Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan; Rusya, Suriye, İran ve Irak’ın Eylül ayı sonunda Bağdat’ta kurduğu koordinasyon merkezinde Türkiye’nin de bulunması için gelen teklifi Esad nedeniyle reddettiğini açıkladı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Türkiye şu anda 300 bin Iraklıyı kamplarında misafir eden bir ülkedir. Bunu ne İran yapıyor ne de Rusya yapıyor. Bu kadar hassas davranan bir Türkiye’ye karşı böyle bir yaklaşım tarzını biz bir defa, yani Irak’tan da, diğer ülkelerden de yanlış buluruz. Türkiye’nin bu hassasiyeti üzerinde kimsenin spekülasyon yapmaması lazım. Bizim bütün bu hareket tarzımız, bir defa birinci derecede Musul halkının çağrısı üzerine atılmış bir adımdır” dedi.
Suriye’deki gelişmeler ve bu gelişmelerle birlikte bazı adımlar atıldığını kaydeden Erdoğan, bunlardan bir tanesinin de Rusya, İran, Irak ve Suriye’nin oluşturduğu Bağdat’ta kurulan dörtlü ofis meselesi olduğunu ifade etti.
Türkiye’yi de bu ofise dahil etmek istediklerini dile getiren Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’e, “Ben devlet olarak, meşru bir devlet olarak kabul etmediğim Suriye ile aynı masada nasıl otururum? Onun için bizim oraya gelmemiz mümkün değil” cevabını verdiğini söyledi. Erdoğan, “Biz o dörtlü ofisin içerisinde, Türkiye olarak, beşinci bir ülke olarak yer almadık. Bu bizim davranışımızın ne kadar haklı olduğunu da gösterdi” diye konuştu.
Başika kampı adımı, oradaki Peşmergelerin ve zaman zaman da Türkmenlerin eğitimine yönelik adımların kendilerine bir şeyi daha gösterdiğini söyleyen Erdoğan, “‘Demek ki’ dedik, ‘yani bizim biraz daha Bamerni’de bu işi birlikte yürütmemiz gerekiyor’ ve daha sonra bu son zamanlardaki gelişmeler olunca Bamerni’ye biz oradan bir miktar askerimizi çektik” ifadesini kullandı.
Erdoğan, Türkiye’nin Başika’daki askeri varlığıyla ilgili Rusya ve İran’ın tutumunun hatırlatılması üzerine, “Bir defa şu çok açık ve net orada, bunu söyleyenlere bizim verdiğimiz ve vereceğimiz cevap şudur: Bizim konumumuz ne Rusya’nın konumudur, ne İran’ın konumudur” dedi.
Türkiye’nin sürekli olarak Irak’tan terör tehdidi alan bir ülke olduğuna ve bu tehdidin sadece DAEŞ’te kaynaklanmadığına dikkat çeken Erdoğan, “Kaldı ki Türkiye şu anda 300 bin Iraklıyı kamplarında misafir eden bir ülkedir. Bunu ne İran yapıyor ne de Rusya yapıyor. Bu kadar hassas davranan bir Türkiye’ye karşı böyle bir yaklaşım tarzını biz bir defa, yani Irak’tan da, diğer ülkelerden de yanlış buluruz. Türkiye’nin bu hassasiyeti üzerinde kimsenin spekülasyon yapmaması lazım. Bizim bütün bu hareket tarzımız, bir defa birinci derecede Musul halkının çağrısı üzerine atılmış bir adımdır” diye konuştu.
Türkiye-Rusya ilişkilerinin halihazırdaki durumuyla ilgili bir soru üzerine, iki ülke arasındaki ilişkilerin son 10 yılda hiç bir dönemde olmadığı kadar ileri bir noktaya geldiğini, hatta stratejik bir ittifak halini aldığını, üst düzey istişari konsey oluşturularak toplantılar yapıldığını hatırlattı.
Son toplantının 15 Aralık’ta Moskova’da yapılmasının planlandığını ancak ev sahibi Rusya’nın sıcak bakmaması üzerine iptal edildiğini ifade eden Erdoğan, şöyle devam etti:
“Rusya ile olan bu ilişkilerimiz şu anda A’dan Z’ye biliyorsunuz tamamen kopmuş değil. Benim sürekli verdiğim mesaj şudur: Devletler arasında diplomasi hiçbir zaman koparılıp bir kenara konulmamalıdır. Burada aklıselim ile hareket edilmelidir. Rusya geçen yıl bizim Karadeniz’de 15 dakika hava sahamızı ihlal etmiştir. Suriye’de önce bir ihlal yapmış, ardından ikinci bir ihlal yapmış ve biz G-20 toplantısında Sayın Putin’le bunları görüştük. Bu arada tabii biz kendisiyle telefonla da bu ihlaller yapıldığında bunları konuşuyorduk. ‘Bakın biz stratejik ortağız ama stratejik ortaklar olarak birbirimizin hava sahasını bu şekilde ihlal etmek bir yanlıştır, bu egemenlik haklarına saldırıdır ve egemenlik haklarına saldırı yarın hiç arzu etmeyeceğimiz neticeleri doğurabilir. Bu saygıyı bir defa göstermemiz gerekir’ dedim. Hatta daha da ileri gittim, Doğu Akdeniz’de bizim bir fırkateynimizi taciz ettiler. Bunu da yaşadık ve bunları da biz kendileriyle paylaştık. ‘Bakın, böyle bir durum da oldu’ dedik G-20’de.