Şikayetlerin peşini bırakmam

Bazen somut şeylerden bahsetmek lazım. Genelleme yapınca konuyu ele almak sanki zorlaşıyor. Uzun süredir birkaç şikayet var ki bunları dile getirmem gerekiyor. Gerçi geçtiğimiz yıllarda da bunlarla ilgili bir dizi yazı yazmış, biraz düzelir gibi olmuştu ama sanki gündemden düşünce yine olay alevlendi gibi…
İKİ TARAF İÇİN DE
HOŞ DEĞİL
Öncelikle Suriyeli ailelerin akla hayale gelmeyecek işleri insanları oldukça zorluyor. Bir yandan çaresizlikle mücadele eden aileler ve onların çocukları ve de onları alabildiğince istismar eden kişiler. Ve bunlar anne babalar… Üstleri yarı çıplak, ayaklarında lastik terlik, suratlarında salya sümük, sokaklara salıyorlar el kadar çocukları… Bunlar her zaman belirli yerlerde ve rutin bir işyeri gibi çalışıyor sistem. Diğer yandan ne yapacağını bilmeyen vatandaşlar. Bebek’ten, Ortaköy’den, Etiler ve Levent’ten öyle şikayetler alıyoruz ki bilemezsiniz. Trafik lambalarının olduğu alanlarda eskiden bizden birileri vardı. Yani Suriyeli değildi hiçbiri… Para ister, mendil satarlardı. Yine varlar gerçi… Gelin arabasının önünü kesen, aracın camı inikse kafasını kucağınıza kadar uzatan… Şimdi çeşitlendiler, Suriyeliler doldu!.. Umarım bu tehlikenin önüne bir an önce geçilir. Hem bu Suriyeliler için bir düzen getirilir, hem de araç kullananlar, yolda yürüyüş yapanların güvenliği sağlanır.
UYANIK FİLMCİLERİN DOKUNULMAZLIĞI MI VAR?
Diğer bir şikayet de, bitmeyen bir çile halini aldı. Filmciler öyle keyfi kullanıyor ki Beşiktaş’ı… Diğer mahallelerden de benzer şikayetler alıyoruz ama özellikle az katlı mahallelerden, birbiri ardına sorun geliyor. Bu gazetede bir kez manşet bile yapmıştık rezillikleri. Efendim durum şudur. Filmciler genellikle Valilik’ten izin alıyor… Bu şekilde en büyük mülki amirden izin aldık diye olayı yırtıyorlar kafalarınca… Ne polis, ne belediye karışabiliyor böylelikle… Kaymakamlık bile bir şey yapamıyor nedense… Şikayet üzerine olay yerine gelen kolluk kuvvetlerine bu uyanık filmciler Valilik’ten “Genel iznimiz var” diyorlar. Kolluk güçleri de geri dönüyor. Halbuki biraz inceleseler izni… Aldıkları izin ev içi çekimleri için… Ama en az 10 koca araç bazen TIR bile geliyor sokağa… Evle ne ilgisi var bu durumun… Neredeyse 40-50 kişi tüm sokağı caddeyi işgal ediyor. Otopark sorunu zaten had safhada, geçecek yer kalmıyor. Sokaklara masalar kuruluyor. Yemekler yenilyor, pislikler saçılıyor. Bağırış çağırış… Dikkat edin çekim evin içinde olacak ama mahalle işgal edilmiş durumda. Kültür hizmeti filan da değil. Belgesel sanırsınız… Televizyona dizi, reklam… Yani tamamen duygusal… Bavulla para kazanıyorlar. Bunlara zabıta bir gün yüklü bir ceza kesse, işgaliye diye gıkları çıkmaz. Bakın bir daha yaparlar mı? Genel izin ne demek? Beşiktaş’ın sokaklarını işgal etmek senin neyine, millet evinde rahat oturamayacak mı? Bir de neredeyse gün aşırı yapılıyor bu işler, dizi bu bitmez ki… Öyle genel izin filan olmaz. Çekim nerde olacaksa orda yapılmalı. Zaten artık bu devirde evlerde çekimde olmaz, platoları var bunların. Millet şikayetçi ise yerel yönetimler gereğini yapmalı. Gerekirse Valiliğe bile anlatmalı durumu ve kendi insiyatifine almalı… Evin sahibine binlerce lira ödüyorlar. Tüm evleri rahatsız ediyorlar. Tekrar ediyorum; okkalı birkaç ceza bu uyanıkların işini halleder, benden söylemesi…
BUNLAR ÖĞRENCİ Mİ KÜFÜRBAZ MI?
Bir uyarım da Akatlar’da bulunan İstanbul Sanayi Odası Meslek Okulu’na… Daha doğrusu müdür ve yöneticilerine… Polis ekip aracı sürekli dolaşıyor ama, yine de, öğrencileriniz Sanatçılar Parkı’nda yürüyenleri rahatsız ediyor haberiniz olsun. Özellikle kadınların üzerine sigara izmaritleri ve cisimler atılıyor şikayetleri alıyoruz. Mahalle sakinleri de yolda yürüyen öğrencilerinizin ağıza alınmayacak küfürler savurduklarına ve hayvanlara eziyet ettiklerini tespit etmiş. İşinizi doğru yapın. Yoksa, birgün mahallenin gençleri bu çocukları kendilerince uyarır!.. Haberiniz olsun. Bu işin peşindeyiz!..