Gazeteci Savaş Ay’ı uğurladık
Tören Barbaros Bulvarı’nda Sabah Gazetesi’nde
Usta gazeteci Savaş Ay, geçtiğimiz hafta pazartesi günü Fatih Camii’nde ikindi namazını müteakip kılınan cenaze namazının ardından son yolculuğuna uğurlandı. Beşiktaş Barbaros Bulvarı’nda bulunan Sabah Gazetesi’nde ise Savaş Ay’a uğurlama töreni düzenlendi. Tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybeden usta gazeteci Savaş Ay için ilk tören yıllardır çalıştığı Sabah Gazetesi önünde saat 10.00’da gerçekleşti. Savaş Ay için bir diğer tören ise Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda saat 11.30’da yapıldı. Usta gazeteci Fatih Camii’nde ikindi namazını müteakip kılınan cenaze namazının ardından Topkapı Mezarlığı’nda toprağa verildi.
Sözleşme bitti Reina kapanıyor
Mülk sahibi Ferit Şahenk’ten yeni bir proje
Boğaz’ın efsanevi eğlence mekanı Reina, kepenk kapatmaya hazırlanıyor. Çünkü mülk sahibi Ferit Şahenk’in, mekanı 12 yıldır işleten Mehmet Koçarslan ile sözleşmeyi uzatmayacağı öğrenildi. İddialara göre Şahenk, burada görkemli yeni bir mekan açacak.
Edinilen bilgiye göre Şahenk’in, kompleksle ilgili var olan imar sorunlarını aşmak için Boğaziçi İmar Müdürlüğü’ne yeni bir proje sunacağı öğrenildi. Ünlü işadamının hedefi ise; içinde Armani, Zuma, Billionaire Club gibi dev markaları barındıran bir mekan açmak. Yeme-içme ve eğlence sektöründeki dev yatırımlarıyla dikkat çeken Doğuş Grubu’nun patronu Ferit Şahenk, Boğaz’da boy göstermeye hazırlanıyor.
Hareket çekti polis yakaladı
Çılgın sürücünün ifadesi Kuruçeşme’de alındı
İstanbul’un en işlek caddelerinden birinde tehlikeli hareketler yaparak hem kendi hem de başkalarının hayatını hiçe sayan o sürücü yakalandı. Levent Büyükdere Caddesi üzerinde seyir halinde olan araç sürücüleri iki gün önce büyük bir tehlike atlatmıştı. Polis, MOBESE kameraları tek tek incelendi. Önce aracın plakası tespit edildi. Daha sonra plakadan yola çıkan polis sürücünün ismine ve adresine ulaştı. Harun Taştan olduğunu öğrenen ekipler akşam saatlerinde harekete geçti. Taştan, Başakşehir’de drift yaparken yakalandı. Trafikte bu hali nedeniyle cezası Beşiktaş’ta Kuruçeşme’de bulunan İstanbul Trafik Vakfı Otoparkı’na getirildi. Aldığı ceza puanlarıyla aracı bağlanan Taştan’ın ehliyetine de iki aylığına el konuldu.
Şüpheli paket paniği!..
(BEŞİKTAŞ) İnzibat Bölük Komutanlığı duvarına bırakılan şüpheli paket polisi alarma geçirdi. Geçtiğimiz gün içinde Beşiktaş Dolmabahçe Caddesi üzerindeki Beşiktaş İnzibat Bölük Komutanlığı duvarına bırakılan şüpheli paket paniğe neden oldu. Bir vatandaş, cadde üzerinde yürürken şüpheli bir paket görmesi üzerine polise ihbarda bulundu. İhbar üzerine olay yerine gelen uzman ekipler özel kıyafetlerini giyerek önce sinyal kesici “jammer” cihazını paketin bulunduğu bölgeye getirdi. Ekipler, vatandaşları da bölgeden uzaklaştırdı. Fünye ile patlatılan paketten bilgisayar parçaları ve adaptör çıktı.
Olay yerinde askeri yetkililerin de şüpheli paket hakkında polis ekiplerinden bilgi aldığı öğrenildi.
Sanatçıyı da dolandırdılar
(GAYRETTEPE) Tavuk restoranı açmaya çalışırken 2,5 milyon lira dolandırıldığını söyleyerek savcılığa başvuran tiyatro sanatçısı Asuman Dabak, Gayrettepe Emniyet Müdürlüğü binasında şikayetiyle ilgili ifade verdi. İfadesinde bir çetenin kurbanı olduğunu söyleyen Asuman Dabak’ı dolandırdığı iddia edilen kişilerin yakalanması için polis tarafından çalışma başlatıldı. “Pis Yedili” dizisinin oyuncusu Asuman Dabak, İ.D. tarafından dolandırıldığını söyleyerek savcılığa başvurmuştu. Tavuk restoranı açmak için İ.D.’nin teklifini kabul eden ünlü sanatçı 20 yıllık birikimi olan 2,5 milyon lirasının dolandırıldığını söylemişti. Asuman Dabak, sözde iş kurmak için kendisinden alınan çeklerin başkalarını verildiğini söyleyerek İ.D.’den şikayetçi olmuştu. Gayrettepe’de bulunan Asayiş Şube Müdürlüğü’ne avukatı ile birlikte gelen Asuman Dabak, şikayetiyle ilgili polise ifade verdi. Yankesicilik ve Dolandırıcılık Büro Amirliği’nde savcılıkta verdiği ifadeyi tekrarlayan Asuman Dabak’ın Tekirdağ’da yaşayan İ.D.’nin adres ve telefonlarını polise verdiği öğrenildi. Polis Asuman Dabak’ı dolandırdığı iddia edilen İ.D.’nin yakalanması için çalışma başlatıldı.
Öğretmenleri unutmadık
Beşiktaş’ta Öğretmenler Günü özel etkinlikler ile kutlandı. Beşiktaş Belediye Başkanı İsmail Ünal, geçtiğimiz senelerde olduğu gibi bu yıl da öğretmenler ile bir araya geldi ve birlikte yemek yedi. 24 Kasım Öğretmenler Günü Beşiktaş’ta coşkuyla kutlandı, Dedeman Otel’de gerçekleşen kutlama yemeği renkli görüntülere sahne oldu.Beşiktaş Belediyesi’nin gelenekselleştirdiği “24 Kasım Öğretmenler Günü Yemeği”ne bir gün öncesinde Beşiktaş’ta gerçekleşti. Özel geceye Beşiktaş kentinde öğretmenlik yapan ve emekli olmuş yüzlere öğretmen katıldı. Beşiktaş Kaymakamı Abdullah Kalkan, Milli Eğitim Müdürü Önder Arpacı, Beşiktaş Belediye Başkanı İsmail Ünal da bu özel etkinlikle öğretmenlerle bir aradaydı. Öğretmenler için düzenlenen geleneksel gecede Suzan Kardeş, müziğiyle hem coşturdu hem de neşeli vakit geçirtti. Yemekte Başkan Ünal, öğretmenlerle ayrıca sohbet etti, onların istek, görüş ve önerilerini de tek tek not etti.
Beşiktaş Belediye Başkanı İsmail Ünal geçtiğimiz senelerde de yine yapılan organizasyonla yüzlerce öğretmene, bu anlamlı gün nedeniyle düzenlenen gecede yaptığı konuşmada şunları söylemişti: “Çok zor mesleki koşullara rağmen, vazgeçmediğiniz özverinize ve eksiltmediğiniz sevginize minnettarız. Türkiye’nin geleceği olan çocuklarımızı ve gençlerimizi bir yandan bilgiyle donatıyor, diğer yandan da yetenek ve becerilerini keşfetmelerine yardımcı oluyorsunuz. Biliyoruz ki biz yetişkinler bugün sahip olduğumuz doğru bir yaşam felsefesine, gerçek bir yol haritasına, ülke ve insan sevgisiyle dolu görev anlayışına sizlerin bilgileri ve yol göstermesiyle ulaştık! Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün “Öğretmenler, yeni nesil sizlerin eseri olacaktır” özdeyişinden çıkardığımız anlam da budur!”
Beşiktaş Belediye Başkanı İsmail Ünal, 24 Kasım Öğretmenler Günü nedeniyle kutlama mesajı da yayınladı. Kendi twitter sayfasından “Öğretmenim, gününüz kutlu olsun!” diyerek seslenişte bulundu. Beşiktaş Belediyesi sosyal medyada da “Bizi biz yapan en yüce varlıklarımız, fedakâr öğretmenlerimizin gününü kutlarız” diye bir cümle paylaştı. Aynı sayfadan “İsmail Ünal: Bugün İsmail Ünal olduysam bunu İlkokul 3’te beni sınıfta bırakan Hayrettin Hocama borçluyum” yazısı yayınlandı. Beşiktaş Belediyesi’nin sosyal medya üzerindeki sayfasında öğretmenlere hitaben “İsmail Ünal: Beşiktaş’taki öğrencilerin gösterdiği başarı başka hiçbir yerde yok. Bu sizin eseriniz” sözleri de dikkat çekiciydi.
Eğlenerek öğreniyorlar
Üç farklı atölyede eğitim
Çocuk Bilim Merkezi
İlçe Milli Eğitim müdürlüğü ile koordinasyonlu gerçekleştirilen Beşiktaş Belediyesi Çocuk Bilim Merkezi binlerce çocuğu ağırlamayı hedefliyor. Çeşitli atölyelerde çalışacak olan çocuklar ilgi ve yeteneklerini neşe içinde öğrenebilecekler. Hayatlarının her alanıyla bilimi kullansınlar diye “Çocuk Bilim Merkezi” Beşiktaş’ta Ekim ayında hayata geçirilmişti. Minikler için eğlenceli öğrenmek olarak adlandırılan dersler için Beşiktaş Belediyesi sosyal medya üzerinde kentliye programı ile ilgili bilgilendirmede bulundu. Yetkililer şunları söyledi: “Çocuklar hayatlarının her alanıyla bilimi birleştirebilsinler diye “Çocuk Bilim Merkezi”ni kurduk. Eğlenerek ve deneyerek öğrensinler istedik. Bilim Merkezimiz 3, 4, ve 5.sınıflara yöneliktir. Hafta içi her her gün 08:30 ile 17:00 saatleri arasında merkezimizi ziyaret edebilirsiniz. Başvuru ve kayıt gibi prosedürler yok…”
Yetkililer Çocuk Bilim Merkezi’nin çalışma şetkli ve prensibiyle ilgili şunları aktardı: “Beşiktaş Belediyesi olarak geleceğimizin yetişkinleri olan çocuklarımızın eğitimine büyük önem veriyor, onları bilimle buluşturmayı farklı mesleklere yönelecek olsalar da bilimi hayatlarının her alanıyla bütünleştirebilmelerini sağlamayı amaçlıyoruz.”
Bilim merkezi, çocukların kullanımına uygun malzemelerden oluşuyor ve çocuklara uygun mobilya ve ekipmanlarla donatılmış durumda… Çocuklar konularının uzmanı meslek elemanları, fen ve teknoloji öğretmenleri ile birlikte burada bilim projeleri yürütebiliyorlar. Atölyeler Fizik, Biyoloji ve Kimya bölümünden oluşuyor.
ZORLUKLAR İÇİN FARKINDALIK
“Engelleri birlikte aşalım!..”
Engelli bireylerin sosyal aktivitelere katılımını sağlamak, mesleki becerilerini geliştirmeye yardımcı olmak, engelli ailelerinin gündelik yaşamlarını kolaylaştırmak, toplumda engelli olma durumuyla ilgili farkındalık yaratmak, toplumun engelli haklarını gözeten duyarlı bir yapıya kavuşmasına katkıda bulunmak, ayrıca engelli ve engelsiz bireyler arasındaki iletişimi kuvvetlendirmek üzere Beşiktaş Belediyesi Engelli Koordinasyon Merkezi çalışmalarını yürütüyor. Yetkililer merkezin çalışmaları ile ilgili şu detayları aktarıyor: “Merkezimizde, engelli ve de engelsiz vatandaşlara hizmet verilmekte; engelli ve engelsiz bireyleri bir araya getirerek “engel”lerin aşılması amaçlanmaktadır. Beşiktaş Belediyesi Engelli Koordinasyon Merkezi, her türlü engel grubundan bireyin rahat erişim sağlayabilmesi için tasarlanmış olan Dilek Sabancı Parkı içerisinde yer almaktadır. Merkezimizde engelli bireylerin talepleri doğrultusunda, Temel Bilgisayar Eğitimi, İngilizce, Fotoğrafçılık, Resim, Yoga, Stretching, Beden Farkındalığı, Pilates kursları açıldı. Kurslarımıza engelli ve engelsiz bireyler kayıt yaptırabilmektedir.”
Merkezde ücretsiz olarak psikolojik danışmanlık hizmeti veriliyor. Beşiktaş Belediye Başkanı İsmail Ünal yürütülen çalışma ile ilgili şunları söylemişti: “Hayata geçirdiğimiz son projemiz “Engelli Koordinasyon Merkezi” engelli ve engelsiz vatandaşlarımızı bir araya getiriyor. Her türlü engel grubundan vatandaşlarımızın faydalanabileceği merkez bir sosyalleşme mekanı olarak hizmet verecek. Atölyelerle engelli vatandaşlarımızın becerilerin gelişimi sağlanacak.”
Beşiktaş’tan ring seferi yapan ücretsiz servis araçlarla merkez ziyaret edilebilir.
Ortaköy’de mücadele ve dayanışma
Kadına yönelik şiddete “Hayır” demek için yüzlerce kadın, Ortaköy Meydanı’nda bir araya geldi. Kadınlar, Ankara’da, İstanbul’da, Bodrum’da, Türkiye’nin her tarafında “Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü”nde sokaklarda, meydanlara indi. 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele Haftası kapsamında kadınlar, Ortaköy Meydanı’nda buluştu. Beşiktaş’ta gerçekleştirilen etkinlikte konuşan şiddete hayır diyen kadınlara destek veren erkekler de vardı. Kırmızı kurdele takan erkekler, kadına yönelik şiddetin karşısında durduklarını göstermek için Ortaköy’de kadınların yanında yer aldılar.
Kadına yönelik her türlü şiddetin, yaşam hakkını tehdit eden bir insan hakkı ihlali olduğuna dikkat çekmeyi amaçlayan etkinlikte, etkinliği izleyenlere, kadına yönelik şiddete dikkat çekmek amacı ile hazırlanmış özel bir dans gösterisi yapıldı.
Beşiktaş Kent Konseyi Kadın Meclisi, kadına yönelik şiddete dikkat çekmek amacıyla ‘Flasmob’ etkinliği düzenledi. Birbirlerini tanımayan bir grup insanın sosyal ağ vasıtasıyla daha önce belirlenen yer ve zaman diliminde çeşitli konulara dikkat çekmek amacıyla yapılan “Flashmob” etkinliği bu kez Ortaköy Meydanı’nda yapıldı. “25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele Haftası” kapsamında kadınlar Ortaköy Meydanı’nda dans etti.
Düzenlenen etkinliğe Beşiktaş Belediye Başkanı İsmail Ünal da katılarak destek verdi. Kadınlar şiddet konusunda görüşlerini aktardı ve konuşma yaptılar. Eğitimin önemine değinen kadınlar eğtime gereken önem verilmediği sürece bu problemin devam edeceğine dikkat çektiler.
Öte yandan etkinlikte konuşan Beşiktaş Belediye Başkanı İsmail Ünal, Beşiktaş’ta bir çok noktaya ‘Kadına Şiddet Heykelleri’ yerleştirildiğini ve çok yakın zamanda da “Kadın Barınma Evi” açılacağını duyurdu.
İsmail Ünal, “Beşiktaş Belediyesi olarak, elimizde bulunan bir tesisimizi değiştirerek, hukuk işleri ve kültür müdürlüğümüzün ortak çalışması sonrasında, çok kısa bir sürede, küçük de olsa, ‘Kadın Barınma Evi’ açıyoruz. Bu eksikliğimizi de gidereceğiz” diye konuştu.
Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği Genel Başkanı Nazan Moroğlu da etkinlikte okuduğu bildiride, bu yıl içinde işlenen kadın cinayetlerine dikkati çekerek, bu sorunun sadece kadının sorunu olmadığını ve toplumsal bir sorun olduğunu söyledi. Şiddetin, korkutan, sindiren, acı veren ve kısır döngü halinde devam eden bir sorun olduğunu da dile getiren Moroğlu, “Kadın, ‘seninle evlenmek istemem’ diyor, öldürülüyor. ‘Boşanmak istiyorum’ diyor, öldürülüyor. 2013 yılında Kasım ayına kadar, 190 kadın cinayeti işlendi. Bu çok vahim bir tablo” dedi. Bu sorunun, sadece kadınların mücadelesi ile önlenemeyeceğini vurgulayan Moroğlu, kadına yönelik şiddetin önlenmesi için kararlı bir devlet politikası olması gerektiğini ifade etti.
7’den 77’ye herkes ‘Palyaçolar’ı izliyor
Ortaköy’de sanat etkinikleri hız kesmeden devam ediyor. Ortaköy Sanat Galerisi’nde Ragıp Toklucu’nun Palyaçolar adlı resim sergisi büyük ilgi gördü. Kültür Lisesi ve Kültür Fen Lisesi öğrencileri Ortaköy Sanat Galerisi’nde 26 Kasım’a kadar süren sergiyi takip etti. Resimleri tek tek inceleyen öğrenciler, Ressam Ragıp Toklucu ile de resim sanatı üzerine sohbet etme imkanı buldu. Farklı yorumuyla tanınan Rağıp Toklucu, bu sergisinde hayat içinde saklananları yansıtmaya çalışmasıyla dikkat çekiyor. Hayatın içinde takınılan rolleri, maskeleri ele alan ve bunları da palyaço simgesiyle tuvaline yansıtan Ragıp Toklucu hakkındaki bazı detaylar ise şöyle sıralanıyor:
“1955 Ordu -Mesudiye doğumlu sanatçı, Eski adıyla “Devlet Tatbiki Güzel Sanatlar Yüksek Okulu” Yeni adıyla “Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi” Resim Bölümü Mezunu. (1987) Ragıp Toklucu 70’li yıllarda karikatür ile de ilgilendi. Toklucu, bir dönem karikatür çizdi. (1978 – 1985). Önemli tv dramalarında “sanat yönetmenliği” yaptı. Toklucu 3 kişisel sergi açtı: “Gürcükızı Sanatevi (1987), Yapı Kredi Beyoğlu Sanat Galerisi (1992), Ortaköy Sanat Galerisi (2013).” Ressam, hayatının çeşitli dönemlerinde bir çok karma sergiye de katıldı. Tokulcu katıldığı yarışmalardan iki ödül kazandı: “M.Ü. Ulusal Egemenlik Resim Yarışması Büyük Ödül (1985), Tekel Resim Yarışması Birincilik Ödülü (1993).”
Ortaköy’de komik bir oyun
“Yok Böyle Bir Kız!”
Farklı bir oyun Ortaköy’de tiyatroseverleri ağırlayacak. “Yok Böyle Bir Kız!” adlı oyun, Beşiktaş Belediyesi Ortaköy Kültür Merkezi Afife Jale Sahnesi’nde seyircisiyle buluşuyor. Oyun, konusuyla olduğu kadar ekibiyle de ilgi çekeceğe benziyor.
Tiyatro Kedi’nin 4-18 aralık tarihlerinde sahne diyecek oyunuyla ilgili bazı detaylar ise şöyle sıralanıyor: “Hepimiz aşık oluyor ardından da aşık olduğumuz kişiyi var gücümüzle değiştirmeye çalışıyoruz. Peki ya, gerçekten değiştirebilseydik? Tatmin olur muyduk? “Yok Böyle Bir Kız!” hayalindeki kızı bir gün ansızın karşısında bulan genç bir yazarın ve sevimli bir aşkın romantik komedisi… Pamela Spence, Gamze Topuz, Yunus Günçe ve Suat Güzey’in oynadıkları Yok Böyle Bir Kız’ı Zoe Kazan’ın Ruby Sparks adlı senaryosundan uyarlayan ve yöneten Damla Cercisoğlu…”
“Yok Böyle Bir Kız” adlı oyunla ilgili diğer bazı detaylar ise şöyle: “Hakan Altıner’in Genel Sanat Yönetmenliğini üstlendiği Tiyatro Kedi çatısı altında, ‘Yok Böyle Bir Kız’ adlı iddialı oyun Aralık ayında tiyatroseverler ile buluşmaya hazırlanıyor. Tiyatro Kedi’nin geçen sezon sahneye koyduğu oyun, yenilenen kadrosuyla bol kahkaha vaad ediyor. ‘Yok Böyle Bir Kız’ın kadrosunda, Tiyatro Kedi’nin genç ve dinamik ekibi yer alıyor. Bu isimler; Pamela Spence, Gamze Topuz, Yunus Günçe ve Suat Güzey… Oyunun yönetmenliğini ise ‘Türk Malı’ dizisinin ‘Ezgi’si olarak tanınan Damla Cercisoğlu üstleniyor. Cercisoğlu oyunu; ünlü yönetmen Elia Kazan’ın oyuncu torunu Zoe Kazan’ın hem yazıp, hem başrolünü oynadığı ‘Ruby Sparks-Hayalimdeki Aşk’ adlı filmden uyarlamış. Oyun, hayalindeki kızı bir gün aniden karşısında bulan genç bir yazarın, yarattığı karakterle olan aşkını anlatıyor.”
FULYA: ‘Paris’e yolculuk’
Beşiktaş’ta müzikli geceler devam ediyor. Fulya Sanat Merkezi’nde birbirinden vazgeçilmez konserler sanatseverler ile buluşuyor. 12 Aralık’ta düzenlenecek olan Fransız Gecesi ile sanatseverleri unutulmaz anlar yaşayacak. Beşiktaş Belediyesi Fulya Sanat Merkezi’ndeki, Hasan Niyazi Tura ve Müge Hendekli’nin yer alacağı programla ilgili detaylar şöyle aktarılıyor:
“Hasan Niyazi Tura-Keman, Müge Hendekli-Piyano. Gabriel Faure (1845-1924). Romance “Romans” 6’. Berceuse “Ninni” 3’30”, Camille Saint-Saens (1835-1921), Keman ve Piyano için 1. Sonat op. 75 Re Minör 22’, Allegro agitato-Adagio, Allegretto moderato-Allegro molto. İkinci bölümde ise Claude Debussy (1862-1918) Rêverie “Hülya” 4’30”, La fille aux cheveux de lin “Lepiska saçlı kız” 3’30″, La plus que lente “Yavaştan da yavaş” 4’30”, Maurice Ravel (1875-1937), Keman ve Piyano için Sonat 18’, Allegretto, Blues: Moderato, Perpetuum: Allegro.”
Etkinlikle ilgili aktarılan diğer detaylar ise şöyle sıralanıyor:
“Ünlü Fransız yazar Marcel Proust (1871-1922), yedi ciltten oluşan başyapıtı “Kayıp Zamanın İzinde”de, 19. yy sonu ile 20. yy başı Paris’inin seçkin çevrelerinin salon hayatını tüm ayrıntılarıyla anlatırken, devrin besteci ve icracılarının katıldıkları salon konserlerinden de bahsetmektedir. Özellikle de yedi cilt boyunca sürekli okurun karşısına çıkan hayâl ürünü besteci Vinteuil’ün Keman-Piyano sonatı, müzik çevrelerinde merak uyandırmış, sonradan bu eserin Saint-Saëns’ın “Keman ve Piyano için Re Minör 1. Sonat”ı olduğu anlaşılmıştır.
Tura ve Hendekli, Proust’un başyapıtının büyüleyici atmosferinden hareketle, Fulya Sanat dinleyicisini yüzyıl öncesinin Paris’ine notalarla bir yolculuğa çıkartıyor, kayıp zamanın izinde…”
Programda yer alan sanatçılardan Hasan Niyazi Tura ile ilgili bazı detaylar şöyle:
“1982’de İstanbul’da doğdu. Kemana 7 yaşında Profesör Gönül Gökdoğan ile başladı. 8 yaşında TRT İstanbul Televizyonu’nda ilk konserini verdi. 1996’da Doçent Nuri İyicil’in keman sınıfına girdi. 1998’de Edirne’de Rotary Club ile Trakya Üniversitesi Devlet Konservatuvarı’nın açtığı “Yılın Genç Müzisyeni” yarışmasının yaylı sazlar kategorisinde ikinci oldu. 1999’da da (birincilik verilmeyen) aynı yarışmada ikincilik elde etti. ”
Sanatçı Müge Hendekli hakkında bazı detaylar ise şöyle aktarılıyor:
“1975’te İstanbul’da doğdu. 1981-1997 yılları arasında Prof. Ova Sünder’in öğrencisi olarak İ.Ü. Devlet Konservatuarı’nda yarı zamanlı piyano öğrenimi gördü. 1993’te Robert Lisesi ve 1997’de B.Ü. Felsefe Bölümü’nden mezun oldu. 24, 25 ve 29. Uluslararası İstanbul Müzik Festivali Genç Solistler dizisinde yer aldı. Leontina Margulis, Hüseyin Sermet, Gregory Haimovsky ve Deidre O’Donohue ile masterclass çalışmalarına katıldı. 1999’da New York Üniversitesi’nde Dr. Sara Davies Buechner ile sürdürdüğü master eğitimini tamamladı. Hendekli, halen İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuarı’nda korepetitör olarak çalışıyor.”
FULYA: Flütle müzik ziyafeti
Renkli repertuarıyla flüt sanatçıları Fulya’da unutulmaz bir gece yaşattı. Flutensemble adıyla 28 Kasım’da gerçekleşen konserde program detayları şöyle aktarılıyordu: “Program, A. Piazzola Verano Porteno, P. I. Tchaikvsky Dance ofthe Reed-Flutes / Arr. by Guenther, Jules Pillevestre Piccolinette Fantaisie-Polka, Arr. M. Lozano, Solistler: Buğsen Buber Nacaroğlu / Feyza Nur Sağlıksever. Keith Amos – “Big Train’’ Mulligan / Arr. M. Lozano. M. Ivanov – Procession Of The Sardar / Arr. By. Thurton W. Offermans – Jungle Dance/For Bottles And Flutes. G. Bizet – Farandole / ARR. M.Lozano. H. Bolivie – Cholıta / Arr. Bydufeutrelle. Lıano – Paso Doble El Parça / Arr. M. Lozano. Z.Abreu – Ico-Tico.”
Flutensemble İzmir hakkındaki bazı detaylar ise şöyleydi: “2008 yılında D. E. Ü İzmir Devlet Konservatuvarı Flüt sanat dalı öğretim üyesi Yrd. Doç Çiler Akıncı tarafından kurulmuştur. Flutensemble sanatçıları İzmir Devlet Konservatuvarı sanatta yeterlik, yüksek lisans ve lisans devresi flüt öğrencilerinden oluşmakta klasikten, caza renkli repertuarıyla konserlerini gerçekleştirmekte ve turnelere çıkmaktadır. İzmir Devlet Opera ve Balesi Elhamra Sahnesi, Ege Üniversitesi Mötbe Konser Salonu, Devlet Konservatuvarı Orhan Barlas Konser Salonu, Fransız Kültür merkezi Konser Salonu, Aydın Yüksel Yalova Konser Salonu, Marmaris Grand Azur Konser Salonu, Sabancı Kültür Sarayı, Adnan Saygun Sanat Merkezi gibi salonlarda 2008 yılından bu yana konser faaliyetlerini sürdürmektedir… Grup 2 -6 şubat 2012 tarihinde konser vermek üzere Fransa`nın Nice şehrinde yapılan Müzik Festivali`ne katılmış Monaco da bir konser gerçekleştirmiştir. 22 Ocak 2013 tarihinde İzmirli müzikseverlerle buluşan Flutensemble, 18 – 20 Mayıs 2013 tarihlerinde FİMU Uluslararası Müzik Festivali’nde 2 konser vermek üzere Fransa’nın Belfort sehrine davet edilmişlerdir.”
Flut Ensemble- İzmir topluluğunun şefliğini bir süredir Çiler Akıncı yürütüyor.
Ayur Trio’dan konser Piyano, Keman ve Çello
Fulya Sanat Merkezi’nde yepyeni konserler müzikseverlerle… Ayur Trio, 5 Aralık’ta sanatseverleri kucaklıyor. Piyano, Keman ve Çello’nun hayranlık uyandıracak tınılarından oluşan konser, konuklarına müzik ziyafeti yaşatacağa benziyor. Trio ile ilgili detaylar şöyle aktarılıyor:
“Ayur Trio 2011 yılında Hollanda’da kurularak, hızlı, başarılı bir başlangıç yaptı. Araştırmacı bir ruh ve büyük müzik sevgisiyle bir araya gelen piyanist Hülya Keser, kemancı Adelina Hasani ve çellist Paul Uyterlinde Ayur’da yeni bir yaşama başladılar. Ayur sözcüğü, Farsçada ve Hind dilinde yaşam anlamına geliyor. Ayur Trio Hollanda, Türkiye ve Kıbrıs’ta başarılı konserler verdi. Türkiye-Hollanda ilişkilerinin 400. yılında, Ayur’un çalışmaları, Hollanda’da konuçlu Garanti International’ın da gözünden kaçmadı. İlk CD’lerinin kaydını Garanti International’ın desteğiyle gerçekleştirdiler. Çalışmalarını Eindhoven ve Amsterdam’da sürdüren Ayur Trio’nun bu ilk CD’si, iki önemli trioyu içermesi nedeniyle önem taşıyor. İlhan Baran’ın “Dönüşümler” başlıklı piyanolu üçlüsü, klasik müzik dünyasında giderek yaygınlaşıyor. Çaykovski’nin piyano triosu ise, tüm ünlüler tarafından kaydedilmeye devam ediliyor. İki trionun ortak özelliği, bestecilerinin bu formatta tek eserleri olması…”
Ayur Trio programı şöyle:
“Sanatçılar; Hülya Keser – Piyano, Adelina Hasani-Keman, Paul Uyterlınde-Çello. Program; Brahms – trio Op. 101. (Allegro energico, Presto non assai, Andante grazioso, Allegro molto) F. Say – Space Jump Op. 46. İkinci bölümde ise; P. Tschaikovsky – trio Op. 50 la minor, (Miderato assai, A. Tema con Variazioni, B. Variazione Finale e Coda) yer alıyor.”
AKATLAR: Sahnede kendini oynadı
Nilgün Belgün’ün büyük ilgi gören “İçimdeki Kadın Aşk ve Komedi” isimli kitabından sahneye uyarlanan “Nilgün Belgün’le Aşk ve Komedi” isimli müzikli danslı gösteride, sanatçı, hayatını, anılarını, yaşadıklarını, şarkılar ve danslarla kimi zaman hüzünlü kimi zaman kahkahalar eşliğinde anlatarak seyircileri ile buluşturdu. Neşeli hareketleriyle tanınan ünlü sanatçı, yaşamdan kesitleri kendi uslübuyla Melih Cevdet Anday Sahnesi’nde sevenlerine aktardı. Beşiktaş Belediyesi Akatlar Kültür Merkezi Melih Cevdet Anday Sahnesi’nde gerçekleşen müzikli danslı gösteriyi Serkan Budak yönetti. Nilgün Belgün ile Aşk ve Komedi isimli müzikli danslı gösteri, 30 Kasım’da Melih Cevdet Anday Sahnesi’nde seyircisini ağırladı.
Oyunla ilgili diğer detaylar şöyle sıralanabilir:
“Sahneye Uyarlayan ve Yöneten: Serkan Budak. Dekor: Nilgün Gürkan. Kostüm: Canan Yaka. Işık: Murat Selçuk. Aranjör: Ari Aliciyan. Dans: Melih Altın ve Cihat Can.”
Gösteriye esin kaynağı olan kitabının tanıtım yazısı ise aynen şöyleydi:
“Doğduğu saatlerde, yüzlerce kişinin öleceği bir deprem sallıyordu. İstanbul’u, deprem sırasında doktorlar zaman zaman doğumhaneden bile kaçıyordu. Bu yüzden dedesi ona hep “zelzele hanım” dedi; “Görün bakın bu kız büyüyünce ne olacak, mutlaka iyi bir şeyler olacak…”
Büyüdü, ülkenin en iyi, en sevilen tiyatro oyuncularından biri oldu. Hala hafızalardan silinmeyen bir çok başarılı tiplemeyle gönüllere taht kurdu. Bir çok kez evlendi, çocuk doğurdu, sevdi, aşık oldu, kazandı, kaybetti; kalabalıklarda yalnızlıklar, zenginliklerde yoksulluklar çekti…
Ve bütün kadınlar gibi, içinde hep bir başka kadın büyüttü…”
Arı Maya’nın çalışkanlığı
Minikler tiyatro etkinliklerini Beşiktaş’ta yakından takip ediyor. Yeni ayda “Arı Maya” Akatlar’da ziyaretçilerini ağırlayacak. Aralık ayının ilk haftasında sahne diyecek olan oyun üç yaş ve üzeri miniklere neşeli vakitler vaad ediyor.
Tiyatro Akkaş tarafından sahnelenecek olan Arı Maya ile ilgili bazı detaylar şöyle aktarılabilir:
“Ormanda her yer ve herşey çok güzeldir… Güzel olmayan tek şey aslanın güçlü olduğu için kendi kendini başkan seçmesi ve diğer hayvanlara kötü davranmasıdır… Aslanın bu tutumundan hoşlanmayan Arı Maya, aslanı seçime ikna eder ve kendisininde aday olacağını açıklar çalışkan arı seçimleri kazanır… Ormana huzur gelir… Aslan da yaptıklarının ne kadar yanlış olduğunu anlar ve herkesten özür diler… İnteraktif olan oyun, hayvan sevgisini anlatıyor. Aksiyonu yüksek eğlenceli bir oyun…”
Serhat Akkaş’ın yazıp yönettiği oyun, 3-6 yaş sınırını kapsıyor. Oyun 1 ve 7 Aralık tarihinde Beşiktaş Belediyesi Akatlar Kültür Merkezi Melih Cevdet Anday Sahnesi’nde minikleri ağırlayacak.
Turgut Özakman
Geleneksel hale gelen etkinliklerden Ustalara Saygı, Akatlar’da konuklarını ağırlamaya devam ediyor. Geçtiğimiz haftalarda Faruk Şüyün tarafından, başta tiyatro ve edebiyat olmak üzere kültür hayatına sayısız katkısı bulunan Turgut Özakman için hazırlanan “Ustalara Saygı” toplantısına, Özakman ailesi de katıldı. Etkinlik ücretsiz olarak tüm Beşiktaş ve İstanbulluların katılımına açıktı.
Tiyatroya 16 yaşındayken kaleme aldığı ilk oyunundan itibaren “Sarıpınar 1914”, “Fehim Paşa Konağı”, “Resimli Osmanlı Tarihi”, “Bir Şehnaz Oyun”, “Duvarların Ötesi” gibi klasikleşmiş yapıtlar armağan eden, aralarında Cumhuriyet tarihinin en çok satan kitabı “Şu Çılgın Türkler”in de bulunduğu romanlarıyla her kuşaktan okurun beğenisini kazanan, Devlet Tiyatroları ve TRT’de üst düzey görevlerde bulunan Turgut Özakman’ı gecede farklı tarihlerde birlikte çalıştığı mesai arkadaşları, dostları ve ailesi, seyircilere daha yakından tanıtma imkanı oldu.
Elçin Temel’in sunuculuğunu üstlendiği gecede Atilla Sav, Ayhan Çilingiroğlu, Biray Üstüner, Betül Mardin, Engin Balım, Ergun Evren, Gencay Gürün, Hakan Altıner, Halit Kıvanç, Hilmi Zafer Şahin, Hüsamettin Cindoruk, Müjdat Gezen, Özcan Atamert, Serkan Balbal, Sevda Şener, Sibel Sipahioğlu, Ümit Kocasakal, Yekta Güngör Özden, Yıldırım Fikret Urağ ve Zihni Göktay ustayla ilgili duygu ve düşünceleri paylaştı.
Etkinlikte; Turgut Özakman’ın yaşamı fotoğraflar eşliğinde anlatılırken, ustanın radyo kayıtlarından konuşmalar da dinletildi. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları’nın bu sezon yorumladığı “Ocak” adlı Özakman yapıtından bir bölüm de gecede seyircilere sunulmuş oldu. Özakman’ın ülkenin önde gelen topluluklarınca sahnelenmiş yapıtlarından görüntüleri de “Ustalara Saygı” etkinliğinde dia gösterisinde izlendi.
LEVENT: Ölü Bölgeden Fısıltılar
Beşiktaş’ta sinema gösterimleri devam ediyor. Aralık ayında “Ölü Bölgeden Fısıltılar” adlı film, sinemaseverler ile buluşmaya hazırlanıyor. Fırat Çağrı Beyaz’ın yönetmenliği’ni yaptığı film, Beşiktaş Belediyesi Levent Kültür Merkezi Onat Kutlar Sinema Salonu’nda seyircisini ağırlayacak. “Ölü Bölgeden Fısıltılar” adlı filmin konusu ile ilgili bazı detaylar ise şöyle aktarılabilir: “Mete, Kıbrıs doğumlu, 30 yaşlarında, İstanbul’da dizi yönetmenliği işiyle uğraşan bir gençken, on yıl önce göç ettiği topraklara belgesel bir film yapmak için geri döner. Film, Kıbrıs sorununu, bu kez sinema sanatının özgün sinemasal fikirleriyle düşünen ve tartışmaya davet eden bir eser olarak ilgili taraflar ve tüm insanlık adına barışçıl bir biçimde çözülmesi yönünde düşünmeye davet ediyor.”
Filmle ilgili diğer bazı detaylar ise şöyle: “Yönetmen: Fırat Çağrı Beyaz. Oyuncular; Mete Pere, Leman Özdoğan, Sevcan Çerkez. Filmin türü: Drama. Yapım Yılı: 2012. Senaryo: Fırat Çağrı Beyaz, Metin Gönen. Yapımcı Firma: Paradoks Film Prodüksiyon, Friend’s Production. Yapım Ülkesi: Türkiye. Orijinal Dil: Türkçe.”
Filmin yönetmeni Fırat Çağrı Beyaz hakkında bazı detaylar ise şöyle sıralanabilir: “Fırat Çağrı Beyaz Kıbrıs’ta doğdu. Girne Amerikan Üniversitesi’ndeki Radyo-TV eğitiminin ardından 2006 yılında İstanbul’a yerleşti. Plato Film Okulu’nda Sinema Eğitimi gördü. Kadir Has Üniversitesi Film ve Drama Bölümü’nde Yüksek Lisans yaptı. Paradoks Film Okulu’nun kuruluşunda yer aldı ve kısa film eğitimleri verdi. 2012 yapımı, İstanbul Film Festivali, İzmir Film Festivali ve Mardin Film Festivali’ne katılan Ölü Bölgeden Fısıltılar adlı uzun metraj filmin senaristliğini ve yönetmenliğini yaptı. Bu filmi ile Kıbrıs Barış Ödülü’ne layık görüldü.”
BELGESEL: ‘Fabrikanın Kalbi’
Belgesel film gösterimleri Levent’te sinemaseverleri bir araya getiriyor. “Bir Belgesel, Bir Gazeteci, Çay ve Simit”te Kasım ayının son haftasında “Fabrikanın Kalbi” adlı film perdeye yansıdı. Beşiktaş Belediyesi, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti ve Belgesel Sinemacılar Birliği’nin ortaklaşa düzenlediği “Bir Belgesel, Bir Gazeteci, Çay ve Simit”te Virna Molina ve Ernesto Artido’nun yönetmenliğini üstlendiği “Fabrikanın Kalbi” belgeseli seyircisi ile Levent Kültür Merkezi Onat Kutlar Sinema Salonu’nda buluştu. Filmin konusu ile ilgili bazı detaylar şöyle aktarılıyor:
“Kendi işadamları ve hükümetleri tarafından yağmalanmış fakir bir ülkede, Zanon Seramik’in işçileri, sahibi kapamak üzereyken fabrikanın kontrolünü ele alırlar. Yeniden seramik üretmeye başlarlar, fakat patronları olmaksızın. Şimdi özgür hissetmektedirler ama yeni meydan okumaları da devralmak zorundadırlar. Bu durum, kendi içlerinde de ciddi tartışmalar yaratır. Her gün onları boykot etmeye çabalayan politik ve ekonomik bir sisteme karşı savaşmak zorundadırlar. Fakat karşılaştıkları en büyük engel, dışarıdan gelmemektedir.”
Filmle ilgili diğer bazı detaylar ise şöyle:
“Kapanmak üzere olan seramik fabrikasının işçileri fabrikaya ele geçirip, patronsuz olarak üretime başlıyor. Zanon Seramik işçilerinin hikâyesini ele alıyor. 2008 / 129’ / Arjantin yapımı.”
HER CUMA SİNEMA “Can”
Levent’te Onat Kutlar Sinema Salonu’nda “Her Cuma Yeni Sinema” etkinlikleri devam ediyor. Kasım ayında ilgi çeken gösterimlerden bir tanesi de “Can”dı. Raşit Çelikezer’in senaristliğini ve yönetmenliğini yaptığı film, 15 Kasım’da Beşiktaş Belediyesi Levent Kültür Merkezi’nde seyircisiyle buluştu.
Raşit Çelikezer’in yönettiği, Burak Akidil’in yapımcılığını üstlendiği ”Can” filmi, Altın Portakal’da Behlül Dal Jüri Özel Ödülünü kazandıktan sonra dünyanın en büyük bağımsız film festivali olan ”Sundance Film Festivali”nde Dünya Sineması Jüri Özel Ödülü’ne (dramatik dalda) layık görüldü. Sundance Film Festivali’nin Dünya Sineması bölümünde gösterilen filmin başrollerini Selen Uçer ve Serdar Orçin paylaşıyor.
Film hakkında bazı detaylar şöyleydi: “Ayşe ve Cemal birbirlerini çok severek evlenmiş, maddi açıdan iyi-kötü geçinen mutlu bir çifttir. Fakat bir türlü çocukları olmaz. Normal yollardan çocuk sahibi olamayınca, Ayşe’nin karşı çıkışlarına rağmen Cemal, yasa dışı bir şekilde çocuk sahibi olur. Ayşe, Can adını verdikleri bu bebeği hiçbir zaman tam olarak sahiplenemez. Diğer yandan bu tutum yüzünden Cemal ile de arası gitgide açılacaktır; Cemal’in bir sene boyunca çabalaması sonuç vermez, nihayetinde evi terk eder. Ayşe şimdi Can ile tek başına kalır. Bir yandan tam annelik yapamadığı ve başından da atamadığı Can vardır, diğer yanda tek düze giden hayatından gitgide sıkılmıştır. Bir gün karşısına yeniden birlikte olabileceği bir adam çıkınca, Ayşe kağıt üstünde hala evli göründüğü Cemal ile yüzleşmek için onun karşısına çıkar.”
Yönetmen Raşit Çelikezer hakkındaki bazı detaylar şöyle sıralanabilir: “Raşit Çelikezer, 1969 İzmir doğumlu yönetmen, oyuncu, senarist, yapımcı, yazar olarak tanınıyor. 1993 yılında bir filmde oyunculuk yapan ve 1995 yılında Dokuz Eylül Üniversitesi, Güzel Sanatlar Fakültesi, Sinema Televizyon Bölümü’nden mezun oldu. Aynı yıl İstanbul’a yerleşen Çelikezer, bazı projelerde yönetmen asistanlığı yapmasının ardından 1999 yılından itibaren yönetmenliğe ve senaryo yazmaya başladı. Çocuklar Duymasın adlı diziyle çıkış yaptı. Oyun yazarlığı da yapan sanatçının yazdığı oyunlar Devlet Tiyatrosu gibi topluluklar tarafından sahnelendi. Kısa yılında yapımcılığa başladı.”
Bellek Merkezi: ‘Unutmamak’
Sanatçılar eserleri kendi elleriyle yaktılar. Beşiktaş’ta farklı bir sergi daha konuklarını ağırladı. “Unutmamak” adlı sergi, Beşiktaş Belediyesi Mustafa Kemal Merkezi’nde açıldı. Türkiye’nin önde gelen 35 sanatçısı, Sivas katliamı davasının zamanaşımına uğramasına bir tepki olarak, kendi elleriyle eserlerini kısmen yaktılar. ‘Unutmamak’ Sergisi’nde bir araya gelen eserler izleyicisiyle buluştu.
Sivas’taki Madımak Oteli’nde, 2 Temmuz 1993 tarihinde 35 kişinin yakılarak katledilmesine ilişkin davanın, 19’uncu yılın sonunda zamanaşımına uğraması üzerine anlamlı bir tepki göstermek için bir araya gelen 35 sanatçı, eserlerini kısmen yaktı.
Sanatçıların bu ortak tepkisine destek veren Beşiktaş Belediye Başkanı İsmail Ünal, bu eserlerin izleyiciyle buluşabilmesi için ‘Unutmamak’ adlı sergiyi hayata geçirmiş oldu.
“İnsanlık suçu kapsamında değerlendirilmesi gereken bu davanın zamanaşımına uğraması, kabul edilemez” mesajı veren ‘Unutmamak’ Sergisi, 19 Kasım Salı günü Mustafa Kemal Kültür Merkezi’ndeki Beşiktaş Çağdaş Galerisi’nde 19 Ocak 2014 tarihine kadar ziyaretçilerini bekliyor.
Beşiktaş Belediye Başkanı İsmail Ünal “Unutmamak” Sergisi’yle ilgili düşüncelerini kısaca şöyle özetliyor:
“Unutmamak Sergisi, bir bellek merkezidir. Başka hiçbir ayrıntıya takılmadan Madımak Katliamı’nda yakılan aydınlarımızı, anılarını ve ödedikleri bedeli yaşatma sergisidir. Bu nedenle, otuz beş ayrı sanatçımız özel olarak hazırladıkları resim ve heykellerini -içimizdeki yangının simgesi olarak birer ucundan yakarak- bu sergiye bağışladılar. İnsanlığın ve sanatın yenilmezliğini gösteren bir dayanışma sergisi oluşturdular.”
Beşiktaş Belediye Başkanı İsmail Ünal ve sanatçıların bir ‘toplumsal sorumluluk projesi’ olarak gördüğü bu çalışma, sadece sergiyle de sınırlı kalmayacağını dile getirdi. İstanbul’da düzenlenecek serginin ardından Ankara, İzmir, Eskişehir gibi birçok ilde halkla buluşacak eserlerin, ardından yurtdışında sergileneceği belirtiliyor. Ayrıca Beşiktaş Belediyesi ‘Unutmamak’ Sergisi’ne katılan eserleri bir kitapta toplayarak, çalışmanın daha çok insana ulaşmasını sağlayacak.
Başkan Ünal gerçekleşen sergi ile ilgili şunları aktarıyor:
“İnsanlık tarihi, hep iyilikle kötülüğün, aydınlıkla karanlığın, ilerleme ile gericiliğin mücadelesinden oluşmuştur. Bize ‘uygarlık’ olarak sunulan değerler toplamı, bir bakıma kendini feda eden, bedel ödeyen hainliklere cesaretle direnen soylu insanların bize ortak armağanıdır. Bu insanların çoğunun adını bile bilmeyiz; bildiklerimizi de sistemin egemenleri zaman içinde unutturmaya çalışır, bu öncülerin izlerini yok eder. Aydın olmak, sanatçı olmak her şeyden önce insanlık adına, zamana ve mekâna sahip çıkmaktır. Tarih denilen mücadele sürecini, haklılardan ve doğrulardan yana okumak, özlü insanlık birikimlerini korumaktır. Zamanın boynuna geçirilmiş yalan ilmiğini çözmek, sadece meta olarak algılanan mekânı özgürleştirmektir. Ve daha önemlisi sanat, toplumlar için bellek yaratmaktır. Sivas’ta 2 Temmuz 1993 tarihinde yaşanan Madımak Oteli trajedisini ve bunun siyasal ve idari sorumlularını unutmak mümkün değil. Özgür düşünce ve aydınlık bir Türkiye için yola çıkan otuzbeş seçkin insanlarımızı da unutmak mümkün değil. Kimileri zalim oldukları için, kimileri de hep güzel kaldıkları için hatırlanacaklar! Unutmamak Sergisi, bir bellek merkezidir. Başka hiçbir ayrıntıya takılmadan Madımak Katliamı’nda yakılan aydınlarımızı, anılarını ve ödedikleri bedeli yaşatma sergisidir. Bu nedenle, otuzbeş ayrı sanatçımız özel olarak hazırladıkları resim ve heykellerini -içimizdeki yangının simgesi olarak birer ucundan yakarak- bu sergiye bağışladılar. İnsanlığın ve sanatın yenilmezliğini gösteren bir dayanışma sergisi oluşturdular. Bu anlamda “Unutmamak Sergisi” örneği olmayan bir sergi. Zamana utanç ekenleri mahkum eden, kendilerini feda ederek dünyamızı aydınlatanları yaşatan bir sergi. Emeği, hüneri olan her sanatçımıza teşekkür ederim.”
Sergide katılan sanatçılar yaş sıralamasına göre şöyle: “Adnan Çoker, Ara Güler, Devrim Erbil, Mehmet Güleryüz, Tomur Atagök, Süleyman Saim Tekcan, İpek Düben, Komet, Seyhun Topuz, Utku Varlık, Meriç Hızal, Ferit Özşen, Halil Akdeniz, Adem Genç, Koray Ariş, Mustafa Ata, Zahit Büyükişleyen, Mustafa Altıntaş, Balkan Naci İslimyeli, Hanefi Yeter, Tülin Onat, Osman Dinç, Şenol Yorozlu, Yusuf Taktak, Bünyamin Özgültekin, Nedret Sekban, Aydın Ayam, Mehmet Günyeli, Bubi, Ahmet Oran, Mithat Şen, Bedri Baykam, İrfan Okan, Mustafa Karyağdı, Seçkin Pirim.”
Masal mı yoksa gerçek mi?
Beşiktaş’ta okuma günleri tüm hızıyla devam ediyor. Kitapseverler her ay gerçekleştirilen etkinliklerde bir araya geliyor. 21 Kasım’da Beşiktaş Kent Konseyi Kadın Meclisi okuma günleri etkinliğinin bir yenisini gerçekleştirdi. “Okuma Günü” etkinliğinde, Prof. Dr. Muhsine Helimoğlu Yavuz’un “Masalın Gerçeği, Gerçeğin Masalı” kitabı okundu.
Prof. Dr. Muhsine Helimoğlu Yavuz hakkındaki bazı detaylar ise şöyle sıralanabilir: “1972’de A.Ü. – D.T.C.F, Türkoloji Bölümü’nü bitirdi. Halkbilimi alanında Diyarbakır Efsaneleri-Motif- Index teziyle yüksek lisans, Masalların Eğitimsel İşlevleri ve Mesaj-Index’i teziyle de doktora yaparak bilim doktoru oldu. “Diyarbakır Efsaneleri-Motif-Index” adlı eseriyle İsveç-Stockholm “Culture House Research Reward”u, “Masallar ve Eğitimsel İşlevleri Mesaj-Index” adlı eseri ile de “Pertev Naili Boratav Halkbilimi Ödülü”nü aldı. Yurtiçinde ve dışında aldığı 6 ödülü daha vardır. Yurtiçinde Dicle, Bilkent, Mimar Sinan üniversitelerinde öğretim üyesi olarak çalıştı. Yurtdışında da Varşova, Bakü, Kiev, Kişinev, Bükreş, Lefke-Avrupa, Budapeşte-ELTE üniversitelerinde konuk öğretim üyesi olarak dersler ve konferanslar verdi. Muhsine Helimoğlu Yavuz’un yayımlanmış 20 kitabı, 52 bildirisi ve 62 makalesi vardır. “Masallar ve Eğitimsel İşlevleri Mesaj-Index” Fransızcaya çevrilerek, Neuf de l’ecole des loisirs yayınevi tarafından “Contes Turcs” adıyla, 2008’de Paris’te yayımlanmıştır.”
Beşiktaş’ta gerçekleşen okuma günlerinde okunan kitapla ilgili bazı detaylar da şöyleydi: “Masallar ve Eğitimsel İşlevleri, masallar, ürünü oldukları toplumların sosyo-kültürel ve psiko-sosyal aynalarıdır. Onlarda, bir toplumun tüm geleneklerini-göreneklerini, ekonomik yapısını, üretim-tüketim ilişkilerini, psikolojik-sosyolojik-etik-estetik değer yargılarını bulabiliriz.”