İpek Medya Grubu’na atanan kayyum heyetinin uygulamaları, Bugün Gazetesi Ankara Temsilciliği çalışanlarının işine son vererek devam etti. Gazetenin eski yöneticilerine 4 gün izin kullandıran heyet, bugün akşam saatlerinde Ankara büroda çalışan 12 gazeteci ve 1 çaycı personelin iş akdinin feshedildiğini bildirdi. Çalışanlara tebliği yapan kayyumun temsilcisi Fatin Dağıstanlı, “İstanbul’dan yazılar geldi.” dedi.
Dağıstanlı’nın, pazartesi gününden itibaren çalışanlara “Birlikte çalışmak istiyorum, yayın politikamız bu olacak.” dediği, sadece iki kişinin bunu kabul etmediği öğrenildi.
Çalışma ofisinde kişisel eşyalarını toplayan çalışanlar, uğradıkları hukuksuzluk karşısında tepkilerini dile getirdi. Çalışanlardan bazısı eşyalarından bir kısmını ayakkabı kutularına koyarak, toplandı.
Verilen tebliğin çok enteresan bir tebliğ olduğunu söyleyen Ankara Haber Müdürü İrfan Galip Dumlu, “Kayyum atandığı zaman ‘Bugün susmaz, biz gazeteciyiz, işimizi yapmaya devam edeceğiz’ dedik. Nitekim yeni atanan Fatin Dağıstanlı isimli kayyumun temsilcisi geldiğinde ‘ben de gazetecilerle çalışmak istiyorum, gazetecilik yapmak istiyorum’ demişti. Biz de tamam demiştik, hep beraber çalışalım demiştik arkadaşlarla. Bugün geçtiğimiz gündemi şöyle gösterelim. Burada yaklaşık 10 tane haber var. 10-11 kişilik bir haber merkezinden çıkardığımız özel haberler sadece bunlar. Çok beğendi, ellerinize sağlık dedi. Bunu söylemesinden birkaç saat sonra haber merkezindeki bütün arkadaşlara çıkışı tebliğ edildi. Bana İstanbul’dan öğleden sonra tebliğ edildi. O tebliğ çok enteresan bir tebliğ, ‘yönetim kurulunun almış olduğu, boşluk boşluk sayılı karar gereği’. İnsanlara böyle ıslak imzalı tebligat veriliyor ya da ne deniliyorsa artık. Yasal haklar banka hesabına yatırılacakmış. Mesele bu değil. Mesele sadece gazetecilik yapmak isteyen insanların ekmeklerinden ediliyor olması. Sadece gerçekleri yazdıkları için, tetikçilik yapmayacakları için, sadece haber yazacakları için. Bu insanlar fikir işçileri, fikirlerini beğenmiyor olabilirsin ama emeklerine saygı duymak zorundasın. Göstermedi. Sonrasında nasıl bir talimat geldi bilmiyoruz, bütün personelin işine son verildi.” dedi.
Yapılanın kendileri için bir son olmadığını dile getiren İrfan Galip Dumlu, “Bu bir son değil. Bu bizim için bir başlangıç, biz biraz sonra gideceğiz ve bir çay koyacağız ve her şeye yeniden başlayacağız. Başka gittiğimiz yerlerde de bir muamele görebiliriz, oralara da bir kayyum gelebilir. Türkiye’deki bütün şirketler kayyuma açık. Gittiğimiz yerlere de gelirlerse oradan da başka bir yere gideriz ve yeniden bir çay koyarız ve yeniden başlarız. Yaptıklarının hukuksuz olduğunu bilmeleri lazım, yasalara aykırı ve sonuçlarının da direkt o şahısları ilgilendiren mevzular olduğunu bilmeleri lazım. Muhtemelen de bunu biliyorlardır. Umarım akıbetleri onlar açısından çok da hayırlı olmayacaktır. Tabi onların benzerlerini daha önceden de gördük. Her seçim sonrası yapılan balkon konuşmalarında bütün toplum kucaklanır, akabinde de bir düşman belirlenir ve onun üzerine gidilir. Yapılan balkon konuşmaların çok inandırıcı bulmadık, toplumun yarısı da inandırıcı bulmuyor. Bu baskıların artacak olacağına eminiz. Buraya gelirken farklı medyadan arkadaşlar aradılar. ‘haftaya da sen bizi ararsın’ diyerek işi şakaya vurmak durumundalar. Çünkü onlar da bekliyorlar böyle bir şeyi. Sözcü de Cumhuriyet de Doğan Medya da bekliyor. Zaman da çoktan beridir bekliyor. Bütün medyalarda bu sıkıntılar yaşandı. Umarız daha fazla medya özgürlüğüne, özgürlüklere tecavüz edilmeden bu meseleler biter.” ifadelerine yer verdi.
Binada çalışan 13 personelin işine son verildiğini söyleyen Muhabir Metin Arslan, “Bunların 12’si gazetecilik yapıyordu, 1 arkadaşımız çay dağıtıyordu binada ve yıllardır çalışıyordu. Ben de burada 2 buçuk yıldır çalıyorum ve sadece gazeteciyim. 2 gün boyunca bize Ankara Temsilcisi olarak atanan kişi, ‘ben sizinle çalışmak istiyorum’ dedi ve dün ve bugün arasında ne olduysa değişti. Bize, ‘İstanbul’dan talimat geldi, görevlerinize son verildi.’ Sanki birine bağlıymışız gibi muamele yapıldı. Ben gazeteciyim. Ben haber yazarken doğru haber yazarım, gerçekleri; ekmeğimi de bundan kazanırım. Yalan yazmam iftira atmam, sadece gerçekleri yazarım. Anayasa bana, ‘Basın hürdür, engellenemez, basın araçlarına el konulamaz’ diyor. Basın Kanunu’nda gazeteciyi koruyan maddeler var. Ben hukuka güvenerek yıllardır çalıştım ancak hukuk kalmadı ve burada 13 tane namusuyla şerefiyle evine helal para götüren gazetecilerin görevlerine son verildi. Ben bunu milletime havale ediyorum. Söyleyecek bir söz de bulamıyorum. Üzgünüz. Evet işimizi kaybettik ama bu ülkede ifade özgürlüğü de basın özgürlüğü de kaybetti. Biz insanları haberlerimizle aydınlatıyorduk, doğruları anlatıyorduk, yolsuzlukların üstüne gidiyorduk ve sadece gerçekleri yazıyorduk. Ama buna izin vermediler, buna izin vermediler ve sesimizi susturdular ve bizim evde çocuklarımız var, biz rızık endişesi içinde değiliz kesinlikle. Sadece helal rızık endişesi içindeyiz. İnşallah bundan sonra da doğruları yazacağız, helal rızık kazanacağız ve görevimizi yapacağız.” şeklinde konuştu.
“Gazetecilik için üzgün bir gün, üzüntülü bir gün” diyen Muhabir Ezelhan Üstünkaya ise diğer kurumlarda çalışan meslektaşlarına da uyarıda bulundu. Üstünkaya, “Ben kendi adıma çalışmak istemiyordum ama çalışmak isteyen arkadaşlar bunu söylemelerine rağmen işten çıkarıldılar. Bütün medyaya duyarlı olması çağrısında bulunuyorum. Mesleki dayanışma en az olan mesleklerden birisidir gazetecilik ama artık o dönemi kapattık. Bugün bize gelmedi demesinler yarın onlara da gelebilirler, gelirler, geleceklerdir de. Susmamaları gerekiyor, susmayın dayanışma göstereceğimiz zamanlar şimdi.” şeklinde düşüncelerini dile getirdi.