerli Arkadaşımız Nuri ARTOK’la başlamış, Süleyman ORAKÇIOĞLU ile devam etmiş, daha sonra Hikmet TANRIVERDİ ile bugünlere gelmiştir. Bu defilelerde bugüne kadar Evrim TİMUR, iki defa Özlem SÜER, iki defa Mehtap ELAİDİ, Arzu KAPROL, Gamze SARAÇOĞLU, Özlem KAYA, Hakan YILDIRIM, Bahar KORÇAN, Gül AĞIŞ ( Lug von Siga), Necla GÜVENÇ (Nej) tasarımlarıyla bizlere büyük katkılarda bulunmuşlardır.
Bu defa da Sayın Tuba ERGİN bizlere ve ülkemize teşrif buyuracak, misafirlerimize Türk tasarımcılığının renklerini, tonlarını sunacaktır. Marmara Grubu Vakfı, İHKİB Ailesi’ne minnettardır.
Sizi alıp Tahrir Meydanı’na götürsem orada bana ne söylerdiniz?
İşsizlik derim, beyaz yakalıların fukaralığı derim, eğer siz okuttuğunuz insanı iş sahibi yapamıyorsanız o zaman bu nükleer bomba bunun yanında hiç kalır. Yetişmiş insanın iş bulamaması o ülkede nükleer bombadan daha tehlikeli.
Tunus’da daha sonra Mısır’da sorun demokrasi filan değildi. Okumuş insanların iş bulamaması idi. Onları meydanlara döken durum buydu. Her ülkenin demokrasisi kendine göre. Her ülkenin demokrasisi kendine göre. Elbette siz gelip Ortadoğu’da Norveç modeli yapmaya kalkarsan elinize gözünüze bulaştırırsınız. Türkiye’de bir İsveç modeli bir hayat düşünürseniz oda çok zor. Norveç’i bırak gelin İtalya’ya burdada bir arkadaşımın yaşadığı bir hatırasından bahsedeyim onuda böyle anlatmış olayım. Fatih Saraçoğlu uçaktan iniyor sıraya giriyor, taksi alıp oteline gidecek, biraz önünde bir genç adam var biraz da yakışıklı bir adam, herkes dönüp bakıyor filan o da taksi bekliyor. Neyse taksi sırası geliyor binip gidiyor, sonra sıra bizim arkadaşımız Fatih Saraçoğlu’na geliyor, soruyor benim üç sıra önümdeki adam kimdi o herkes bakıp selam veriyor kimdi acaba? O bizim dışişleri bakanımızdı diyor adam. İşte her ülkenin demokrasi anlayışı kendine göre. Bizim bu zirveye gelen devlet adamları arasındada tek başına gelenler var.
Rusya’nın şu anda Ortadoğu’da rolü ne? Rusya şu an ne yapmakta?
Rusya büyük Rusya. Ve bu bölgedeki büyük aktör, bunu inkar etmemiz mümkün değil, bizde Rusya ile birlikte yaşamak zorundayız. Bizim düne kadar Rusya ile sınırımız Karadeniz’deydi, şimdi ise aşağımıza güneyimize geldi yani komşu olduk ordada Rusya ile. Bu komşuluk uzun sürecek gibi gözüküyor. Rusya ile yaşamak zorundayız. Rusya’yı karşımıza değil, yanımıza alarak bir dünya anlayışında olmamız gerektiği düşüncesindeyim. Bu demek değilki Türkiye Rusya ilişkilerinde Rusya’ya teslim olacak. Böyle bir şey yok. Soğuk savaş yıllarında Türkiye ayaktaydı. Ama o Rusya bir karşı bloğumuzdaydı. Bizde onlara karşı bir başka bloktaydık. Fakat siyasetçilerimiz balans ayarını o kadar iyi tuttularki, onlar kominist biz anti-kominist olmamıza rağmen bize gelip Seydişehir alüminyum tesislerini hibe ettiler, İskenderun Demir Çelik fabrikasını kurdular, Aliağa rafinerisini kurdular. Türkiye Rusya ile düşünce bazında tamamen zıttı. Ekonomik olarak projeleri birlikte gerçekleştirebiliyorlardı. Ben inanıyorum ki tekrar siyasi adamların sağ duyu ağır basacak ve bu ilişkiler tekrar düzelecek.