Avrupa Mahkemeleri, kullanıcı güvenliği ve kişisel veri toplama için tek standart getiren Safe Harbour anlaşmasını reddetti. Edward Snowden’ın NSA bilgilerini sızdırmasından sonra Amerikan şirketlerinin Avrupa verilerini toplamasının ortaya çıkması, karara yön veren durum oldu.
Artık Facebook ve Twitter gibi şirketler, Avrupa’daki kullanıcıların verilerini depolamada çeşitli denetlemelerle karşılaşabilecekler; bu durum Avrupa kullanıcıların bilgilerinin Amerika’dansa Avrupa’da toplanmasına izin verecek.
Kararda öne çıkan unsurlar şu şekilde:
– Bireysel Avrupa şirketleri, kişisel veri toplayan Amerikan şirketlerine bilgi aktarma konusunda kendi düzenlemelerini yapabilecekler.
– Avrupa ülkeleri, Amerika’ya veri aktarım sürecini askıya alabilecekler.
– İrlanda veri düzenleyicisi, Facebook’un kullanıcılarına yeterli derecede veri güvenliği sağlayıp sağlayamadığını kontrol edebilecek.
Peki, bu durum Amerika’daki teknoloji şirketleri için ne anlama geliyor?
Amerika’da tek bir prosedür ile çalışan şirketler, Avrupa’ya geldiklerinde 20 ya da daha fazla düzenleme şekli ile karşılaşacaklar. Uzmanlar bu durumun bürokratik bir kâbus olacağını ve sadece teknoloji firmalarının değil, Safe Harbour’a güvenen yaklaşık 4500 Amerikan şirketinin çok başlı düzenlemeleri takip etmeyi sonunda bırakacağını söylüyor. Bu durum aynı zamanda girişimler için de büyük risk taşıyor.
İş yönetimi açısından baktığımızda söylenilenler doğru gelebilir, ancak bir de madalyonun öteki tarafı var.
NSA’in geniş çaplı gözetimi sonucunda özel hayatına tecavüz edildiğini söyleyerek Facebook İrlanda’yı mahkemeye veren Avusturyalı avukat Max Schrems, durumdan gayet memnun. Schrems’in davası Safe Harbour anlaşmasının getirdiği yasal gerekliliklerden ötürü reddedilmişti. Schrems ise kararı temyiz ettirmeyi başarmıştı. Bu Avrupa Mahkemeleri’nin son kararıydı ve değiştirilemezdi. Hatta Schrems’in davası, Avrupa Mahkemeleri’nin Safe Harbour’ı reddetme kararını etkileyen durumlardan biri. Schrems’in Avusturya vatandaşı olmasına rağmen İrlanda’daki Facebook’a dava açmış olmasının sebebi, Facebook’un Avrupa yönetiminin Dublin’de olması.
Facebook ise durumun özel olarak kendileriyle alakalı olmadığını, hukuk sözcüsünün bizzat Facebook’un yanlış bir şey yapmadığına dair beyanatta bulunduğunu söylüyor. Avrupa ve Amerika hükümetlerinin aralarında anlaşarak, daha adil bir çözüme ulaşacaklarına inanıyorlar.
Kısacası, şirketler mağduriyetini belirtirken; sıradan halk, kişisel hayatlarının belki kapısından bile içeri girmeyecekleri şirketlerin veri depolarında kolayca saklanamamasının sevincini yaşıyor. Sadece ticareti değil, siyasi dengeleri de değişime sokan bu karar için otoritelerin önümüzdeki günlerde nasıl bir strateji izleyeceği merak konusu. Halk şimdilik memnun; ancak mahkeme kararı ne olursa olsun, yine son sözü hükümetler söyleyecek.