İstanbul yapılan anketlere göre şu anda dünyanın en iyi 7. kenti ünvanını taşıyor. GOOD Dergisi haritayı önüne koymuş, dünyanın en iyi şehirlerinin listesini çıkarmış. Amerikan dergisi GOOD, adı gibi iyi şeylere odaklanıyor. 8 soruyla çıkıyor: 1-Şehir yeni fikirlere açık mı? 2-Orada yaşayanlar şehrin gelişiminde söz sahibi olabiliyor mu? 3-Şehri eşsiz yapan gelenekleri var mı? 4-Yılın hangi zamanı bu şehri mükemmel kılıyor? 5-Şehrin sakinleri bir yerden bir yere nasıl ulaşıyor? 6-Yeşil alanlar yeterli mi? 7-Farklı milletlerden insanlar bir araya gelebiliyor mu? 8-Şehirliler iş ve hayatı dengeleyebiliyor mu? Listeye İstanbul da girmiş.
7. sıradaki İstanbul’u kaleme alan Jennifer Hattam, şehri 3 kelimeyle tarif ediyor: Büyüleyici, hummalı ve çoğu zaman asap bozucu! Muhabirin henüz içindeki potansiyelin hakkını veremediğini söylediği İstanbul için düştüğü notlar arasında, siyasi sistemin halkın katılımını kısıtlaması ve yazın yaşanan Gezi Parkı olayları da başköşedeki yerini alıyor. Jennifer Hattam, sokak aralarındaki fırınları, toptan gıda maddesi satan yerleri de not ediyor ve ayakkabıdan elektronik eşyaya her türlü tamiratın küçük dükkânlarda yapıldığını, “esnaf” kavramının yok olmadığını anlatıyor.
İstanbul’un listeye giriş sebepleri, Salt Beyoğlu’yla başlıyor. Çünkü burada yerel ve global konuşmacılar dinleniyor, fikirler tartışılıyor. Şehrin buluşma noktaları olarak verilen yerler: Organikçilerin her cumartesi buluştuğu Feriköy Pazarı ve Gezi’yi yaşatanların buluşma noktası Kadıköy’deki Yoğurtçu Parkı. Kadıköy Pazarı’nın rengârenk ve ustalarla dolu olduğunu anlatan muhabir, “usta” kelimesini Amerikalıların lügatine sokmak istiyor olmalı ki kelimeyi Türkçe yazmış. İstanbul Bienali şehrin en büyük sanat etkinliği, eşcinsellerin Onur Yürüyüşü, Müslüman bir ülkede yapılan en büyük ve en kalabalık yürüyüş olarak listeye giriyor. Son 4 yılda İstanbul’un bir milyon üzerinde göç aldığı, özellikle son senelerde Afrikalı ve Suriyeli göçmenlerin Kurtuluş’a, Afgan ve Özbeklerin Zeytinburnu’na yerleştiği vurgulanıyor.