Beşiktaş’ta bayram coşkusu yaşandı. Beşiktaş Belediyesi, Zafer Bayramı ile ilgili programında bu yılki etkinliklerin başlangıç noktası “İlhan Selçuk ve Cumhuriyet Aydınlanmasını Yaratanlar Heykeli” oldu. Her yıl olduğu gibi bu yıl da geniş katılımlı bir fener alayıyla kentli 30 Ağustos Zafer Bayramı’nı kutladı.
Fener alayının ardından düzenlenen Bengü’nün yer aldığı konsere kentlinin ilgisi büyüktü.
KATILIM YOĞUNDU
Program ile ilgili bazı detaylar ise şöyle aktarılabilir:
“Mustafa Kemal’in başkomutanlığında gerçekleşen Büyük Taarruz’un bu yıl 91. yıldönümü. 30 Ağustos 1922 tarihinde Dumlupınar’da gerçekleşen büyük zafer, ülkemizin bağımsızlığı yolunda atılmış son adımlardan birini müjdeliyordu. Bu önemli gün Beşiktaş kentlileri tarafından büyük bir coşkuyla her yıl kutlanıyor. Bu yılki etkinliklerin başlangıç noktası “İlhan Selçuk ve Cumhuriyet Aydınlanmasını Yaratanlar Heykeli” oldu. Beşiktaş kentlileri ve İstanbullular saat 19:00’da heykelin önünden Arnavutköy’e doğru ellerindeki meşalelerle yürüyüşe
geçti. Beşiktaş Belediye Başkanı İsmail Ünal’ın önderliğinde yapılan yürüyüşe Beşiktaş Kent Konseyi üyeleri, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, öğrenciler ve Beşiktaş sakinleri de katıdı.”
Zafer Bayramı yürüyüşü Arnavutköy’deki Atatürk heykelinde son buldu. Heykele çelenk konulmasının ardından bayram coşkusu Boğaz’da devam etti.
Beşiktaş kentlileri, Barbaros Meydanı’nda saat 21:00’da başlayan Bengü konserine ücretsiz teknelerle geldiler. Bengü’nün şarkılarıyla Beşiktaşlılar ve İstanbullular coşkuyu yaşadı.
BİR ARAYA GELDİLER
Kentliyi bir araya getiren etkinlik programı günler öncesinden duyuruldu. Yapılan programın detayları şöyle:
“30 Ağustos 2013 Etkinlik programı:
Saat: 19:00 / “İlhan Selçuk ve Cumhuriyet Aydınlanmasını Yaratanlar Heykeli” önünde toplanma (Akmerkez yanı, Sekbanlar Sokak başı), Saat: 20:30 / Atatürk Heykeli’ne çelenk koyma töreni,
Arnavutköy, Saat: 20:45 / Arnavutköy’den teknelerle Barbaros Meydanı’na hareket, Saat: 21:00 / Bengü konseri,
Beşiktaş Barbaros Meydanı.” Geçen yıl da, 30 Ağustos Zafer Bayramı Beşiktaş’ta coşkuyla kutlanmıştı. İstanbullular, Beşiktaş Belediyesi’nin düzenlediği geleneksel fener alayında bayraklar ve meşalelerle Etiler’den Arnavutköy sahiline kadar marşlar eşliğinde yürüdü. Bu yıl Beşiktaş Barbaros Meydanı’nda Bengü konseriyle etkinlikler son buldu.
Tarihi mozaikler canlanıyor!..
Beşiktaş Belediyesi, reklam panoları ve dükkân tabelaları altında tahrip olup kaybolan 20 mozaiğe yeniden hayat verdi.
Bedri Rahmi’den Nurullah Berk’e çağdaş sanatın önde gele n temsilcilerinin işlediği 4. Levent Mozaikleri kentlilerin eşsiz dayanışmasıyla gün ışığına çıkıyor. Levent’te kayıp 20 mozaiğin koruma altına alındığı belirtiliyor. Buna göre, yeniden hayat bulacak mozaiklerin görsel envanterleri için tüm parçalar tamamlandığında çalışma son aşamasına gelmiş olacak. Bu konuda Levent’te mozaiklerin yer aldığı eski fotoğraflar önemli bir adım olarak görülüyor. Buna göre incelenen 20 eserin 7 tanesi mantolama altında 6’sının üzeri tabela ve reklam panolarıyla kapalı ve 2 tanesinin de klima benzeri seylerle tahrip edilmiş durumda olduğu anlaşıldı. Levent’te 1957’de Bedri Rahmi Eyüboğlu, Nurullah Berk, Ferruh
Başağa gibi ünlü sanatçılar tarafından yapılan ve sonraki yıllarda üstü kapanan veya panolarla örtülen mozaik panoların Beşiktaş Belediyesi tarafından yapılan bu çalışmayla yeniden ortaya çıkarılması hedefleniyor.
Afet öncesi uyarı!..
Beşiktaş Belediyesi kentlileri afet riskine karşı hazırlıklı olmaya çağırdı.
Hazırladığı afişler ve duyurularla AFAD’ın başlıklarını kentliyle paylaştı. Beşiktaş Belediyesi Afet Yönetim Merkezi ile birlikte olası bir afet
durumundA toplanma alanlarının duyurulduğu, ilçede uyarı tabelalarında uzun süredir asılı kaldığı ve bu tabelaların bakımlarının da yapıldığı belirtiliyor.
Bunun yanı sıra “Bilgilen, Planla, Hazırlan!” sloganıyla İstanbul AFAD’ın açıklamaları şöyleydi: “Afet riskine karşı nasıl hazırlanacağınızı
ve nasıl korunacağınızı öğrenebileceğiniz eğitim programlarına katılın,
yapınızın ilgili yönetmeliklere uygun inşa edildiğinden ve iskan ruhsatı gibi izinlerin alındığından emin olun, aile üyeleriniz ile birlikte aile afet planını hazırlayın, afet-acil durum çantanızı hazırlayın, kendiniz ve aile üyeleriniz
için Acil Durum Bilgi Kartı hazırlayın. Afet veya acil durum sonrası aile üyeleri ile buluşacağınız alanları belirleyin. Evinizde ve işyerinizde tehlike avı yapın, size zarar verebilecek eşyaları sabitleyin ya da yerlerini değiştirin.
Zorunlu Deprem Sigortası’nı yaptırın. Evinizdeki tesisatların (su, doğalgaz, elektrik…) yerlerini ve nasıl kapatılacağını öğrenin. Afetler sırasında nasıl davranmanız gerektiğini öğrenin. Yaşam alanlarınızda afet öncesi ve sonrasında oluşabilecek yangın risklerini belirleyin. Yaşam alanlarınızdan nasıl tahliye olacağınız
bilginini edinin. Günlük yaşamınızda veya afet – acil durumlarda ihtiyaç duyabileceğiniz ilk yardım bilgilerini öğrenin. Planlarınızı kontrol edin, güncelleyin ve tatbik edin. Afet anında güvenliğinizi tehlikeye atacak davranışlarda bulunmayın.”
“Trafiğe kapalı yollar otopark gibi kullanılıyor”
Beşiktaş mahallelerini gezerek sürdürdüğümüz yazı dizimizde Arnavutköy
Mahallesi sakinlerinin konuğu oluyoruz. Mahalleliyi bir araya getiren unsurlara bakılınca, semt günümüzde bir çok etkinliğe mekan olmuş. Arnavutköy’de şenlikler de kentliyi kucaklamaya devam ediyor. Ancak yeni düzenlemeler
parklanma sorununu da beraberinde getirmiş. Ne yazık ki duyarsız vatandaşların zaten dar olan sokaklara park etmesi, acil durumlarda hayatları tehlikeye
sokacak kadar önemli… Bu yüzden Arnavutköy sakinleri, uzun süreli
araç parklanmaları nedeniyle ağır yaptırımlar getirilmesini umut ediyorlar
Köklü bir geçmişe sahip olan Arnavutköy Mahallesi, erken Bizans Dönemi’nde önemli bir ibadet merkezi olan semt olarak biliniyor ve 1500 yıllık tarihi
bünyesinde barındırıyor. İsmini, 1453’te Fatih’in İstanbul’u fethetmesiyle semti korumak için görevlendirilen, Arnavut asıllı yeniçerilerden alan mahalle, 19. yy’nin mesire yerlerinden biri olarak biliniyor. Yüzyılın ikinci
yarısında çıkan yangınlar, tarihi binaların yok olması, yerine beton
binaların yerleşmesine yol açsa da, günümüzde 5.000 kişilik
nüfusa sahip olan semt halen tarihi dokusunu koruyor. Her zaman olduğu gibi yine mahalleyi hem muhtarına hem de sakinlerine sorduk.
Mahallesinde en önemli sorunun parklanma olduğunu işaret
eden Muhtar Sedef İrteş, itfaiye ve ambulans girişine izin vermeyecek şekilde parklanmaların yapılmasına, insan hayatını hiçe saydıkları için ağır yaptırımlar getirilmesi gerektiğini vurguluyor. Köklü bir semt olarak yapısı ve mimarisinin artık belirgin şekilde tarihi dokusunu da korumasıyla semtte uzun süreli parklanma yapılmasının hayati tehlike oluşturacağına
dikkat çekiyor. Muhtar Sedef İrteş, bu konuda yetkililere
sesleniyor ve kısa süre izinde kapalı olan yolları bile otopark
gibi kullananan vatandaşların uyarılmasından öte ceza uygulamalarının artırılarak yapılmasını öneriyor. İrteş: “Özellikle sokaklarımızın dar oluşu ve bu darlığa bir de araç parklarının eklenmesi hepimizi daha fazla tedirgin ediyor. Artık daha az tedirgin olacağız ve parklanma konusunda daha fazla yaptırım gelmesini umuyoruz.
Sorunlu olan yolların bakımının da yapılmasıyla bir kez daha buradan Beşiktaş Belediye Başkanımız İsmail Ünal ve ekibine
çok teşekkür ediyorum” dedi.
ÖNLEM ALINMASI ŞART
Mahallesinde yaşanan trafik keşmekeşinin bazı sokakların trafiğe kapatılarak önlem alınmasının olumlu olduğunu ancak beraberinde sorunları da getirdiğini ifade eden Arnavutköy Mahallesi Muhtarı Sedef İrteş, “Arnavutköy’de trafik büyük problem ve bu problemin sonucu da otopark ihtiyacını doğuruyor.
Yeni yapılan yollarda bazı sokaklar trafiğe kapatıldı. Ancak
sorunumuz bitmedi, kapanan yollar bu sefer de otopark gibi kullanılmaya başlandı. Kimi zaman otobüsümüz parklanmadan dolayı hareket ettirilemiyor. Trafik sorunu büyük problem, ancak mahallemizde şanslı olduğumuz yönler de var. Burası eski bir mahalle ve insanlar birbirlerini tanır ve severler. Bu yüzden de mahallemizde güvenlik sorunu yok denecek kadar az” dedi.
Muhtar Sedef İrteş;
“Arnavutköyümüz Boğazımızın en güzel mahallerinden biri” diyerek şunları söyledi:
“1500 yıllık geçimişi olan bir mahalleyiz. Zaten denizi ile yalılarıyla tarihi bir semt… Sıkıntılarımız derken en son
Başkanımız İsmail Ünal büyük bir yatırımda bulundu. Yollarımızın bir çoğunu yaptı. Arnavutköy’de Satış Meydanı olan yeri güzel bir meydan haline getirdi. Şenliklerimizi artık bu meydanda yapıyoruz. Arnavutköy için görüntü estetik açısından çok güzel oldu fakat bu meydanın yapımında bir çok yolumuz sokağımız trafiğe kapandığından bu sokaklar da büyük bir otopark haline geldi ve sorun teşkil etmeye başladı. Trafik
sorunu vardı, şimdi daha da fazlalaştı. Buna da bir çözüm
bulunacağına inanıyoruz ve yetkililerimize sesleniyoruz.”
Yeni eğitim öğretim döneminde ilköğretim öğrencilerinin
yeni sisteme uyum sağlayabilmeleri için ulaşım sıkıntısı
içinde olacaklarına dikkat çeken Arnavutköy Mahallesi Muhtarı
Sedef İrteş sözlerini şu cümlelerle sürdürüyor:
“Bizim Rahmi Kirişçioğlu İlköğretim Okulumuz var burası
ilk 4 oldu… Buradan mezun olan veya ikinci dörde gidecek olan
çocuklarımız yukarıda Kültür Mahallesi’nde Aliye Alkın Okulu’na gitmek zorunda kalacaklar. Burada doğacak olan taşıma
sorununda eğer tabi belediyemiz tarafından çözülebilirse çok mutlu oluruz. Okulun diğer bir mahallede olması nedeniyle ayrıca zorlu bir süreç olabilir, böyle bir sorunun çözümü için belediyemizden ulaşım desteğini alabilirsek semtimizde yaşayan öğrenciler ve aileleri için kolaylık olacak.”
Gravür sanatçısı Sema Boyancı’nın
Retrospektif Sergisi
Retrospektif sergisi Ortaköy’de resimseverler ile buluştu. Bu sezonun ilk sergilerinden biri olarak sanatseverler ile buluşan Sema Boyancı Retrospektif Sergisi Beşiktaş Belediyesi Ortaköy Kültür Merkezi’nde
konuklarını ağırladı. Sergi ve sanatçı ile ilgili bazı detaylar şöyle
sıralanıyordu: “Sema Boyancı, 1954 Bolu- Mengen’de doğdu. Sema Boyancı, İstanbul Atatürk Eğitim Enstitüsü’nü 1974 yılında bitirdi.
1992 yılında Gazi Üniversitesi Meslek Eğitim Fakültesi’nde yüksek lisans eğitimini tamamladı. Bir süre orta ve yüksek öğretim kurumlarında resim öğretmenliği yaptı. İkisi yurtdışında olmak üzere bir çok kişisel sergi açan
sanatçı, yurtiçi ve yurtdışında çok sayıda karma sergiye katıldı.
Kazandığı ödüller arasında 1996’da Devlet Özgün Baskı
Yarışması Başarı Ödülü ve 1997’de Türkiye İş Bankası Özgün
Baskı Yarışması Büyük Ödülü de yer almaktadır. Resimlerini,
yaşantıların biçime dönüşmesi olarak yorumlayan sanatçı, çalışmalarını
Datça’da kendi atölyesinde sürdürüyor.”
Gravür’e gönül veren sanatçı, Ortaköy’da açmış olduğu sergide
kurgulama ve öyküleme yaptığını dile getirmişti. Boyancı kurgu ve
öykünün dengesini korumayı amaçladı ve mektup yazar gibi
içindekileri döker gibi resim yapmayı tercih etmişti, Beşiktaş
Belediyesi Ortaköy Kültür Merkezi’ndeki sergisinde… Öncesinde
de kalıplara göre değil de istediği gibi resim yapmayı tercih
ettiği söyleyen sanatçının retrospektif sergisinde yine gravür tekniği
dikkat çekiciydi. Boyancı, gravür ile ilgili tekniği
kendisi şöyle anlatıyor: “Gravür öyle birşeydir ki; resmi,
düşüncede oluşturduktan, sonucu alıncaya kadar geçen süreç bazen
ayları bulur. Projenizi belirlediğinizdeki o ilk heyecanın tazeliğini,
sonuca varıncaya kadar korumak çoğunlukla olanaklı değildir. Ama
bir resmi yapmak istediğiniz zaman hemen sonucunu da görmek
istiyorsunuz doğal olarak. Bunun için her sergi hazırlığında,
gravür kalıplarına başlamadan önce orjinaller yapıyorum. Son yıllarda;
sergilerimde, gravürlerin yanında, bu orijinalleri de sergilemeye
başladım. Oldukça da beğenildi. Çok güzel dönüşler aldım.”
Gerçekler ve kurgular
Tarihi gerçeklerle kurgunun bir arada kullanıldığı Wolfgang ve Lorenzo adlı oyun, Fulya Sanat Merkezi’nde sanatseverleri kucaklamıştı. Wolfgang ve Lorenzo bir İtalyan operası olarak biliniyor ve klasik oyunseverler için vazgeçilmeyen bir program bu sezonun başlarından itibaren konuklarını Beşiktaş Belediyesi Fulya Sanat Merkezi’nde ağırlamıştı.
Oyunla ilgili detaylar arasında verilen bilgiye göre, Mozart’ın günümüzde en sık seslendirilen üç operasından müziklerle örülmüş eğlenceli bir oyun olarak tanımlanıyor. Otello, Hamlet gibi oyunların da sahnelendiği Fulya Sanat Merkezi’nde bu oyun ile ilgili bazı detaylar ise şöyle sıralanıyor: “Wolfgang ve Lorenzo, Wolfgang Amadeus Mozart’ın İtalyan metin yazarı Lorenzo Da Ponte ile üç ortak çalışmasını konu almaktadır. Bilindiği gibi Mozart 1780’lerin başında Viyana’ya yerleştikten sonra besteleyebileceği İtalyan operası librettosu arayışına girişmiş ve Viyana Sarayı’nda görevli şair Lorenzo Da Ponte ile tanışmıştır. Mozart ve Da Ponte, birlikte üç operaya imza atmıştır. Bunlar Figaro’nun Düğünü, Don Giovanni ve Cosi fan tutte’dir. Bu müzikli oyun 1789 yılının son aylarında geçer. Mozart ve Da Ponte, Figaro’nun Düğünü operasının yeniden sahnelenmesi için opera üzerinde, dönemin gözde opera şarkıcısı Adriana Ferraresi’nin istekleri doğrultusunda, bazı ufak düzeltmeler yaparlar. Ferraresi aynı zamanda Da Ponte’nin sevgilisidir.
Figaro’nun yeniden sahnelenmesi Mozart ve Da Ponte’nin yepyeni bir opera siparişi almalarına da neden olacaktır.”
Ressam Erkan Gürkan
Tükenmez Kalem Mucizesi!..
Antalyalı ressam Erkan Gürkan, ‘Ustadan Tükenmez KalemMucizesi’ adlı resimsergisinin dördüncüsünü Akatlar’da sanatseverlerin beğenisine sundu. Sergi bahar dönemi içinde konuklarını ağırlamıştı.
Beşiktaş Belediyesi’nin destekleriyle açılan serginin sponsorluğunu Latek Group üstlendi. Erkan Gürkan, 42 yıl üzerinde çalışarak yarattığı tükenmez kalem tekniğiyle oluşturduğu eserleri, Antalya ve İstanbul’da açtığı sergilerde yoğun ilgi gördü.
Sanatçının bu aykırı tekniği nedeniyle büyük ilgi gören ve resim sanatına yeni bir yorum getiren sergileriyle ilgili değerlendirme yapan Ressam Erkan Gürkan, “Antalya ve İstanbul’da açtığım sergiler, çok etkileyiciydi. Sanat çevreleri eserlerime ve tekniğime inanılmaz ilgi gösterdi. Aldığım olumlu tepkilerden dolayı gururluyum. Sergiler nedeniyle büyük bir heyecan duyarken, yoğun olarak çalışmalarımı da sürdürüyorum” diye konuştu.
Ressam Erkan Gürkan, eserlerini aykırı bir teknikle oluşturuyor.
Resim kağıdı ve siyah bir tükenmez kalem dışında hiçbir malzeme kullanmadan çalışan Erkan Gürkan, bazı eserlerini, bir milyonu aşan kalem darbesiyle tamamladığını söyledi. Gürkan’ın eserleri arasında Mustafa Kemal Atatürk’ün portreleri, İstanbul’dan manzaralar ile çeşitli doğa ve portre çalışmaları dikkat çekiyordu.
“Sağlık ve Sigara” adlı panel
Levent’te gerçekleştirildi
Beşiktaş’ta sağlık seminerleri bu sezon içinde devam etti. Beşiktaş Belediyesi çeşitli başlıklar altında uzmanların eşliğinde merak edilen konularda sağlık seminerleri, toplantıları yapmaya devam ediyor. Levent Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen etkinliklerden bir tanesi de
bahar dönemi içinde gerçekleştirilen “Sigara ve Kanser” konusuydu.
Levent’te gerçekleştirilen bilgilendirme toplantısında sigara tüm kanser ölümlerinin üçte birinden sorumlu olduğunun altı çizildi. Sigara nedeniyle yaşanan kanser vakalarında şu başlıklar yer aldı: “Akciğer, gırtlak, ağız, yutak, yemek borusu, mide, bağırsak, pankreas, mesane, böbrek, meme, rahim ve yumurtalık.” Bilgilendirme toplantısında sigaranın neden olduğu kanser ile olan bağlantısı ve çeşitli kanser gruplarında ne kadar sigara içen de ne ölçüde kansere yakalanma riski taşıdıkları istatistikleri aktarıldı. Akciğer kanseri başlığı içinde günde 10 tane sigara içenlerde 7 kat, günde 20 veya daha çok sigara içenlerde bu oranın 25 kata kadar artığı gözlendiği belirtildi.
Meme kanseri vakalarına da dikkat çekilirken özellikle belli yaş guruplarının altı çizilerek elle muayenenin de önemine dikkat çekildi ve tedavide erken teşhisin önemi vurgulandı. Meme kanserlerinin yüzde 90’ının hastaların kendileri tarafından farkedildiği
aktarıldı.