BEŞİKTAŞ: Dönüşüm Mağdurları

CHP’den Kentsel Dönüşüm mağdurları için araştırma önergesi… CHP, Kentsel Dönüşüm Yasası’nın uygulamada yarattığı teknik sorunları TBMM gündemine taşıdı. CHP, Kentsel Dönüşüm Projesi olarak bilinen, 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun nedeniyle mağdur olan vatandaşların yaşadığı sosyal, ekonomik ve hukuksal sorunların araştırılması amacıyla Meclis araştırması istedi.
Konuyla ilgili bazı detaylar ise şöyleydi:
İstanbul Milletvekili Barış Yarkadaş ve arkadaşlarının imzasıyla TBMM Başkanlığı’na sunulan araştırma önergesinin gerekçesinde, Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanunun yürürlüğe girmesinin üzerinden 3 yılı aşkın bir süre geçmesine rağmen sorunların giderilemediği, aksine arttığı ifade edildi. Rant peşindeki bazı müteahhitlerin vatandaşın kâbusuna dönüştüğü, vatandaşın evine konmak için işi ‘zorbalık’ noktasına getirildiği kaydedilen önergede; özellikle İstanbul, Ankara, İzmir, gibi büyükşehirlerde bulunan değerli alanları hedef seçen müteahhit çetelerinin vatandaşlarda huzur bırakmadığı belirtildi.

ÖNERGEDE NE VARDI?

Önergede, şöyle denildi: “Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanunun yürürlüğe girmesinin üzerinden 3 yılı aşkın bir süre geçmesine rağmen sorunlar giderilememiş aksine artmıştır. Rant peşindeki bazı müteahhitler, vatandaşın kâbusuna dönüşmüş, kimi müteahhitler vatandaşın evine konmak için işi ‘zorbalık’ noktasına dahi getirmişlerdir. Özellikle İstanbul, Ankara, İzmir, gibi büyükşehirlerde bulunan değerli alanları hedef seçen ‘müteahhit çeteleri’ vatandaşlarda huzur bırakmamışlardır. Yıkılıp yeniden yapılacak bir bina için mülk sahiplerinin 2/3’sinin onayının gerekmesi gerekmektedir. Birçok müteahhit bu onayı alabilmek için söz konusu binalardan daire alarak çoğunluk yaratma yoluna gitmektedir. Çoğunluk yaratma hakkına sahip olduktan sonra ise bina yapma hakkına sahip olmaktadır. Öyle ki ; 2/3 çoğunluğa ulaşınca, kendilerinden farklı düşünen 1/3 hissedar komşularına ‘ya imzala, ya terk et’ şeklinde dayatması yaparak, yapılacak yeni binadan ise kendilerine avantajlı yerler alarak, 1/3’e kötü yerleri önermekte veya imzalayın ya da bakanlığın belirlediği değer üzerinden hissenizi sattırırız şeklinde hak sahiplerini tehdit etmektedirler. Bir nevi işgal edilen evlerini, istemedikleri, güvenmedikleri bir müteahhide vermek zorunda kalan mülk sahipleri büyük bir çaresizliğe de itilmiş olunmaktadır. Güvenilir olmayan müteahhitlerin aldığı binalarda oturan vatandaşlar yerlerinden yurtlarından haksız bir şekilde başka bölgelere taşındırılıp daha zorlu hayat koşullarına terk edilmiştir. Bu bağlamda 6306 sayılı kanunda bulunan, mülkiyet hakkının aşırı sınırlanması ve hak aramanın engellenmesi konusundaki anayasal sorunlar mutlaka çözülmelidir.

Yasaya İstanbul ölçeğinde baktığımızda 1 milyon 500 bin binanın üçte biri yenilenmesi öngörülmektedir. Esenler, Gaziosmanpaşa, Zeytinburnu, Pendik, Bağcılar, Kartal, Küçükçekmece, Sarıyer, Bayrampaşa, Güngören, Sultangazi, Tuzla, Kadıköy (Fikirtepe), Beşiktaş ve Üsküdar’da 25 yer riskli alan ilan edilmiş alan olarak ise bu rakam 10 milyon 400 bin metrekareye tekabül etmiştir. Bu bölgelerde 25 bin bina ve 85 bin konut ve işyeri bulunduğu düşünüldüğünde ortaya 10 milyon vatandaşı yakından ilgilendiren bir tablo çıkmıştır. Ülke ölçeğinden bakıldığında ise oldukça büyük bir nüfus yoğunluğunu ilgilendiren yasanın beraberinde getireceği sorun ve mağduriyetleri daha yakından incelemek sosyal devlet ilkesinin de gereği olarak karşımıza çıkmaktadır.

Gazete ve TV’lerde gün geçtikçe mağdur olan vatandaş haberleri artmaktadır. Özellikle merkezi bölgelerde bulunan kiracı esnafı büyük sıkıntılar içerisine girmiş ve işyerlerini kaybetme korkusuyla baş başa kalmışlardır. Bu mağduriyetlerin önlenmesi için daha kapsamlı çalışmalar yürütülerek ilgili birimlerin daha koordineli çalışır hale getirilmesi önemlidir. Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun sonrası vatandaşlarımızın yaşadığı sosyal ve ekonomik sorunların tespit edilerek aile ve sosyal dokunun korunması için gerekli önlemlerin alınması amacıyla meclis araştırma komisyonu kurularak araştırılması önem arz etmektedir.”