Milliyetçi Hareket Partisi’nde (MHP) muhaliflerin olağanüstü kurultay toplama mücadelesi sürüyor. Alınan bilgiye göre, bazı delegelerin “diğer adayları küstürmemek” için fazla imza verdiğinin belirlenmesi üzerine muhaliflerin avukatları, hafta içi toplanarak delege imzalarının tasnifini yapacak. Noter onaylı imzaların gelecek hafta başına kadar MHP Genel Merkezi’ne verilmesi bekleniyor.
Bahçeli’nin “başvuruyu kabul etmeyecekleri” yönündeki açıklamalarına rağmen avukatlar imzaları partiye götürecek ve teslim etmeye çalışacak. Muhalifler, “muhalif delegelerin ortaya çıkması amacıyla başvurunun parti tarafından kabul edileceğini” öngörüyor. Eğer avukatlar, imzaları vermek üzere gittiklerinde binaya alınmazlarsa aynı gün mahkemeye başvuracaklar. Mahkeme başvuruyu haklı görürse Genel Merkezin olağanüstü kurultayı kararda belirtilen sürede toplaması veya MHP üyeleri arasından 3-4 kişilik bir kayyum heyeti atayarak kurultayı bu heyetin yapması yönünde karar alabilecek.
Öte yandan siyasi partilere atanacak kayyum heyetinin yetkileri genel başkan ve parti organlarının görevlerini etkilemiyor, sadece kurultayın toplanmasına dönük çağrı yapma, listeleri askıya çıkarma, salonu tutma ve kurultayı toplayarak sonucunu ilgili makamlara sunmakla sınırlı olabiliyor. MHP’ye kayyum heyeti atansa bile genel başkan ve bütün parti organları bu süreçte görevlerini aynen sürdürecekler, kayyum heyeti sadece kurultayı toplama iş ve işlemlerini yürümekle yetkili ve sorumlu olacak.
Ülkü Ocakları kurucu Genel Başkanı Ramiz Ongun, 2005 yılında delegelerden imza toplamış ve partiyi olağanüstü kurultaya götürmek istemiş ama başarılı olamamıştı.
Söz konusu tarihte Genel Başkan Devlet Bahçeli’nin, “Toplasınlar imzaları, eksik imzaları varsa ben tamamlarım” dediği ancak imzaların teslim edilmesinin ardından genel merkez tarafından bazı delegelerin imzalarını geri çekmeye ikna edildiği, bazı delegelerin de delegeliklerinin düşmesine neden olan geçmiş tarihli istifa dilekçesi verdikleri medyaya yansımıştı.
Ongun ve ekibi, “16-17 eksik delege imzası” nedeniyle partiyi olağanüstü kongreye götürememiş, mahkemeye yaptıkları başvuru da kabul edilmemişti.
MHP’li eski Bakan Koray Aydın da 2009 olağan kongresine 6 ay kala, o günkü MHP tüzüğüne göre, Devlet Bahçeli’nin “5 dönem kuralı gereği zaten seçilemeyeceğini” savunarak 29 Mayıs 2009 günü olağanüstü kongre istemiş, genel merkezden gelen “imza toplanması lazım” şeklindeki açıklamanın ardından 30 Mayıs’ta mevcut bin 174 delegeden 255’inin imzasını genel merkeze sunmuştu.
15 Haziran 2009 tarihinde dönemin MHP Genel Sekreteri Cihan Paçacı tarafından yapılan yazılı açıklamada, olağanüstü büyük kongrenin toplanmasını zorunlu kılacak herhangi bir durumun olmadığı bildirilmişti. 2005 yılında olduğu gibi yine bazı delegeler “ikna edilmiş”, bazı delegeler de “başka partiye de üye oldukları için” partiden ihraç edilmişti.
Bu gelişmenin ardından Sulh Ceza Hakimliğine başvuran Koray Aydın ve arkadaşlarına, 4 eksik imza olduğu gerekçesiyle mahkemeden olağanüstü kurultay kararı çıkmamıştı. Aydın ve arkadaşları, olağan kurultaya az bir süre kalması dolayısıyla istifa, ihraç ve geri alınan imzalara dönük mahkeme kararına itiraz yoluna gitmemişti.
2009 Yılı Kasım ayında toplanan 9. MHP Büyük Kurultayı’nda tüzükteki 5 dönem kuralı kaldırılmış ve Devlet Bahçeli tek aday olarak Genel Başkan seçilmişti.
Eski Adalet Bakanı ve Anayasa Hukukçusu Prof. Dr. Hikmet Sami Türk, Siyasi Partiler Kanunu’nda büyük kongrenin kimler tarafından, kimlerin istemi üzerine toplanacağının belirtildiğini söyledi.
Kanunun 14. maddesine göre en yüksek karar organının büyük kongre olduğunu belirten Türk, büyük kongrenin 2 yıldan az, 3 yıldan fazla olmamak üzere parti tüzüğünün gösterdiği süreler içinde toplandığını anlattı.
Olağanüstü kurultayların, genel başkanın veya merkez karar ve yönetim kurulunun lüzum görmesi veya büyük kongre üyelerinin en az 5’te 1’inin yazılı istemi üzerine yapıldığını aktaran Türk, “Siyasi Partiler Kanunu’na göre, MHP’de imzalar gerekli sayıya ulaşırsa bunu Genel Başkan’a sunacaklardır. Genel Başkan bunun gereğini yerine getirmek durumunda. Aksi halde yargıya başvurulması, yargı tarafından büyük kongrenin toplantıya çağrılması söz konusu olabilir ama MHP gibi köklü bir partinin bu duruma düşmemesi gerekir” dedi.
Türk, mahkeme tarafından kurultay için kayyum atama yoluna gidilebileceğini ancak bunun çok istisnai bir durum olduğuna işaret ederek, böyle bir durumun, ancak o partinin organları ortadan kalktığı zaman söz konusu olabildiğini dile getirdi.
Türk, MHP’de gerekli organların, Genel Başkan’ın iş başında olduğunu belirterek, imzaların toplanması halinde kayyum atanarak MHP hakkında kamuoyunda farklı bir imaj oluşmaması için Genel Başkan tarafından gereğinin yapılması gerektiğini kaydetti.