Türkiye, 2016 Avrupa Şampiyonası Elemeleri’nde İzlanda’yı 1-0 yendi! Kazakistan da Letonya’yı 1-0 yendi! En iyi 3. olarak doğrudan Fransa’ya gidiyoruz! HTSPOR yazarları tarihi geceyi yorumladı.
Hollanda’yla berabere kalmıştık. İlk 5 maçımızda sadece 5 puan toplayabilmiştik. Bu ortamda Lüksemburg’la hazırlık maçı yapmaya gittik. Lüksemburg’da Fatih Terim ve ekibini ziyarete gittiğimizde hem geride bıraktığımız Hollanda takımını hem de gruptaki geleceğimizi konuştuk. Fatih Hoca bize o gün aynen şunları söyledi: “Bu Hollanda maçındaki oyun, takıma özgüven getirdi. Şu anki durumumuzda eğer bundan sonra kaybedersek, turnuvayı kaybederiz. Ancak bu genç takım ve daha da önemlisi sempatik takım, Hollanda maçının özgüveniyle daha da iyi olacaktır. Prag’daki Çek maçından ve içerideki İzlanda maçından hiç korkum yok. Kazakistan ve Letonya’yı da yeneriz. Bizim bundan sonra tek bir maçımız kaldı. O da Hollanda maçı…”
Hocanın bu dediklerinin hepsini teker teker yaşadık. Sadece Letonya’ya saçma sapan bir gol yediğimiz için 2 puan verdik. Lüksemburg’da sadece 5 puanımız varken, Fatih Terim’in kendisine ve oyuncularına olan inancı, takıma yansıdı. Açıkçası grubun ilk maçlarında hiç devrede olmayan ve tepkimizi çeken kaliteli oyuncularımızın sorumluluk almaması hali de son dönemeçte değişti. Arda ağırlığını koydu. Bütün oyuncular ellerinden geleni yaptı. Selçuk devreye girdi. Ozan- Babacan-Serdar-Şener gibi isimler, ‘Ben bu takımın oyuncusuyum’ duygusunu özümsedi ve dün son dakikada o frikiğin başına geçip, o sorumluluğu almayı gösterebilen Selçuk’un muhteşem golüyle turnuvaya katıldık. Kötü başladığımız ama sonrasında oyuncu ve mentalite bazında değişim yaşadığımız, nihayet kaderimizi elimize aldığımız bir turnuvayı geride bıraktık. Bu genç takımdan özellikle 2018 Dünya Kupası elemelerinde çok ümitliyim. Başta Yıldırım Demirören ve Cengiz Zülfikaroğlu olmak üzere TFF yönetim kurulunun hepsine, Fatih Terim ve tüm Milli Takım ekibine, elbette oyuncularımıza teşekkür ederim. Fransa’da başarılar çocuklar…
KAZAKİSTAN
Çok kritik anda imdadımıza yetiştiler ve bize 6 puan verdiler. Letonya’dan 4 puan aldılar. Tebrikler ve teşekkürler.
HER ŞEY ÇOK GÜZELDİ
Böylesine bir maçtan sonra negatif bir şey bulmak istemiyorum. Her şey çok güzeldi.
BUNU ANCAK TÜRKLER YAPAR | İBRAHİM YILDIZ
Milli Takımımız dün İzlanda’yı yenerek Fransa biletini aldı. Muhteşem bir seyirci önünde, bir kez daha ‘’biz bitti demeden bitmez’’ dedirttiler. Baştan bu yana umudumuzu hiç yitirmedik. Oysa kötü başlamıştık. Nerdeyse veda edecektik turnuvaya.. Vazgeçemediğimiz bir özelliğimizi yine sergiledik. Her şeyi son maça bıraktık. Tek engel vardı önümüzde İzlanda.. Önce Çek’leri kendi sahalarında yendik. Yenerken müthiş bir oyun sergiledik. İkinci 45 dakika kelimenin tam anlamıyla muhteşemdi. Üstelik, ülkemiz tarihinin en büyük terör saldırısını yaşamıştı. Başkent Ankara’nın göbeğinde patlayan bomba yürekten yaralamıştı hepimizi. Bu ülkenin güzel insanları her şeye rağmen mutluluğu yaşamalıydı. Buruk da olsa bu mutluluğu bize yaşattı milli oyuncularımız Prag’da.
Dün akşam Konya’da yine bu duygular içinde sahaya çıktı milliler. Tek bir amaçları vardı. Zor günler yaşayan halka umut olmak. Onları biraz da olsa mutlu etmekti.
EURO 2016 finallerine giderken Fatih Terim yoğun bir çaba gösterdi arkadaşlarıyla. Geniş bir kadro vardı elinde. Öyle bir ideal kadro kurdu ki bu kabarık listeden. Bir anlamda geleceğin takımını da oluşturdu. Genç ekip önümüzde ki yılların da kurgulanan vazgeçilmezleri olacaktı şüphesiz. Oğuzhan, Hakan Çalhanoğlu, Gökhan Töre, Serdar Aziz, Ozan Tufan gibi gençler milli takımın geleceği diyebiliriz.
İzlanda karşısında oyuna santraforsuz başlamayı yeğlemişti Fatih Terim. Daha çok ayağa oynayıp, elinde ki teknik adamlarla ceza alanı içinde pozisyon bulmayı hedeflemişti. İlk 45 dakikanın üstün olan tarafıydık. Topla daha çok oynayan, şut olanağı bulan Milliler ne yazık ki sonuca gidemediler. Volkan oyuna girmekte geç kaldı. Kendisinden beklenen yaratıcılığı gösteremedi. Aldığı toplarla ceza alanı içine girmeyi başaramadı. Böyle olunca atak sayımız fazla olsada sonuçsuz kaldı. Yüksek toplarda zayıf kaldık. Uzun bir oyuncunun olmaması İzlanda savunmasını zorlamamıza engeldi. Şener yine çok çalıştı. Üstelik beklenmedik çok güzel ortalar yaptı. İlk yarı gol dışında ortaya konulan oyun dört dörtlüktü diyebiliriz.
İkinci yarı İzlanda daha çok topa hakim olunca oluşan panik oyunumuza yansıdı. Fatih Terim, Cenk ve Umut’u oyuna alarak tüm kozlarını kullandı. İkinci yarı görev alan Gökhan kızarınca takımını 10 kişi bıraktı. Arda’nın arkadaşlarını motive edişi ve kazanılan serbest atışta Selçuk İnan’ın muhteşem golü bir kez daha herkese mutluluğu yaşattı.
FATİH TERİM EN BÜYÜĞÜ
Türk Futbolunun yetiştirdiği en değerli hocalardan. Hiçbir zaman pes etmedi. Her zaman zor günlerin zor maçların adamı olduğunu gösterdi. Son 3 maçta ki tutumuyla Fransa’ya gitmemizde ki en önemli mimarı oldu.
HAKAN BALTA’YA BRAVO
İlerleyen yaşının getirdiği tecrübe ile son maçlarda Galatasaray ve Milli Takımın en yararlı oyuncusu oldu. Dün de sakin ve soğukkanlı oluşu savunmayı toparlayışı ve yerinde müdahaleleriyle takımın en yararlı oyuncusuydu.
DESTAN | ATİLLA TÜRKER
İşte mutluluk bu… İşte coşku bu… İşte zafer bu… Helal olsun bu çocuklara…
Helal olsun bu kaplanlara… Helal olsun bu teknik ekibe.
İşte tarih böyle yazılır… İşte tarih böyle akıllı ve cesur insanlar tarafından destansı bir şekilde kaleme alınır.
10 yıl geçse de… 50 yıl geçse de… Bu karşılaşma unutulmayacak. Bu zafer unutulmayacak.
Ne mutlu bize… Ne mutlu hepimize… Bu inanılmaz coşkuyu ve mutluluğu bize yaşatan kardeşlerimizle ne kadar övünsek ve gurur duysak azdır.
Bakın… Paris’in ışıkları pırıl pırıl yanıyor… Fransa’daki tüm ışıklar pırıl yanıyor.
Şimdi kimse bizden maçın özetini yazmamızı beklemesin… Tarih yazdık işte, o kadar… Daha ötesi mi var? Fatih Terim komutasındaki neferlerimiz, acı günler yaşadığımız şu günlerde yüreğimize inanılmaz su serptiler, gönüllerde ayrı bir yer edindiler.
Yine de maçla ilgili üç beş bilgi vermemiz gerekirse eğer…
Dikkatliydik. Temkinliydik. Yapacağımız en ufak bir hatanın nelere yol açacağını çok iyi biliyorduk. Dakikalar ilerledikçe rakibe ufak ufak yoklama çektik. Nihayetinde bu bir hesap işiydi. Dimyat’a pirince giderken, evdeki bulgurdan da olmak vardı. Dünkü stres ve heyecan dayanılacak gibi değildi.
Söylemeye gerek yok elbet, bu tür karşılaşmalarda iyi oynamak ve sonuca ulaşmak, ayrı bir beceri ve deneyim gerektirir.
Yine doğal olarak, böylesine bir ortamda güzel ve kaliteli futbol beklemek, fazla iyimser olmaktan öteye gitmez.
Gözümüz ve kalbimiz Konya’da olmasına karşın, Hollanda ve Letonya’dan gelen gol haberleri ile her geçen dakika daha da ümitlendik.
Fatih Terim de 3 puanın alınabilmesi için gerekli tüm değişikliklere gitti. Gol için iyice ümitlendik. ‘Ha şimdi gelir, ha birazdan gelir’ dedik.
Dedik ama… Ah Gökhan Töre ah… Ne yaptın Allah aşkına… Neyse… Böyle anlamlı bir günde Töre’yi şimdilik bir kenara bırakalım.
Maçın özellikle son bölümü geçmek bilmedi… İki taraf da skoru değiştirebilmek için tüm gayreti gösterdi. Ve… Aslan Selçuk çıktı sahneye… Bir vurdu, çatalın tozunu aldı. Haykırdık. Havalara uçtuk. “İşte Zafer bu” diye bağırdık.
Evet, bitti denilen yerde toparlanan, ayağa kalkan, koşan, depar atan ve zafere ulaşan bu dostlarımızla ne kadar gurur duysak azdır.
Bekle bizi Fransa…
Orada da yapacak çok işimiz var.
Orada da yazılacak ayrı bir destan var. Çünkü bizde aslan yürekli cengaverler ve Fatih Terim var.
Yolunuz açık olsun aslanlar…
HELAL OLSUN
Tek tek ayırmaya gerek yok… Sahada ve saha kenarında ter döken tüm cengaverleri yürekten kutluyoruz.
ALKIŞLAR KONYA’YA
Dün bir kez daha görüldü ki milli takımımız için başka şehir ve stat aramaya pek gerek yok. Konya yine tam not aldı. Alkışlar Konyalı futbolseverlere ve Konya halkına.