İsrail’in Ankara Büyükelçiliği Maslahatgüzarı Amira Oron, ülkesinden Türkiye’ye doğalgaz gönderilmesi olasılığıyla ilgili, “Gelişmelere baktığımızda doğalgaz ticaretiyle iki ülke için kazan-kazan durumunun söz konusu olduğunu görüyoruz, ülkeler arasında gerilimler olabilir, bunlar gelip geçicidir. Gelişmeler bize işbirliği yapmanın zamanının geldiğini gösteriyor” dedi.
Oron, İsrail’in doğu Akdeniz’de sahip olduğu doğalgaz kaynakları, bu kaynakların Türkiye’ye getirilmesi ihtimali ve bölgedeki gelişmelerle ilgili, sorularını yanıtladı. İsrail doğalgazının bir boru hattı ile Türkiye’ye getirilmesi olasılığıyla ilgili medyada çok yoğun tartışmalar görüldüğünü belirten Oron, şöyle konuştu: “İsrail üst düzey yetkililerinin açıklamalarından anlayabileceğimiz, bu olasılık tutarlı ve sağlam bir olasılık ve İsrail için gerçekleşebilecek bir olasılık. Çünkü İsrail hükümeti sınırları içinde keşfedilen gazın bir bölümünü ihraç etme kararı aldıktan sonra, bu gazın gönderilebileceği potansiyel marketlerin hangileri olabileceğine yoğunlaştı. Bu konuda enerji ile ilgili olan her şey aynı zamanda politika ile özellikle uluslararası politikayla da ilgili. Bu da bizim üzerinde düşünmemiz gereken bir konu. Diğer bir konu da bu gazın istikrarsız ve değişken bölgemizi daha dengeli hale getirip, bölgemizdeki farklı ülkelerle daha barışçıl ilişkiler kurulmasında kullanılması.”
Türkiye doğalgaz pazarının büyük bir pazar olduğunu söyleyen Oron, “Türkiye, bölgede doğalgaz için bir ticaret merkezi (hub) olmayı ve gelecekte Avrupa’ya gaz ihraç edebilmeyi istiyor. Bu durumda iki ülke için de bir kazan-kazan durumunun söz konusu olduğunu görüyoruz. Ülkeler arasında gerilimler olabilir ve bu normal bir durumdur. Demek istediğim ülkeler arası gerilimler gelip geçer” ifadelerini kullandı.
Oron, böyle bir anlaşmanın, ilişkilerin geliştirilmesine somut bir zemin kazandıracağını, iki ülkeyi sıkı ve olumlu bir şekilde bir araya getireceği görüşünü de dile getirdi.
Bölgede, İran, Azerbaycan ve Katar gibi önemli doğalgaz ihracatçısı ülkelerin yanı sıra gelecekte Avustralya, ABD gibi ciddi doğalgaz sahibi ülkelerin de gazını sıvılaştırılmış halde uluslararası pazara taşıyabilecekleri, bu durumda da rekabetin artmasıyla doğalgaz gelirlerinin düşebileceği ihtimalinin hatırlatılması üzerine Oron, “Böyle bir olasılık var. Belki de Başbakanımız Netanyahu bu yüzden (ülkedeki doğalgaz rezervlerinin ticarileştirilip ihracata geçilmesi için) bu kadar ısrar ediyor. Doğalgaz pazarı çok durağan değil ve kimsenin beklemediği gelişmeler olabiliyor” ifadelerini kullandı.
İsrail’in gaz satacağı pazarları çeşitlendirmesinin de kesinlikle gerekli olduğunu dile getiren Oron, “Tabii ki burada ortak bir fayda var. İsrail’den de Türkiye’den de baktığınızda aslında aynı şeyleri görüyorsunuz. Türkiye nasıl doğalgaz aldığı ülkeleri çeşitlendirmek istiyorsa İsrail de satacağı ülkeleri çeşitlendirmek istiyor. Bu etken de bize işbirliği yapmanın zamanının geldiğini gösteriyor. Hadi bunu yapalım ve nasıl sonuçlandırabileceğimize bakalım” diye konuştu.
Mısır’ın İsrail’le, Türkiye’nin de Rusya ile yaşadığı sorunların, enerji işbirliği konusundaki etkilerini de değerlendiren Oron, şunları söyledi: “İsrail, Türkiye ve bölgedeki diğer ülkeler bir gerçeklik duvarının önünde duruyor. Bir gerilim yaşadık, bu bir krizdi ancak bugüne kadarki sürede bölgemizde birçok değişiklik oldu. Bölgemizde Arap baharı olarak da bilinen bir kargaşa ortamı oluştu. Bu durum bölgedeki herşeyi değiştirdiği gibi masadaki tüm ülkeleri de değiştirdi. Ülkelerden bazıları harabe haline döndü, mesela Suriye. Irak hala mücadelelere sahne oluyor. Mısır ise bir istikrara sahip olmaya çalışıyor. İsrail de tüm bu gelişmelerin ortasında yer alıyor.
Şimdi bu ortamda, stratejik anlaşmaların gerçekleşmesi için siyasi atmosferin uygun olması gerekli, bu yüzden siyasi ilişkileri geliştirmeliyiz. Bunların üzerinde ve ötesinde olmak üzere siyasi ve askeri çıkarlar da var. Bizler birçok kez birbirimizi aynı tarafta bulduk. Bunlardan biri de Suriye. İki ülke de Suriye’nin komşusu ve bu durumdan etkilendi. 2,5 milyon mülteci düşünüldüğünde Türkiye çok daha fazla etkilendi. Bizim için de İran gibi Hizbullah gibi birçok soru işareti bulunuyor. Karşılıklı işbirliği yaparak aradığımız cevapları birbirimize verebiliriz.”
Oron, bu süreçlerin politikacıları da işbirliği yapmaya yönlendirdiğini belirterek, “İki ülke arasındaki gerilimin zaman içerisinde azaldığını gördük. Artık daha da iyi bir atmosfere sahibiz çünkü bu bölgede iki tarafın da nasıl politikalar geliştirmesi gerektiğine karar vermek için yaptığı analizlerde kullandığı veriler aynı. Süreç, Türkiye ve İsrail’i bir araya getiriyor, büyük beklentilere girmek doğru değil ancak gelecekte çok daha fazla gelişmeler göreceğimizi düşünüyorum” dedi.
Mısır’la İsrail arasında geçtiğimiz hafta sonuçlanan doğalgaz tahkimiyle, Mısır’ın İsrail’e 1,8 milyar dolar ödemesinin kararlaştırılması üzerine, Mısır’ın İsrail’den doğalgaz almak üzere yaptığı görüşmeleri durdurdu. Mısır aynı zamanda ülkesindeki, İsrail’in de kullanmak istediği, sıvılaştırma tesislerine sahip olan şirketle de tahkim sürecinde bulunuyor.
Öte yandan, Zohr isimli sahasında keşfedilen gaz ile Mısır’ın, kendi iç doğalgaz piyasasını doyurabilen hatta tekrar ihracatçı duruma geçebilecek duruma gelmesi bekleniyor. Tüm bu gelişmeler, İsrail gazı için bölgedeki diğer büyük doğalgaz pazarı Türkiye’yi tek seçenek olarak ortaya çıkarırken, Türkiye ise büyük oranda doğalgazını sağlayan Rusya ile son dönemde yaşadığı sorunlar nedeniyle gaz aldığı ülkeleri çeşitlendirmek için çeşitli doğalgaz ihracatçısı ülkelerle görüşmeler ve anlaşmalar yapıyor.