Yılgının amacı yıldırmaktır, kan ile beslenir
Hiç, kuşkun olmasın ki, bu azgınlığın arkasında; ABD, AB(Almanya, Yunanistan, Fransa,…..) vardır.
Türk, Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlarının ortak “ulus” adıdır. “Bir bölen” çıkıp da; bu ülkede; Kürt, Boşnak, Laz, Gürcü, Arap vardır diye sayarak bugünlere destek vermiştir. Türk halkı da bu söylemlerinden ötürü ona destek çıkmıştır. Türk’ü “ulus” olmaktan, çıkarıp” millet” düzeyine indirmiştir. Ulus, ırk, din birlikteliğine karşı çıkarken, millet; her ırk ile din birlikteliğini güder. Türk-Kürt kardeştir sözü de birleştirici değil, bölücü, ayrıca Türk kimliğini ırk ile millet düzeyine indirmektir. Çoğunlukla beslenen bu düşüncelerin şimdi canlarımızla kandı bedellerini ödüyoruz, daha çoğunu da ödeyeceğiz. “Kısasa kısas” İslam ya da Hristiyanlık ilkesidir. Çözüm getirmez, kanın oluk oluk akmasına neden olur. İlkelliktir. Her koşulda demokrasiden ayrılan devletler, yılgıcı-terörist olurlar. Bugünlerimizi aramayalım.
YILGI (terör) geçmişin en büyük yıldırıcılığını erişmiş olsa bile, karşı duruş güç kullanarak değil, elerkil-demokratik direnç ile dayanışma göstermekle olabilir. Kendini “Kürt” kimliğiyle tanıtan tüm batı ile doğudaki yurttaşlarımız, çatışma çıkarmadan yollarda yürüyüp “Kahrolsun PKK” demeleri yeter. Hiç bir davranışta bulunmamak, ya da edilgen kalmak, PKK’ye arka çıkmaktır.
Bunu ancak onlar durdurabilir.
Yarın çok geç olmadan
“Şehit” ile “Leş” gazına gelmeyelim. İkisi de yalan. Giden her can bizim canımızdır. Yarın senin kapında çalınabilir. Edilgen kalarak destek olma, yakıp yıkıp, birilerini dövmek ise PKK ile KCK’nın istediği ortamdır.
Duygunla değil, aklınla karşı çık.
Bir bataklığa kendi isteğimizle sürüklendik. Buradan da ancak kendi gücümüzle çıkabiliriz.