Dün 10 Eylül Dünya İntiharı Önleme Günü’ydü. “Ülkemizde 2.5 saatte 1 kişi intihar sonucu hayatını kaybediyor” diyen Türkiye Psikiyatri Derneği İntiharı Önleme Çalışma Birimi Koordinatörü Prof. Dr. Tarık Yılmaz, toplumun bilinçlendirilmesi gerektiğini söyledi.
Türkiye Psikiyatri Derneği Krize Müdahale ve İntiharı Önleme Çalışma Birimi Koordinatörü Prof. Dr. Tarık Yılmaz, Türkiye’de intihar edenlerin sayısının geçtiğimiz yıl 3 bin 225 ile en yüksek rakama ulaştığını açıkladı. Türkiye’de son 20 yılda 40 bin kişinin hayatını sonlandırdığını belirten Yılmaz, 10 Eylül Dünya İntiharı Önleme Günü nedeniyle şu uyarılarda bulundu:
YÜZDE 72’Sİ ERKEK
Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre en üretken yaş aralığı kabul edilen 15-44 arası yaş grubunda intihar, ölüm nedenleri arasında üçüncü sırada. Türkiye’de de 2012 yılında intihar sonucu hayatını kaybeden 3 bin 225 kişinin yaklaşık yüzde 60’ı bu yaş grubunda yer alıyor. G Ülkemizde günde 9 kişi ve yaklaşık her 2.5 saatte 1 kişi intihar sonucu hayatını kaybediyor. G İntihar edenlerin yüzde 72’si erkek, yüzde 28’i kadın. G Kadınlarda en yüksek intihar oranı 15-19 yaş grubundaki genç kızlarda görülüyor. Bunun nedeni genç kızlar üzerinde ailevi ve sosyal baskının yüksek olması. Psikiyatrik tedavi olanaklarından yararlanamıyor olmaları da en önemli etkenlerden biri. Genç kızlarımızın yaşamlarını tehdit eden bu baskıyı önlemeye yönelik bilinçlendirilmeleri gerekiyor.
YAŞLILAR İNTİHAR ETTİ
Erkeklerde intihar oranı yaşla beraber artıyor. Çalışma çağında olan erkeklerin iş ve aile hayatında yaşadıkları zorlanmalar ruh sağlıklarının bozulmasında ve dolayısıyla intihar oranlarında etkili oluyor. Bu nedenle iş hayatında ruh sağlığını koruyucu çalışmaların önemi bir kez daha ortaya çakıyor. G 2012’de erkeklerde intihar oranının en yüksek olduğu grup 75 yaş ve üzeri. Bu oran artan fiziksel ve ruhsal sağlık sorunlarıyla karşı karşıya kalan yaşlı nüfusa sağladığımız sağlık ve bakım olanaklarının ivedilikle iyileştirilmesi gerekliliğine işaret ediyor. G İntihar eğilimi olanlar etiketlenme veya damgalanma endişesi yüzünden gizleniyor ve tedavi başvuruları sınırlı kalıyor. Toplumun konuya duyarlılığı artırılmalı.