“İstanbul’u alacağız”
CHP İstanbul İl Başkanı Oğuz Kaan Salıcı, geçtiğimiz hafta Radyo Beşiktaş’ta canlı yayına katıldı. Yaklaşık iki saat süren programda İsmail Baştuğ’un sorularına yanıt veren Salıcı, iddialı konuştu ve “Hedefsiz insanlarla olmam” dedi.
Radyo Beşiktaş geçtiğimiz hafta özel bir programa imza attı. Ve program büyük ilgi gördü. Programı kaçıranlar yayının tamamını banttan dinleyebilirler. Yayının bir kısmını ise sizlere gazetemiz aracılığı ile veriyoruz.
Nisan ayında başladığımız canlı yayınlarımız yerel seçimlere kadar devam edecektir. En başta İl Başkanları olmak üzere, ilçe başkanları, yerel yöneticiler ve de her zamanki gibi tüm siyasi parti temsilcileri ile özellikle de aday adayları ve sonrasında da adaylar davetlidir.
Bu hafta konuğumuz CHP İstanbul İl Başkanı Oğuz Kaan Salıcı idi. Canlı yayını Didem Tutal yönetti, soruları İsmail Baştuğ sordu.
-Öncelikle yayınımıza katıldığınız için tüm Beşiktaşlılar adına teşekkür ediyoruz. CHP İl Başkanları Ercan Karakaş, Şinasi Öktem, Gürsel Tekin, Berhan Şimşek, Bahri Şahin ve şimdi de sizle görüşüyoruz. Tüm başkanların siyasete bakışı, çalışma şekilleri ve dünya görüşleri farklıdır… Aradaki farkı sormadan önce, sizi kısaca tanıyabilir miyiz?
1972’de Gaziantep’te doğdum, babam devlet memuruydu. Türkiye’nin bir çok yerini dolaştık. Daha sonra ben Anadolu Lisesi’ne girdim. Ondan sonraki hayatım, üniversite dahil hep yatılı okullarda geçti. Eskişehir Anadolu Lisesi’nde okudum. Sonra Boğaziçi Üniversitesi’ne girdim, Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler okudum. Bir şirkette üst düzey yöneticilik yaptım. Dış ticarette çalışmaya başladım. Sonra kendi işimizi kurduk. Ağırlıklı olarak tekstil sektöründe ayakkabı yan sanayiinde çalışarak bugünlere kadar getirdik. Sonra siyaset daha da hızlanınca o işi daha devam ettiremeyeceğimi fark edip fast food işine geçtim. İş hayatımın dışında, siyaset hep vardı.
-Sizin partiye çok yeni üye olduğunuz buna rağmen il başkanı olmanız eleştiriliyor bu konuda neler söyleyeceksiniz?
Siyasete ilgi duymaya 16 yaşında başladım. Var olan dünyayı değiştirebilmek için siyasetin önemli bir araç olduğunu anladım. Gördüğüm hayattan mutlu değilim. Bu hayatın daha iyi yaşanabilir olduğunu hep düşündüm. Daha sonra işim dolayısıyla sık sık yurt dışına gitme imkanım oldu. İnsanların daha rahat yaşadığı, problemlerin büyük bir kısmını çözdüğü, gelecekle ilgili daha fazla vakit ayırdığım hayatın olduğunu görme imkanım oldu. Gelişmiş ülkelerde durum böyle. New York’ta bir elektrik kesintisinde Belediye Başkanı’nın istifası günlerce tartışılmıştı. Bizim ülkemizde elektrik kesintisi çok yakın zamana kadar vakai adiye’ydi. Ameliyat sırasında elektrik kesintisinde ölen hastalardan bahsedilirdi bizim ülkemizde. Doğum sırasında yüksek çocuk kaybına sahip olan ülkelerden biriyiz. Bizim bunları yaşamamız kader olamaz. Bizim kendi hayatımıza yeteri kadar müdahale etmememizden kaynaklanıyor. Buna müdahale etmek gerekir. Elimde olsaydı bu düzeni değiştirirdim. Şu anda yapmaya çalıştığım şey o… Bu düzen CHP’de siyaset yaparak bu düzeni değiştirmek istiyorum. Ben 1980 sonrası kuşağıyım. O yılları ailemden dinlerim, nadiren hatırlarım. 12 Eylül darbesinden önce Türkiye’de daha canlı bir hayat vardı. 12 Eylül’den sonra apolitikleştirildi. Şu anda bu süreç başarıya ulaştı. Bunu kurgulayan kişiler bu süreci başarıyla yürüttüler. Üniversitelerde veya başka alanlarda doğru düzgün siyasetin üretilmediği bir süreç yaşandı. Ben üniversiteye giderken ailem, “Siyasetten uzak dur” dedi. Bunu söyleyen aile, siyasi bir aile. Anne tarafım da baba tarafım da siyasi bir aile ve siyaseti iyi kavramış bir aile… Ailem kavgalar gördük, yanlışlar gördük ama sen bunların içinde olma, anlamında söylediler. Ailem şimdi yaptığım siyasetten mutlu. Gençler siyasetin ucundan tutup ülkeye hizmet vermeli. Siyaseti meslek olarak görmüyorum. Meslek olarak görmek demek siyasetten hayatınızı kazanmanız anlamına gelir. Başta da dediğim gibi, bir şeylerin yanlış gittiğini görmeye başlayınca siyasetle ilgilendim. Siyasetle örgütlü bir şekilde ilgilenmem üniversite yıllarıma denk düşer. Sosyal Demokrat Üniversiteler Platformu’nuı 90’da kurduk. O dönemde ben hep siyasetin içindeydim, ama partili olmadım.
-Parti içi demokrasi, seçim sistemi hakkında düşünceleriniz nedir? Genel başkan sultası var mı? Bu konuyu rahatlıkla tartışabiliyor musunuz?
Bizim kötü bir siyasi partiler yasamız var. Bu siyasi partiler yasası gücü elinde bulunduranın Allah onun canını alana kadar o koltukta oturmasını sağlayan bir siyasi partiler yasası. Sayın Genel Başkanımız 16 maddelik bir siyasi partiler yasasından bahsetti. Bunlardan bir tanesi de “Lider sultasına son verelim, gelin siyasi partiler yasasını değiştirelim” dedi. Türkiye’de ilginç gelişmeler oluyor. Bir yandan ülkeyi daha da demokratikleştirdiğini söyleyen bir AKP hükümeti var. Bu AKP hükümeti Türkiye’de her şeyin daha iyiye gittiğini, askeri vesayetin kalktığını söyleyerek, Türkiye’nin AB’ye yaklaştığını iddia ederek vatandaştan oy istiyor. Ekonomik anlamda farklı vaatler veriyor. Öbür taraftan 12 Eylül’den sonra geliş olan yüzde 10 seçim barajının düşmesi ile ilgili CHP bir sürü teklif veriyor olmasına rağmen kılını kıpırdatmıyor. Şimdi siz ülkenin demokratikleşmesini istiyorsanız, 50 milyona yakın seçmen var. Yüzde onu 5 milyon yapar, 4 milyon 900 bin kişinin oy verdiği bir partinin oylarının tamamen çöpe gitmesine neden olan bu yüzde 10 seçim barajına neden karşı çıkmazsınız? Bunu demokrasiyle, siyasetle doğru bir duruşla istikrarla ne gibi bir alakası var? Hiçbir alakası yok. Cumhurbaşkanı’nın yetkileri fazla dendi, değişmedi. Şimdi ise başkanlık sistemi gelsin isteniyor. Bizim siyasi hayatımızın daha da demokratikleşmesi pek de mümkün değil.
-İstanbul İl Başkanı olduğunuz için öncelikle İstanbul’u soralım. En önemli sorunu nedir kentin?..
Bundan 10 sene önce İstanbul’un trafiği bu kadar kötü müydü? Yeni metrobüs, kavşak, tünel çalışmaları yapıldı. Sonuç yine aynı. İstanbul’un trafiği gittikçe kötüleşiyor. Bunlar büyük törenlerle duyuruldu yerimizden kıpırdayamıyoruz. Bunları kanıksadık diyenlere İstanbul’u 94’ten bu yana AKP geleneği yürütüyor. 19 sene oldu. Seçimler yapılınca 20 sene dolacak. Bizi yönetenler işine gelince “Lider ülkeyiz” diyor. 2012’de 188 milyar dolarlık kaynak yaratılmış. Bu artı değer bizim İstanbul’un trafiğini çözmemiz için yeter de artar bile. İBB’nin konsolide bütçesi 2013’te 23,5 milyar lira. İçişleri Bakanlığı’nın bütçesi ise 2,6 milyar lira. Bu şehri 20 yıldır yönetiyorsunuz, ülkeyi yönetiyorsunuz elinizi kolunuz bağlayan hiçbir şey yok. Niye çözemediniz? Bunun için İstanbullu’nun 10 sene daha vize vermesi mi gerekiyor? İstanbul’un trafik problemini çözemediler. Metro bitmek bilmiyor. İstanbul içinde boğaz geçen bir şehir. Bir eşi yok. Denizin ulaşımdaki payı yüzde 2,6… İstanbul Avrupa’dan daha zengin İstanbul’un gelir dağılımı ise Afrika’dan daha bozuk. Ulaşım ve trafik sorunu dışında şimdi de kentsel dönüşüm adı altında sorunlar baş gösteriyor. Kentsel dönüşüm pozitif bir kavramdır. Gecekondulaşmış bölgelerin düzeltilmesi, tarihi alanların tekrardan ihyası için kentsel dönüşümü düşünüyorsanız bununla ilgili tamamen pozitif bakmak lazım ama gelelim Türkiye’de uygulamasına… Afet Yasası hükümete istediği kadar yetki veriyor. Hükümet bu yasaya dayanarak İstanbul’un surlarını yıkıp yerine toplu konut yapabilir. Boğaz öngörünüm yasası, tarihi alanların korunmasına yönelik yasa, koruma kurullarının kararları, sahil bandı olan yerlerle ilgili yasalar by pass ediyor. İlgili bölge rezerv alanı ilan edilince istediklerini yapabiliyorlar. Vatandaş itiraz edince; “Oradaki yıkıntı bedelini öderim, onun kaç para olacağına ben karar veririm.” Vatandaşa derim ki, “Hadi güle güle…”
Şimdi sizin mülkiyetiniz tamamen güvensiz hale geldi mi? Geldi… ‘Adalet Mülkün Temelidir’ mülk ortadan kalkıyor. Hiç kimsenin “Tapum var, evimi elimden alamazlar” deme lüksü kalmadı. Birçok çarpık örnek var…
-Peki çok katlı binalar, rezidanslara ne diyeceksiniz? Çok katlı binalarla birlikte yeşil alan olması beklenilen yerlere yapılan lüks konutlar hakkında söyleyecekleriniz var mı?
Dünyada çok katlı bina örneklerinde şehrin gelişmesini isteyen yönetimler şunu yapıyorlar. Şehrin eski merkezini elde tutuyorlar. İstediğiniz yere istediğiniz binayı dikemiyorsunuz. Bu plazaları yaparken sadece güvenlik ve imar değil şehrin doğal yapısını bozup bozmadığına dikkat ediyorsunuz. Tarih yok oluyor, trafik katlanıyor… İstanbul’da bu tür yerlere har yerde rastlamak mümkün… Beşiktaş bölgesine de biraz değinirsek, bu bölgenin birçok yerinde ve özellikle de Etiler ve civarındaki yerlerde yapılan işlerde Çevre ve Şehircilik Bakanlığı devrede… AKP sözcüleri yerel meclisi ve yönetimin kuvvetlendirilmesi söyleniyor ama uygulama tam tersi… Yerel meclisler by pass ediliyor. Özellikle imar konusunda bütün yetki merkezileştiriliyor. Sadece AKP değil, CHP’li belediyelerin olduğu yerlerde vatandaşlarımız bir imar uygulaması garabeti ile karşılaşıyorsa bunu da göz ardı etmemeliler. Biz de edemeyiz. Her türlü sorun ve şikayeti alıyor ve geniş çaplı inceliyoruz. Bizzat ben, yardımcılarım ve irtibat bürolarımız 24 saat iletişim içindeyiz. Bu konuda medya olarak, sizlere de ihtiyaç var. Takip ediyoruz.
-Biraz da seçimlere değinirsek, düşünceleriniz ve hedeflerinizi bizle paylaşır mısınız?
İstanbul’da 2009 seçimlerinde adaylarımızı 60 gün öncesinden belirlemiştik. Dolayısıyla yapılacak olan kampanyanın süresi çok daralmış oldu. Buna rağmen genel başkanımız o zaman belediye başkan adayı idi ve yüzde 37 oy aldı. Bu oy potansiyelini gördük. Dolayısıyla biz bu seçimde adaylarımızı 4 ay ile 6 ay önce açıklamak istiyoruz. Çok çalışıyoruz örneğin, İstanbul’da ayda 4-5 tane seçim irtibat bürosu açıyorum. Çalışmalarımız artarak devam edecek. Siyasetçinin iddiası yoksa ortalarda görünmesine de gerek yoktur. Ben iddiamı paylaşan arkadaşlarla yürürüm. Tembellik edenlerle yürümem mümkün değil. Her gün seçim varmış gibi çalışmalıyız. 1 yıl kala vatandaşa gidilmez. İletişime açık olmalıyız. Her kanalı kullanmak lazım sesimizi duyurmak için… Adaylık için, iki aşamalı bir plan olacak. “Kimi belediye başkanı ve meclis üyesi olarak görmek istiyorsunuz?” diye örgüte soracağız. Sandık koyacağız.. Peki vatandaşın gönlünden kim geçiyor. Ankette yapıyoruz. İki kademeli olarak çıkan sonuçları da çakıştıracağız. Muhalefette olduğumuz yerdeki adayları 4-6 ay önceden çıkartabiliriz isimleri… CHP’li belediyelerin olduğu ilçelerde oy oranımız yüksek… Buralarda daha farklı yöntemlerde var. Doğruyu bulmak adına, sürekli güncelleme yapıyoruz. Başkan adayı kadar, Belediye Meclis Üyeleri de önemli… Üyelerinde, her yönden yeterli olması lazım. Şimdiden, ilçelerde aday adayları çıktı. Partinin seçimi kazanma ihtimali olmasa aday adayı olmazsınız. CHP’de bir mücadele var. Bu hizmet yarışında olmak isteyen arkadaşlarımızın kendi yaklaşımlarını anlatmasından yana bizim için bir sorun yok.
-İktidarın hiç mi iyi şeyler yaptığına inanmıyorsunuz, muhalefetin eleştirel yaklaşımı demokrasiler için önemli bir duruş… Rakiplerinize kamuoyuna açık bir toplantı olsa, neler söylemek istersiniz?
İyi yapılan şeyler için teşekkür ediyorum, ama yanlış yapılan şeyleri de söylemem gerek. Yoksa doğruyu bulamazsınız. Sayın Topbaş veya Sayın Babuşcu gelsin konuşalım. İnsanlar dinlesin, karar versin. Sağlıklı olur böyle bir yöntem ama yoklar!..
Karnaval var!..
Beşiktaş Belediyesi’nin Geleneksel 23 Nisan Çocuk Karnavalı, binlerce çocuğu bir araya getiriyor. Beşiktaş Belediyesi’nin her yıl olduğu gibi bu yıl da düzenlediği karnavala ilgi yine büyük olacağa benziyor.
Çilekli Spor Tesisleri’nde, 23 Nisan Çocuk Karnavalı şimdiden ilgi topluyor. Etkinlikte çocuklar saha içine kurulacak şişme oyun gruplarında animatörler eşliğinde çok sayıda aktivitede bulunma imkanı yakalayacak. Karnavala katılacak çocuklar, zıpla yapış, tırmanma duvarı, denge oyunu, olimpik parkur, canlı bowling ve penaltı atma turnuvalarında yarışmanın yanı sıra özel olarak hazırlanan şişme oyun gruplarında oyunlar oynayacak. Ayrıca karnaval alanında düzenlenen çekilişler ile çocuklara çeşitli hediyeler dağıtılacak. Sunduğu eğlence olanakları ile yaklaşık 10 bin çocuğun buluşma noktası olan karnavalda Beşiktaş Belediye Başkanlığı ve meclis üyeleri de yer alacak.
23 Nisan için özel olarak düzenlenmiş resim yarışmasında dereceye girmiş olanlar da ödüllerini karnaval etkinliğinde alacak. Beşiktaş Belediyesi her sene olduğu gibi bu sene de 23 Nisan haftasına özel olarak resim yarışması düzenledi. Çocukların resme olan ilgilerini desteklemek, sorumluluk bilincinin ve sosyal ilişkilerin geliştirilmesine, çocuklar arasında var olan kardeşlik, sevgi ve dostluk bağlarının gelişmesine katkı vermek, böylece bayramlarını daha da anlamlı hale getirmek ve sevinçlerini paylaşmak adına düzenlenen yarışmanın bu seneki konusu: “Çocuk Oyunları”…
Resim yarışmasını kazanan çocuklara Henkel-Pritt’ten sürpriz ödüller verilecek. Karnaval öncesi resim yarışmasının koşulları ve başvurusu süresi ve neler kazanacakları açıklanacak. Buna göre, 19 Nisan başvurusu sona eren resim yarışması dereceye girenler içinde birinciler tablet bilgisayar, ikinciler fotoğraf makinesi, üçüncüler hediye çeki ve mansiyon ödülünü hak edenler Pritt’ten hediye çantasının sahibi olacak.
23 Nisan Çocuk Bayramı haftasında Beşiktaş Belediyesi, bu özel gün için kültür merkezleri bünyesinde de özel etkinliklere ev sahipliği yapacak. Bu etkinlikler şöyle sıralanabilir:
“Fulya Sanat Merkezi’nde 23 Nisan için özel etkinlikler gerçekleşti. İDSO “Çocuk Bayramı Konseri” Fulya Sanat Etkinlikleri (26 Nisan 2013 Cuma), Beşiktaş Belediyesi Resitali (Çocuklar için Klasik Müzik Konseri) Fulya Sanat Etkinlikleri (21 Nisan 2013 Pazar)”
Bunun yanı sıra 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı nedeniyle Beşiktaş’ta çelenk sunma töreni gerçekleşecek. Protokoldeki isimlerin de katılımıyla tören saat: 09.00 da Beşiktaş Atatürk Cumhuriyet ve Demokrasi Anıtı önünde yapılacak. 23 Nisan’dan bir gün öncesinde ise Beşiktaş Kaymakamı Sadettin Yücel’i Büyük Esma Sultan İlkokulu’ndan, Beşiktaş Belediye Başkanlığı’nı, Murat Beyaz İlkokulu’ndan Beşiktaş İlçe Milli Eğitim Müdürü’nü Özel Ata İlkokulu’ndan bir grup öğrenci de ziyaret edecek.
Tören Meydanı’ndaki program sonrası 23 Nisan’da Saat: 10:00’da Hasan Ali Yücel İlkokulu, Ortakokulu ve Şair Mehmet Emin Yurdakul İlkokulu, Ortaokulu Müdürlüğü’nün koordinesinde Şair Mehmet Emin Yurdakul İlkokulu, Ortaokulu’nda kutlama programı gerçekleşecek.
Deprem eğitimi
Beşiktaş Belediyesi AKUT’un çalışmalarını yakından takip ediyor ve Beşiktaş kentinde yaşayan miniklerle deprem öncesi ve sonrası temel eğitimleri alabilmesi konusunda ortak çalışma projelerine imza atıyor. Geçtiğimiz haftada Beşiktaş Demokrasi Meydanı’nda AKUT’un çalışması vardı. Öğrencilerin de izlediği gösterimde deprem simulatörüyle deprem esnasında neler yapılması gerektiği gözler önüne serildi. AKUT ve AK Sigorta işbirliğinde yürütülen “Hayata Devam Türkiye” projesi kapsamında Türkiye turuna çıkan deprem simülatörü tırı ile vatandaşlara, Beşiktaş Meydan’ında eğitimler verildi. TIR’ı ziyaret eden vatandaşlara deprem simülatöründe 1999 yılında yaşanan 7,4 büyüklüğündeki Marmara Depremi yaşatılarak, konunun önemine vurgu yapıldı. “Güvenli Oda” ve “Güvenli Olmayan Oda” olarak iki farklı bölümün bulunduğu TIR’da, eşyaları sabitlemek gibi alınabilecek önlemler eğitime katılan öğrencilerle paylaşıldı. 3 Boyutlu G Force Deprem Simülatörü gün boyu Beşiktaş Meydan’ında vatandaşların ziyaretine açıktı.
Kanser taraması yapılıyor
Toplum sağlığına verdiği değerden yola çıkarak geniş çaplı bir sosyal sorumluluk projesi Beşiktaş Belediyesi ve Liv Hospital işbirliği ile gerçekleştirildi. Beşiktaş Belediyesi’nin katkılarıyla gerçekleştirilen projeyle 10 bin kişiye ücretsiz kanser taraması yapılacak. Liv Hospital’a gelenler meme, akciğer, kolon, rahim ağzı ve prostat kanserleri için son yöntemlerle tarama yaptırma imkanına sahip oldu. Sağlık hizmet standartlarında en yükseğe ulaşma hedefiyle yola çıkan Liv Hospital, toplum sağlığı yararına kapsamlı bir sosyal sorumluluk projesi Beşiktaş’ta başlattı. Çağın gerçeği kansere karşı farkındalık yaratarak erken teşhisin önemine bir kez daha dikkat çekmeyi hedefleyen projenin başlangıç tarihi olarak aynı zamanda Kanser Haftası’nın da başlangıcı olan 1 Nisan seçildi. Temmuz ayı sonuna kadar sürecek olan ‘Biliyorum!’ projesinde ücretsiz kanser taramasından yararlanmak isteyenlerin Beşiktaş Belediyesi’nin 444 44 55 numaralı çağrı merkezi arayarak randevu almaları gerekiyor.
Konaklar Muhtarı Aslı Akyüz:
“Servislerden bıktık artık çözüm istiyoruz”
Mahalle turumuzun bir durağında daha yine sizlerle birlikteyiz. Yeni durağımızda bu sefer Konaklar Mahallesi sakinlerinin konuğu oluyoruz. Daha önce sorun ve şikayetlerini dile getirdiğimiz mahallede pek bir şey değişmiş görünmüyor demek yanlış olmasa gerek. Mahallede yaşayan vatandaşlar yine servis araçlarının parklanması konusundan muzdarip, ancak bu sefer sorununun bitmesi gerektiğini dile getiriyorlar. Mahallenin kısaca tarihçesi ise şöyle: “Konaklar, 1958 yılında 4. Levent adı altında yerleşime açılmış bir mahalle olarak karşımıza çıkıyor. 1960′larda Ordu Yardımlaşma Kooperatifi’nin kurulmasıyla oluşan Yeni Levent Mahallesi adı ile gelişimini sürdüren mahalle, zaman içerisinde askeri lojmanlar ve site inşaatlarıyla yaklaşık 20 bin nüfusu barındırır hale gelerek, “Konaklar” ismini almış.” Mahalle sakinleri yeşille iç içe bir yaşam sürdürdükleri Konaklar’dan ve genel olarak yapılan hizmetlerden memnun olsalar da yaşadıkları sıkıntıları da dile getirmeden edemiyorlar. Konaklar’ı mahalle sakinleri ve muhtarından dinliyoruz.
“HEP AYNI MESELE…”
Geçen yıldan bu yana mahallede büyük bir değişim yaşanmadığı söylense de vatandaşlar servis araçlarının yaşattığı sıkıntıdan bir türlü yakalarını kurtaramamış. Konuyla ilgili olarak Konaklar Mahallesi Muhtarı Aslı Akyüz, servis araçları ve aşırı parklanma konusuna dikkat çekerek bir önceki söyleşiden bu yana sorunu aşamadıklarını dile getirdi. Akyüz, “Mahallemizin en önemli sorunu uzun yıllardan bu yana çözülemeyen servis araçlarının parklanma sorunu. Bu sorunu her yere ilettik. Artık bu sorunun çözümü kimdeyse çözsün artık. Gün içinde mahallemiz neredeyse bir açık otopark’a dönüyor. Bu sorunun altını çok çizdik, bir kez daha çiziyoruz. Sokaklarda araç sayısı arttı . Yol düzenimiz de değişime izin vermiyor. Servis araçları burayı otoparka çevirdi ve biz aynı meseleyle boğuşuyoruz” diyor.
“TAKDİR GÖREN UYGULAMALAR”
Beşiktaş Belediyesi’nin bir çok uygulamasının vatandaş tarafından takdir edildiğini dile getiren Muhtar Aslı Akyüz, “Belediyemiz yeni uygulamalara imza atarak vatandaşın yanında olduğunu belli ediyor. Örneğin 75 yaş ve üzeri vatandaşlarımıza evde bakım hizmeti verilerek ihtiyaçlarının karşılanması bu vatandaşlarımızı rahatlattı. Evde Bakım Hizmeti alan vatandaşlarımız bizlere memnuniyetlerini iletiyorlar. Ayrıca Aile Sağlık Merkezi için servisimiz bulunuyor. Bu servis uygulamasıda vatandaş tarafından belediyemizin takdir gören uygulamaları arasında yer alıyor. Ayrıca şehir dışına yapılan gezilerde vatandaşlarımız tarafından büyük ilgi gördü. Vatandaşlarımız başta Çanakkale gezileri olmak üzere düzenlenen bu gezilerin çok faydalı olduğunu dile getiriyorlar. Şunu da söylemek isterim ki ‘Kentli Kart’ ile mahalle sakinlerimiz uygun bir ücretle en iyi hizmeti alarak iyi vakit geçirmeyi sürdürüyorlar” dedi.
“PAZAR SORUNU BİTMELİ”
“Eskiden buralarda yaşayan insan sayısı çok azdı. Çocukluğumda mahallemiz seralarla dolu idi ve mahallemizde bulunan bir yapıya ‘Perili Köşk’ adını vermiştik. Issız sokaklardan geçerek ulaştığımız bu köşkün yolları şimdi sitelerle doldu. Mahalle sakinlerimizin bir diğer şikayeti de pazarcılarla yaşadıkları sorunlardan kaynaklanıyor. Mahallelimiz bu konu ile ilgili şikayetlerde bulunuyor. Pazarcıların kaldırım taşlarını sökerek brandalarını sermesi toprak alan yaratması, tuvalet olmadığından açık havada ihtiyaç gidermeleri bununla ilgili çevrede şişe bırakmaları, pazarın trafiği kilitlemesi pahalı satış yapmaları bize gelen şikayetler arasında yer alıyor. Mahalle sakinlerimiz pazarcılarımızın daha duyarlı olmasını ve ekmek teknesi olarak gördükleri mahallemizde çevreye sahip çıkmalarını istiyorlar.”
“İYİ Kİ KONAKLAR’DAYIM”
Mahallede sorunların olmasına rağmen iyi hizmetlerinde olduğunu dile getiren Muhtar Aslı Akyüz sözlerini şu cümlelerle sürdürüyor, “Eskiden daha sakin bir mahalle idi. Mahallemizin geneli emeklilerden oluşuyor, sitelerde genç bir nüfusumuz var işyerlerimiz çok az. Bu bizim için bir şans. Yeşil alanımız çok mahallemizde bu bizim için bir avantaj ve bu avantajı iyi korumalıyız. Bildiğiniz gibi bu sene zor bir kış yaşadık. Ama Beşiktaş Belediyesi başarılı bir çalışma yaparak kimseyi mağdur etmemeyi başardı. Belediye personeli herhangi bir şikayetimiz olduğunda hemen bize dönüyorlar. Kışın iyi çalışan ekbin yazında ağaç budama ve ilaçlama konusunda başarılı çalışmaları sürdüreceğine inanıyoruz. Mahallemizin güvenliği ile ilgili büyük bir sorunumuz yok. Parklarımız güvenli değildi ama bu sorun da aşıldı. Mahallemizde bulunan Sporcular Parkı’nda artık güvenlik sağlanıyor. Bundan sonra mahalle sakinleri parka daha güvenli bir şekilde gidebilecekler. Beşiktaş Belediyesi sağlık konusunda çok duyarlı, ulaşım hizmetini sağlıyorlar. Belediyemizin doktoru muhtarlığımıza geliyor. Evde bakım hizmetleri özellikle çok iyi. Sağlık konusu özellikle çok iyi. Muhtarlığımızda belediyemizin kurslarına vatandaşlarımızı yönlendiriyoruz. Konaklar Mahallesi’ne muhtar olmaktan dolayı çok memnunum. Ben buradan mahallemiz için yapılan tüm olumlu çalışmalara teşekkür ediyorum.”
Mahalleli
ne diyor?
‘Ne yapacağımızı şaşırdık’
Konaklar Mahallesi sakinleri yaşadıkları mahalleyi anlatarak Beşiktaş Buluşmaları’na içini döktü. Konaklar Mahallesi sakinleri yaşanılan trafik sorunundan şikayeçi olurken sadece yetkililerin değil vatandaşlarında duyarlı olması gerektiğinin altını çizdiler. Mahallede gürültü kirliliğinin önlenilmesi istenirken otoparkların kullanılması gerektiği vurgulanıyor. Mahallede yaşayan vatandaşlar servis araçlarının gelişi güzel park etmesinden ve yaşananlardan dolayı nerdeyse isyan eder konuma gelmiş vaziyette. Mahalle sakinleri, ‘Bu derdimizi kime anlatalım?” diye yakınarak ‘Cumhurbaşkanı’na mı gidelim?’ diyorlar.
KİME GİTSEK ÇARE ETMEDİ: “Mahallemizde en büyük sorun servis araçlarının düzensiz olarak park etmesi ve mahallemizi adeta otopark alanına çevirmesi. Bu sorunu tüm mercilere bildirdik. Ancak sorunumuz çözülmedi. Acaba diyorum birde cumhurbaşkanına mı gidip bu servis sorunumuzu bildirsek. Ne yaparsak yapalım çare etmedi çünkü.” İsmini vermiyor.
NE OLACAK BU PAZAR: “Konaklar Mahallesi’nde yaşamaktan memnunum ancak mahallemezin sorunları da yok değil. En başta mahallemizin Salı günleri kurulan pazarına bir çözüm bulunmalı. Bazı pazar esnafı mahalleye sahip çıkmak yerine varolan güzelliğini bozuyor maalesef.” Naciye Demir.
TRAFİK FELAKET: “Mahallemizde bulunan servis aracları trafiği içinden çıkılmaz bir hale sokuyor. Birde Salı günleri kurulan pazarımız buna tuz biber oluyor. Servis araçları mahallemizin yollarını kapamasın. Maalesef mahallemizde bu sorunu çoğunlukla yaşamaktayız” Mualla Akın.
SOKAK LAMBALARI SORUN: “Mahallemizde bazı sokaklarımız karanlıkta kaldığı için sıkıntı yaşıyoruz. Bu sokakları yetkililerin aydınlatması gerekir. Genel olarak bakıldığında mutluyuz ancak mahallemizin sorunları adeta kemikleşmiş… Pazar sorunu, trafik sorunu bunlar arasında yer alıyor maalesef.” Nigar Erginbilgiç.
ÇEVRE DÜZENLENMELİ: “Mahallemi seviyorum, hizmetlerden mutluyum ancak çevre düzenlemesi ile ilgili mutlaka bir yenilik gerekiyor. Daha modern bir çevre düzenlenmesi ile daha güzel bir mahalle haline gelebiliriz. Mahalleyi tüm yaşayanları olarak hepimiz çok seviyoruz ve hepimiz bu mahalleye elbirliği ile sahip çıkmalıyız” Şükrü Civelek.
OTOPARK OLMALI: “Mahalleye komşuma geliyorum. Parkları güzel. Konaklar’a bir otopark olsaydı iyi olurdu bence. Bunun yanısıra mahallenin sorunları ile ilgilenenlere teşekkür ediyorum. Keşke insanlarımız mahallelerine daha fazla sahip çıkabilselerdi. Ben mahallede gençleri için birşeyler yapılmasını da isterdim” Mukaddes Helvacı.
MAHALLEMİZ GÜZEL: “Mahallemizde insanlarımız birbirlerine sahip çıkıyorlar. Mahalle sakinlerimiz ihtiyaç sahipleri içinde yardımda bulunuyorlar. Mahallemizin içerisinde bir kütüphane Ya da Yaşam Evi tarzı bir mekan olsaydı memnun olurdum. Burada yaşayan insanlarımız bunu hak ediyorlar diye düşünüyorum.” Ali Atmaca.
TRAFİK BİR ÇİLE: “Mahallemde en büyük sıkıntılardan bir tanesi trafik sıkıntısı. Bu sorunun bir an evvel giderilmesi gerekir. Yerel yönetimler bu konulara ciddi bir çözüm ararlarsa bu sorunların çözüleceğine inanıyorum. Mahalle olarak çözüm bekliyoruz” Ali Kaplan.
Kadın Olmanın Halleri…
Tiyatroseverler Nisan ayının ikinci yarısında da birbirinden güzel oyunlarla güzel zaman geçirecek. İstanbul Sanat Tiyatrosu’nun ilginç oyunlarından bir tanesi daha Beşiktaş Belediyesi Ortaköy Kültür Merkezi Afife Jale Sahnesi’nde tiyatroseverleri ağırlayacak. Kadın olmanın dayanılmaz halleri sloganıyla sanatseverleri selamlayan oyun ile ilgili bazı detaylar tiyatro ekibi tarafından şöyle aktarılıyor: “Estetiğinden midir.. Detaycılığından mı? Yoksa duygusallığı ile karışan kurnazlığından mı bilinmez.. Komedi en çok kadına yakışır. Ayferatör.. Ayfer’in halden hale komedisi.. Binnaz Ekren’in kaleminden sahneye taşındı. Kahkahaya doyacaksınız..”
Tek kişilik komedi deyip geçmeyin. Ayferatör, kadın figürü üzerinden yansıyan bir çok garip detayları neşeli bir dille gözler önüne seriyor. Ortaköy Kültür Merkezi Nisan ayı içinde yine değişik bir uslüpla da Hamlet’i sahneledi. 9 Nisan’da klasikleşmiş oyun, İstanbul Sanat Tiyatrosu tarafından Ortaköy’de seyircisiyle buluşmuştu. Oyunun yönetmeni Binnaz Ekren oyun ile ilgili şunları söylemişti: “Oyun içinde, davranış ve tepkileri (hem kendine, hem başkalarına karşı) çoğu kez ters ve beklenmedik tepkiler. Özellikle sahnede tek başına yaptığı konuşmalarda duyarlı noktalarının hangileri olduğu ortaya çıkar. Ne var ki, kullandığı üslup gibi, kişiliğide sürekli bir başkalık gösterir. Hamlet’in bu yanı onun için hem bir sorun hem de bir kolaylık. Bir yandan kişiliğini bulamamanın, bilememenin acısıyla kıvranırken, öte yandan esnekliği sayesinde herkese uyabilir, her kılığa girebilir. Hem acı çeken, hem çektiren ve bunu bildiği halde önüne geçemeyen insanoğlu Hamlet. Hamlet yanlızca, var olmanın mı yoksa olmamanın mı daha iyi olduğunu değil, var olup olmadığını ve var olmakla olmamanın bir anlam taşıyıp taşımadığını soran kişi.”
Öte yandan Ayferatör oyunuyla Binnaz Ekren sahnede olacak. Müzikli tek kişilik komedide kendi kaleminden sahneye taşıdığı unsurları seyircisiyle paylaşacak. Oyun 23 Nisan’da Afife Jale Sahnesi’nde tiyatroseverler ile buluşacak.
Oğuz Aral’a saygı gecesi
Huysuz ihtiyar olarak bilinen Oğuz Aral için sevenleri Akatlar’da bir araya geldi.Beşiktaş Belediyesi Akatlar Kültür Merkezi’nde düzenlenen anma törenine Doğan Hızlan, Haliç Kıvanç ve Nebil Özgentürk’ün yanısıra çok sayıda seveni katıldı. Anma töreninde konuşma yapan Doğan Hızlan, Aral’ın çocukluk arkadaşı olduğunu belirterek “Zaten bir sanatçı eğer bir sanat adamıysa aynı prizma gibi bir çok alanda özelliğini gösteriyor. Bir çok alanda yeteneğini ispatlıyor. Oğuz bunlardan biri. En önemlisi Oğuz sadece Gırgır ekseninde anlatılacak bir adam değil. Ama Gırgır ekseninde fazlasıyla anlatılmaya değer bir olay” diye konuştu. Halit Kıvanç yaptığı konuşmada “Her zaman pek not koymuyorum önüme. Ama ilaç alıyorum. Hafıza zaafı olabilir ve o anda ben Oğuz’un bir yerden çıkıp karşıma dikileceğine eminim” dedi. Nebil Özgentürk ise “Keşke yaşasaydı. Keşke bugünlere uzasaydı onun yarattığı dergiler. Çünkü çok ihtiyacımız vardı” şeklinde konuştu.
Konuşmaların ardından Aral’ın sevdiği şarkıları Ceren Gündoğdu piyanoyla yorumladı. Nebil Özgentürk’ün “Oğuz Aral ve Gırgır Yılları” belgeselinden bu etkinlik için hazırladığı özel bir bölüm gösterildi.
Yarattığı tiplemeler ve çıkardığı dergilerle bir dönem mizaha yön vermenin yanı sıra yetiştirdiği karikatüristler aracılığıyla bugünün ve yarının okuruyla buluşmayı sürdüren Oğuz Aral’ı dostları ve öğrencileri andı. Geceye; Ayşe Aral, Ayşe Erbulak, Cihan Demirci, Doğan Hızlan, Ergun Gündüz, Galip Tekin, Gülay Batur, Halit Kıvanç, Kadriye Kenter, Mehmet Çağçağ, Meral Onat, Metin Üstündağ, Mevhibe Turay, Müjdat Gezen, Raşit Yakalı, Rıza Külegeç, Serhat Gürpınar, Tufan Türenç, Tuncay Akgün, Turhan Günay ve Vedat Özdemiroğlu konuşmacı olarak katıldı.
“At, At Sevgisi ve At Yarışı”
Tablolarda yarıştılar
Ortaköy’de resimseverler bir araya geliyor. Nisan ayının başında start alan resim yarışması sergisi 23 Nisan’a kadar konuklarını ağırlamaya devam edecek. Resim Yarışması Türkiye Jokey Kulübü tarafından gerçekleştirildi. Toplam 361 eserin katıldığı resim yarışmasında Ebubekir Aydın’a ait “Antreman – Çocukluk Hobilerim” isimli çalışma birinci oldu. Salim Başyiğit’e ait “Ekin” adlı eser ikinci olurken, Yusuf Şengür’e ait “Bilgelik Oyunları” adlı eser üçüncü oldu.
Yarışma sonucunda dereceye giren ve sergilenmeye değer görülen eserler hipodromların bulunduğu şehirlerde sanatseverlerle buluşturulacak. Yarışmanın birincisine 12 bin, ikincisine 8 bin, üçüncüsüne 5 bin lira ödenecek, mansiyona ise (3 adet) 3 bin lira verilecek.
Türkiye Jokey Kulübü Resim Yarışması’nın dördüncü sergisi Ortaköy’de açıldı. TJK tarafından düzenlenen “At, At Sevgisi ve At Yarışı” konulu resim yarışmasının dördüncü sergisi, 7 Nisan Pazar günü Beşiktaş Belediyesi Ortaköy Sanat Galerisi’nde açılışı Beşiktaş Belediye Başkanı İsmail Ünal’ın da katılımıyla gerçekleşti. Açılışa, Beşiktaş Belediye Başkanı İsmail Ünal, Yüksek Komiserler Kurulu Üyesi Mehmet Mircan Fırat, Türkiye Jokey Kulübü Yönetim Kurulu Başkanı Serdal Adalı, Genel Sekreteri Osman Hattat, Muhasip Üyesi Dr. Ender Aydıner, TJK Asli Üyesi ve Seçici Kurul Üyesi Semiral Bilbaşar, TJK Asli Üyeleri Sadettin Sükan ve Levent Sarıkaya, TJK Genel Müdürü Tuncel Aydın, TJK Kurumsal İletişim ve Yetiştiricilik Koordinatörü Burak Konuk ile sanatçılar ve sanatseverler katıldı. Yarışmada ödül alan ve sergilemeye layık görülen toplam 42 eserin yer aldığı sergi, Beşitaş Belediyesi Ortaköy Sanat Galerisi’nde Nisan ayının üçüncü haftasına kadar gezilebilecek. Resim sergisi 27 Nisan Cumartesi günü 75. Yıl Ankara Hipodromu’nda gerçekleşecek açılışla Ankara’lı sanatseverlerin beğenisine sunulacak.
TILSIMLI SEYAHAT’e hazır mısınız?
Fulya’da birbirinden değişik gösterimler, şovlar, konserler tüm hızıyla sürüyor. Bu etkinliklerden bir tanesi de Nisan ayının ikinci yarısında Beşiktaş Belediyesi Fulya Sanat Merkezi’nde İstanbul Devlet Opera ve Balesi’nin modern gösterimi bahar aylarında da sanatseverleri kucaklayacak. Modern Dans Topluluğu İstanbul’un ilk büyük eseri olan “Seyahatname 2”, 2012 yılında İspanya, Hollanda ve Slovenya, Hindistan olmak üzere dört ülkeyi ziyaret ettikten sonra Fulya Sanat’ta İstanbul izleyicisi ile tekrardan buluşacak. Devlet Opera ve Balesi koreografi ve sanat yönetmeni Beyhan Murphy’nin kurgu ve koreografisi ile hayata geçen Seyahatname 2’de, Evliya Çelebi’nin Seyahatname’sinden bölümler Elif Şafak’ın aşk, yaşam ve kimlik sorgulayıcı pasajları ile birleşiyor; insanın içsel yolculuğundaki gelişimi, Evliya Çelebi’nin bazen macera bazen tılsımla dolu seyahatleri ile eş zamanlı olarak Burak Güven’in müziği eşliğinde hayat buluyor.
Dans, tiyatro, ve edebiyatın, Ozan Açıktan’ın video yapımı ile buluştuğu bu çağdaş dans tiyatrosunda, insanın içsel yolculuğu, Evliya Çelebi’nin bazen macera bazen tılsımla dolu seyahatleri ile eş zamanlı olarak Burak Güven’in müziği eşliğinde hayat buluyor.
Beyhan Murphy’nin 2001 yılında yaptığı ve kamuoyunda büyük yankı uyandıran Seyahtaname’nin yeni bir versiyonu; MDTist Projesi’nin ilk prodüksiyonu olarak, İstanbul izleyicisi ile Nisan ayında yeniden sanatseverler ile buluşuyor. Evliya Çelebi’nin 17. yüzyıl’da kaleme döktüğü seyahat gözlemleri ve Elif Şafak’ın çağdaş edebiyat metinleri üzerine kurulu olan eser, özünü Türk kültürel kaynağından alıyor. Evliya Çelebi’nin bazen macera bazen tılsımla dolu seyahatleri, Elif Şafak’ın aşk, yaşam ve kimlik sorgulayıcı pasajları ile iç içe kurgulanmış olarak karşımıza çıkıyor. Modern dans, video ve tekstlerin buluştuğu ve hayatın müşterek bir yolculuk olduğu olgusundan yola çıkan gösterimde çağdaş bir kurgu ile, insanının içsel yolculuğundaki gelişimi işleniyor. Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesi’nden; Cinci Hoca ve Molla Mehmet, Bir Değişik Hamam, Acayip Şeyler, İstanbul’un Tılsımlı Sütunları gibi bölümler, Elif Şafak’ın Firarperest, Med-Cezir, Aşk ve Şehrin Aynaları kitaplarından alıntılarla eş zamanlı olarak sahnede sergileniyor.
Gösterimle ilgili bazı detaylar şöyle sıralanıyor: “Kurgu ve Koreografi, Beyhan A. Murphy. Müzik, Burak Güven. Tarihsel Metin, Evliya Çelebi. Çağdaş Metin, Elif Şafak. Video, Ozan Açıktan. Kostüm, Ayşegül Alev. Set Enstelasyon, H. Cem Görk.”
CAZ’dan TÜRKÜ’ye…
Masis Aram Gözbek Şefliği’nde çok sesli bir konser müzikseverleri bir çatı altında buluşturacak. 18 Nisan’da Boğaziçi Caz Korosu, yaklaşık 35 kişilik kadrosuyla çağdaş müzikten caza, hatta çok sesli türkü düzenlemelerine kadar uzanan çok geniş bir repertuvarla Beşiktaş Belediyesi Fulya Sanat Merkezi’nde konuklarını ağırlayacak. Türkiye’de birçok değişik projede yer aldıkları gibi, tüm dünyada çeşitli uluslararası etkinliklerde de koroyu izleyebilmek mümkün. Koro aynı zamanda, Interkultur’un 2012 yılında yayımlamış olduğu dünya sıralamalarında Folklor kategorisinde 1. ve dünya genelinde ise 13. olarak gösteriliyor. Koro, 2008 yılında Avusturya’da düzenlenmiş olan “Vokal Total” isimli dünya çapındaki en prestijli acappella yarışmasında, pop ve caz kategorilerinde “Gümüş Diploma” ödülüne layık görüldü. 2010’da Çin’de düzenlenen 6. Dünya Koro Olimpiyatları’nda Çağdaş Müzik kategorisinde “Dünya İkincisi”, Oda Korosu ve Caz kategorilerinde ise “Dünya Üçüncüsü” oldu ve üç altın diploma ile Türkiye’ye döndü. 2011’de ise Avusturya’da düzenlenen Dünya Koro Şampiyonası’nda, Çağdaş Müzik ve Folklor kategorilerinde “Dünya Şampiyonu”, Karma Korolar kategorisinde ise “Dünya İkincisi” oldu ve şampiyonların yarıştığı “Grand Prix”de ise 2 altın madalya kazanarak toplam 5 altın madalya ile Türkiye’ye döndü. Koro son olarak, 2012 yılında, Amerika’da düzenlenen 7. Dünya Koro Olimpiyatları’nda 3 altın madalya ve Macaristan’da düzenlenen Cantemus 9. Uluslararası Koro Festivali’nde de 1 altın madalya kazandı.
Kültürel Değişim Etkinlikleri
CHOPIN VE BRAHMS
Birbirinden değişik konserler Beşiktaş’ta hayat buluyor. Beşiktaş Belediyesi Fulya Sanat Merkezi’nde “2013 Kore ve Türkiye Arasında Kültürel Değişim Etkinlikleri” konseri gerçekleşecek. 17 Nisan’da Piyanist Sohn Jeung Beum, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Senfoni Orkestrası Konseri müzikseverleri ağırlayacak. Konserde yer alacak Piyanist Sohn Jeung Beum ile ilgili detaylar şöyle aktarılıyor: “Piyanist Sohn Jeung Beum, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi ile 2011 yılında karşılıklı anlaşma yapan Kore Ulusal Sanatlar Üniversitesi’nden mezun olup şimdi Almanya’da performans gösteren, çocukluğundan beri dahi olarak dikkat çeken, başarılı ve genç bir müzisyendir. Ayrıca, Kore’de yapılan birçok müzik yarışmasında birincilikleri vardır. Bu konsere önderlik edecek Şef Orçun Orçunsel, daha küçükken dikkatleri üzerine çekerek müzik dâhisi olarak adından bahsettiren, günümüzün başarılı bestecilerinden ve şeflerinden biri olarak gösteriliyor. 4 yaşındayken piyano çalmaya başlayan Orçunsel, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nden mezun olarak dünya çapında tanınan birçok sanatçıyla ortak çalışmalar yapmıştır. Ayrıca 2008 yılında kurulan Orchestra Sion ile de düzenli olarak konserler vermeye devam ediyor. Konserin 1. bölümü piyanist Sohn’un resitali şeklinde Chopin, Etude Op. 25 ile olacak. 2. bölümünde de Piyanist Sohn ve Şef Orçun Orçunsel, özellikle Brahms Piyano Konçerto No.1’i çalarak “Kore ve Türkiye Arasında Kültürel Değişim Etkinlikleri”ni süsleyecek…”
Konser ile ilgili verilen program detayları şöyle: “Orçun Orçunsel – Şef. Jeung Beum Shon-Piyanist. Mimar Sinan Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Senfoni Orkestrası. Chopin, Etude op.25 (Resital), Brahms, Piyano Konçerto No.1 (Senfoni Orkestrası ile Piyano konseri)”
Talan olmuş hayatlar!..
İstanbul Halk Tiyatrosu, Akatlar’da farklı oyunuyla tiyatroseverler ile buluşuyor. İstanbul Halk Tiyatrosu yeni oyunu hakkında şunları aktarıyor: “Moliere’in başyapıtı Tartuffe’ü yepyeni bir uyarlamayla sahneye getiriyor. Tartuffe’ün kim olduğunu biliyoruz ama peki nereden çıktı bu Tartuffe? Nasıl oldu da girdi hayatlarımıza; talan etti herşeyi? İşte bu sorulara yanıt arayan oyunumuzun sürprizleri var: Biri aramıza yeni katılan bir parlak oyuncu daha: Şebnem Bozoklu. İkincisi hizmetçi kız rolünde Bahtiyar Engin ve evin büyükannesi rolünde Erkan Can. Ama sürprizlerin en büyüğü hem Orgon hem Tartuffe rollerini canlandıracak olan Cem Davran!..”
Yıldıray Şahinler’in yönettiği Bezirgân, Erkan Can, Cem Davran, Şebnem Bozoklu gibi ünlü oyuncularla yıldızlar geçidi, Akatlar’da konuklarını karşılayacak. Moliere’in başyapıtı Tartuffe’ü yepyeni bir uyarlamayla 27 Nisan’da sahnelenecek.
Ekip oyunla ilgili şu detayları aktarıyor:
“Provalarda doğaçlamalarla şekillendi her şey; her zamanki gibi macera dolu sulara şevkle attılar kendilerini. Uyarlama metni oyuncuların ve reji ekibinin ortak çalışmasıyla ortaya çıktı. İstanbul Halk Tiyatrosu, her zamanki gibi sözünü sakınmıyor; ama Erkan Can’ın dediği gibi, “kırıp dökmeden” ve Brecht’in dediği gibi “çok eğlendirerek” Her zamanki gibi…”
Oyunla ilgili diğer detaylar ise şöyle sıralanıyor:
“Yazan: Moliere. Uyarlayan: İstanbul Halk Tiyatrosu. Yöneten: Yıldıray Şahinler. Dekor&Işık: Barış Dinçel. Kostüm: Duygu Türkekul. Masklar: Seda Candan Balaban. Oyuncular, Cem Davran, Şebnem Bozoklu, Erkan Can, Bahtiyar Engin, Faruk Akgören, Aytek Önal, Selin Yeninci, Selim Can Yalçın, Ali İl.”
Satranç Turnuvası
Satrançta iddiası olan tüm sporcular Beşiktaş’ta buluşuyor. Beşiktaş Belediyesi 12-14 Nisan 2013 tarihleri arasında İstanbul’daki tüm lisanslı satranç sporcularının katılımına açık “2013 Ulusal Egemenlik Kupası Satranç Turnuvası” düzenlediğini açıkladı. Açık kategori, gençler, yıldızlar, küçükler olmak üzere 4 kategorisi olan turnuvanın görme engelliler ve kadınlar kategori de bulunuyor.
Turnuva “7 Tur İsviçre Sistemi” ve “45 dk. + 30 sn.” eklemeli tempoda yapılıyor. Toplam 300 sporcu kontenjanlı turnuvanın kayıtları 4 Nisan 2013 Perşembe günü saat 10.00’da başlamıştı. Yine turnuva ile ilgili bazı detaylar da Beşiktaş Belediyesi’nin resmi internet sitesinden ve sosyal medya ortamlarınndaki sayfalarından duyurulmuştu. Satranç turnuvası öncesi detaylar şöyle aktarılmıştı:
“Turnuvaya online kayıt yapabilmek için 2012-2013 vizesi yapılmış TSF lisanslı sporcu olunması gerekiyor. Turnuvaya katılmak için online başvuru da yapılabileceği yetkililer tarafından duyuruldu. Bununla birlikte sporcular lisans ücretini ödeyerek, 16 yaş altı sporcular ise lisans ve vize bedeli ödemeden kampanya.tsf.org.tr adresinden kayıt yapabilirler. Sporcular lisans/vize durumlarını lisans.tsf.org.tr/kontrol/ adresinden kontrol edebilirler.” Ayrıca, ayrıntılı bilgilere turnuva yönergesinden ulaşabileceğini söyleyen yetkililer, detaylı bilgi edinebilmesi için telefon; 0212 351 93 90’u hatırlattılar.
Tükenmez Kalem Sergisi
Tükenmez kalemden resim sergisi gördünüz mü? Bu farkı yaşamak isterseniz, Beşiktaş’ta 21 Nisan’da açılışı gerçekleşecek olan değişik resim sergisini yakın takip edebilirsiniz. Antalyalı Ressam Erkan Gürkan, geçen yıl memleketinde 2, İstanbul Kadıköy’de 1 kez açtığı ‘Ustadan Tükenmez Kalem Mucizesi’ adlı resim sergisini bir kez daha İstanbul’da, Akatlar’da sanatseverlerin beğenisine sunuyor. 21 Nisan 2013 Pazar günü saat 16.00’da düzenlenecek kokteylle açılacak sergi, 30 Nisan’a kadar Beşiktaş Belediyesi Akatlar Kültür Merkezi’nde gezilebilecek. Beşiktaş Belediyesi’nin destekleriyle açılacak serginin sponsorluğunu Latek Group üstlendi. Erkan Gürkan’ın programına aldığı bir sonraki sergi ise İzmir’de açılacak. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin destekleriyle açılacak sergi, 21 Mayıs-10 Haziran 2013 tarihleri arasında İzmir Sanat’ta olacak.
Erkan Gürkan’ın, 42 yıl üzerinde çalışarak yarattığı tükenmez kalem tekniğiyle oluşturduğu eserleri, Antalya ve İstanbul’da açtığı sergilerde yoğun ilgi gördü. Sanatçının bu aykırı tekniği nedeniyle büyük ilgi gören ve resim sanatına yeni bir yorum getiren sergileriyle ilgili değerlendirme yapan Ressam Erkan Gürkan, “Antalya ve İstanbul’da açtığım sergiler, çok etkileyiciydi. Sanat çevreleri eserlerime ve tekniğime inanılmaz ilgi gösterdi. Aldığım olumlu tepkilerden dolayı gururluyum. İstanbul ve İzmir’de açacağım sergiler nedeniyle büyük bir heyecan duyarken, yoğun olarak çalışmalarımı da sürdürüyorum. Sergilerime tüm sanat severleri davet ediyorum. Göreceklerine inanamıyacaklar” dedi.
Kadına şiddet Levent’te
Kadına şiddet konusu geçtiğimiz haftalarda Levent’te yeniden gündeme alındı. İLAD Gazetecilik Ödül Töreni’nde “Medyada Şiddet ve Kadın” tartışıldı. İLAD 2012 Müşerref Hekimoğlu Gazetecilik Başarı Ödülü Ezgi Başaran’a, İLAD 2012 Basın Onur Ödülü Müyesser Yıldız’a Levent Kültür Merkezi’nde düzenlenen törenle verildi.
“Medyada Şiddet ve Kadın” başlığıyla düzenlenen panelde ise kadınlara yönelen şiddet tartışıldı. Nazan Moroğlu, kadına şiddete karşı yasa çıktığını ama yasada öngörülen merkezlerin kurulmadığını anlattı. Hıfzı Topuz da kadına şiddete 145 yıl önce ilk karşı çıkan aydınlanma şairi Tevfik Fikret’in şiirini okudu.
Moderatörlüğünü İLAD Başkanı Prof. Dr. Aysel Aziz’in yaptığı panelde Dr. Hıfzı Topuz, Ezgi Başaran ve İstanbul Kadın Kuruluşları Birliği Koordinatörü Nazan Moroğlu konuşmacı olarak yer aldı. Hıfzı Topuz konuşmasında Türkiye’de kadın hakları konularını ele alan ilk gazetenin, 1868’de yayınlanan Terakki Gazetesi’nin kadınlara özel çıkardığı ek olduğunu anlattı.
İKKB Koordinatörü avukat Nazan Moroğlu, kadına yönelik şiddete karşı 2011 yılında Avrupa Konseyi’nin çok kapsamlı ve yaptırım gücü olan bir sözleşmeyi kabul ettiğini söyledi.
Kadına karşı şiddetle ilgili yasaların alt yapılarının olmadığını anlatan Moroğlu, yasalarda yer alan Şiddet Önleme İzleme Merkezleri’nin (ŞÖİM) kanunda yer alan en önemli maddelerden olduğunu ancak bu merkezlerin sadece iki tane kurulduğunu belirtti.
Ezgi Başaran ise kadının medya sektöründeki yerini acı bir biçimde betimledi. Başaran, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’ne kayıtlı 4 bin gazeteciden sadece 500’ünün kadın olduğunu, medyadaki eril söylemin erkek gazeteciler tarafından artık örtülü de olsa desteklendiğini anlattı.
Radikal Gazetesi yazarı Ezgi Başaran’a ise ödülünü Prof. Dr. Nermin Abadan Unat vermişti.
“İmbatla Dol Kalbim”
Ünlü yazar, yönetmen ve hikayeci Tarık Dursun’un yaşam öyküsünü tanıtan “İmbatla Dol Kalbim” adlı belgesel için Tarık Dursun kendi filmi için kamera karşısına geçti. Tarık Dursun’un kamera karşısına geçmesiyle kendini anlattı ve aynı zamanda kendini de oynadı. Geçmişinden kesitler, dostlarıyla söyleşiler de filmde yer aldı. Yaşanmış bir dönemin yitik aşkları, güçlü dostluklar ve gelecek için verilmiş ölümcül kavgaların anlatıldığı Tarık Dursun’un, hikayeler kitabından alınarak, konular bu belgeselde işleniyor. Olaylar, çoğunlukla bir kıyı kentini anlatır. Olaylar, buralarda geçer. Çekimleri İstanbulda başlayan projeye, Ankara’da devam edildikten sonra, Foça’da sürdü. Belgesel yönetmeni Hikmet Yaşar Yenigün önderliğindeki belgeselde, Tarık Dursun’un hayatı filme çekildi. Beşiktaş Belediyesi Levent Kültür Merkezi Onat Kutlar Sinema Salonu’nda gösterilecek olan belgesel film ile ilgili diğer bazı detaylar şöyle aktarılıyor: “İmbatla Dol Kalbim” adlı belgeselde Tarık Dursun K.’nın yaşamı biyografik olarak anlatılmakta, 60 yıllık sanat serüveni, öykücülüğü, gazeteciliği, Türk edebiyatına ve sinemasına kazandırdığı yapıtlara yer verilmektedir. Belgeselde yazarın doğup büyüdüğü yer olan İzmir, çocukluk ve gençlik yılları ve sanat yaşamındaki yakın dostlarıyla yapılan kısa söyleşiler yer alıyor.”
24 Nisan’da gösterimde…
Türkiye’deki Şekspir
Sinemaseverler Levent’te bir araya gelmeye devam ediyor. Bahar ayları boyunca gerçekleştirilen gösterimlerde bir çok konu masaya yatırılıyor. Bu gösterimlerden bir tanesi 24 Nisan’da Levent’te sinemaseverleri buluşturacak. “Türkiye’de Şekspir Olmak” adlı belgesel film ile ilgili bazı detaylar ise film ekibi tarafından şöyle aktarılıyor: “Türkiye’de Şekspir Olmak”, 1800’lü yıllarda Osmanlı Devleti sınırlarında başlayan ve günümüze kadar uzanan bir yolculuğun hikâyesini anlatmaktadır; İlk kez İstanbul’daki entelektüel çevrelerce tanınan, tuluat kumpanyaları ile birlikte Anadolu’ya taşınan ve sanat hayatımızın tümüne yansıyan Shakespeare eserleri… Sultan II. Abdülhamit’in azınlıkları rencide etmemek için sansürlettiği, son dönemde Wall Street’de geçen bir hikâye olarak yorumlanan Venedik Taciri, Anadolu’da Arabın İntikamı adıyla oynanırken bale sahnesine taşınan Othello, Diyarbakır seyircisini kapılardan taşıran Kısasa Kısas, Macbeth… Sinema perdesine kadın suretiyle yansıyan Hamlet, bestelerimize güfte olan soneler, edebiyatımızı ve operamızı farklılaştıran Shakespeare cümleleri; anlattığımız yol hikâyesinin duraklarından sadece bir kaçı…”
Yönetmenliğini Gülşah Özdemir Koryürek’in yaptığı “Türkiye’de Şekspir Olmak” adlı belgesel film, Nisan ayında Beşiktaş Belediyesi Levent Kültür Merkezi Onat Kutlar Sinema Salonu’nda konuklarını ağırlayacak.
Kentsel Dönüşüm!..
Komşu ilçe sakinleri Beşiktaş’a akın etti. Beşiktaş’taki kültür merkezleri, çeşitli kurum, kuruluş ve sivil toplum kuruluşlarını seminer ve konferansa ev sahipliği yaparak kentlilerle buluşturmaya devam ediyor. Bu toplantılardan bir tanesi de komşu ilçe olan Sarıyer yaşayanlarının kentsel dönüşüm ile ilgili bilgilendirilme toplantısıydı. Sarıyerliler, “Sarıyer Mahalle Dernekleri ve Kooperatifleri Toplantısı”na büyük ilgi gösterdi. Nisan ayı içinde gerçekleşen toplantı Beşiktaş Belediyesi Mustafa Kemal Merkezi Attila İlhan Salonu’nda yapıldı. Salonu tamamen doluydu ve vatandaşlar, barınma hakları konusundaki kararlı duruşlarını sergiledi. İstanbul’un birçok ilçesinden toplantıya katılan sakinler, toplantıda yerleşim düzeni ile ilgili sıkıntılarını aktarma imkanı buldu. “Mahalle Öyküsü” adı altında hazırlanan ve mahalle sakinleriyle yapılan söyleşilerle oluşturulan bir belgeselin gösterildiği toplantıda, dernek ve kooperatif yöneticileri yaptıkları kısa konuşmalarla; Kentsel Dönüşüm ile ilgili detayları öğrendi. Sarıyer sakinleri Beşiktaş’ta sesleri duyurmak istedi ve Kentsel Dönüşüm adı altında gerçekleşmesi düşünülen projenin ve düzenin mahalle yaşayanları büyük güçlükler oluşturduğu ve barınma haklarının ellerinden alındığını iddia etti. Derneklerin ve kooperatiflerin görüşleri alınmadan çıkarılan Kentsel Dönüşüm Yasası’nı “Buldozer Yasa” olarak niteleyen Haluk Eyidoğan, bu yasanın evrensel hak ve hukuka, insan haklarına uymadığını dile getirdi. Sarıyer Belediye Başkanı Şükrü Genç, tüm konuşmacıları dinledi, mahalle sakinlerini görüşlerini not aldı. Genç, “Çözüm sizlersiniz, çözüm halktır” diye konuştu. Genç, Sarıyer halkının emekleriyle oluşan mahallelerine sahip çıkma haklı mücadelelerinde sonuna kadar destek vereceğini dile getirdi.
MKM’de seçim vardı
DİSK Yönetimi belli oldu
Nisan ayı oldukça yoğun programıyla bir çok seminer, toplantı, konferansın düzenlendiği Mustafa Kemal Merkezi’nde DİSK yeni yönetim kurulu seçimleri de gerçekleşti. DİSK Yönetimi, Beşiktaş’ta belirlendi. Beşiktaş Belediyesi Mustafa Kemal Merkezi’nde düzenlenen DİSK’in olağanüstü genel kuruluna sendika üyeleri sabahın erken saatlerinden itibaren gelmeye başladı. Mustafa Kemal Merkezi’ndeki Olağanüstü Genel Kurulu’nda oldukça hareketli anlar da yaşandı, sloganlar da atıldı. Beşiktaş Belediyesi Mustafa Kemal Merkezi’ndeki genel kurulda, genel başkanlık için yapılan ilk tur seçimde adaylar Genel-İş Sendikası Genel Sekreteri Kani Beko ve Nakliyat-İş Sendikası Genel Başkanı Ali Rıza Küçükosmanoğlu ile genel sekreter adayları Birleşik Metal-İş Genel Başkanı Adnan Serdaroğlu ile Dev Sağlık-İş Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu almaları gereken 3’te 2 çoğunluğun oyuna ulaşamayınca ikinci tur seçimi yapıldı.
İkinci turda oy kullanan 354 DİSK delegesinden 280’inin oyunu alan Kani Beko genel başkanlığı kazanırken, delegelerden 181’inin oyuna sahip olan Arzu Çerkezoğlu ise genel sekreter seçildi. DİSK Yönetim Kurulu üyeliklerine de Alaattin Sarı, Ergün Tavşanoğlu, Metin Ebetürk, Celal Ovat ve Muzaffer Subaşı getirildi.