Otuz yılı aştım bu meslekte… Siyasete de, ekonomiye de, toplumsal olaylara da, spora da baktım. Bizim zamanımızda böyleydi gazetecilik. Sonra bir konuda uzmanlık geldi. Geldi de, ne oldu?.. Her konuda eskiyi arar olduk!.. TGC, TSYD, AIPS üyesiyim ama son zamanlarda spor yazmak içimden gelmiyor demiştim yıllar önce… Geçen yıl da hiçbir maça gitmedim. İçinde bulunduğumuz şu hale bakın, “Yapılan saçma sapan işler…Vıcık vıcık ilişkiler. Çıkar hesapları… Ne olduğu belirsiz bir sürü insan…” derken, şimdi de şike söylentileri, UEFA soruşturmaları…
Meğer, ne kadar doğru yapmışım, şimdi daha iyi anlıyorum.
***
Unutmadan; bir sözüm var yeniden seçilen Fikret Orman’a… İlk seçim öncesi Radyo Beşiktaş’a bağlanan, Beşiktaş Gazetesi’nde tüm haberleri yer alan Sayın Başkan’a…
Yer: BJK Akatlar Spor Kompleksi koridorları… Herkes sarılıp, tokalaşıyor. Konuşuyor, fotoğraf çektiriyor, vakit geçiriyor. Kimisi dergi okuyor, kimisi gazete… Bizim arkadaşlar da orada… Hiç tanımadığımız Serdal Adalı bizim gazeteyi görüyor, alıp memnuniyetini belirtiyor, eşiyle birlikte… Siz ise, bırakın gazeteyi almayı, uzatılan eli bile geri çeviriyorsunuz.
Bu tavır bana yabancı değil, ben gereğini yaparım, yapmışımdır da… Ama basın emekçileri üzülmüş. Düşünceleri yerle bir olmuş!.. Bana da yansıdı ne yalan söyleyeyim… Onun için söz hakkım var sanırım…
***
Öncelikle; reklam yaptığımızı zannettiyseniz, buna ihtiyaç duymayız, çünkü rakibimiz yok. Yakınlaşma ihtiyacı ise düşünceniz, öyle olsa başkanlık seçimi sonrası ilk gün tebrik ziyaretine koşardım, gitmedim, çünkü işim olmaz. Sadece mesajla tebrik ettim. Ayrıca, kulüple de hiçbir dönemde hiçbir işimiz olmamıştır. Tam tersine talep geldiği her zaman detaya girmeyeyim, kulübe, maddi ve manevi katkı da sağlamışızdır. Derseniz ki; kulübe hiç mi gitmezsin?.. Süleyman Seba başkan olsa her gün giderim. Söylediklerini de emir telakki ederim. Kulübe yapmış olduğu hizmetler bir kenara, onun ilk başkanlık döneminde mesleğimize olan saygısını, gazeteyi ilk çıkardığımızda ise evinden fotoğraf getirmesini, kapılarında “Beşiktaş” yazan dağıtım aracımızı görüp; “Kolay gelsin çocuklar” deyişini hiç unutmam… Unutmayacağız!..
***
Fikret Başkan diyor ki; “Egomuz yok!.. Söylediklerimizle yaptıklarımız tutarlı…” O zaman; bizi tanıyamamışsınız… Madem açıkladığınız gibi; merkezi ve yerel yönetimlerle aranız iyi… Çok uzağa gitmeyin, yerel yönetimden en yakın dostunuza bizi sorun, öğrenin…
Söylenecek çok şey var da burada bırakayım bu konuyu…
Sadece kafam takıldı bir şey sorup bitiriyorum; malum Çarşı eylemlerde çıban başıydı!.. Çarşı da diğer taraftar gruplarımızdan biri. BJK’yı bağlamaz dendi. Siyaset ve sporun karıştırılmaması vurgulandı. Güzel de, ertesi gün protokol tribününde yanlış hatırlamıyorsam, kavga çıkaran, mahkum olan bir kongre üyesi tarafından asılan ve reklam kokan malum dev pankart stada asılınca niye bir açıklama gelmedi. Belediye twitter’dan bizle ilgili değil demiş. Kulüp de, Çarşı açıklaması gibi bir iki laf etseydi ya!.. Mazlumun ve mağdurun yanında yer almak zordur ama malum Beşiktaş’lı duruşu!..
Rahmetli çalışma arkadaşım Kazım Kanat’ın deyimiyle son söz: “Bundan böyle haber değeri olmadıkça, malum şahısların ad ve fotoğraflarına yayınlarımızda yer vermeyeceğiz. Yıllardır yaptığımız ve artık geleneksel hale gelen ‘Beşiktaş Gazetesi Yılın Futbolcusu Kupası’ organizasyonuna da son veriyoruz bilginiz olsun”
Bu da bizim protesto şeklimiz!.. Umarım Beşiktaş’a hayırlı olur!..