Fiyat artışında lider!..
Araştırmaya göre Haziran 2012- 2013 döneminde Türkiye’de emlak fiyatları ortalama yüzde 15.78 oranında arttı. İstanbul’da yüzde 18.68, İzmir’de 13.96, Ankara’da ise 11.3 seviyelerinde fiyat artışı yaşandı. Fiyatlardaki artışa karşın kiralardaki yükseliş daha sınırlı kaldı.
Kiralar, Türkiye genelinde yüzde 5.96 yükseldi. Bu artış İstanbul’da yüzde 6.06, Ankara’da 5.78 ve İzmir’de 5.58 oldu. Bu dönemde fiyat artışında İstanbul’un Beşiktaş, Sarıyer ve Bakırköy ilçeleri yeniden öne geçti. Eğlencenin merkezi Beşiktaş’tan sonra kentin en çok prim yapan bölgesi ise yüzde 40.3 ile İstinye oldu. Lüks konut ağırlığı, Ataşehir’e taşınacak olan İstanbul Borsası’nın bölgedeki 240 dönümlük araziyle ilgili yapılan spekülasyonlar, 3’üncü köprü projesinin bölgedeki ulaşımı rahatlatacak olması gibi sebepler İstinye’de fiyatları yukarı çekti. İstanbul’da değer kaybeden bölgelerin başında ise Çekmeköy, Ümraniye ve Sancaktepe geldi.
“Çocuklar geleceğimiz”
Beşiktaşlı çocuklar “Doğada Yaşam Kampı”nda buluştu. Ücretsiz olarak gerçekleştirilen kamp programı Beşiktaş Belediyesi’nin ve Akut’un işbirliğinde Antalya’da Hadım Yaylası’nda yapıldı. Beşiktaş’ta başarılı öğrencilere desteğin yanı sıra ücretsiz kurs programları da dikkat çekiyordu. “Doğada Yaşam Kampı” organizasyonuyla da Beşiktaş’ta yaşayan öğrenciler hem bir arada olmanın tadını çıkarırken hem de zorluklarla mücadele etmenin formüllerini uzmanlarından öğrenme imkanı buldular. Öğrenciler, sertifikalarını Beşiktaş Belediye Başkanı İsmail Ünal’ın elinden aldı. Başkan Ünal, “Çocuklar geleceğimizdir” diyerek çocuk ve gençlere yönelik hizmetlerin önemine değindi. Beşiktaş Belediyesi, ilçede yaşayan 11-14 yaş arası çocukları Antalya’da Doğada Yaşam Kampı’na götürdü.
Beşiktaş Belediyesi’nin bu yıl ikincisini düzenlediği ve büyük ilgi gören “Doğada Yaşam Kampı” etkinliği bu yıl da Antalya Hadım Yaylası’nda gerçekleştirildi. Hadım Yaylası’ndaki Doğada Yaşam Kampı’nı ziyaret eden Beşiktaş Belediye Başkanı İsmail Ünal, kampta bulunan 500 çocukla bir araya geldi. Ünal’la birlikte çocuklar eğlenceli ve keyifli saatler geçirdi. Beşiktaşlı çocuklar bu kampta, kendileri için özel olarak hazırlanan macera parkurları, gece yürüyüşleri, açık hava sinema gösterimleri gibi etkinliklerle keyifle vakit geçirirken aynı zamanda doğada yaşam koşullarını da öğrendi.
Beşiktaş’ta öğrenciler için destek hizmeti dışında Beşiktaş Belediyesi Gençlik Merkezi’nde, Beşiktaş Belediyesi kültür merkezlerinde yer alan kurs programları, yaz okulları ve çeşitli etkinlikler de yıl içinde ücretsiz olarak gerçekleştiriliyor. Beşiktaş Belediyesi’nin kız ve erkek konuk evi olarak Beşiktaş’ta okuyan öğrenciler için de iki yurdu bulunuyor.
“Heykel Sempozyumu”
Sanatı kent yaşamı için vazgeçilmez bir unsur olarak gören Beşiktaş Belediyesi 2008 yılından beri her yıl üniversiteler ve sanatçılarla işbirliği yaparak uluslararası heykel sempozyumları düzenliyor.
Gerek sempozyumlarda üretilen gerekse talep üzerine kente kazandırılan heykellerin sayısı 150’yi aştı. Yetkililer, bu yıl düzenlenen mermer heykel sempozyumunda üretilen 8 heykel bu sayıya dahil olmadığını söyledi. 25 Haziran – 25 Temmuz 2013 tarihleri arasında Ortaköy Vadisi’nde düzenlenen sempozyuma 8 heykeltıraş katıldı. Heykeltraşların isimleri şöyle: “Ferit Özşen, Berika İpekbayrak, Nihat Sezer Sabahat, Viktor Kopach, Takashi Kondo, Kamen Tanev, Giorgie Cpajak, Agnessa Petrova.”
Sanatçılar; katılım sertifikalarını, Sanatçılar Parkı’nda gerçekleştirilen törende Beşiktaş Belediye Başkanı İsmail Ünal’ın elinden aldılar.
Heykeller, Beşiktaş Belediyesi’nin ileriki zamanlarda Ulus’ta hizmete açılacak “Meyve Bahçesi”ni süsleyecek.
Ağız ve Diş Sağlığı
Beşiktaş Belediyesi’nin sağlık hizmetlerine bir yenisi daha eklendi. Kentlinin yaşamını kolaylaştırmak için bir çok başlıkta yürütülen sağlık hizmetleri kapsamında bu kez 4-14 yaş arasındaki Beşiktaş’ta yaşayan çocuklar için birinci basamak ağız ve diş sağlığı hizmeti ücretsiz olarak veriliyor. Beşiktaş’ta sağlık hizmetleri kapsamında dikkat çeken etkinlikler içinde, muhtarlıklarda, belediye hekimleri, kendi çalışanı ve aileleri dışında şu anda geçerli olan kanun ve yönetmeliklere göre fesh edilen Türkiye Cumhuriyeti emeklilerine ve fesh edilen bağ kur emeklilerine ilaç yazılabiliyor olması. Ücretsiz poliklinik hizmeti de verilirken her semtten hasta kabul ediliyor ve ilçe sınırlarında meydana gelen vefat olaylarında, defin izin kâğıdı gibi, yasal işlemlerin Sağlık İşleri Müdürlüğü hekimleri tarafından gerçekleştiriliyor olması da dikkat çekiyor. Sağlık İşleri Müdürlüğü’ne bağlı çalışan 3 hemşire ve 6 hekim bulunuyor. Belediyeye bağlı 5 ayrı noktada sağlık hizmetleri aralıksız devam ediyor.
Abbasağa Mahallesi Muhtarı Yüksel Sağat:
“Beraberlik içinde hassasiyetimizi
kaybetmeyelim”
Beşiktaş mahallelerini gezerek sürdürdüğümüz yazı dizimizde yeniden Abbasağa Mahallesi sakinlerinin konuğu oluyoruz. Mahalle adını 1668-1671 yıllarında Saray Harem Ağalığı’nı yapan daha sonra azledilerek Mısır’a gönderilen Abbas Ağa’dan alıyor. Mahallede Abbas Ağa adını taşıyan bir de cami yer alıyor. Beşiktaş’ın merkezi yerleşim alanlarından bir tanesi olan Abbasağa Mahallesi 6000 nüfusu ile Beşiktaş’ın vazgeçilmezi olmayı sürdürüyor. Daha önce de konuğu olduğumuz Abbasağa Mahallesi sakinleri, Beşiktaş’ın birçok mahallesinde rastlanılan trafik sorunundan yolların bozuk olmasından şikayetçi olurken mahallede bulunan ilköğretim okulunun hizmete açılmak üzere olduğunun altını çiziyorlar ve memnuniyetlerini dile getiriyorlar. Abbasağa Mahallesi Muhtarı Yüksel Sağat, “Her zaman olduğu gibi yine gündem konularını en iyi şekilde işlemeye devam ediyorsunuz. Mahalle sakinlerimiz bize Beşiktaş İskelesi’nin satıldığına, yolunun kapandığına dair sorunlarını dile getiriyordu. Sizler, Beşiktaş Buluşmaları araştırma yazılarıyla Beşiktaş’ın gündem maddelerine parmak basarak vatandaşları bilgilendiriyorsunuz. Sorunların çözümünde sesimiz olmaya devam ediyorsunuz” diyor. Her zaman olduğu gibi yine mahalleyi hem muhtarına hem de sakinlerine sorduk.
“ÇOK MEMNUNUZ”
Mahallesinde yaşayan vatandaşların belediye çalışanları ve Başkan İsmail Ünal ile doğrudan iletişim kurmak istediğini söyleyen Yüksel Sağat, “Beşiktaş Buluşmaları’nın faydalı olduğu kanısındayım. Yazı diziniz ses getirdi. Yakın bir zamanda tekrar başkanımız muhtarlarımızı bir araya getirecek. Biz de bu sayede daha iyi bir iletişim kurarak yaşadığımız yerlere daha iyi bir şekilde sahip çıkacağız. Yapılan çalışmalardan hizmetlerden çok mutluyuz ancak yöneticilerimizi her daim yakınında mahallesinde görmek isteyen vatandaşlarımızı da bu durum daha da mutlu edecektir. Bu arada mahallemizde bulunan okulumuz da faaliyete geçmek üzere. Okulumuzun faaliyete geçecek olmasından dolayı vatandaşlarımız memnuniyetini dile getiriyorlar” dedi.
KABLOLAR SARKIYOR
Mahallesinde olumlu gelişmelerin sürmesinin yanı sıra bazı sorunların da çözüme kavuşmadığını dile getiren Sağat, “Mahallemizin alt yapı eksiklikleri vardı ve bu eksiklikler zaman içerisinde tamamlandı. Ancak bugün en önemli sorunlarımızdan bir tanesi mahallemizde bulunan havai hatlar. Elektrik kablolarımız yer altına alındı ancak hala bazı hatlarda sorunlar sürüyor. Sorunun çözümü için TEDAŞ’a dilekçe verdim, “Kablolar dışarıda, çirkin olarak sarkıyor” diye durumu aktardım ancak sorun çözülmüş değil. Bazı sokaklarımız neredeyse imdat diliyordu şimdi o sokaklarımıza el atıldı. Bunun için Fen İşleri’ne teşekkür ediyorum. Ancak vatandaşlarımız yapılan işçiliğin yeterli olmadığını dile getiriyorlar. Çoğu sokaklarımızda çökmeler meydana geldi. Bunun yanı sıra bazı vatandaşlarımız köpeklerini gezdirirken çok duyarsız oluyorlar. Yaşadığımız çevreye ve mahalle sakinlerimize hassasiyetimizi hiç kaybetmeyelim.”
“ETKİNLİKLER ÇOK İYİ”
Sağat sözlerini şu cümlelerle sürdürüyor: “Belediyemizin kültür etkinlikleri güzel ancak sizler duyurmasanız çoğu vatandaş farkında değil. Mahallemizin trafik sorunu çözülmeli. Mahallede hırsızlık azaldı. Emniyete bildiriyoruz, emniyet önlem olması için tedbir broşürlerini vatandaşa dağıtmamızı istiyor. Ulaşımla ilgili sorun parklanmadan kaynaklanıyor. Buraya bir otobüs verildi ancak parklanma sorunu bu otobüsü aldı. Hasan Rıza Paşa Çeşmesi için her türlü başvuruyu yaptım ancak bir sonuç alamadım. Muhtarların geliri bitti. Muhtar pasifize oldu artık angarya işleri yapıyoruz.”
Mahalleli
ne diyor?
‘Okulumuz yakında açılıyor’
Abbasağa Mahallesi sakinleri yaşadıkları yerde öncelikle eğitim sorununu gündeme getiriyorlar. Mahallelerinde bulunan Beşiktaş İlköğretim Okulu’nun bir an evvel faaliyete geçmesi gerektiğini, yağmurlu günlerde mahallenin sokaklarında yürümekte zorlandıklarını üstyapı çalışmalarının da bir an evvel tamamlanması gerektiğini söylüyorlardı. Şimdi ise okul faaliyete geçiyor. Mahalle sakinleri yapılan çalışmalardan memnun olduklarını ancak hizmette zamanla yarışırken daha özenli olunmasını bekliyorlar.
TRAFİK ALTÜST: “Yola park eden araçlar Abbasağa Mahallesi’nin trafiğini alt üst ediyor. Mahallede başıboş sokak köpekleri bazen çevreye zarar veriyorlar. Mahallede okulumuz açılacak. Sonrası merak konusu.” Ayşe Akıl.
OKULUMUZ FAAL: “Mahalleme çok güzel bir park yapıldı emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. Bu çocuklarımız için çok iyi bir haber ancak başka iyi haberlere de ihtiyacımız vardı o da oldu. Beşiktaş İlköğretim Okulu’nun faaliyete geçmesini istiyorduk faaliyete şimdi ise faaliyete geçiyor.” Kemal Akay.
SAHİP ÇIKALIM: “Mahallemiz çok güzel bir mahalle ve bu mahalleye elbirliği ile sahip çıkmalıyız. Mahallemizin bazı sorunları var elbette bu sorunların çözülmesi en büyük dileğim. Umarım çözülür sorunlar.” Erdal Eker.
PARKLANMA SORUN: “Jandarma Mektebi sokağımızda trafik sorununun çözülmesi gerekir. Yerli yersiz parklanmalar trafiği altüst ediyor. Mahallemizin temizliğinden memnunuz ama üstyapı çalışmalarının en iyi şekilde bir an evvel bitirilmesi gerekir.” Kadriye Böğüş.
TEDBİRLİ OLUNMALI: “Mahallemizin temizliğinden çok memnun olduğumu söylemek isterim. Bunun yanısıra mahallemizin havai hat sorunu var. Tedbirsizlik bizi vurmadan tedbir alınmalı.” Ali Sağat.
OKULUMUZ AÇILSIN: “Ben bir mahalle sakini olarak okulumuzun açılmak üzere olmasından çok memnunum. Bu durum bir çok kişiyi olumlu olarak etkileyecek ve öğrencilerimiz uzak yerlerde okula gitmek yerine yanıbaşlarındaki okula gidecek. Bundan memnunuz.” Fatih Boztaş.
BİLİNÇLENMELİYİZ: “Abbasağa sakinleri olarak daha güzel bir mahallede oturmayı hakediyoruz. Bunun için hep birlikte el ele hareket etmeliyiz. Öncelikle mahalleli olarak bilinçli olmalı ve sorunlarımızı birlikte çözmeliyiz. Çevre konusunda da bilinçlenmeliyiz.” Fahrettin Biçer.
Üç skeçte kahkaha tufanı
Bar kabare tarzında bir oyun Ortaköy’de tiyatroseverlere sunuldu. Bahar dönemi içinde ilgi çeken oyunlardan bir tanesi de “Düğünde Panik” adlı oyundu. Bar kabare tarzını yıllardır sürdüren tiyatro topluluğu “İtalyan Sahne” olarak bilinen tiyatro salonlarında da izleyicisiyle buluşmaya devam etti. “Düğünde Panik” adlı oyunu Tiyatro Kılçık sahneledi. Bahar dönemi içinde karşımıza çıkan “Düğünde Panik” adlı ilgili çekici oyunla ilgili bazı detaylar şöyle sıralanıyordu: “Ekip ‘Düğünde Panik’ adlı oyunlarıyla Beşiktaş Belediyesi Ortaköy Kültür Merkezi Afife Jale Sahnesi’ndeydi.
“Bugüne kadar hiç kimsenin başına gelmemiş ama bir gün herkesin başına gelebilecek olaylar” bu sezon da Tiyatro Kılçık’ta izleyici karşısına çıktı. Kurulduğu günden beri güldürü denince bütün doneleri seyircisine aktarmaya çalışan Kılçık “Düğünde Panik” adlı kabare oyunuyla yeni sezonda sahnedeydi ve birbirinden bağımsız üç ayrı skeç “Tanrı Misafiri” “Yatır” ve “Düğün” seyircisini karşıladı.”
Oyunla ilgili diğer bazı detaylar şöyle sıralanıyordu: “Tanrı misafirlerine her zaman kapımız açıktır değil mi? Peki ya gelen Azrail’se! Tanrı Misafiri’nde önce Azrailler’in meclis toplantısına gidiyoruz. Ne var ki Azraillerden biri (Ecel Türkyılmaz) bugüne kadar hiç can alamamış acemi bir Azrail… İlk görevi ise Anadolu Pop Chill Out’un 1 Numaralı temsilcisi ünlü bar şarkıcısı Polat Berkecan’ı hakkın rahmetine kavuşturmaktır, ne dersiniz? Başarabilecek mi sizce? İzleyip göreceğiz. İkinci skeçte Evli “Metin”, Dul “Yiğit” ve aşkın sonsuzluğuna inanan “Sercan”ın çilingir sofrasına konuk oluruz. Şarkılar, nasihatler, Haydari, rakı, şakşuka,.. Ama gürültüden midir bilinmez “aşağıda yatamayan” biri şikâyete gelip sofraya dâhil olur lâkin bu misafir bildiğiniz “Yatır”dır! Evet, yanlış duymadınız 1162 yaşındaki bu Yatır, üç kafadarın hayatını değiştirecektir. İkinci perde Kenan ile Gülşen’in “4. Çıkma Yıldönümü”nü kutlamasıyla başlar. Her şey müthiş romantiktir. Ta ki Gülşen’in (ve bir gün her kadının) “Aşkım bu ilişki nereye gidiyor?” sorusuna kadar! Skecin adından da anlaşılacağı üzere “Düğün” tam bir evlilik hikâyesi…”
Yitirilenler ve Hiçlik…
Sadri Alışık Tiyatrosu’nun yepyeni oyunu “Hiç” Beşiktaş’ta tiyatroseverleri ağırladı. Yurtdışında büyük yankı uyandıran bu avangart oyun, Beşiktaş Belediyesi Ortaköy Kültür Merkezi’ndeydi. Sadri Alışık Tiyatrosu’nun Afife Jale Sahnesi’nde bahar dönemi içinde seyircisiyle buluşan oyunun tanıtım sunumunu şöyle dile getirdiler:
“Bir hiç için koskocaman bir hiç için daha büyük bir hiç için… Hiç.. İdeallerin yokluğu, hedeflerin yokluğu, gerçeklerin ve değerlerin yokluğu, yaşadığımız manevi duygusal boşluk, çevrenize bakın!.. İç dünyanıza bakın!
Aynaya bakın! Ne görüyorsunuz? Elde var sıfır elde var hiç…”
Oyunla ilgili diğer bazı detaylar ise şöyleydi:
“Yazan: Evdokimos Tsolakidis. Çeviren ve Yöneten: Kemâl Başar. Türkiye prömiyeri yapılan, sahnelendiği Yunanistan ve Belçika’da oldukça yankı uyandırmış olan bu tek perdelik avangart eserde tiyatronun yapımcılık, eleştirmenlik gibi kimi mekanizmalarına ışık tutuluyor.”
Sadri Alışık Alternatif Tiyatro bünyesinde sahnelenen Evdokimos Tsolikadis’in yazdığı Kemal Başar’ın hem çevirisini yaptığı hemde yönettiği ”Hiç” adlı oyunda, Aytaç Öztuna, Metin Coşkun ve Füsun Kostak’ın yanı sıra SAKM oyuncularından Nihan Ekitöz, Gizem Ertürk, Özgür Avşar ve Ayla Akay rol alıyor.
İlginç hayat önermeleri
‘Yaşamda ne gerekli?’
Beşiktaş’ta farklı oyunlar tiyatroseverleri selamladı. Bitiyatro tarafından sahneye konulan “Yeni Kiracı” adlı oyun bahar dönemi içinde ilgi çekici oyunlardan biri olarak seyirciyi karşıladı. Beşiktaş Belediyesi Ortaköy Kültür Merkezi Afife Jale Sahnesi’nde tiyatroseverleri ağırlayan oyun, sorgulamalarıyla dikkat çekiyordu. Hayatın anlamı üzerine sorgulama yapan oyun, rutin konulara değiniyor ve gereklilikler üzerine de dikkat çekiyor ve tüketim toplumu konusuna vurgu yaparak mesajlar veriyor. Oyunla ilgili detayları Bitiyatro ekibi şöyle aktarıyordu: “Ionesco, 1954’de yazmış Yeni Kiracı’yı. Müthiş bir öngörü ile günümüz insanına dair yakaladığı tema, tüketim toplumun birer sadık üyesi haline gelmiş bizlere groteske doğru giden bir aynalar dizisi tutuyor. Uyumsuz Tiyatro’nun önde gelen yazarlarından biri olan Ionesco’nun yarattığı bu metin, kendi tepkiselliğimizi üzerine kurduğumuz bir taslak metin olarak ele alındı. Tüketim toplumunun bireysel ilişkileri, değer ölçülerini, hatta gerçek aşkı ve sevgiyi yerle bir ettiği hayatlarımızın uyumsuzluğu, bitkinlik yaratan dünyanın ortasında, hala yaşama isteği ve anlamlandırma umudu ile muhalifliğimizi korumaya çalıştığımız için seçilmiştir. Yeni Kiracı’da yaratılan dünya ve kişiler, halen yaşamakta olduğumuz dünyanın içinden çekilip alınmışlardır ve izdüşümleri hayatlarımızın neredeyse çok benzeridir. İonesco’nun evrenini, anlamsızca çoğalma ve genişleme telaşı içinde, dünyada hep kiracı konumunda tutulmaya çalışan ve sadece istatistiki bir tüketici olarak görülen bizlerin evreni ile birleştirdik . Kapitalizmin akıldışı hayat önermesinden çıkan tuhaflık evreniyle.”
Oyunla ilgili diğer bazı detaylar ise şöyle sıralanıyor: “Dostoyevski / Yeraltından Notlar: Yazan: Eugéne Ionesco. Yöneten: Laçin Ceylan. Çevirmen: Pınar Güzelyürek Çelik. Oyuncular: Murat Taşkent, Devin Özgür Çınar, Fehmi Karaarslan, Enginay Gültekin, Özbek Yıldız. Dekor: Arzu Koç. Kostüm: Ayşegül Sümer, Türkü Şahin. Teknik Ekip: Salih Kırlı, Gökçen Akbaş, Leyla Yüngül, Özbek Yıldız. Proje Sahibi: Bitiyatro. Süre: 1 saat 25 dakika.”
Bir sezon böyle geçti…
Klasik müzikseverlerin vazgeçilmez adresi haline gelen Fulya Sanat Merkezi’nde bu sezon seçkin eserler icra edildi. Besteci ve piyanist Muhiddin Dürrüoğlu, tekniğiyle bilinen viyolonsel sanatçısı Marie Hallynck ve klarnet sanatçısı Ronald van Spaendonck’u bir araya getiren Ensemble Kheops’tan Trio Gecesi, ilgi çekici etkinliklerin başında yer alıyordu. Fulya Sanat’ta müzikseverlerle buluşan, Brüksel Kraliyet Konservatuarı’nda uzun yıllar ders veren Dürrüoğlu’nun, çello ve piyano için ‘Emotions Fugitives III’ eserinin Türkiye prömiyerinin de yapıldığı gecede, Glinka, Bruch ve Beethoven’ın eserleri yorumlandı.
Bir diğer dikkat çekici etkinlik ise “İstanbul Gitar Ensemble”ydi. Cem Küçümen- Şadi Ensari-Önder Arık’tan oluşan İstanbul Gitar Üçlüsü’ne, genç kuşağın önemli gitaristlerinden Murat Usanmaz’ın katılımıyla oluşan bir topluluk olarak biliniyor. Otuz yılı aşan bir süredir, en prestijli konser sahnelerinde yer alan İstanbul Gitar Ensemble, ülkemizin ilk ve en uzun ömürlü gitar topluluğu biliniyor. Yıldız Teknik Üniversitesi Müzik ve Sahne Sanatları Fakültesi tarafından kendilerine verilen “30. Yıl Onur Ödülü” verildi.
Fulya Sanat’ta bir diğer etkinlikle “Gezgin Çello”ydu. Beşiktaş Belediyesi kültür sanat etkinliklerine hız kesmeden sezon boyunca devam etti. Viyolonsel virtüözü Doç. Dr. Ozan Evrim Tunca’nın hazırladığı çello ve piyano resitali “Gezgin Çello” dinletisine Avrupa’da ve Amerika’da konserler vermiş ve pek çok ödül ile onurlandırılmış başarılı piyanist Birsen Ulucan eşlik etti. Beşiktaş Belediyesi Fulya Sanat’ta gerçekleşen resital, günümüz Türkiye’sinden başlayarak çalınan ve sunulan her parça ile geçmişe ve Azerbaycan üzerinden Rusya’ya uzanıyordu. Resitalde ayrıca konser sırasında çalınan parçaların arasında ülkelerden ve bestecilerden fotoğraflarla birlikte bazı müzikal örnekler ve eserler hakkında kısa bilgiler yer alması dikkat çekmişti. Müzik yaşamında 1984 yılında Hacettepe Üniversitesi Devlet Konservatuarı’nda başlayan ve ABD Florida Eyalet Üniversitesi’nde Müzik Doktorası’nı tamamlayan Doç. Dr. Ozan Evrim Tunca müzik yaşamı boyunca Prof. Doğan Cangal, Prof. Dennis Parker, Prof. Elliot Chapo ve Prof. Lubomir Georgiev gibi önemli isimlerle çalışmalar yürüttü. Florida Eyalet Üniversitesi tarafından üstün başarılı müzik öğrencilerine verilen Pi Kappa Lambda ödülünüalan Tunca’nın aynı zamanda yurtdışında pek çok ödülü ve yarışmalarda başarıları bulunuyor.
Fulya Sanat’ta Jazz rüzgarı esti
Kerem Görsev ile terapi gibi müzik etkinliği öncesinde Fulya Sanat’ta müzikseverleri ağırladı. Kerem Görsev Trio’yu daha önceki sezonda Fulya Sanat Merkezindeki konserinde duyurmuştu. Bu sezon Fulya Sanat önemli müzik ustalarını da bir araya getirdi. Önde gelen jazz piyanistlerinden Kerem Görsev, kontrbasta Kağan Yıldız ve davulda Ferit Odman`dan oluşan triosuyla sahne aldı. 1995 senesinden günümüze kadar 14 albüm kayıdı yapan sanatçı, trio için düzenlediği bestelerinden, flarmoni orkestrası aranjmanlarına kadar akustik jazz müziğinin farklı formatlarını dinleyenleri ile paylaştı. New York, St Petersburg, Londra ve İstanbul’da yaptığı kayıtlar, ülkemizde jazz müziğinin geniş bir dinleyici topluluğuna ulaşmasını mümkün kıldı. Son albümü Therapy’i Philarmonia London ile Efsanevi Abby Road Stüdyoları’nda kaydeden sanatçıya Kağan Yıldız ve Ferit Odman ile beraber iki Grammy Ödüllü sanatçı, saksofonda Ernie Watts ve orkestra şefi Alan Broadbent eşlik etti. Yurt dışında Pescera, Vilnius , Umbria Jazz ve Marciac Jazz gibi prestijli sahnelerde performans veren Kerem Görsev, ülkemizde de yoğun bir konser programı dahilinde çalışmalarını sürdürüyor. Geçtiğimiz dönem ünlü müzik televizyonu Mezzo TV kayıtları için bir performans veren Kerem Görsev Trio uluslararası eleştirmenler tarafından büyük beğeni kazandı ve Mezzo TV çekimlerinin hızlı bir yansıması sonucu Avrupa’da önemli sahnelerde performans gösterdi. Ağırlıklı olarak Kerem Görsev bestelerinden oluşan bir repertuarla sahne alan Kerem Görsev Trio, artık her konserde bir standart haline gelen dinamik performansı ve yüksek enerjisi ile müzik severlere jazz dolu bir gece yaşattı.
Oda müziğinin seçkin eserleri özel programda dinleyicisini ağırladı
Oda müziği etkinlikleri kapsamında çeşitli müzik programları Fulya Sanat’ta hayat buldu. Esen Kıvrak ve Çağ Erçağ ile birlikte Çaykovski, Brahms’ın eserleri sanatseverleri kucakladı. Sadece klasik müzik değil aynı zamanda cazseverler için de konser programları vardı. Boğaziçi Caz Korosu, yaklaşık 35 kişilik kadrosuyla çağdaş müzikten caza, hatta çok sesli türkü düzenlemelerine kadar uzanan çok geniş bir repertuvarıyla bu sezon bahar dönemi içinde Fulya’da sanatseverleri karşılamıştı. Masis Aram Gözbek Şefliği’nde çok sesli bir konser müzikseverleri bir çatı altında gerçekleşti. Boğaziçi Caz Korosu, yaklaşık 35 kişilik kadrosuyla çağdaş müzikten caza, hatta çok sesli türkü düzenlemelerine kadar uzanan çok geniş bir repertuvarla Beşiktaş Belediyesi Fulya Sanat Merkezi’nde konuklarını ağırladı. Türkiye’de birçok değişik projede yer aldıkları gibi, tüm dünyada çeşitli uluslararası etkinliklerde de koroyu izleyebilmek mümkün. Koro aynı zamanda, Interkultur’un 2012 yılında yayımlamış olduğu dünya sıralamalarında Folklor kategorisinde 1. ve dünya genelinde ise 13. olarak yer aldı. Koro, 2008 yılında Avusturya’da düzenlenmiş olan “Vokal Total” isimli dünya çapındaki en prestijli acappella yarışmasında, pop ve caz kategorilerinde “Gümüş Diploma” ödülüne layık görüldü. 2010’da Çin’de düzenlenen 6. Dünya Koro Olimpiyatları’nda Çağdaş Müzik kategorisinde “Dünya İkincisi”, Oda Korosu ve Caz kategorilerinde ise “Dünya Üçüncüsü” oldu ve üç altın diploma ile Türkiye’ye döndü. 2011’de ise Avusturya’da düzenlenen Dünya Koro Şampiyonası’nda, Çağdaş Müzik ve Folklor kategorilerinde “Dünya Şampiyonu”, Karma Korolar kategorisinde ise “Dünya İkincisi” oldu ve şampiyonların yarıştığı “Grand Prix”de ise 2 altın madalya kazanarak toplam 5 altın madalya ile Türkiye’ye döndü. Koro son olarak, 2012 yılında, Amerika’da düzenlenen 7. Dünya Koro Olimpiyatları’nda 3 altın madalya ve Macaristan’da düzenlenen Cantemus 9. Uluslararası Koro Festivali’nde de 1 altın madalya kazandı.
Kahramanlar sahneye çıktı
Yepyeni oyunlar yeni sezon da Akatlar’da çocuklara merhaba demeye hazırlanıyor. Bahar dönemi içinde bir çok oyun, Akatlar Kültür Merkezi’nde 7’den 77’ye bir çok oyunla tiyatroseverleri ağırlamıştı. Miniklerin gözbebeği oyunlar, masal dünyasındaki kahramanları sahneye taşıdı. Minikler, anne ve babalarıyla Beşiktaş’ta sahnelenen oyunlarla güzel vakit geçirdiler. Çocuk oyunlarından olan ve dikkat çeken sezonun ilk başlarında karşımıza çıkan “Ağustos Böceği ile Karınca” oyunu minikleri güzel anlar yaşattı. Çalışkanlık ve emek verme üzerine yepyeni oyunlar, Beşiktaş Belediyesi Akatlar Kültür Merkezi’nde tiyatroseverler ile buluştu. “Orman benim gibisini bulamazsın” diyen Ağustos Böceği ile çalışıp evine yiyecek götüren sevimli Karınca arasında neler olacak, ilerleyen zamanlarda sahnelerde olacak. Oyun, Tiyatro Akkaş tarafından sahneye konuldu.
Bir diğer dikkat çekici oyun da Küçük Prens ve Çiçek’ti. Akatlar’da tiyatroseverler yıllanmış bir hikayeyi Melih Cevdet Anday Sahnesi’nde yeniden izleme imkanı yakaladı. Tiyatro Yeniden topluluğu tarafından sahnelenen ve sanat yönetmeni Dersu Yavuz Altun tarafından “Küçük Prens ve Çiçek” adıyla sahneye uyarlanan oyun, Beşiktaş Belediyesi Akatlar Kültür Merkezi’nde sezonun ilk dönemlerinde seyircileri selamladı.
Bir diğer oyun da Tiyatro Akkaş tarafından sahnelenen “Mavi Kuş” adlı oyundu. Serhat Akkaş’ın yazıp yönettiği, bu sezon dikkat çekici oyunlarda bir tanesi daha olarak karşımıza çıktı.
Yazın çalıştılar kışa hazırladılar
Beşiktaş’ta yol bakım çalışmaları tüm hızıyla sürüyor. Bu konuda Beşiktaş kentlisi merak ettiği konuları sosyal medyadan da sorabiliyor ve yapılan duyuruları yakından takip edebiliyor. Yol bakım ve onarım çalışmaları ile ilgili kentliye sosyal medya üzerinden açıklama yapıldı. Buna göre çalışmaların bazıları belirli periyotlarda tamamlanmış olacak. Verilen detaylar arasında Bayram öncesinde Maşuklar Yokuşu’nda başlayan çalışma ile ilgili açıklama yapıldı. Yetkililer Maşuklar Yokuşu ile ilgili yapılan çalışmanın bayram sonrası tamamen bitirileceğini duyurdu. Cihannüma Mahallesi’ne bağlı olan Maşuklar Yokuşu ile ilgili bilinen bazı detaylar şöyle aktarılabilir:
“Beşiktaş’ta Köprü Sokak girişinin başı ile Balıkçılar Çarşısı öncesinde yer alan Kartal Heykeli çizgisi üstünde bulunan, Abbasağa Parkı’na ve Yıldız’a çıkan, üstünde marangozların ve bir antikacının bulunduğu dik yokuş olarak tarif ediliyor. Abbasağa Mahallesi kesişmesinde güneş saati ve yeşillikler içindeki yer alan yokuş olarak biliniyor.”
Öte yandan yol bakım onarım çalışmaları kapsamında Ulus sakinlerine de sosyal medyadan yanıt verildi. Beşiktaş Belediyesi yetkilileri, Ulus Mahallesi’nde bahar dönemi için başlayan alt yapı ve yol-bakım onarım çalışmalarının son aşamaya geldiğini açıkladı.
Yılın en iyi komedisi seçildi
İki perdelik şarkılı türkülü oyun
Komedi oyunlarının değişmez adreslerinden bir tanesi Akatlar’dı. Beşiktaş Belediyesi Akatlar Kültür Merkezi’nde bu sezon yine neşeli ve güldürü oyunları tiyatroseverler ile buluştu. Bu oyunlardan bir tanesi Suna Pekuysal Tiyatro Ödülleri’nde yılın en iyi komedi oyunu seçilen “Seninle Evlenir miyim?” adlı oyundu. İlişkilere ve evliliğe mizah penceresinden bakan “Seninle Evlenir miyim?” adlı oyun kahkahaya boğdu. Zamane ilişkilerine mizah yoluyla değinen iki perdelik şarkılı türkülü komediye Prof. Dr. Haydar Dümen sesiyle konuk olmasıyla dikkat çekmişti. Oyunla ilgili detaylar şöyleydi: “Suna Pekuysal Tiyatro Ödülleri’nde “Yılın En İyi Komedi Oyunu” seçilen, ilişkilere ve evliliğe mizah penceresinden bakan oyun… Baran ve Cansu arasındaki evlilik ile sonuçlanan ilişki seyredenleri gerçek bir mizahi yolculuğa çıkarıyor. Baran ve yalanlarına tıpkı Cansu gibi sizler de inanacaksınız. Tam anlamıyla anasının gözü Baran Kaya!.. Saflığın ve güzelliğin temsilcisi Cansu Kırbaçlar. Zamane ilişkilerine mizah yoluyla değinen iki perdelik şarkılı türkülü komedi. Oyunda Çingene Çiçekçi ve Rus kadının söylediklerine siz de inanacak, Prof Dr. Haydar Dümen’in cevaplarına ise inanamayacaksınız!..”
Oyunla ilgili diğer detaylar ise şöyleydi: “Yazan – Yönetmen: Barbaros Uzunöner. Oyuncular: Sevil Uyar, Barbaros Uzunöner.”
Konak ve Çılgın Dersane filmlerinde başrolde oynayan Yalan Dünya, Aşk Oyunu, Geç Gelen Bahar, Yahşi Cazibe, Sihirli Annem gibi dizilerde önemli roller üstlenen, Star TV’de Zoom isimli programı sunan, ADSL ve Cornetto reklamlarında oynayan Sevil Uyar ve Barbaros Uzunöner Akatlar Kültür Merkezi’nin tiyatro sahnesindeydi. Oyunda ikiliye sesi ile Prof. Dr. Haydar Dümen de eşlik etti. Oyuna özel bestelenmiş mizahi şarkılar ve türküler ile beslenen hoş bir komedi. Roman havası, Karadeniz türküsü, Arabesk, Ankara havası, Rap, Pop, Türk Sanat Müziği eserleri oyunun bölümleri arasında çalınarak izleyenlerin neşesine neşe katıyor. Baran ve Cansu arasındaki evlilik ile sonuçlanan ilişki; seyredenleri mizahi yolculuğa çıkarıyordu.
Kadın ve Erkek sembolleri
Beşiktaş’ta belgesel film gösterimleri sinemaseverleri ağırlamaya devam ediyor. Bu sezon içinde Beşiktaş Belediyesi Levent Kültür Merkezi’nde yine konusu ile oldukça dikkat çekici film gösterimleri yer alıyordu. Beşiktaş Belediyesi’nin Türkiye Gazeteciler Cemiyeti ve Belgesel Sinemacılar Birliği ile düzenlediği “Bir Belgesel, Bir Gazeteci, Çay ve Simit” etkinliği bu sezonda da yine birbirinden ilginç filmleri perdede seyircisiyle buluşturdu.
Bunlardan bir tanesi “Dövmenin Dili” adlı belgesel filmdi. Mihriban Sezen kamerasını insan vücuduna; birbirine karışan çizgilerin zamana bıraktığı sembollere yöneltiyor. Beşiktaş Belediyesi’nin Türkiye Gazeteciler Cemiyeti ve Belgesel Sinemacılar Birliği ile birlikte düzenlediği “Bir Belgesel, Bir Gazeteci, Çay ve Simit” etkinliğinde Çarşamba günü yönetmenliğini Mihriban Sezen’in yaptığı “Dövmenin Dili” isimli belgesel sinemaseverler ile buluştu.
“Dövmenin Dili” tarih boyunca insanların vazgeçemediği dövme geleneğine odaklanıyor. Belgesel dövmelerdeki sembollerin ve anlamlarının izinden gidiyor. 55 dakika süren belgeselin gösteriminden sonra yönetmen Mihriban Sezen söyleşi bölümünün konuğu olmuştu. Bir diğer konusuyla da merak uyandıran belgesel film de “Bıyık”tı. Erkeklik sembolü bıyık, belgesel film konusu oldu ve Onat Kutlar Sinema Salonu’nda seyircisiyle buluştu. Bıyık adlı belgesel film ile ilgili aktarılan bazı detaylar ise şöyle sıralanıyor:
“Bu topraklarda yaşayan erkeklerin bıyığa verdiği önem neredeyse her şeyden önce geliyor. Belmin Söylemez kamerasını erkeklere çeviriyor ve ortaya onların gözünden esprili bir bıyık belgeseli çıkıyor.”
Belgeselin ardından düzenlenen söyleşi bölümüne yönetmen Belmin Söylemez ve gazeteci Cüneyt Cebenoyan katıldı.
“800 Kilometre Engelli”
Belgesel sinema gösterimleri hız kesmedi. “Bir Belgesel, Bir Gazeteci, Çay ve Simit” etkinlikleri sanatseverleri ağırladı. Beşiktaş Belediyesi’nin Türkiye Gazeteciler Cemiyeti ve Belgesel Sinemacılar Birliği ile birlikte düzenlediği “Bir Belgesel, Bir Gazeteci, Çay ve Simit” etkinliği Her Çarşamba sinema tutkunlarını bir çatı altında buluşturdu. Sezonun ilk zamanlarında ilgi çekici yapıtlardan bir tanesi de Murat Erün’ün yönetmenliğini yaptığı “800 Kilometre Engelli” belgeseliydi ve izleyicisinden de oldukça ilgi gördü.
Sepetli motosikletle İstanbul Kabataş’tan yola çıkan Gazeteci Hüseyin Eroğlu ve kendisi gibi bedensel engelli olan arkadaşı Ressam Aydın Erkuş, Stratonikeia Antik Kenti’ne ulaşarak tamamladığı belgesel, engellilerin her işi yapabileceğini kanıtlamak ve toplumun engelliler konusunda dikkatini çekebilmek, daha duyarlı olmalarını sağlamayı amaçlıyordu.
Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın desteklediği “800 Kilometre Engelli” projesinin iki engelli kahramanı olan Hüseyin Eroğlu ve Aydın Erkuş’un yol hikayelerinin son durağı Didim’e varıyor.
Fiziksel engelli iki arkadaşın öyküsü anlatılıyor. “800 Kilometre Engelli” filmi, fiziksel engelli iki arkadaşın bir motosiklet ve ona takılı yolcu sepeti ile İstanbul’dan Muğla’ya yaptıkları on üç günlük yolculuğu anlatıyor. Emekli gazeteci Hüseyin Eroğlu (48), yıllardan beri hayal ettiği yolculuğu ressam arkadaşı Aydın Erkuş’un (52) motoruyla gerçekleştirirken, çoğu engelli gibi, bir yerden bir yere “götürülen” değil, “giden” olma fırsatını yakalıyor.
İki arkadaş yolculukları boyunca bir yandan merak ettikleri yerleri görmeye çalışırken diğer yandan engellilerin yaşamlarına, sorunlarına toplum olarak ne derece kafa yorduğumuzu, tutum ve davranışlarımızın onları nasıl etkilediğini düşünmemizi sağlamaya çalışıyorlar.
Elif ile Emre Beşiktaş’ta…
TARİHE YOLCULUK
Özel bir kitap çocuklar için Beşiktaş’ta çıktı. Boğaziçi Üniversitesi ve Beşiktaş Belediyesi’nin ortaklaşa hazırladığı çocuklara özel kitabın üçüncüsü basıldı. Dağıtımına başlanan “Elif ve Emre Beşiktaş’ta” adlı kitap, kültürel eğitim programının bir uzantısı. Hikayede kahramanlar 16. yy’da tanıştıkları Lesker Ahmet ile birlikte 18. yy’nin sonlarındaki Beşiktaş’ı ziyaret ediyorlar. Balıkçı Yanko’yla tanışıp II. Abdülhamit’i görme şansına erişiyorlar.
Kitabın yazarı Görkem Kızılayak hakkındaki bazı detaylar ise şöyle: “1976’da İstanbul’da doğdu. Arkeoloji okudu. Yazıları ve fotoğrafları çeşitli dergi ve kitaplarda yayınlandı.”
Kitabın çizeri Zeynep Özatalay ile ilgili detaylar ise şöyle sıralanıyor: “Anadolu Üniversitesi GSF Grafik Tasarım bölümünden mezun oldu. 2005 yılında kendi tasarım ofisini kurdu. Reklam, internet ve editoryal ortamlarda çizer ve tasarımcı olarak çalışıyor. Bir çok dergi ve yayınlarda illüstrasyon çalışmalarıyla katkıda bulunuyor.”
Kitabın tasarımcısı Esra Pekcan ile ilgili bazı detaylar şöyle: “Avusturya Lisesi’nin ardından Viyana’da İletişim Tasarımı eğitimi aldı. 1994 yılında reklam ajansını kurdu. 2000 yılından bu yana freelance olarak kitap tasarımı ve kurumsal kimlik gibi çeşitli işler yapıyor.”
Farklı dokunuşlardan seçki
Yarım asırlık sanat yolculuğu Mustafa Kemal Merkezi’nde sezon başında gerçekleşen retrospektif sergiyle gerçekleşti. Ata’nın kitabıyla aynı adı taşıyan ve Beşiktaş Belediyesi katkılarıyla hayata geçirilen sergisi “Mustafa Ata – Retrospektif ” Sergisi; Mustafa Kemal Merkezi Beşiktaş Çağdaş Salonu’nda sanatseverleri ağırlamıştı. Sezonun ilk önemli sergilerinden biri olan retrospektif sergi de 1000 eserin içinde seçilmiş 150 eser görücüye çıkmıştı.
Figürleri yer çekiminden bağımsız kılarak, insan-mekân-zaman ilişkisine yeni bir boyut getiriyor ve Mustafa Ata’nın eserleri bugüne kadar; yüzlerce karma sergi, 35 kişisel sergi, 5 online sergi ile sanatseverlere ve koleksiyonerlere ulaştı. Farklı dokunuşları ve fırça darbeleriyle ünü yurtdışına uzanan Ata’nın; Amerika, Fransa, Almanya, İngiltere ve Avusturya’da da önemli koleksiyonerlerde eserleri bulunuyor.
Mustafa Ata – Retrospektif Sergisi, Beşiktaş Belediyesi tarafından hayata geçirildi. Kendisini fırçanın buyruğuna, dolayısıyla özgürlüğüne adamış usta ressam Mustafa Ata’nın farklı dönemlerine ait, eleştirmenlerin değerlendirmeleriyle sanatsal geçmişini ayrıntılı biçimde anlatan kitabı ile sergisi aynı ismi taşıyordu. Ata’nın, 1000’e yakın eserinin yer aldığı kitabı da bir sanat eseri niteliğinde diye yorumlanıyor.
Usta sanatçının “Mustafa Ata – Retrospektif” kitabında yer alan, akademiye girdiği 1966 yılından günümüze, 46 yıllık sanat yaşamında yarattığı eserlerinin, koleksiyonerlere ait olanları da dahil, 150 eserlik dev sergisi, Mustafa Kemal Merkezi Beşiktaş Çağdaş Salonu’nda yılın ilk zamanlarında sanatseverlerle buluşmuştu.
Engelsiz bir dünya için dans!..
Türkiye, Yunanistan ve İtalya ortaklığında gerçekleşen proje, Avrupa Birliği Kültür Programı tarafından da destek alarak engellilerin dünyasına ilişkin dikkat çekmek, mesaj vermek için bir araya gelindi. Mustafa Kemal Merkezi’nden dünyaya seslenen sanatçılar, turne öncesi ilk gösterimleriyle sanatseverleri kucakladı. Engelli ve engelsiz dansçılardan oluşturulan grup, 3 ülkede gösterilerini sergiledi. Yunanistan’da yapılan ilk turnenin ardından Türkiye’ye gelen grubun bir sonraki durağı ise İtalya oldu. 5’i Türk olmak üzere toplamda 20 kişiden oluşan grup; engelli ve engelsiz dansçılardan oluşuyordu. İnsan, materyal ve toprak arasındaki ilişki, Humaterra performansında önemli bir yere sahip. Gösteri, ortopedik aletlerden yapılmış ünlü Truva Atı’nı fethetmeye çalışan bir savaşçının denizdeki seyahatiyle başlar. Gösterinin tamamı farklı kimliklerin buluşması, aşkla, kavgalarla, belalarla birlikte farklı yollardan hayatta kalma mücadelesini anlatıyor. Humaterra gösterisinde, sahnede canlı müzik eşliğinde engelli-engelsiz profesyonel dansçıların varlığı yoluyla ifade edilen çeşitlilik konusu…
İlk gösterisini bahar dönemi içinde, Beşiktaş Belediyesi’nin desteği ile Mustafa Kemal Merkezi’nde sahneleyen grup, İstanbul’da toplamda ayrıca 3 gösteri daha sunmak için de çalışmalarını gerçekleştirmiş ve ilgi görmüştü.
MKM’deki “ZAMANSIZ” büyük ilgi gördü
Türk tarihinin eski yazma eserlerindeki temalar, şematik görseller, meridyenler farklı bir sergide sanatseverlerin karşısına Beşiktaş Belediyesi Mustafa Kemal Merkezi’nde çıktı. Geçmişten günümüze ışık tutan bilimsel gerçeklikte değerler, Filiz Hatipoğlu’nun fırçasından sanatseverlere ulaşmış oldu. Bu değerler, dairesel formlar içinde sanki tılsımlı gibi duran şekiller sanatçının “Zamansız” sergisine esin kaynağı oldu.
Filiz Hatipoğlu “Zamansız” adlı sergisini şöyle anlatıyor:
“Doğanın sonsuz renk ve enerjisi yine doğaya ait zaman, kavram ve mekan duyumlarıyla “zamansız” bir yolculuğa çıktı. Yaşanmış-lığın gerçekleri, yaşanacak duyumlarla tüm zamanların içinde hissedildiği sonsuz bir düş gibi betimlendi.”
Sanatçı Hatipoğlu ile ilgili detaylar şöyle sıralanıyor:
“1964’de Kastamonu’da doğan Filiz Hatipoğlu, babasının hakimlik mesleğinden dolayı Anadolu’nun değişik şehirlerinde eğitimini tamamladı. Resme olan ilgisini ‘Hayrettin Sönmez’ atölyesinde çalışmalar yaparak devam ettirdi. Evli ve iki oğlu olan sanatçı, 2006’da Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’ne girdi ve 2010’da Geleneksel Türk Sanatları Bölümünden ‘Prof. Dr. Sitare Turan Bakır’ atölyesinden dereceyle mezun oldu. MGSÜ’de ‘Kemal İskender’ atölyesinde resim çalışmalarına katıldı. Sanat eğitimine halen 2010’da başladığı Yeditepe Üniversitesi Plastik Sanatlar Bölümü’nde devam etmektedir.”