CHP lideri, Sultanahmet saldırısında istihbarat zafiyetine dikkat çekerek “Bizi izlemekten, teröristleri izlemeye fırsat bulamıyorlar” dedi. Kılıçdaroğlu, ülkenin bir felakete gittiğini savunarak, “Bunlar Türkiye’yi yönetemiyor” dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Sultanahmet patlamasına ilişkin olarak, “Bu hükümet Türkiye’yi yönetemez, yönetemiyor. Üçünçü sınıf kadrolarla 21. yüzyılın Türkiyesi yönetilemez. Yönetemiyorsanız gideceksiniz” dedi. Kılıçdaroğlu, dün partisinin grup toplantısında, şunları kaydetti:
Sultanahmet Meydanı’nda patlayan bomba gündemi allak bullak etti. Benzer bir olayla Ankara’da, Suruç’ta karşılaşmıştık. Ankara’daki patlama olduğunda şu cümleleri kullandım: ‘Terörü bitirme konusunda açık çek veriyorum. Bir şey mi istiyorsunuz, bütün gücümüzle hazırız.’ Aynı şeyi şimdi söylüyorum. Artık bu işin aması maması yok. Bu hükümet Türkiye’yi yönetemez, yönetemiyor. Üçüncü sınıf kadrolarla 21. yüzyılın Türkiyesi yönetilemez. Kimin ne dediği, ne yaptığı belli değil. Düne kadar sustuk, sabrettik artık sabrımız taştı. Yönetemiyorsanız gideceksiniz, yönetenler gelecek. Daha ambulans gitmeden yayın yasağı getiriyorlar. Bütün dünya biliyor, bizim vatandaşImız öğrenemeyecek. İçim kan ağlıyor. Bu hükümet ülkeyi yönetemez, gücü, kapasitesi, bilgisi, birikimi yok.
Nerede senin istihbaratın? Bizi izlemekten teröristleri izlemeye fırsat bulamıyorlar. Bizi dinlemekten onları dinlemeye fırsatları yok… Sen yüzde 49.5 oy verdin, memleketi yönetsinler, terörü bitirsinler diye. Bunlar Türkiye’yi yönetemez, Türkiye’nin başını belaya sokarlar… Ülke bir felakete, ayrışmaya doğru gidiyor ve bunlar Türkiye’yi yönetemiyor. Bu kadar açık, bu kadar net. Türkiye gerçekten içinden çıkılmaz bir dar sokağın içine çekilmiş, herkes kaygı içinde. Farklı görüşler olabilir, ama düşmanlık, terör neden… Türkiye neden kamplara ayrıldı, kamplara bölünmesinin sorumlusu kim?
Açık ve net Hitler’in Almanyasında ne varsa, 21. yüzyılın Türkiyesinde aynı şeyler yapılıyor, değişen bir şey yok. Bu tablo ilerlerse bunun sadece Türkiye’ye değil Ortadoğu’ya ve dünyaya maliyeti olacak. Düşünmek neredeyse yasaklanacak, konuşmak zaten yasak. Böyle demokrasi olabilir mi?
Çalışan gazeteciler Günü dolayısıyla Erdoğan’ın mesajını okudular, ‘Şaka yapıyorlar herhalde Zaytung haberidir’ dedim. Cümle doğru da söyleyen adam yanlış. Öyle noktaya geldik ki, televizyona kadın öğretmen bağlanıyor, ‘Çocuklar ölmesin’ diyor. Özür üzerine özür… Programı yapan özür diliyor. Savcı soruşturma açmış, terör örgütü propagandası diye. Ne zamandan beri, ‘çocuklar ölmesin’ demek terör propagandası? Ülke bu hale gelirse savcı da Ankara’daki beylerin savcısı olur, cumhuriyetin savcısı olmaz.
Yargının sefil halini göstermek istiyorum. Yargı, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı’nın arka bahçesi haline dönüştürülmüş. Belediye Başkanı bir toplantı yapıyor, toplantıya Yargıtay, Danıştay ve Sayıştay başkanları da katılıyor. Başkanlara sormak istiyorum sizin orada ne işiniz var? Oraya neyin karşılığında gittiniz? Sayıştay Başkanı’na soruyorum, sen belediyenin hesaplarını denetlemek zorundasın, oraya denetçi mi göndermeyeceksin, onun sözünü mü verdin? Yargıtay’da dünya kadar belediye davası var, o davaların güvencesi olmak için mi gittin? Danıştay’da dünya kadar davası var, herhalde, ‘sen bildiğini oku, ben arkanda kapı gibi duruyorum,’ demek için gitti.
Türkiye güçlü bir ülkedir, bunların elinde imajı zedelendi. 8 Ocak günü Erdoğan açıklama yapıyor, ‘Başika’ya IŞİD militanları saldırdı, TSK müdahale etti, 18 militan öldürüldü’ diyor. Girdim Genelkurmay’ın sitesine, açıklaması yok. Sonra hem Irak hem Kürt bölgesi tarafından yalanlandı. Cumhurbaşkanlığı koltuğunda oturan birisi halkı bilgilendirmek için yalan haber yayar mı? Bu hükümet, tepedeki zat da dahil bu ülkeyi yönetemiyor, Türkiye süratle kaosun eşiğine gidiyor.