Uzmanlar, “Virüsün değişime uğradığını biliyoruz. Fakat virüsün nasıl değiştiğiyle ilgili daha fazla bilgiye ihtiyacımız var” dedi.
BBC’nin haberine göre, Rastlanan bazı vakalarda hastalıkla ilgili hiçbir belirti olmadığını belirten Genetik bilimci Dr. Anavaj Sakuntabhai, “Bazı insanlar, virüsü daha kolay yayıyor olabilir. Fakat bununla ilgili henüz kesin bir bilgiye sahip değiliz. Bir virüs kendini daha az ölümcül bir hale getirebilir fakat bizim asıl korktuğumuz virüsün daha bulaşıcı hale gelmesi” diye konuştu.
Gine’deki Ebola hastalarından aldıkları kan örneklerini inceleyen Fransa’daki Pasteur Enstitüsü’nden araştırmacılar, virüsün mutasyona uğradıktan sonra daha bulaşıcı olup olmadığını inceliyor.
Ebola virüsüyle ilgili diğer bir endişe de virüsün mutasyona uğrayarak hava yoluyla bulaşma ihtimali.
Pasteur Enstitüsü’nden Virolog Noel Tordo, “Virüsle ilgili daha çok bilgi edinmemiz lazım. Fakat şu an için hastalığın vücut sıvılarıyla bulaştığını biliyoruz. Yani Ebola virüsü taşıyan kişilerden uzak durmak gerekiyor” ifadelerini kullandı.
Prof. James Di Santo, Ebola’nın daha geniş bir alana yayılmasından endişe edildiğini belirtti. “Bu sadece Afrika’nın problemi değil, hepimizin problemi” diyen Santo, bu tarz salgınlarla mücadelede en iyi çözümün aşı olduğunu söyledi.
Diğer yandan İngiliz-Amerikan ortak yapımı Ebola aşısının ortalama 300 dozluk ilk partisi, ölümcül Ebola virüsünün yaygın görüldüğü Liberya’ya gönderilmişti.
DSÖ’nün verilerine göre, üç Batı Afrika ülkesinde şimdiye kadar 22 binden fazla Ebola vakası görüldü ve salgından ölenlerin sayısı 8 bin 600’ü aştı.