Geçici hükümette yer alan HDP’li bakanlar Ali Haydar Konca ve Müslüm Doğan istifa etti. Ali Haydar Konca “Fiilen görevi yürütmedeki olumsuzluklar nedeniyle bugün istifa etmiş bulunuyoruz” dedi.
“Kendi çocuklarına çürük raporu aldıranlar, yoksul halk çocuklarını feda etmiştir” diyen Ali Haydar Konca şunları söyledi:
“Hepinizi sevgiyle saygıyla selamlıyorum. Bildiğiniz gibi Türkiye’de seçim sonrasıtabloda koalisyon oluşturulamaması, ya da oluşmaması sonucu anayasa’ya göre geçici hükümeti kurulmasına yol açmış oldu. Biz de HDP’nin vekilleri olarak seçilmiş iki bakan sıfatıyla görev aldık. Bir süredir görevi yürütmeye çalışıyorduk. Ancak fiilen görevi yürütmedeki olumsuzluklar nedeniyle bugün istifa etmiş bulunuyoruz. İstifa gerekçelerimizi açıklamak üzere bu toplantıyı düzenledik.
Bilindiği gibi 13 yıldır ülkeyi tek başına yöneten AKP iktidarı, Türkiye’nin tüm sandıklarında tüm halklarımızdan tarihi bir ders almıştır. Tüm stratejisini HDP’yi barajın altında bırakmayı hedefleyen Saray ve AKP unutmayacakları bir hezimetle karşılaşmışlardır. HDP’nin tarihi bir başarı kazanması, 258 sandalyeyle karşılaşmaları Türkiye siyasi tarihinde yeni bir kapının aralandığını açıldığını ortaya koymuştur.
Halklarımız, TBMM çatısı altında tüm sorunların çözülmesi görev ve sorumluluğunu tanımlamıştır. Bu mesajların hayata geçmesi, koalisyon hükümetinin kurulması seçimlerle birlikte zorunlu bir gereklilik olarak ortaya çıkmıştır. Ne yazık ki bugüne kadar demokrasi sandık olarak tanımlayan, Saray ve talimatlandırdığı AKP, 8 Haziran’dan itibaren 7 Haziran seçim sonuçlarına karşı bir savaş ve darbe konseptini devreye koymuşlardır.
Çözüm masası tamamen devrilmiş, 90’lıu yılları aşan sıkı yönetim dönemlerini aratan savaş konsepti maalesef devreye konmuştur. Ülkemiz ve halklarımız, polis asker gerilla genç çocuk ayrımı yapmaksızın, her gün onlarca yurttaşımızın yaşamın yitirdiği kanlı girdaba Saray ve AKP eliyle itilmiştir. Diğer taraftan hükümet kurma sürecinde kurulan koalisyon masası da Saray tarafından talimatlandırılmış Başbakan ve AKP eliyle oylama zemini olarak kullanılmış, tüm formülasyonlar bir teatral sahnenin ötesine geçmemiştir. 38 gün boyunca koalisyon görüşmelerinin yürütüldüğü Kılıçdaroğlu bile, AKP’nin kendilerine koalisyon arayışıyla gelmediğini belirtmiştir.
Yani özet olarak Saray ve talimatlandırılmış başbakan eliyle, çözüm masasından sonra koalisyon masası da deyim yerindeyse yerle bir edilmiştir. Öte yandan seçim öncesinde başlayarak, Saray ve talimatlandırılmış AKP, seçim sonrasında da açık bir şekilde anayasal ihlaller yaparak defalarca suç işlemişlerdir. Yasal sürenin bitimine bir hafta kalmasına rağmen, CHP genel başkanına hükümet kurma görevinin verilmemesi, seçim hükümeti kurulurken de tarafsızlık ilkelerinin hiçe sayılması sadece iki örnek olarak gösterilebilir.
Tüm bu yasal ve anayasal suçları tek tek detaylandırmaya gerek durmuyoruz. Erdoğan’ın, fiili olarak rejimi değiştirdiğini söylemesi, yeni anayasal düzenleme istemesi bile darbe konseptinin geldiği aşamayı açık şekilde göstermiştir. Darbe konseptini, Lice, Silvan, Diyarbakır, Hakkari, Silopi, Cizre, Dersim başta olmak üzere tüm halklarımız ve dünya kamuoyu yakından görmüştür. Saray ve AKP’nin tüm bu uygulamalarına içerden ve dışardan tepkiler yükselmiştir.”