SİYASET: Davutoğlu: “Hukuk neyi gerektiriyorsa yaparız”

Başbakan Davutoğlu, bazı HDP’lilerin dokunulmazlıklarının kaldırılması tartışmalarına ilişkin “Terör suçu işleniyorsa hukuk neyi gerektiriyorsa yaparız” dedi. Davutoğlu anayasa uzlaşması için ise muhalefet liderleriyle toplu görüşme yapılabileceğini söyledi
Başbakan Ahmet Davutoğlu, TBMM Başkanı İsmail Kahraman ile görüşmesinin ardından şu değerlendirmelerde bulundu:
Herkesin içine sinmeli: Anayasa konusunda önemli girişimlerde bulunduk. Bütün partiler sivil anayasa vaadinde bulundu. ‘12 Eylül Anayasası’ndan memnunum’ diyene kimse rastlamadı. Sayın Genel Başkanlara söylediğim gibi bu metin, herkesin içine sinmesi gereken bir metin. Sayın Kılıçdaroğlu ve Bahçeli ile görüştük. Kendilerine teşekkür ediyorum. Konuları açık yüreklilikle ele aldık.
3 konuda anlaştık: Bu görüşmede Kılıçdaroğlu ile 3 konuda mutabakata vardık; 12 Eylül anayasasını kaldırmak için birlikte çalışma. Meclis’in daha etkin ve süratli aynı zamanda denetime açık şekilde iç tüzük reformların yapılması. Vize muafiyeti başta olmak üzere AB reformlarında işbirliği yapma konusunda anlaştık. Ardından Sayın Bahçeli ile görüştüm. Aynı konularda kendisiyle de mutabık kaldık. Şuanda 3 siyasi parti bu 3 konuda anlaşmış durumdadır. Şimdi artık görev Meclis’in görevidir. TBMM Başkanı ile yaptığım görüşmede, hususları aktardım. Sürecin işlemesi için TBMM Başkanı’nın devreye girmesi ve çağrı yapmasının uygun olacağını kendilerine arz ettim.
Topluca görüşebiliriz: (Uzlaşma komisyonunun karar alma yöntemi ile ilgili soru üzerine) Parti olarak bizim görüşümüz olabilir ama bir de uzlaşma komisyonun kendisi de uzlaşma konusu. Tek bir partinin ‘ben şunu istiyorum’ demesiyle yürüyecek değil. Hep beraber uzlaşacağız. 6 ay sonra veya arada belli aşamalarda muhalefet liderleriyle tek tek ya da topluca bir araya gelebiliriz. İtirazları olmadı bu konuda. Sizin kaygınız ne bunu nasıl giderebiliriz. Gelin konuşalım deriz.
Dönüş imkanı var: (HDP’nin anayasa komisyonuna gelmeyeceği iddialarına ilişkin) HDP sorumsuz açıklamalardan kendileri de memnun değillerdir. Aradığım iki temel şartı samimiyet ve ciddiyeti yok eden açıklamalar bugün bulundukları yere onları getirdi. Bir hata yaptılar, ondan dönüş imkanı Meclis Başkanı’nın yapacağı çağrıya verecekleri cevapta var.
Zorla sokacak değiliz: Gelsinler komisyonda ne derlerse desinler. Gelmezler ise kendilerine oy veren seçmene en büyük ihaneti yapmış olurlar. Terörü şiddeti barikatları savunurlarsa yanlış yolda dehlize girer çıkamazlar. Kendi bilecekleri iş. Atacakları her adımın bir bedeli seçmen nezdinde olur. Zorla bir şey empoze edemeyiz, zorla onları Anayasa komisyonuna sokacak değiliz.
Meclis özgürlüğün kalesidir: (Bazı HDP’lilerin dokunulmazlıklarının kaldırılması tartışmaları konusunda) Kimsenin fikirlere sınır getirmesine izin vermeyiz. Dokunulmazlık da budur. Her türlü fikir Meclis’te dile getirilir özgürlüğün kalesidir. Ama aynı özgürlük,, terör örgütü tarafından kandırılan gençler de var. Bunların hukukunu da korumak Meclis’in görevidir. Eğer bir açık suç işleniyorsa, bir kamu düzenini yok edecek şekilde isyan çağrıları yapılıyorsa, terör suçu işleniyorsa, bazen bu teröristlere arabalarında silah taşıyan milletvekilleri söz konusu ise bunlar herhangi bir şekilde bu dokunulmazlık zırhı etrafında yapılacak eylemler de değildir. Orada hukuk neyi gerektiriyorsa ona bakarız. İşlemiş bir süreç yok, geldiğinde bakarız.