İnsanlık ne yaparsa yapsın, savaş ve barış ne kadar çatışırsa çatışsın, dünya her zamanki gibi kendi halinde dönüyor… Türkiye coğrafyasındaki kaotik devinim ise 77 milyon insanı aylardır diken üstünde tutmaya devam ediyor…
Çünkü ülkemizde yaşam, bütün şaşırtıcı şokları, aykırılıkları ve birbiriyle adeta mücadele eden ayrıntılarıyla kendi güzergahında ilerlerken, bir yanda sessizlik ve kaygı, diğer yanda ise çatışma, ölüm ve yıkımlar sürüyor…
Velhasıl bu süreçte de ateş düştüğü yeri yakıyor… Çünkü Batı ile Doğu arasındaki uçurumun özellikle sosyal ve siyasal açıdan iyice büyüdüğü bir dönemde, kırsaldaki şiddetin acısı şehit tabutları üzerinden hissediliyor…
Doğu’da ise giderek artan çatışmalar PKK’da erozyon yaratırken, örgütün kayıpları devletle bölge insanı arasındaki düşmanlığı da ne yazık ki körüklüyor…
Güneydoğu’daki kanlı manzara içinde sevindirici olan tek gerçek var; Doğu insanının önemli bir bölümü artık ilçe merkezlerinde direkt Kürt yurttaşları vuran şiddetten giderek uzaklaşıyor… PKK’nın “Özyönetim” eylemlerinde halk desteğinden yoksun kalmaya başlaması da bunu zaten kanıtlıyor…
Evet bu paradokstur ki, Doğu ile Batı arasında, aynı zamanda şiddetin sonuçlarının artık daha da zorunlu ve yaşamsal hale getirdiği bir dayanışma ve yakınlaşma var… Dün de bu köşede vurgulamıştık; “Ne olursa olsun, ne kadar düşmanlık aşılanırsa aşılansın, Türk ve Kürt etle tırnak gibi olmaya devam edecek…”
Teröre harcanan enerji!..
En kötü barış bile savaştan iyidir ama geri plandaki acı bir gerçek toplumun şiddete alıştığını, terör ve yansımalarının ise artık sıradanlaştığı da gösteriyor!.. Aksi ne olabilir?.. Söyler misiniz, dünyada 32 yıldır terörle mücadele eden kaç ülke var ki?..
Belli ki Güneydoğu’dan yansıyan günlük manzara bu soruyu daha çok sorduracak bizlere… Çünkü Irak, Suriye ve Afrika’daki bir kaç kabile devletini saymazsanız, dünyada Türkiye gibi “günlük terör bilançosu “açıklayan ülke sayısı çok az…
Oysa kim istemez ki, bu ülkede terörün günlük bilançosu yerine, hastanelerde yaşama döndürülen insan, sokaklarda şiddetten kurtarılan hayvan, çölleşen alanlara dikilen ağaç, açılan fabrika, işe kavuşan üniversiteli, yol götürülen, elektiriğe kavuşturulan ve köprü yapılan köy sayısı gibi bilançolar açıklanabilseydi…
Türkiye Cumhuriyeti yıllık bütçesinin neredeyse dörtte birini terörle mücadele ve yaratılan tahribatın giderilmesine harcadığı için, bu ülkede toplumu mutlu edecek, ulusu kalkındıracak, her kesime barış, sağlık, mutluluk ve umut getirecek bilançolara belli ki daha çok hasret kalacağız…
Patlayıcı, ilaç, teslimiyet!..
Baksanıza, dün yine terörün bilançosu (!) açısından sıradan bir gündü!.. Medyaya yine AKP Türkiye’sinin günlük şiddet tablosu açıklandı… Hem de sanki hiçbir şey olmamış gibi!..
Oysa Genelkurmay Başkanlığı’nın, terörle mücadele konusunda basına yaptığı açıklama, yalnızca şiddetin Doğu’da etkisini gösterdiğini kanıtlamadı, toplumu sarsması gereken olayların artık “haber” değerinin kalmadığını da ortaya çıkardı…
Bakınız; Genelkırmay Başkanlığı, yaşamımızın rutini haline gelen terörün dünkü sonuçlarını açıklarken nelere dikkat çekmiş;
“Şırnak Cizre’de devam eden operasyonda 27 PKK’lı etkisiz hale getirildi. (Operasyonda, toplam etkisiz hale getirilen terörist sayısı 391.)
Cizre’de 9 adet el yapımı patlayıcı imha edildi, 1 RPG-7 roketatar, 1 tabanca, 1 tabanca şarjörü, 176 fişek, iki av tüfeği, beş Kaleşnikof piyade tüfeği şarjörü, bir el telsizi, iki dizüstü bilgisayar ve 1 el dürbünü ele geçirildi.
Şırnak Silopi’de devam eden operasyonda 2 PKK’lı etkisiz hale getirildi. (Operasyonda, toplam etkisiz hale getirilen terörist sayısı 142.)
Diyarbakır Sur’da devam eden operasyonda 4 PKK’lı etkisiz hale getirildi. (Operasyonda, toplam etkisiz hale getirilen terörist sayısı 108), ilçede 8 adet el yapımı patlayıcı imha edildi, 5 av tüfeği ele geçirildi.
Şanlıurfa-Suruç’ta; PYD’ye götürülmek üzere 2.090 adet ilaç ele geçirildi, 2 kişi gözaltına alındı. Suriye’den sınırı geçmeye çalışan 2 PKK’lı güvenlik güçlerine teslim oldu.
Mardin-Nusaybin’de, bir evde yapılan aramada 138 adet tüp ele geçirildi, 3 kişi gözaltında. Kuzey Irak’taki PKK kamplarından kaçan 10 PKK’lı güvenlik güçlerine teslim oldu. Diyarbakır Silvan ve Mardin-Dargeçit ve Savur’da 4 PKK’lı gözaltına alındı.”
Türkiye nereye gidiyor?..
Evet, ayrılıkçı terör son aylarda kırsaldan şehirlere indi… Şiddet içimizde artık… İki ayı aşkın süredir Doğu’nun 13 ilçe merkezinde, “Başkaldırı-barikat-hendek” üçgeninde yalnızca devleti değil, bölge insanının yaşam alanlarını ve canını da vuran ürkütücü bir terör dalgası var…
AKP’nin gaflet politikalarının yansısıra, aymazlık ve ihanet üçgeninin büyütüğü terörün asıl aktörü olan PKK da yalnızca erozyon yaşamıyor, Doğu’daki kitlelerden de giderek uzaklaşıyor…
Peki, artık günlük rutin bilançolar açıklamaya zorlanan terör kaosu ne zaman bitecek?.. Ülkeyi yönetenler ne zaman mutluluk- barış sağlık, huzur- kalkınma- refah tabloları açıklamaya başlayacak?..
Son iki seçimde “huzur ve güven” vaad eden AKP, ülkeyi kendi savurduğu bu kanlı döngüden çıkarmak için ne yapacak acaba?..
Terör bilançolarını günlük olarak açıklamak bir “güvenlik başarısı” gibi pazarlanabilir ama söyler misiniz, ulusu diken üstünde tutan bu kanlı çark ülkeyi daha ne kadar yoracak?..
Bu sorulara, enerjisini ana muhalefet liderine ağza alınmayacak hakaretler ederek harcayan cumhurbaşkanı cephesinden, partisi, yandaş medyası ve liboş destekçilerinden yanıt verecek kimse var mı acaba?..